VAKIFLAR KANUNU'NA KISMİ İPTAL DAVASI

24 Mart 2008 12:13 tsi
CHP, 5737 sayılı Vakıflar kanunu'nun 9 maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.

ANKARA - CHP, 5737 sayılı Vakıflar kanunu'nun 9 maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.
     CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, başvuru dilekçesini Anayasa Mahkemesi'ne verdikten sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu.
     Davayı CHP Grubu adına açtıklarını söyleyen Okay, yasanın 5, 6, 11, 12, 14, 25, 26, 41 ve 68. maddelerinin iptalini istediklerini kaydetti.
     Yasanın, Lozan Antlaşması'na, Cumhuriyet'in temel niteliklerine ve Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri süren Okay, özellikle vakıfların şube ve temsilcilikler açması, vakıflara bağış ve yardım yapılabilmesi ve vakıf kurucularının iradesinin ortadan kaldırılmasının, Anayasa'nın ilgili maddelerine aykırı olduğunu savundu. Okay, şöyle konuştu:
     ''Türkiye'de bu yasa ile birlikte vakıflar, sosyal ve siyasal bir yapılaşmaya dönüştürüldü, sınırsız ve denetimsiz bir hale getirildi ve özellikle yabancı mali kaynaklara açık ve siyaseti denetim altına alabilecek bir yapılaşma oluşturuldu. Bütün bunlara baktığımızda cemaat vakıflarının eski yönetim biçimi olan Osmanlı yönetim biçimine dönüştürüldü. Oysa Cumhuriyet'in yeni yapılaşmasında böylesine bir vakıf anlayışına yer verilmemesi gerekiyordu.''

OKAY: İLHAN SELÇUK'A YAPILAN İŞKENCEDİR

     CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, ''Atatürkçülüğünden, cumhuriyetin niteliğine bağlılığından en ufak endişe duyulmayan bir ismi (İlhan Selçuk), gece yarısı evinden alıp götürüp 48 saate 1.5 saat kalana kadar sorgularsan, bu bir kötü muameledir, işkencedir, bu bir haksızlıktır'' dedi.
     Okay, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvurunun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
     Ergenekon soruşturmasıyla ilgili bir soru üzerine Okay, yargı bir konuda araştırma, soruşturma yapıyorsa buna hiç kimsenin müdahale etmemesi gerektiğini söyledi. Okay, kimsenin telkinde, tavsiyede bulunmaması, düşüncesini açıklamaması gerektiğini ifade ederek, ancak yapılan işlemin de hukuk kurallarına uygun olması gerektiğini kaydetti. Okay, şöyle devam etti:
     ''Eğer Türkiye'de duayen bir köşe yazarını, başyazarı, cumhuriyet ile Cumhuriyet Gazetesi'yle yaşıt bir baş yazarı, Kemalistliğinden, Atatürkçülüğünden, Cumhuriyetin niteliğine bağlılığından en ufak endişe duyulmayan bir ismi, gece yarısı evinden alıp götürüp 48 saate bir buçuk saat kalana kadar sorgularsan, bu bir kötü muameledir, işkencedir, bu bir haksızlıktır.
     Onun için İlhan Selçuk'a karşı yapılan muamele haksız, yanlış bir muameledir. Şık olmamıştır. Üzüntü vericidir. Hala iddianamesinin ne olduğu meçhul olan, kaldı ki çok değişik kesimlerin içinde yer aldığı mafyasıyla, çetesiyle Susurlukçusuyla oluşan bir yapılaşma içinde İlhan Selçuk'u da ona bulaştırmayı ben içime sindiremedim.''
     Bunun bir yargılama süreci olduğunu, sonuçlarının hep birlikte izleneceğini ifade eden Okay, iddianamenin hazırlanma sürecinin bir an önce tamamlanmasını diledi.
     Okay, Şemdinli Soruşturması sırasında TBMM'de bir komisyon kurulduğu hatırlatılarak Ergenekon soruşturmasıyla ilgili de bir komisyon kurulup kurulmayacağı sorusu üzerine, ''Yargıya büyük haksızlık ediliyor. Ama süreç eğer bizi oraya taşırsa, CHP olarak bunun da gereğini yapmaktan hiçbir zaman çekinmeyiz'' yanıtını verdi.

Bu haber 391 defa okundu.