MEHMET BAYER - 04.05.2022 - HİBYA - Ankara'nın Beypazarı ilçesinde, günümüzden 23 milyon öncesine ait fosil ağaç türü bulundu.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Orman Botaniği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ünal Akkemik, HİBYA muhabirine yaptığı açıklamada, fosil ağaçların Anadolu'nun orman tarihine ışık tutmaya devam ettiğini söyledi.
Fosil ağaçlar üzerinde yaptıkları çalışmalarla jeolojik çağlardan günümüze orman tarihini ortaya koymaya devam ettiklerini aktaran Akkemik, en son çalışmasında Ankara'nın Beypazarı ilçesine bağlı Doğanyurt köyü çevresinden aldığı örneklerle yeni ağaç türlerini tespit ettiğini bildirdi.
Akkemik, fosilleşmenin nasıl gerçekleştiğine ilişkin şu bilgileri verdi:
''Fosilleşme olabilmesi için bazı temel koşullara ihtiyaç vardır. Ağaç gövdelerinin fosilleşmesinde en yaygın etken, aktif bir volkanın olmasıdır. Aktif bir volkan, bu volkanik dağın yamacında bir orman ve aşağısında da göl, deniz ya da bataklık gibi sulak bir ortama ihtiyaç vardır. Volkanik patlama sonrasında lahar denilen volkanik akıntı ya da küllerin altında kalan ağaçlar, yukarıdan aşağıya doğru sulu ortama sürüklenmekte ve orada birikmektedir. Üzerinde de tonlarca ağırlığında lahar akıntısının malzemeleri, volkanik taş, kaya gibi materyallerle kapanmaktadır. Oksijenin bulunmadığı bu kapalı ve sulu ortamda kimyasal dönüşüm başlamakta ve odunsu dokudaki selüloz ve lignin gibi maddelerin yerini silis almaktadır. Silisleşmeyle sertliği artan ağaç gövdeleri taşlaşmakta ve milyonlarca yıl boyunca bozulmadan kalabilmektedir. Sonrasında da toprağın aşınmasıyla yer yer gün yüzüne çıkmakta ve bizler de bu yüzeye çıkan fosiller üzerinde çalışmalar yapmaktayız.''
Doğanyurt köyü ve çevresinin erken Miyosen döneminde (23-18 milyon yıl öncesi) yoğun bir volkanizma yaşadığını, bölgenin jeologlar tarafından Galatya Volkanik Provensi olarak adlandırıldığını dile getiren Akkemik, söz konusu yerde 9 volkan merkezi bulunduğunu, bunlardan birisinin de Doğanyurt köyü çevresinde buldukları fosillerin oluşum kaynağı olduğunu vurguladı.
Akkemik, Doğanyurt köyünde farklı 10 ağaç türü tespit ettiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:
''Bunlardan iki farklı bataklık servisi ile Myrica, Cryptocarya cinsleri günümüzde Türkiye'de bulunmamaktadır. Bataklık servilerinden birisi Çin'de, diğeri de Kuzey Amerika'nın Missisipi bataklıklarında doğal yetişmektedir. Çam, akçaağaç, erguvan, söğüt, çitlembik ve karaağaç türleri ise ülkemizde modern türlerle temsil edilmektedir. Bulduğumuz türler içerisinde erguvan, bilindiği gibi tipik bir Akdeniz iklimi ağacıdır. Bataklık servileri ile erguvanların bulunması, bölgenin o dönemde çevresinde sıcak alçak yamaçların bulunduğu, geniş bataklık koşulların olduğu sulak alanların varlığını göstermiştir. Bulduğumuz fosiller, Doğanyurt köyü ve çevresinin önemli bir fosil yatağı olduğunu gösteriyor. Günümüzdeki ile geçmişteki ağaç bileşiminin ne kadar farklı olduğu bu fosillerle ortaya çıkacak. Bölgede yapılacak daha detaylı çalışmalarla çok daha fazla ve farklı jeolojik dönemlere ait ağaç bulunması olası. O nedenle fosil ağaçların olduğu alanlar aynı zamanda jeolojik miras alanları olarak değerlendirilmelidir.''
Fosil kayıtların geçmişten günümüze farklı dönemlerdeki orman yapılarını ve iklim değişimlerini ortaya koyduğuna işaret eden Akkemik, ''Günümüzdeki iklim değişikliği ve etkilerini anlamak, gelecekte ne olabileceğini öngörebilmek için geçmişe ait bilgiler büyük önem taşımaktadır. O nedenle fosiller ve fosillerin bizlere sunduğu bilgiler çok değerlidir.'' ifadesini kullandı.
Fosiller toplanmakta, satışı da yapılmaktadır
Prof. Dr. Ünal Akkemik, Türkiye'deki fosillerin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile koruma altında olduğunu söyledi.
Bunların yurt dışına çıkarılmasının yasak olduğunu anlatan Akkemik, ''Ancak yurt içinde yoğun bir şekilde fosiller toplanmakta ve hatta satışı da yapılmaktadır. Bu doğru değildir. Özellikle taşlaşmış ağaç fosillerinin miktarı çok az olup, sınırlı yerlerde ve sayılarda bulunmaktadır. Bu da örneklerle geçmişi öğrenmemize olanak sağlamaktadır. Yapılması gereken bu fosillerin ticaretini değil, bol olduğu yerlerde, yerinde koruyarak açık hava müzesine dönüştürmek ve gelecek kuşaklara aktarmaktır. Fosillerin az olduğu yerlerde ise olduğu gibi yerinde bırakmaktır.'' dedi.
Akkemik, bu konuyla ilgili girişim de yaptıklarını belirterek, şunları aktardı:
''Örneğin Bolu-Seben-Hoçaş köyünde dikili durumda çok güzel fosil ağaç örnekleri var. Orası 'Fosil Araştırma Ormanı' olarak korumaya alındı. Ancak devamında yeterli çalışma yapılamadığı için kısmen de olsa zarar gördü, ancak hala çok iyi durumda. İstanbul-Beylikdüzü'nde bulunan bir örnek Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve ekibinin çabalarıyla Beylikdüzü Atatürk Kültür Merkezi'ne getirildi ve korumaya alınarak sergileniyor. Getirilmemiş olsaydı, arazide parçalama riski vardı. Bir başka örnek de Tokat-Zile'den verebilirim. Bir tarlada bulunan ve 40-41 milyon yıl önce yaşamış fosil çam ağaçları, Zile Kalesi'ndeki müzeye getirildi ve orada sergilenme için çalışmalar devam ediyor. Ayrıca şunu da özellikle belirtmek istiyorum, Tokat-Zil'de fosil ağaçlardan süs taşı yapımı için atölyeler kurulmuş ve Halk Eğitim Müdürlüğü tarafından uygulamalı eğitimler verilmektedir. Bu doğru bir uygulama değildir ve bu fosil ağaçlar yok olma riskiyle karşı karşıyadır. Tokat Valiliği'nin bu duruma el atması ve bu fosil ağaçların süs taşı olarak değerlendirilmesine bir an önce son verilmesi gerekmektedir. Aksi halde, o bölgede gelecek kuşaklara bu doğal mirasın taşınması mümkün olmayacaktır.''
Fosil ağaçların, özel koşullarda oluştuğundan ve az sayıda olduğundan nadir birer doğa mirası olduğuna işaret eden Akkemik, ''Hiçbir şekilde ticarete konu edilecek bir meta değildir. Korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması, dünyanın oluşum sürecine ışık tutması açısından çok değerlidir. O nedenle, nasıl ki kültür varlıklarının korunmasına ilişkin bir yönetmelik hazırlanmış ise benzer bir yönetmeliğin de tabiat varlıkları için hazırlanması ve yayınlanması gereklidir.'' görüşünü dile getirdi.
Hibya Haber Ajansı
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle