VATANDAŞ DUVARA TOSLAYACAK
4 Ocak 2014 23:29 tsi
2013 yılı, ekonomi için iyi bir yıl olmadı. OVPdeki hedefler her zamanki gibi tutmazken, Fedin 22 Mayısta işaret fişeğini attığı tahvil alımını azaltma yani para musluklarını kısma politikasıyla da 2014e de şimdiden karamsarlık hakim oldu.
Vatandaş duvara toslayacak!
2013 yılı, ekonomi için iyi bir yıl olmadı. OVP'deki hedefler her zamanki gibi tutmazken, Fed'in 22 Mayıs'ta işaret fişeğini attığı "tahvil alımını azaltma" yani para musluklarını kısma politikasıyla da 2014'e de şimdiden karamsarlık hakim oldu.
Yüzde 5 enflasyon hedefinin tutmayarak yüzde 7.4 olması, cari açığın yine kontrolden çıkma eğilimleri göstererek 60 milyar dolarlara sıçraması, tasarruf oranının tarihin en düşük oranı olarak yüzde 12.4 olarak gerçekleşmesi, işsizliğin "resmi olarak" yüzde 10'u bulması, ihracat hedefinin tutturulamaması, ihracattaki düşüş ve ithalattaki artışla beraber dış ticaret dengesinin daha da kötüleşmesi derken, makro ekonomik veriler ciddi şekilde kötüleşti.
Ekonomideki "gaz-fren" tartışmalarından biraz kurtulan hükümetin, gayet geç kalmış bir şekilde tüketimi frenleyici tedbirlere girişmesi de durumu kurtarmaya yetmeyebilir. Özellikle kredi kartlarıyla harcamalara sınırlamalar getirilmesi, hanehalkının borç yükünün çoğunu bu harcamaların oluşturduğu düşünülünce kağıt üzerinde faydalı gibi duruyor. Ancak halihazırda sıkıntılı olan ekonomik aktivitenin iyiden iyiye yavaşlaması ve hatta durgunluğa girilmesi gibi bir tehlikeye de kapı aralanacak böylelikle. Geçtiğimiz yıllarda kredilerle yapılan borçlanma ve kredi kartlarıyla yapılan tüketimlerin gittiği tehlikeli yolu hatırlatanları ciddiye almayan siyasi iktidar, bu kez çok geç kalıyor ve tedbir almaya girişiyor.
Kredi kartlarına yönelik düzenlemeler yanında kredilere getirilen vade sınırı da, tehlikeli boyutlara ulaşan tüketime set çekebilme amacını taşıyor. Ancak, dev-i iktidarı döneminde borçlanmaya ve tüketmeye yönelik bir ekonomik büyüme perspektifi yansıtan hükümetin, ekonomiye "fren" yaptırırken büyümeyi nasıl sağlayacağı da ayrı bir soru işareti.
Fed'in para musluklarını kısma kararının fiiliyata geçmesi, Türkiye gibi gelişmekte olan ve şu anda "kırılgan 5'li" olarak adlandırılan ülkeleri kara kara düşündüren bir husus. Borçlanma imkanlarının azalması, iç piyasadaki rantiyeye yarar belki ama çevrilmesi gereken borcun finansmanını da hayli zorlaştıracak. Buna bir de, siyasi çalkantı (ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar da süreceği öngörülüyor) sebebiyle gayri resmi devalüasyon yapan ve yukarı gitmeye hevesli döviz kurunu ekleyince, durduk yerde borcun artması kadar bu borcun nasıl çevrileceği sorusu da 2014'te ekonominin yumuşak karnı olmaya devam edecek gibi.
Borcun nasıl çevrileceği konusunda vatandaşa kötü haber vermek çok da yanlış olmayabilir. Halihazırda "el altındaki gelir kaynağı" olan vatandaş, zamlara ve vergi artışlarına şimdiden hazırlıklı olsun. Ki, daha "dakika 1, gol 1" durumu da ÖTV artışlarıyla yaşandı zaten.
ÖTV oranlarına yapılan yüzde 12.5'lik zam, gelmesi muhtemel zam dalgasının habercisi olabilir. Lafa gelince, "ekonomi çok iyi" diyenler, hatta "ekonomimiz kıskandıklarından komplo yapıyorlar" noktasına varanlar, keşke çıkıp da açıklasalardı bu ÖTV zammının gerekçesini. Madem bu kadar iyiydi de neden ÖTV'ye ciddi bir zam yapılıyor ve en ufak sallantıda tarumar oluyor piyasalar. Bunu bilmek hakkımız.
Açıkça görülüyor ki, hükümet vatandaş üzerinden bir kaynak arayışına girişmiş durumda. Alkollü içkiler, sigara vs'deki ÖTV artışını "negatif dışsallık" açısından "olumlu" saydık diyelim. Ya otomobildeki insafsız ÖTV'lere ne demeli? 1300-1600 cc arasındakilerin ÖTV'si yüzde 40'dan 45'e, 1600-2000 cc arasındakilerin yüzde 80'den 90'a ve 2000 cc'nin üzerindeki araçların ÖTV'si de yüzde 130'dan 145'e çıkartılıyor, ki az buz bir zam değil bu. Ortalama bir otomobilin fiyatının yüzde 90'ı oranında bir vergiye tabi tutulması ve bu gelirlerin bile devlete yetmemesini de birileri açıklasa keşke. Borca, faize para yetişmiyor ki deyip geçelim.
Gayet yanlış ve gelecek vaat etmeyen bir yol tutturup borca ve tüketime dayalı bir iktisadi büyümeye bel bağlamak, neticesinde işleri "arabanın duvara toslaması" noktasına getiriyor. Tedbirler alınacak ama o tedbirler her zamanki gibi vatandaşı duvara toslatacak.
Burak Kıllıoğlu -Milli Gazete
Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Vatandas_duvara_toslayacak/18103#.UssM1tJdWbQ
Bu haber 881 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle