Medyadan tanıdığımız bir hoca kader olmadığını, Allah'ın seçimlerimizi önceden bilmediğini iddia ediyor. Mesela Allah evleneceğimiz kişiyi (haşa) bilemez, biz o kişiyle evlenince (haşa) öğrenir diyor. Yine aynı hoca, hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine dair bir ayet olmadığını söylüyor. Ayetlerde Allah ''yaptıklarınızı bilir'' der diyor. Yani yapacaklarımızı bilemez diyor. (Yüce Allah'ı tenzih ederim)
Bu Kuran'i olmayan iddiaları maddeler halinde ayetlerle inceleyelim inşaAllah.
1- Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ... (Enbiya Suresi, 35)
2- İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir. (İsra Suresi, 11)
Seçimler insana ait ise o zaman dua etmenin bir gerekliliği olmaz. Allah, kişinin dua ettiği konuda sonucun ne olacağını biliyorsa, o zaman da bu, kişinin kendi iradesi olmaz. Ayette insanın hayra da şerre de dua ettiği bildirilmekte. Demek ki daha sonuç oluşmadığı halde, dua edilen konunun sonucunun hayır mı şer mi olacağını Allah biliyor.
3- Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu. (Kehf Suresi, 82)
Ayette, halk arasında Hızır olarak bilinen ilim sahibi kişi ve Hz. Musa'nın yolculuğu esnasında, Hz. Hızır'ın ördüğü duvarın maksadı anlatılıyor. Hz. Hızır, iki kardeşe ait bir defineyi dua mahiyetinde korumak için duvar örüyor. Çünkü Allah, ergenlik çağına geldiklerinde, çocukların haberi ya da çabası olmadığı halde, onların bu defineye kavuşmasını ''diliyor''. Çocukların bir iradesi söz konusu değil. Ergenlik çağında Allah diledği için o duvarın altındaki defineye ulaşacaklar. Ve o sürece ulaşıncaya kadar yaşanacak her şeyi Allah biliyor.
Ledün ilmi ile hareket eden Hızır as, bir gemiyi kusurlu yaparak, onu ilerideki bir beladan koruyor. Yine bir çocuğun, ilerde ailesine zarar vermesinden endişe ederek canını alıyor inşaAllah. Oysa masum bir canı almak, tüm insanlığı öldürmekle eştir. Ama Hızır as bunu Allah'ın dilemesiyle, Ledün ilmi ile yapıyor. Kader konusunu anlamak için bu ilim üzerinde düşünmek gerekir.
Allah geleceği, seçimleri bilemez diyen kişiye şu soruyu sormak gerekiyor. Hz. Hızır kişilerin seçimlerini, gelecekte başlarına gelecekleri biliyor; ama Allah (haşa) bilmiyor, öyle mi? Oysa Hızır as'a Ledün ilmini ilham edip bilgiyi veren de Allah'tır. Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır. (Saffat Suresi, 96) Yani yapmakta olduklarınız da sizin iradeniz değildir, Allah'ın iradesidir.
Alevi olan bir ateşe girecektir. Eşi de; odun hamalı (ve) Boynuna bükülmüş bir ip (bağlanmış) olarak. (Mesed Suresi 1-5)
Allah bu ayette Ebu Leheb ve eşinin cehenneme gireceklerini buyuruyor. Oysa kişinin son ana kadar tevbe etme ihtimali vardır. Ama Allah etmeyeceklerini biliyor ve cehenneme girecekler diyor.
5- Onu sandığın içine koy, suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın; onu Benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır... (Taha Suresi, 39)
Musa'nın annesine: "Onu emzir, şayet onun için korkacak olursan, onu suya bırak, korkma ve üzülme; çünkü onu Biz sana tekrar geri vereceğiz ve onu gönderilen (elçilerden) kılacağız" diye vahyettik (bildirdik). (Kasas Suresi, 7)
Allah bu ayette Hz. Musa'nın annesine, Musa as'ı suya bırakmasını söylüyor. Onu Allah'ın da, Hz. Musa'nın da düşmanı olan biri alacak ve yetiştirecek diyor devamında. Daha Hz. Musa yeni doğmuşken ve suya bırakılmamışken onu bulup yetiştirecek kişiyi Allah biliyor. Bu kişilerin yetiştirdikleri, evlat bildikleri bebeğe gelecekte düşman olacaklarını da biliyor. Hz. Musa'nın, annesine tekrar kavuşacağını da biliyor. SubhanAllah.
O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz. (Kassas Suresi, 14)
Bahsi geçen hoca, ''insanlar iyilik yaptıkları için güzel sona ulaşırlar'' diyor. Ama Allah ayette, erginlik çağına ulaşınca hüküm ve hikmetle mükafatlandırdığı Hz. Musa'nın, daha doğduğu gün iyi bir yetişkin olacağını biliyordu. Sonradan öğrenmedi. Onun Firavun'un elinde yetişmesini diledi ve bu oldu. Ne annesi, ne kızkardeşi irade kullanamadı. Büyüdüğünde Hz. Musa'nın Allah'ın yanında, Firavun'un karşısında olacağını da biliyordu. Çünkü bunu O diledi.
6- Nitekim onu götürdükleri ve kuyunun derinliklerine atmaya topluca davrandıkları zaman, Biz ona (şöyle) vahyettik: "Andolsun, sen onlara kendileri, farkında değilken bu yaptıklarını haber vereceksin." (Yusuf Suresi, 15)
Kardeşleri Hz. Yusuf'u kuyuya attıklarında Allah, ''sen onlara kendileri, farkında değilken bu yaptıklarını haber vereceksin'' dedi. Ve ilerde Mısır hazinelerinin başına geçtiğinde, kardeşleri kendisini tanımazken Allah'ın bu sözü gerçekleşti. Ve bu yaptıkları kendilerine haber verildi. Allah yıllar sonra olacak olayı, daha olmadan önce haber verdi. O sürece giden yollarda kimse kendi dilemesi ile hareket etmedi.
Hz. Yusuf'u bulan kafile kaderde belliydi. Onu Vezire satacakları belliydi. Vezir'in eşinin kendisinden murat almak isteyeceği, 7 yıl zindan da kalacağı ve ardından Mısır hazinelerinin başına geçeceği kaderde belliydi. Allah bu gayb bilgisini Hz.Yusuf'a rüyasında da, daha yaşanmadan önce göstermişti. Allah'ın takdirine doğru, iradesi dışında adım adım ilerledi...
7- Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir. (Kasas Suresi, 56)
Sen şiddetle arzu etsen bile, insanların çoğu iman edecek değildir. (Yusuf Suresi, 103)
Ayette çok açık görülüyor ki; kimse tebliğ yaptığı için karşıdaki kişi iman etmez. Allah dilerse, dilediğini iman ettirir. O hidayete erecek olanları en iyi bilendir. Kişi hidayet ettikten sonra öğrenmez Allah. Hidayete ermeden bilir. Ve insanların çoğunun sonuç olarak iman etmeyeceğini, başlangıç aşamasında bilir. Çünkü ''O, herşeyi bilendir.'' (Bakara Suresi, 29) SubhanAllah
8- O, gaybı da, müşahede edileni de bilendir. Pek büyüktür, Yücedir. (Ra'd Suresi, 9)
Ayette Allah'ın gözlemlenebilir olayların yanında, gözlemlenemeyen gayb bilgisine de hakim olduğu bildiriliyor. ''Allah'tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah herşeyi bilendir.'' (Bakara Suresi, 231) Allah ''geçmiş/gelecek, alınmış/alınmamış her kararı bilendir. O subhandır. ''O, onların dediklerinden münezzeh, Yüce ve büyük bir yükseklikle yüksektir.'' (İsra Suresi, 43)
9- Fakat şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: "kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır" dedik. (Bakara Suresi, 36)
Allah ayette, şeytana uyan Hz. Adem ve eşini bulundukları durumdan çıkardı diyor. Ve sonra, kiminiz kiminize düşman olarak inin yeryüzüne diyor. Burada çoğul bir anlatım var. Bu da gösteriyor ki Allah Katında her şey olmuş ve bitmiş. Bizler yapıp ettiklerimize şahit oluyoruz. Allah zamandan, mekandan ve eksikliklerden münezzehtir. Bizler zaman ve mekana tabiyiz. Allah beklemez. O her bilgiye, öncesine ve sonrasına hakimdir.
İnsanın aklına bir fikir geldiğinde, o fikri akla getiren Allah'tır. Şeytan unutturur der ayette. İnsanın aklından çıkan her şeyi akıldan çıkaran da Allah'tır. Şeytan da Allah'ın kontrolündedir. Onun da kendine ait bir gücü yoktur. Allah dilediği için sapmış ve insanların sapmasına vesile olmak için and içmiştir. Allah dilemedikçe bir yaprak dahi düşmezken, O'nun kontrolü ve bilgisi dışında bir başka iradeden söz etmek, O'nun gücü karşısında şirk koşmak olur. Madem Allah'tan bağımsız bir irademiz var, neden bu iradeyi kullanıp peygamber ahlakı ile ahlaklanamıyoruz?
10- Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. (Hadid Suresi, 22)
Ayette Allah, yeryüzünde olan ve nefislerimizde meydana gelen her konunun, ''daha Allah tarafından yaratılmadan önce'' bir kitapta, yani Levhi mahfuzda yazılı olduğunu bildirir. Ayet çok açıktır ki, kendine güç ve irade atfeden insan, daha yaratılmadan önce başından geçecek olaylar ve yapacağı seçimler... Levhi Mahfuzda yazılıdır.
11- Dediler ki: "Sen Yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın." (Bakara Suresi, 32)
Melekler bu ayette Allah'ın öğrettiğinden başka hiç bir bilgimiz yok, Sen her şeyi bilensin diyorlar. Nefisleri tatmin bulmuş melekler kendilerine bir irade ve güç atfetmiyorlar. ''Onlar sınava tabi değil, o yüzden iradeleri yok'' denebilir. Ancak konumuz, Allah'ın geçmiş ve gelecek her olayı yaratan olduğu gerçeğinin bilinmesidir. Melekler bu gerçeği dile getiriyorlar ayette. Hz. Adem de yaptığı hatadan, Allah'ın öğrettiği kelimelerle tevbe ederek dönmüştür. Tevbe etmesini Allah dilemiştir.
12- Meryem Suresinde, Hz. Zekeriya yaşlı, eşi de kısır olmasına rağmen Allah, Hz. Zekeriya ve eşinin iradesi dışında ismi Yahya olan ve gelecekte salih bir mümin olacağı daha doğmadan belli olan bir evlatla müjdeliyor onları.
Yine Meryem suresinde, Hz. Meryem'in iradesi dışında onun hamile kalmasını diliyor. Doğacak çocuğun gelecekte nasıl bir insan olacağı da, yine daha doğmadan belli oluyor Allah'ın dilemesi ile.
13- Allah Hz. Muhammed sav'e gayb bilgisi vermiş ve ahir zaman alametleri ve kutlu şahıslarını detayıyla göstermiştir. Günümüzde de bu alametlerin 500'den fazlası tahakkuk ederek sahih hale gelmiştir. Bu alametlerde, Hz. Mehdi ve talebelerinin görevleri, kişilikleri, giyimleri, anlatımları detaylıca bildirilmiştir. Belli ki 1400 sene sonra çıkacak bu kutlu şahıslar da, Allah'ın dilemesi ile, O'nun belirlediği kaderi yaşayacaklar İnşaAllah. İnşaAllah diyoruz, çünkü inşaAllah zikri, her şeyin Allah'ın dilemesi ile gerçekleşeceği manasına geliyor.
14- Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasıl uzatıvermiştir? Eğer dilemiş olsaydı onu durgun kılardı. Sonra Biz Güneş'i ona bir delil kılmışızdır. (Furkan Suresi, 45)
Ayette gölgenin yaratıldığını, güneşin de ona delil olduğunu görüyoruz. Yani sonuç olan gölge yaratılıyor. Ardında o sonuca delil olarak güneş kılınıyor. Sonuç Allah Katında bellidir. O sonuca giden sebeplere kişi hayatı boyunca şahit olmaktadır. Sonucu yaratan Allah ''bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez...'' (En'am Suresi, 59)
15- Nimetlerle-donatılmış cennetler içinde; Birçoğu geçmiş (ümmet)lerden, Birazı da sonrakilerden. (Vakıa Suresi 12-13-14)
Cennet ehlinin çoğunun geçmiş ümmetlerden, birazının sonrakilerden olacağını bildiriyor Allah. Bu ayetlerden de anlaşılıyor ki Allah Katında her şey O'nun bilgisi ile olmuş ve bitmiştir.
16- Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minleri Kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir. (Enfal Suresi, 17)
Ayetten çok net anlaşılıyor ki kendi yaptığımızı zannettiğimiz şeyleri Allah'ın iradesi ile yapıyoruz.
Son olarak Benjamin Libet'in 1973'de yaptığı deneyin sonucundan bahsetmek istiyorum. Libet'in deneyleri, karar ve seçimleirmizin önceden belirlendiğini, bilincin ise her şey olup bittikten yarım saniye sonra devreye girdiğini göstermiştir. Bu durum diğer nörofizyologlarca da, hep geçmişte yaşadığımız ve bilincimizin tüm yaşananları yarım saniye sonra gösteren bir "monitör" gibi olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Dolayısıyla algıladığımız deneyimlerin hiçbiri gerçek zamanda değildir, gerçek olaylardan yarım saniye kadar gecikmelidir. Bu da kader gerçeğinin bilimsel ispatıdır. (1)
Artık dileyen Rabbine bir yol bulabilir. Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. (İnsan Suresi, 29-30)
(1) http://harunyahya.org/tr/Kuran-Mucizeleri/26535/kader-gercegi
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle