KATAR PARASI İNGİLİZ PARMAĞI MANİDAR DEĞİL Mİ?
22 Ocak 2014 22:59 tsi
Tam barış görüşmeleri öncesi Katarın sponsorluğuyla ve İngiliz parmağıyla böyle bir gündemin oluşması MANİDAR değil mi?
Katar parası, İngiliz parmağı manidar değil mi?
17 Aralık'ta iktidar ve yoldaşı Gülen yapılanması arasında, yaklaşık iki yıldır süren kavga deşifre oluyor. Devlet içinde yapılanmasına göz yumulan belli odaklar, iktidar ve akrabayı taallukatlarını bayağı bir süre takibe almışlar. Ve gün geldi, bu yapılanma şahsi menfaatlerini korumak için bu takibatı piyasaya sürdü.
Başbakan, iktidar ve partisi ateş püskürdü. Ama en çok kullanılan "manidar" kelimesiydi. Evet, seçim öncesi böyle bir hareketin başlatılması manidar
Mustafa Sarıgül nihayet büyükşehir adaylığını açıkladı. Gittiği her ortamda da sempatisini arttırdı. Artı iktidarın "manidar" olarak tanımladığı gelişmeler, Sarıgül'ün öne geçmesini sağlamıştı ki, adresi, evi, işi, çay içtiği mekânı vs. belli olan Sarıgül'ün mallarına tedbir konuldu.
16 yıl önce belediye için kredi almış. Aldığı banka TMSF'ye devredilmiş ve bu 16 yıllık sürede TMSF, Sarıgül'ü bulamamış. Tam seçim öncesi herhalde anketlerde ismini görmüş olmalılar ki, şu parayı da tahsil edelim kararı almışlar. M. Sarıgül'de olayı aynı kelime ile özetledi; Tam seçim öncesi "manidar".
2011 yılında başlatılan bir şike süreci yaşadık. Aziz Yıldırım tutuklandı. UEFA ve CAS, yetkili makamlarımızdan aldıkları belgelerle başta FB olmak üzere ülkemizde bir şike olduğu kanaatine varıp FB'yi, Avrupa kupalarına almadılar.
Mahkeme, FB aleyhine karar verdi. Dosya Yargıtay'a gitti. Yargıtay bir türlü karar veremedi. Bu arada yaşanan toplumsal olaylar ve hükümetin çıkışları, FB taraftarını hükümet ile karşı karşıya getirdi.
Ve Yargıtay kararını açıkladı; FB şike yapmıştır. FB taraftarı bu kararın mesuliyetini hükümete, hükümet ise derin, paralel vs. yapılanmaya bağladı. Bizzat başbakan seçim öncesi açıklanan bu kararı "manidar" olarak tariflendirdi.
Bu "manidar" şimdi Suriye'ye sıçratıldı. BOP kapsamında devam eden ve adına "Arap Baharı" denen süreçte, Suriye'de meşru iktidara karşı bir isyan hareketi başlatıldı.
Bu isyanın içinde Suriye ordusunda görevli, kendilerine mal ve makam vaat edilmiş kişilerin yanında İsrail'den, Hollanda'dan, Almanya'dan, Libya'dan, Katar'dan, S. Arabistan'dan (idam mahkumları) vs. teröristler katıldı. Ülkemizden de illegal örgütlerin eline düşen vatandaşlarımız, dini duygularını sömüren bu kişilere aldanarak Suriye'ye gitti. Nice analar "kurtarın evladımı bu terör örgütlerinden" diye feryat etti. Bu feryatları haber bültenlerinde duydunuz, gördünüz
Bu dış destekli isyancı teröristler, Suriye halkını katlettiler. Hangi dine mensup oldukları belirsiz kişilerin verdiği fetvalarla, on binlerce Müslüman kadına tecavüz ettiler. Babalarının gözleri önünde kızlarına tecavüz ettiler. Sadece Halep şehrinde 37 bin kadının ırzına geçildi. Camileri, hastaneleri, devlet kurumlarını, içinde insan olan evleri bombaladılar. Binaların tepelerinden isyancı olmadıkları için insanları attılar. Masum vatandaşları vahşice katledip, başlarını kesip pozlar verdiler. Kimyasal silah kullandıkları BM'ce onaylandı. Milyonlarca Suriyeli, vatanlarından göç ettirildi. Tabi bunların çoğunu A.A (Anadolu Ajansı) vermedi.
Suriye halkı ve ordusu, liderlerinin (Esad'ın) arkasında durdu. Teröristler ağır kayıplar vermeye başladı. Örgüt liderleri öldürüldü. Teröristler ülkemiz dahil komşu ülkelere kaçmaya başladılar. Yani isyancılar kaybedeceklerini anladılar.
Diğer taraftan Esad, masadan hiç kaçmadı, seçime gidelim, halkım beni seçmezse bırakırım, diye haklı talebini her daim dile getirdi. Masadan kaçan ise bu terörist örgütlerdi.
Sponsorları bu terörist örgütleri, Cenevre'de masaya oturtmaya karar verdiler. Ve A.A son dakika haber geçiyor. Esad rejiminin binlerce insana sistematik olarak yaptığı, savaş suçu sayılan işkence fotoğraflarını yayınlıyor.
Katar'ı temsilen çalışan, Londra merkezli hukuk bürosunda 3 hukukçunun hazırladığı bu rapor, dünyayı ayağı kaldırmış. BM, İran'a yaptığı Cenevre davetini geri çekmiş. Başbakan "bu vahşete sessiz mi kalacağız" diyor. Medya, siyasetçiler, yorumcular vs. neredeyse "Esad'a ölüm" sloganı atacaklar.
Bir saniye yahu! Tam barış görüşmeleri öncesi Katar'ın sponsorluğuyla ve İngiliz parmağıyla böyle bir gündemin oluşması "MANİDAR" değil mi?
Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12008584/katar-parasi-ingiliz-parmagi-manidar-degil-mi/akin-aydin
Bu haber 781 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle