KORKUDAN İNTERNETİ ISLATTILAR

Hükümetin yolsuzluk, rüşvet, ihanet ve çöküşü milletten gizleyebilmek için nasıl bir telaş içinde olduğunu, neler yapıp, neleri göze aldığını hayretle izliyoruz. İşi gücü, ülkenin ve milletin bu kadar ağır meselelerini bir kanara bıraktılar; ellerine ne geçirirlerse, kimden ne duyarlarsa, akıllarına ne gelirse meclisteki çoğunluklarını kullanıp, delikleri tıkamaya çabalıyorlar. Ancak, bir türlü sonuç alamıyorlar. İhanet deliğini tıkıyorlar, yolsuzluk patlıyor. Hemen oraya koşup rüşvet deliğine tıpa takmaya çabalıyorlar, medyayı ne hale getirdikleri ortalığa saçılıyor. Yargıyı kontrole alıp, emniyeti işlemez hale sokarken, dışarıda yedikleri azarın altında eziliyorlar. Kendi sözlerini, kendi seslerini, kendi görüntülerini bile inkar etmek durumunda kalıyorlar.

Bu yama bu deliği kapatmaz

Türk basının ne hallere getirildiğini satın alma havuzlarından ve telefon konuşmalarında verilen ayarlardan gördük. Sadece biz değil, bütün dünya şaşırarak izledi. Eminim ki, artık sayın başbakanın her yurt dışı gezisinde kendisine sorulacak ilk soru bu olacaktır. Bugüne kadarki sorulara verilen cevaplara bakılırsa, o havuzları paralel devletin kurduğunu, o telefon konuşmalarını çetelerin yaptığının söylenmesi bizi şaşırtmayacaktır. Medyayı satın almanın yetmediğini gördüler. Yalan, talan ve ihanet düzenini milletten kaçırabilmek için şimdi de internete yasak ve sınırlama getiriyorlar. Yetişemedikleri, kontrole alamadıkları bir orası kalmıştı. Aceleyle bir kanun düzenlemesi yapıp meclisten geçirerek interneti tıkama telaşına düştüler. Pazarlık kasetlerini, rüşvet görüşmelerini, medyayı satın alma havuzlarını, sindirme ve susturma baskılarını böylece milletten kaçırabileceklerini zannediyorlar. Çırpındıkça batmanın, battıkça çırpınmanın yeni bir örneği daha. Mezarlıktan geçerken ıslık çalmanın yeni bir versiyonunu izliyoruz. Ellerinden gelse 17 Aralık tarihini takvimlerden çıkaracaklar. Boşuna uğraşmayın bu yama bu deliği kapatmaz. Bu düzenleme sadece içeride değil, dışarıda da şüpheleri daha çok arttırmış ve ne acıdır ki kalan güveni de yok etmiştir.

Bu yollarda beraber yürümüşlerdi

Bütün bu çabalar beyhudedir. Zira takke çoktan düşmüş ve AKP'nin ne olduğu, nereden gelip nereye gittiği artık görülmüştür. Delikleri tıkama çabaları vahameti daha artırmaktan, kurdukları zulüm düzeninin ayrıntılarının daha çok ifşa edilmesinden başka bir sonuç doğurmuyor. 11 yıldır beraber yürüyüp, beraber ıslandıkları yol arkadaşlarını, ayakkabı kutularına istiflenen milyon dolarların, kanal almak için oluşturulan rüşvet havuzlarının ortaya çıkması karşısında paralel devlet masallarıya ve akla hayale gelmeyecek suçlamalarla satmaya çalışmaları, iktidarda kalmak için neleri feda edebileceklerini de ibret verecek biçimde bir defa daha belgelemiştir. Aklama çabalarının sonuç vermemesi durumunda; bütün bu rezillikleri istifa ettirilen bakanların sırtına yükleyip, ağır ithamlarla partiden uzaklaştırırlarsa kimse şaşırmasın.

Vicdanlar sorgulanmalı

Bu gelişmelerin, ortalığa saçılanların hiçbiri bizim için sürpriz değildir. Zira, bir dehşet dengesi üzerine oturduklarını, bunları bir araya getiren şeyin menfaat olduğunu, dengenin bozulması durumunda birbirlerini ifşa edeceklerini ve iktidarda kalabilmek için feda edemeyecekleri hiçbir değerin bulunmadığını, yıllardır bu köşeden kaç defa yazdığımıza bütün okuyucularımız şahittirler. Ortaya çıkan hiçbir yolsuzluk, hiçbir yalan, hiçbir ihanet artık bizi şaşırtmıyor.

 

Asıl şaşırdığımız şey, böyle bir dehşet düzeninin bu kadar uzan zaman ayakta kalabilmiş olmasıdır. Ortalığa saçılanlar karşısında bu düzene onay verenler, kendi vicdanlarında bir sorgulama yapmak durumundadırlar. Bu düzenden payını alanları, ülke ve millet düşmanlarının böyle bir iktidarı fırsat saymalarını anlayabiliyorum. Onları tanıyoruz ve ne yapacağımızı biliyoruz. Önemli olan makul ve mutedil milyonların ne yaptığıdır. Düzgün, namuslu, vatansever, imanlı olan insanların pay almamaları, iyi niyetli olmaları, bu düzenden hayırlı ve faydalı bir sonuç çıkacağını zannetmeleri ne vebali, ne sorumluğu ortadan kaldırmaz. En azından bundan sonrası için bu sorgulamayı herkesin kendi vicdanında mutlaka yapması şart olmuştur.

 

ORHAN KARATAŞ-Ortadoğu

Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=33273