Türkiye’deki ATM’lerin Elektrik Tüketimi 4 Kenti Geride Bıraktı
22 Ocak 2024 17:55 tsi
Ekosfer Derneği, Türkiye’de sayıları 52 bin 682’yi bulan ATM’lerin elektrik tüketimi araştırmasının sonucunu açıkladı.
İklim Haber, her hafta Yeşil Mutabakat, fosil yakıt ve yenilenebilir enerji sektörleri ve yeşil iyileşme çerçevesinde yaşanan gelişmeleri bir araya getirip okuyucularına sunuyor.
İşte geçtiğimiz hafta yaşananlar:
Türkiye’deki ATM’lerin Elektrik Tüketimi 4 Kenti Geride Bıraktı
Ekosfer Derneği, Türkiye’de sayıları 52 bin 682’yi bulan ATM’lerin elektrik tüketimi araştırmasının sonucunu açıkladı. Günde ortalama 12 kilovatsaat elektrik tüketen ATM’lerin ülke çapındaki yıllık tüketimi 230 milyon kilovatsaati geçiyor. Bu tüketim miktarı, Türkiye’deki dört ilin (Ardahan, Bayburt, Iğdır ve Tunceli) her birinin yıllık tüketiminden fazla. Türkiye’nin en çok elektrik tüketen kentlerinden Antalya’nın tüketiminin de 40’ta birine denk geliyor. Ekosfer Derneği, yaptığı bu araştırmayla ortak ve komisyonsuz ATM uygulamasına geçilmesi halinde, ciddi miktarda elektrik ve kaynak tasarrufu yapılabileceğini, cadde ve meydanlardaki görüntü kirliliğinin önüne geçilebileceğini gözler önüne seriyor.
Süper Zenginlerden Hükümetlere Çağrı: “Bizden Servet Vergisi Alın”
250’yi aşkın milyoner ve milyarder, İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) dolayısıyla devlet ve hükümet başkanlarına açık bir mektup yazarak kendilerinden servet vergisi alınmasını istedi. İmzacıları arasında Abigail Disney, Brian Cox ve Valerie Rockefeller’ın da yer aldığı süper zenginler, eşitsizliği kınadıkları mektuplarında, daha iyi kamu hizmetleri için ödeme yapılmasına yardımcı olmak üzere vergilendirilmelerini talep etti. “Talebimiz net: Sizden bizi, toplumdaki en zenginleri vergilendirmenizi istiyoruz” ifadelerini kullanan imzacılar, “Bu, temel olarak yaşam standardımızı değiştirmeyecek, çocuklarımızı bir şeylerden mahrum bırakmayacak ya da uluslarımızın ekonomik büyümesine zarar vermeyecek. Ama aşırı ve verimsiz özel serveti ortak demokratik geleceğimiz için bir yatırıma çevirecek” değerlendirmesinde bulundu.
YouTube Yeni Nesil İklim İnkârından Milyonlarca Dolar Kazanıyor
Yeni bir rapora göre YouTube, iklim değişikliğiyle ilgili asılsız iddialarda bulunan kanallardaki reklamlardan yılda milyonlarca dolar kazanıyor. İçerik oluşturucular platformunun yanlış bilgilendirmeyle mücadele politikalarından kaçan yeni taktikler kullanıyor. Dijital Nefretle Mücadele Merkezi (CCDH), Alphabet Inc.’in 96 kanalındaki son altı yıla ait 12.058 videonun transkriptlerini incelemek için yapay zekayı kullandı. Raporda, kanalların, insan davranışının sıcaklık ve hava durumu düzenlerinde uzun vadeli değişikliklere katkıda bulunduğu yönündeki bilimsel fikir birliğini baltalayan içerikleri desteklediği belirtildi. Çevrimiçi nefret söylemini izleyen kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan CCDH, yaptığı analizde iklim inkar içeriğinin, küresel ısınmanın gerçekleşmediği veya bunun fosil yakıtların yakılmasıyla üretilen seragazlarından kaynaklanmadığı yönündeki yanlış iddialardan uzaklaştığını tespit ettiğini söyledi. Google’ın politikasına göre, bu tür iddiaları savunan videoların YouTube’da reklam geliri sağlaması açıkça yasak. Bunun yerine rapor, geçen yıl analiz edilen kanallardaki iklim reddi içeriklerinin %70’inin iklim çözümlerine işe yaramaz diyerek saldırmaya, küresel ısınmayı zararsız veya faydalı olarak göstermeye veya iklim bilimi ve çevre hareketini güvenilmez olarak göstermeye odaklandığını ortaya çıkardı.
İklim Değişikliği İstilacı Türlerin Yayılışını Hızlandırıyor
İklim değişikliğiyle birlikte ekosistemlerin istilalara daha savunmasız hale gelmesi, biyolojik istilaların hızını görülmemiş seviyelere çıkardı. İstilalar hem yerel biyoçeşitliliği tehdit ediyor hem de ekonomik ve halk sağlığı riskleri taşıyor. Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye de istilalar karşısında büyük oranda savunmasız. Bilimsel çalışmalara göre istilacı türlerin yol açtığı toplam ekonomik maliyet, ABD’de 4.5 trilyon dolarıbuluyor. Türkiye’de ise yıllık maliyetin yarım milyar dolara ulaştığı hesaplanıyor. İstilacı türlerin yayılmasını önlemek ve olumsuz etkilerini sınırlandırmak için yüksek yayılma ve etki potansiyeline sahip türlere odaklanmak ve istilacılığa açık, kırılgan ekosistemleri yakından takip etmek önem taşıyor.
NOAA: 2024’ün 2023’ten Daha Sıcak Olma İhtimali Yüzde 33
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nden (NOAA) bilim insanları, 2024’ün rekor kıran 2023’e göre daha sıcak bir yıl olma ihtimalinin %33 olduğunu söyledi. Ajans, yıllık küresel iklim analizinde AB’li bilim insanlarının 2023 yılının kayıtların başladığı 1850’den bu yana en sıcak yıl olduğu yönündeki bulgularını doğruladı; bu da sıcaklığın sanayi öncesi ortalamanın 1,35 derece üzerinde olduğunu gösteriyor. NOAA, okyanusun üst katmanlarında depolanan ısı miktarının da geçen yıl rekor seviyeye ulaştığını söyledi. (İKLİM HABER)
Bu haber 459 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle