ERDOĞAN'IN OĞLU BUGÜN İFADEYE GİDECEK Mİ?
2 Ocak 2014 12:04 tsi
Giderse tutuklanma riski var ve bu durum Türk siyasetinde her şeyi allak bullak edecek, çok büyük bir krizi başlatacak bir dönemi karşımıza çıkartacak.
Erdoğan'ın zor günü
Siz bu satırları okuduğunuzda Türkiye çok önemli bir sorunun cevabını da vermiş olacak. Hatırlatalım: Savcı Muammer Akkaş, yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla başlattığı soruşturma kapsamında Başbakan Erdoğanın oğlu Bilal Erdoğan hakkında çağrı kâğıdı göndererek ifadeye çağırdı. Çağrıya icabet edilmesi istenen tarih 2 Ocak, yani bugün.
Çağrı kâğıdında şöyle deniliyor: Başsavcılığımıza müracaat etmeniz, gelmediğiniz takdirde 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 146ıncı maddesi hükmüne göre zorla getirileceğiniz tebliğ olunur.
17 Aralık operasyonun tozu dumanı arasında gündeme gelen ama pek üzerine gidilmeyen konu, Bilal Erdoğan hakkında tutuklama kararı çıkartıldığı idi.
Peki, bugün ne olacak?
Bilal Erdoğan ifadeye gidecek mi gitmeyecek mi?
Giderse tutuklanma riski var ve bu durum Türk siyasetinde her şeyi allak bullak edecek, çok büyük bir krizi başlatacak bir dönemi karşımıza çıkartacak.
Gitmezse oğlum dahi olsa yolsuzluğun üzerine giderim diyen bir Başbakanın oğlunu savcı ifadesinden kaçırmasının izahını nasıl yapacak?
Erdoğanın oğlumu hedef alıyorlar diye işaret ettiği vakıa aslında beni hedef alıyorlar cümlesinin tevili.
Yolsuzluk operasyonunu koordine eden savcı Zekeriya Özün önceki kullandığı şu ifadeye dikkat: Hukuk önünde en yakınımdakilere bile taviz vermeyecek kadar mesleğime bağlıyım.
Yine Bilal Erdoğanı ifadeye çağıran soruşturma savcısı Muammer Akkaşın yazılı açıklamasında kullandığı ifadeler dikkat çekici: Meslek hayatım boyunca şerefim ve namusumla yerine getirmeye özen gösterdiğim Cumhuriyet Savcılığı görevini büyük bir özveri içinde ve tarafsız olarak yürütmekteyim.
İki savcının iki kararlı ve keskin açıklaması aslında yeni yılın ilk günlerinde nelerle karşılaşacağımızı ortaya koyuyor.
Bütün bu gelişmeler ışığında Zaman gazetesinin Ankara temsilcisi Mustafa Ünal dünkü yazısında Bilal Erdoğanın ifadeye çağrılmasına hiç değinmeden şöyle diyor: Yarının gelişmeleri erken seçimi zorunlu hale getirebilir.
Ve bir de cemaatin dergisi Sızıntının yazarı Bahri Şenkalın Twitterde yazdığına bakın: Hizmet isterse sizi bir karış suda boğar. Ama tenezzül bile etmez. Ahmaklar, üç günlük partinizle pırtınızla asırlık hizmete kafa tutacağınızı mı zannettiniz.
Bir yazarın bir iktidar partisine böylesine hakaretvari ifadeler kullanması insanın dikkatini celbediyor.
Cemaatin bazı unsurları büyük bir şaşkınlık ve moralsizlik yaşayan mensuplarını morallendirmek için kendilerinin bile inanmadığı cesur çıkışlar yapmaya çalışırken devletin ilgili birimleri en küçük bir devlet sopası karşısında bunların nasıl darmadağın olacaklarını çok iyi biliyor.
Ama asıl mesele cemaatin ısrarla Türkiyedeki olaylara müdahale etme ve yönlendirme isteğinin nereden kaynaklandığı.
Fethullah Gülenin yıllarca neden devletin kurumları içinde sessiz ve derinden bir kadrolaşmaya girme çabası gösterdiği.
Bu devlet sevdasının! sebebi ne? Bence Başbakan inlerine girme savaşında taktik hatalar yapıyor. Bütün bu süreci yargıya müdahale eden bir Başbakan izlenimi vermeden yürütmeyi başaramadı. Şu an Noel Tatili olduğu için ABD ve ABnin yapacağı yargıya müdahale eleştirileri henüz tam olarak gündeme gelmedi.
17 Aralıktan beri yaşadığımız kavga - gürültü ortamının bundan sonra nasıl şekilleneceğine bugünkü gelişmeler yön verecek.
Bakalım Bilal Bey ne yapacak?
Bakalım Başbakan oğlunu ifadeye gönderecek mi?
Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzunun şu ifadelerini okudum bu yazıyı kaleme alırken. Şöyle yazmış Kuzu: Vurun ulan vurun ben kolay ölmem diyor Ahmet Arif 33 Kurşun şiirinde. Hedef Sayın Başbakan; vurun haydi vurun kahpeler...
Başbakanın en büyük handikapı, yanında Burhan Kuzu gibi vurun, vurun ben kolay ölmem düzeyinde olayları okuyamayan kadroların olması.
Kuzu kuzu vurulmayı beklersen fena vururlar.
Ahmet Arifin şöyle bir şiiri de var, Burhan Bey:
Akşam erken iner mahpushaneye. Ejderha olsan kar etmez. Ne kavgada ustalığın, Ne de çatal yürek civan oluşun. Kar etmez, inceden içine dolan, Alıp götüren hasrete.
Son söz: Cemaatin ve bağlı kurumlarının yabancı istihbarat servisleriyle ilgisinin olup olmadığı, son yıllarda üstlendikleri küresel projelerin hangi dış bağlantıların ürünü olduğu ortaya konulmazsa akıntıya kürek çekmiş olursunuz.
Muharrem Bayraktar - Yeni Mesaj
Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12008334/erdogan-in-zor-gunu/muharrem-bayraktar
Bu haber 713 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle