HAYDAR BAŞ: ''OYUNLARINI BOZUYORUZ''
13 Ocak 2014 21:39 tsi
Prof. Dr. Haydar Baş, ecnebilerle işbirliği içinde olan şahısların Atatürk hakkında büyük iftiralarda bulunduğuna işaret ederek, Mustafa Kemal'in şahsında Türk milleti devletiyle karşı karşıya getirildi. Şimdi bunu yıkıyoruz"şeklinde konuştu
Oyunlarını bozuyoruz
Prof. Dr. Haydar Baş, ecnebilerle işbirliği içinde olan şahısların Atatürk hakkında büyük iftiralarda bulunduğuna işaret ederek, "Mustafa Kemal'in şahsında Türk milleti devletiyle karşı karşıya getirildi. Şimdi bunu yıkıyoruz"şeklinde konuştu
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, partisince Aksaray'da düzenlenen Yerel Seçimler Aday Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Aksaray Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda 20'yi aşkın ilden gelen yaklaşık 130 BTP belediye başkan adayını tek tek tebrik eden Prof. Dr. Baş, konuşmasına "Bugün Aksaray'da güneş doğdu" ifadesiyle başladı.
Noktası, virgülüne kadar gerçekleşti
Geçen yıl 12 Mayıs'ta Aksaray'da yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan ile ilgili "Sonun Hüseyin bin Ali gibi olacak" ifadesini dile getirdiğini hatırlatan BTP Lideri, söylediklerinin noktası virgülüne gerçekleştiğini ifade etti. Prof. Dr. Baş, "Ona selam gönderdim ve dedim ki, 'durumun iyi değil.' Sonun Hüseyin bin Ali'nin sonuna benziyor. Daha ortada fol yok, yumurta yok... Hocam nereden biliyorsun? Ben Nuh'un Gemisi'ndeyim. İnsanın iki tane gözü, iki tane kulağı var. Normal göz ve kulağa ilaveten bir de kalp gözü ve kulağı var. O kalp gözüyle baktın mı, dünyanın en ücra köşesindekini görürüsün. O kulakla duydun mu, dünyanın en ücra köşesindekini duyarsın. Allah müminin gören gözü, işiten kulağı, yürüyen ayağı olur" şeklinde konuştu.
'İftiraları çürüyor'
Asırlardan bu yana Türk milleti üzerine müthiş oyunlar oynandığına dikkatleri çeken Prof. Dr. Haydar Baş, şu tarihi tespitlerde bulundu: "Allah İngilizlerin şerrinden İslam âlemini kurtarsın. İslam âlemi üzerinde oyunları çok büyük. Biz Müslüman - Türk olarak çok safız. Gelen giden bize kafasını eğerek bizi kandırır. Biz onun samimi olduğuna inanırız. Senelerce bu devran böyle devam etti. Hep oyuna geldik ama bundan sonra bir daha da oyuna gelmeyeceğiz. Milletimizi devletimizle karşı karşıya getirdiler. Devletimizi dine karşı getirdiler. Milletimizi ordusuna, ordusunu milletimize karşı getirdiler. Şimdi bunları da ortadan kaldırıyoruz. Ben merhum Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını anlatırken, birileri rahatsız olup makaleler yazıyor. Senden bir şey olmaz. Sen asırlardan beri -doğumu bir asra yakın- devletle kavga ediyorsun, peki eline ne geçti? Onu söyle bana... İşte birileri Müslüman ana - babadan doğan Mustafa Kemal'e 'dinsizdir, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni içki masasında kurmuştur' gibi büyük iftiralar atıp bunları anlattı, durdu. Ben de kendi kendime, 'bu işin içine gireyim, bunların dediği doğru mu? Bunun yanlış olması lazım' dedim. Cenab-ı Hak, yokluktan Misak-i Milli sınırları içinde bir insana bir devlet kurduruyor. Bu insanın bir gücü olması lazım. Ne kadar güçlü askerin olursa olsun, -o günün şartlarını okuyanlar bilir- devlet kurmak öyle kolay değil... Cumhuriyetin temeli Hacı Bektâş-ı Veli Dergâhı'nda atıldı. Canlı şahidim Arife Ana... Ben bunları anlatıyorum, öyle insanlar çıkıp diyor ki, 'Hoca yanlış konuşuyor.' Peki, beyefendi sen doğrusunu konuş bakalım! Sen bu kafayla İngilizin ekmeğine yağ sürüyorsun, çanağına su döküyorsun. Niye? İngiliz diyor ki, Türk milleti devletine düşman olması lazım. Eğer Mustafa Kemal'e dinsiz dersek, devletine de 'dinsiz denir'. Yıllardan beri bunun hesabını yaptılar. Türk toplumunda bunu körüklediler. 'Dinsiz devlet, yıkılacak el...' Senelerce bunlar söylendi. Bunlar bir hareketin sağ ve sol kolları... Ne oldu sonra? Mustafa Kemal'in şahsında Türk milleti devletiyle karşı karşıya getirildi. Şimdi bunu yıkıyoruz... Mustafa Kemal mümin - Müslüman bir insandır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Müslümanlardır. Şimdi İslam düşmanları, İngiliz hayranları ve uşakları hadi oradan! Bu devlet, bu millet, bu vatan, bu asker bizimdir. Olay bu... Yakaladık onları, korkuları bu..."
