ERDOĞAN YENİ KABİNEDE MİLLİ GÖRÜŞE Mİ DÖNDÜ?
2 Ocak 2014 15:54 tsi
Büyük hengâmede sessiz sedasız, koca on bakan koltuğu el değiştirdi. Kabinenin yarısına tekabül eden bu rakam, içinde bulunduğumuz atmosferdeki daha önemli duygusal(!) nedenlerle deyim yerinde ise gümbürtüye gitti.
Kabine revizyonu!
Büyük hengâmede sessiz sedasız, koca on bakan koltuğu el değiştirdi. Kabinenin yarısına tekabül eden bu rakam, içinde bulunduğumuz atmosferdeki daha önemli duygusal(!) nedenlerle deyim yerinde ise gümbürtüye gitti. Kimse oralı olmadı. Bu değişim aslında bir hükümet değişikliğiydi.
Yeni bakanların tayininde Hüseyin Gülerce'nin, "kabinenin Milli Görüşe bulaşmamış isimlerden oluşturulması" önerisi ne kadar etkili oldu bilmiyoruz. Ancak sonuç itibariyle talebi belki bir fire ile aynen gerçekleşti.
***
Aslında Patron yaşanan süreçte, 17 Aralık operasyonunu geçiştirmeye ve görmezden gelmeye çalıştı. Ancak yüksek rakımlı tepeden gelen sinyaller değişimi zorunlu kıldı.
Şen-şakrak seyahat ettikleri Pakistan dönüşü keyifler yerinde, moraller yüksek, bu badireyi de atlattık diyorlardı sanki.
Ama olmadı.
Artan kamuoyu baskısını belki dindirebilirlerdi de işin ucu, ipin ucu köşkteydi. Hele Esenboğa'da coşkulu kalabalığı görünce "hey yaşasın!" deyip adı geçenler birbirlerine sarılmışlardı.
Ama olmadı.
***
Beyler uçakta iken yüksek rakımlı tepeden "İnince bana yeni kabineyi getirecek, bekliyorum" deyince iş işten geçti, artık görevden almaya mecburdular, daha fazla direnemezlerdi.
Ve beklen(mey)en değişim gerçekleşti.
Geçen yazımızda işaret ettiğimiz zülfü yâre dokunma tam olarak buydu. Yirmi yıllık yoldaş Bayraktar'ın ifşaatları süreci hepten çıkmaza soktu.
Ben en çok Sayın Başbakan'ın önce "komplo" deyip sonra "çürükleri temizledik" sözüne şaştım. Kanaatimizce Bayraktar da buna bozuldu.
Bir de bizimkilerin(!) ne hikmetse savunmada gösterdikleri tavırlar. Pisliklere direk, en direk bulaşmış, pay almış, göz yummuş her kimlerse eski dostlarda can siperâne bir aklama telaşı yaşanıyor. Ne komplolar, ne Siyonizmler türlü iddia ve aklamalar havada uçuşuyor.
Hani padişahın veziri/yağdanlığı varmış da her şeye bir yorum getirirmiş. En son bir saçma ile kurulmuş kızarmış kuzu sofraları deyince yağdanlık da pes etmiş.
Merak ediyorum hırsızlığa bile kılıf bulan (eski) bizimkiler ne zaman pes edecek.
***
Yeni kabine nasıl derseniz ilk gece sosyal paylaşım sitesinde şunu yazdım. "Düşük profil, Milli Görüşü tasfiye, silik vitrin, nefsi müdafaa ve savunma paktı"
Hala yazdıklarımın arkasındayım.
Zaten köşk çıkışı Sayın Başbakan'ın bezgin ve yılgın suratı, durumdan çok da hoşnut olmadığı hissi uyandırıyordu.
İsimlerle ilgili münakaşa yapıldığı şeklinde sızan duyumların doğruluk derecesini bilemeyiz. "Hâl" her şeyi anlatıyor, daha doğrusu anlatmıyordu.
Önceki kabine ilanlarında görmeye alışık olduğumuz "mağrur" halden iz yoktu.
Ayrılan bakanlardan; -mahkeme aklasa bile- ithamlara maruz kalanlar, -seçilmese de- aday olanların dönüşleri zor.
Gidenlerin hepsi ayrı da bence en önemlisi; Türkiye, çıkardığı özgürlükçü(!) yasalarla aileyi yok eden Bakan'dan kurtuldu.
***
Peki, kabine kimlerden oluştu? Özel hallere vakıf kimseler işbaşında. Yakın çalışma arkadaşlarından; İngilizce-Arapça tercümanlar, özel kalemde görev yapanlar, beraber tatil yapılan özel ilişkili kimseler.
Belli ki, revizyonla iş yapacak adam değil; bilgi sızdırmaması, kayıtsız şartsız teslimiyet göstermesi ve süreci atlatma esas alınmış.
"Artık Milli Görüşe döndü" diyenler revize edilen yeni kabineye baksın!.
Dr. Necmettin Çalışkan -Milli Gazete
Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Kabine_revizyonu/18075#.UsVkE9JdWbR
Bu haber 769 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle