En Sıcak Konular

EFSANE HURAFE HADİSLERİN HUZMESİNDEN TÜRKLER

20 Aralık 2013 22:59 tsi
EFSANE HURAFE HADİSLERİN HUZMESİNDEN TÜRKLER Peygamber (er Resul) kitabında ‘nübüat’ bölümü Peygamberimizin gelecekten haberleriyle ilgili ve doludur. Bu haberler ve haberlerin tahakkuku aynı zamanda Peygamberimizin davasına bürhandır. Bunlardan birisi de Türklerle ilgili söyledikleridir.

Efsane hurafe Hadislerin huzmesinden Türkler

Suriyeli önemli İslam alimlerinden ve mütefekkirlerinden Said Havva'nın fikri değerini tam olarak bilemedik. 20'inci yüzyılın önemli alimlerinden birisi ve tek başına yenileyici olmasa bile yenileyici bir çığırın ve zümrenin önemli simalarından birisiydi. Onun kadar geçmişi geleceğe bağlayan ilmi olarak köprü birini görmedim. Müdekkik ve muhakkik bir alimdi. Sadece geçmiş metinlerle ilgilenmiyor onları fikir kalıbında günümüze taşıyor ve yansıtıyordu. Zahid el Kevseri veya Abdulfettah Ebu Gudde metinlerle ilgilenen klasik bir alim görüntüsü dışına çıkamazken Said Havva sufilerin ifadesiyle anın vacibiyle ilgilenmiş ve güncel ve çağdaş meselelerle İslami ilimleri birbiriyle yoğurmuştur. İslami kaynaklara da Seyyid Kutup veya Muhammed Kutup'dan daha yakındır. Fikirle klasik ilimleri mezcetmiştir. Kur'an ve Sünnet ilimlerine haizdir. Akif'in arzu ettiği gibi Kur'an ve Sünnetin gölgesini çağa düşürmüştür. Bütün kitaplarında böyledir. Düşünce ve istikamet tayininde deniz feneri gibi önemli bir isim iken İslam dünyası Said Havva'yı ihmal etmiştir. İran devrimiyle erken dönemde fikren çatışma durumunda kalması onu gölgeleyen hususlardan birisi olmuştur. Lakin eserlerine baktığınızda herkesten daha fazla günümüzü aydınlattığını görüyorsunuz.
 
*
 
Peygamber (er Resul) kitabında 'nübüat' bölümü Peygamberimizin gelecekten haberleriyle ilgili ve doludur. Bu haberler ve haberlerin tahakkuku aynı zamanda Peygamberimizin davasına bürhandır. Bunlardan birisi de Türklerle ilgili söyledikleridir. Bazı kesimler maalesef Hazreti Peygamberin hadislerinde Türklerle ilgili olumsuz atıfların olduğunu ileri sürmektedirler. Bunlar şuubi kafaların uydurduklarıdır. Bir de bu şuubi kafaların hilafına milliyetçilik zemininden bu hadislere bakanlar da vardır. Bu hususla alakalı olarak iki örnek verebiliriz. Bunlardan birisi Sözcü gazetesi yazarlarından Rahmi Turan. Bir makalesinde Türklerle ilgili şuubi kesimlerdeki ezberi veya algıyı yansıtmış. Makalesinin başlığını bile tutturamamış. Zira yargısı ezber. Üttürük Türük (Türk'ü terk et!). Ne böyle bir kalıp ne de böyle bir anlam var. Birincisi, Üttürük değil, Ütrükü't Türk . 'Türkler size ilişmedikçe onlara ilişmeyin ve onlarla savaşmayın' anlamındadır. Yani Peygamberimiz nasıl Mısırlı Kıptilerle ilgili sonraki nesillere ve sahabelere hayır tavsiye etmişse Türklere karşı da dikkatli olunmasını tavsiye etmiştir. Türklere saldırganlığı yasaklamıştır. Zira nübüvvet mişkatından onların bilahare Araplarla kardeş olacağını görmüştür. Sünen-i Ebu Davud'daki hadis Zekeriya Kitapçı'nın İngilizce çevrisiyle şöyledir :""Abandon the Ethiopians as long as they leave you and don't attack the TURKS as long as they not attacking to you/Habeşliler sizi bıraktıkça siz de onları bırakın ve ilişmeyin. Türkler size savaş açmadıkça siz onlara savaş açmayın." Burada milliyetçi yazar Zekeriya Kitapçı dolaylı olarak ulusalcı yazar Rahmi Turan ve benzerlerini çürütmüş oluyor.
 
*
 
Said Havva Peygamber/er Resul adlı kitabında bu hususa yer veriyor ve Emir Muaviye Bin Ebu Süfyan'ın valilerinden birisi Şam'a bir mektup gönderiyor ve Türklerle boğuştuğunu ve harp ettiğini ve onları yendiğini müjdeliyor. Bunun üzerine Emir Muaviye valisine şu karşılığı veriyor:" Onlar seninle muharebe etmedikçe sen onlarla muharebe etme. Ben Resulullahtan duydum ki, Türkler Arapları yenecekler ve onları çölde şih ve kaysum bitkisinin bittiği yere kadar sürecekler. (Er Resul: İkinci cilt, 129) "Arap şuubilerini, ırkçılıklarını kendilerine rehber edinenler kendilerine yazık, İslam'a da haksızlık ediyorlar. Arapları saysak da saymasak da Türklerden başka İslam'ın payidar ettiği başka bir millet var mıdır? Türkler 400 yıl Osmanlı ile birlikte ondan evvel de Selçuklularla birlikte Arabistan'ın derinliklerine inmişler, kök salmışlardır. Hadis böylece tahakkuk etmiştir. Peki! Ulusalcılar, varsa bir meziyetleri; İslamsız geldikleri noktayı söylesinler? Bahis Said Havva'dan açılmışken onunla bitirelim. Peygamber/er Resul kitabında hadise dayanarak İslam'ın beş devresini hatırlatıyor. Bunlardan ilki nübüvvet dönemi. İkincisi 30 yıllık ilk hilafet dönemi. Üçüncüsü Emevilerle başlayıp Osmanlılarla biten ümera dönemi. Cundullah da dördüncü dönemi de Osmanlı'nın yıkılması ve ulus devletlerin kurulmasına bağlıyor. Bu dönem decacile ve cebabire dönemidir. Arap Baharı ile birlikte bu dönem ve sistem de geride kalıyor. Şimdi beşinci dönemin; yeni hilafet döneminin kapılarındayız. Said Havva İslam'ın dördüncü döneminde, cebabire döneminde yaşadı. Beşince dönemin irhasatını göremedi. Yaşasaydı bunun ilk teşhisini koyanlar arasında olurdu. Abdulmecid Zindani gibi.
 
Bir zamanlar 'utruk't türk' hadisinde olduğu gibi hilafetin kureyşiliği meselesi de kimi Arap şuubiler tarafından Osmanlı aleyhinde ayak bağı ve yıkım vesilesi olarak kullanılmıştı. Ebul Hasen en Nedevi'nin belirttiği gibi, yöntem olarak olmasa bile içerik olarak Türkler gerçek manada hilafetin hakiki sahipleri ve bekçileridir. Kureyşilik meselesine gelecek olursak; Mısırlı Sisici darbeci şeyhlerden veya Ezher değil Körfez şeyhlerinden Ahmet Kureyme de hilafetin Kureyşiliğini ileri sürerek Mürsi gibilerinin önüne kesmek istemiştir. Ona göre tek halife olabilecek biri varsa o da Haşimi oğullarından Ürdün Kralı Abdullah II.'dir. Bu aklıma Behiç Kılıç'ın Şerif Mardin'le alakalı ifadesini getirdi. Nerenin şerifi? Biliyorsunuz ABD'nin de şerifleri var. Ezher şeyhi kılığında para şeyhi ve Körfez şeyhi olanlar da çok. Tipik örnek Ahmet Kureyme.


Mustafa Özcan - Milli Gazete

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Efsane_hurafe_Hadislerin_

huzmesinden_Turkler/17895#.UrSA0NJdWbR



Bu haber 925 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,252 µs