Şimdi çalışma zamanı
Türk halkı olarak CHP'yi, MHP'yi, AK Parti'yi de denediklerini dile getiren Prof. Dr. Baş, salonu tıklım tıklım dolduran vatandaşlara "Bunların yaptıkları icraatlardan memnun musunuz" diye sordu. Vatandaşlardan 'Hayır' cevabını alan BTP Genel Başkanı, konuşmasına şöyle devam etti: "Demek ki, bunlara daha selam vermek yok. Gösterdiğimiz aday arkadaşlar için gece gündüz çalışacaksınız. Bu dediğim şekilde çalışmak için yola çıkmaya var mısınız? Türkiye'de siyaset enteresan: Bir siyasetçi ABD'ye giderse, orada birileriyle oturup sohbet ederse, 'bu da oradan icazet aldı' dedikodusuyla geri dönerse ne hikmetse milletimiz de bunlara teveccüh edip bunların peşine takılıyor. Ondan sonra milletimizin tamamı mağdur oluyor. Ecnebilerin dediğini yerine getiren insanların izlediği siyaset, insanımızın iki yakasını bir araya getirmez. Peki, ne yapmak lazım? Ecnebilere sen proje, program, sistem üretip vereceksin; onların da iki yakasını bir araya getireceksin. Nitekim 1995 yılında ABD'nin Büyükelçisi bize geldi. O zamanlar ben başbakanlık başdanışmanıyım. Arkadaşlar toplayarak, 'Şu anda öyle bir kapı açıldı ki, bu dünyevi kapıda cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık, milletvekilliği vesaire var. Bunların tamamı size verilirken, sizden isteyecekleri bir kaç şey var: Vatan, devlet, din, şeref... Ben bunların hiçbirinden bir milim taviz veremem. Ancak bunları elimizin tersiyle de atmak da doğru olmaz. Bir ekip kurduk, ABD temsilcisine gönderdik. Ziyaret öncesinde benim üç tane değerlendirmem oldu. Üç saatlik bir görüşmeden sonra her üçü de kelimesi noktasına kadar çıktı, dediklerim onlara tekrar edildi. Son olarak ayağa kalkılarak, 'Bizim kapılarımız Sayın Baş'a ardına kadar açık, bekliyoruz' denildi. O gün bugündür bekliyorlar! Biz onları elimizin tersiyle ittik, bunlar balıklama atladılar. Bunlar kim oluyor? Bana yetki verin: Bir yılda AB'yi, iki yılda ABD'yi geçmezsek namerdim. Bunu yaparken de, sizi sıkboğaz etmeyeceğiz; bir eliniz yağda, bir eliniz balda olacak."
MEM dünyada baş tacı
Türkiye'yi yönetenlerin ekonomiyi bilmediğini ifade eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, kendisinin sistemleştirdiği Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) dünyanın baş tacı olduğunu ifade ederek, "2006 yılından bu yana Rusya, MEM'i uygulamaya koydu. 27 Şubat 2013'te Duma'da sistemimi anlattım. Konuşmamın sonunda Sayın Putin başdanışmanını göndererek, teşekkür etti ve 'Biz bundan sonra MEM'i hayatımıza geçireceğiz' dedi. Şu anda Putin dünyanın lideri oldu. Bizim arkadaşlar emir alıyor, Haydar Hoca sevgi, güzellik, proje, program, plan ve tez dağıtıyor. Şu anda Duma İktisat Komisyonu Başkanı Vlademir Lisiçkin İstanbul'da. Harun Kayacı beyle birlikte akşamdan bu yana çalışıyoruz. Benden bir proje istediler. ABD, radikal İslam'ı ve radikal Hıristiyanlığı pompalayarak Rusya'da bir Arap Baharı tarzında olaylar çıkarmak istiyor. Dediler ki, Rusya'da 20 milyondan fazla Müslüman var, bunların dilinden siz anlarsınız, siz bize projeler üretin ve biz bunları uygulayalım. Olaylar zuhur etmeden bunların önüne geçelim. Bir kaç olay oldu ve Putin, 'Bunları Müslüman yapmaz' dedi. Kıratın yanında duran ya suyundan, ya huyundan..."
Gemimize binen kazanır
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Ehl-i Beyt imamlarının özelliklerini anlattıktan sonra "Siz şimdi dosdoğru bir yoldasınız. Nuh'un Gemisi'ndesiniz. sakın ha, sağa sola bakmayın, kaybeden siz olursunuz. Ben vazifemi yapıyorum. Benim gemime binseniz de olur, binmeseniz de olur. Binseniz siz kazanacaksınız, binmeseniz siz kaybedeceksiniz" dedi.(RECEP BAHAR / MİLLİ GAZETE)
Kaynak: YENİMESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?haber,13004163/oyunlarini-bozuyoruz
Bu haber 726 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle