HIRSIZLIK İHANETE HIZ VERDİ

 

Yolsuzluk ve rüşvet girdabında kıvranan ve büyük bir telaş yaşayan hükümet, yine de ihanet yolundan çıkmıyor. Gelinen noktada AKP'nin Türkiye ve dünyada tek dostu İmralı canisi ve Barzani kalmıştır. Nitekim, hırsızlığın unutturulması için bebek katilinin uzattığı ele sarılmışlardır. Ekonomiden dış siyasete, yargıdan spora kadar istisnasız her alanda yaşanan çöküşü çaresiz bir şekilde seyretmek dışında bir şey yapamıyorlar, ama ihanet yolunda tam gaz gidiyorlar.

Tehditler işe yarıyor

Bugün Türkiye'de yaşanan her şeyin bir ucu mutlaka İmralı canisiyle kurulan masada varılan anlaşmaya çıkıyor. Ortalığa saçılan hırsızlıklar caninin işini daha da kolaylaştırdı. Tehditleri işe yarıyor ve sonuç alıyor. Nitekim, Ergenekon ve Balyoz davalarında hükümetin yüzseksen derece çark etmesinin altında yatan asıl sebep hırsızlığı örtmek kadar, bu caniye verilen sözleri millete hazmettirme gayretidir. Zaten o davalar bunun için açılmadı mı? Türkiye Cumhuriyeti'nin Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları, ömrünü dağlarda terörle mücadelede geçirmiş Engin Alan gibi kahramanlar bunun için terör örgütü kurmak gibi akıllara durgunluk veren bir suçlamayla toplanıp içeri tıkılmadılar mı? Şu tesadüfe bakınız ki, bu kadar itiraza, gösterilen sebeplerin bu kadar açık ve kesin şekilde uydurma olduğunun bilinmesine rağmen hiç itiraz etmeyen, hatta davanın savcısı olan, "bırakın yargı görevini yapsın" nutukları atanlar bugün kumpastan, haksızlıktan, adaletsizlikten dem vuruyorlar. Daha önce davaya esas olan kasetler hakkında "dışarıdan müdahale edilmemiştir" raporu verenler, bugün hükümetin duruma göre vaziyet alma siyasetine uygun olarak, kasette oynama yapıldığını söylüyorlar.

Sıra İmralı canisine geliyor

Bunların hiçbiri tesadüf değildir. Tamamının planlı ve maksatlı olduğunu zaten biliyor ve söylüyorduk. İmralı canisiyle varılan anlaşmaların hayata geçirilmesi için bir dehşet dengesi kurulduğunun farkındaydık. Bir şekilde dengeleme yapılıyordu. Boşuna mı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a İmralı canisiyle aynı cezayı verdiler? Şimdi de hiçbir şey olmamış gibi kitabına uydurup, daha doğrusu zaten suçsuz günahsız yere yatan insanlar üzerinden hedeflerine yaklaşmanın rahatlığı ile hepsini salıverecekler. Böylece artık sıra İmralı canisine gelecek. Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ın bırakılmasının karşılığı PKK uzantısı milletvekillerinin salıvermesi olmadı mı? Şu anda KCK tutuklusu kaç kişi kaldı? Hepsi bir şekilde sırayla ortalığa salınmıyor mu?

Kahpe saldırı

Ve yine tesadüfe bakın ki, tam da bunların yaşandığı sırada İmralı canisinin öncelikli şartlarından olan Terörle Mücadele Kanununun kaldırılması gündeme geliyor. Bunu da Özel Yetkili Mahkemeler kılıfına sarıp servis ediyorlar. Adalet Bakanı bu düzenlemenin ivedilikle yapılacağını ve seçim öncesinde tamamlanacağını ilan etti. Bebek katili, yattığı ini parti genel merkezine çevirmiş olmanın rahatlığı ile seçim öncesinde adımlar atılması gerektiğini, aksi halde bunun bedelinin ağır olacağı tehditlerinde bulunmamış mıydı? Nasıl da birbirlerini tamamlıyor, nasıl da güzel anlaşıyorlar. Bütün korkuları milletin bu ihaneti fark etmesi ve seçimde gereğini yapması. Onun için de tedbirleri var. Darbe, paralel devlet, dış güçler, mafya, çete, sahte peygamber salvolarıyla gündemi değiştirme çabaları tam da bunun içindir. Bütün bu gelişmeleri görüp yaşadıktan sonra, MHP seçim bürosuna yapılan kahpe saldırıyı ve Cengiz Akyıldız'ın şehit edilmesinin tesadüf olduğunu kim söyleyebilir?

Bebek katilinin almadığı ne kaldı?

Açın PKK'nın bütün belgelerini, İmralı canisinin BDP milletvekilleri ile yaptığı görüşmenin gazetelerde yer alan tutanaklarını bir defa bakın. Bu bebek katilinin isteyip de AKP'den alamadığı ne kaldı? Dağdaki katilleri ellerindeki silahlarla şehre indirdi. Ülkenin bir bölümünde fiili durum oluşturup kontrolü ele geçirdi, vergi toplayıp, trafik kontrolü yapıyor. Oralarda ayrı paçavralar asılıyor, ayrı bir dil kullanılıyor. Hapishanedeki uzantıları çeşitli bahanelerle salıveriliyor. İstedikleri özerkliğin alt yapısını oluşturacak düzenlemeler meclisten geçti. Bu ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu bile tartışmaya açtılar. Andımızı kaldırdı, Türk adına her ne varsa yok ettiler. İmralı artık bir kamp yerine döndü ve BDP-HDP ortaklığını oradan yönetiyor. Yakında gazeteciler ve başka görünümlü yandaşların da bebek katilinin talepleri doğrultusunda adaya gidecekleri anlaşılıyor. AKP'nin yardım ve katkılarıyla Büyük Kürdistan'ın Suriye ve Irak ayakları hemen hemen tamamlandı. İhanet güruhunun kendi arasındaki kavgaların bitirilmesi için bebek katili ve AKP birlikte hareket ediyor. Terörle Mücadele Kanunu da kaldırılırsa, ne kalacak geriye?

Sayılı günleri kaldı

Artık sıra bebek katilinin bir şekilde salıverilmesine geliştir. İlker Başbuğ ve komutanların niye içeride oldukları ve birden bire hiçbir şey olmamış gibi salıverilmeleri için plan yapılması şimdi çok daha iyi anlaşılıyor. Böylece hem hırsızlıkları unutturup gündemi değiştirme imkanı bulacaklar, hem de varlık sebeplerinin gereğini yerine getirip, bugüne kadar sürdürdükleri ihaneti tamamla fırsatı yakalayacaklar. Ne yaparlarsa yapsınlar, artık sayılı günleri kalmıştır. Türkiye AKP'nin 11 yıllık faturasını her alanda ağır şekilde ödüyor. Bu durum daha fazla devam edemez. Gelişleri gibi, gidişleri de hızlı olacaktır. Bütün mesele bu ihanetin daha ağır bedeller ödetmemesi ve geri dönülmeyecek yerlere gelmemesidir. Bir gün mutlaka hesap verecekleri için, bu aynı zamanda günah defteri açısından da önemlidir.

Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=33068