ERDOĞAN DA BARANSU DA FİDAN DA KONUŞMAK ZORUNDALAR

ERDOĞAN DA, BARANSU DA, FİDAN DA KONUŞMAK ZORUNDALAR

 

İddialar yenilir yutulur cinsten değil. Taraflar birbirini vatan hainliği ile suçluyor. Bundan daha ağır bir suçlama olamaz. Bir tarafta 11 yıldır yönettiği Ülkesini parçalanmanın eşiğine getirmiş bir Başbakan, diğer tarafta da nereden elde ettiği halen bilinmeyen valiz dolusu belgeleri yayınlayarak, TSK nın pasifize edilmesine aracı olan bir gazeteci. Daha geniş anlamda bir tarafta Cemaat diğer tarafta AKP. Her ne kadar kavganın başlama sebebi olarak Dershanelerin kapatılmak istenmesi öne sürülüyorsa da, bu savaşın dinamikleri çok daha karmaşık ve derin. 7 Aralık tarihli yazımda bu konudaki yorumlarımı yazdığım için, tekrarlamak istemiyorum. Şimdi son gelişmelere bakma zamanı.

 

ERDOĞAN : AÇIKLARSAK YER YERİNDEN OYNAR

7 -12-2013 günü Tekirdağa giden Başbakan Erdoğan burada Cemaate yönelik yaptığı konuşmasında " Bakınız bugünlerde bir grup gazeteci, köşe yazarı bunlar... Üzerinde gizlilik belgesi olan ve Miili Güvenlik Kurulu'nun toplantılarındaki bilgilerin sızdırıldığı ortaya çıktı. Şimdi hükümeti fişlemekle suçlayanlara sesleniyorum. Hükümeti fişlemekle suçlayanlar öncelikle acaba bu istihbari bilgileri, bu gizlilik bilgilerini acaba bu adamlarınıza, bu yandaşlarınıza kimler sızdırdı, bunu ortaya koyun. Anayasamızda bu konularla ilgili çok açık, net yasaklar var. Yasaklar, insanların fikir özgürlüklerinde olursa biz karşıyız. Ama devletin öyle mahremleri vardır ki bu mahremleri kimsenin teşhir etmeye, ifşa etmeye hakkı yoktur. İnsanların da kendilerine ait mahremleri vardır. Bunları da kimsenin teşhir etmeye hakkı yoktur. İşte bununla ilgili olarak gerek Başbakanlık, gerek Milli Güvenlik Kurulu, gerek Milli İstihbarat Teşkilatı suç duyurusunu yaptı. Ve şimdi bakıyorum da bazı medya grupları maşallah el ele vermişler. Bunlar düne kadar hiç bir araya gelemezlerdi. Şimdi bir araya gelmeye başladılar. Ve bunu özgürlük olarak iddia ediyorlar. Bunun adı düpedüz bu ülkeye, bu vatana ihanettir, başka bir şey değildir."derken , daha sonra gittiği Çerkezköyde de ''Kampanyayı yürütenleri açıklamaya kalkarsak, yer yerinden oynar. Devletin mahremine dokunduğunuzda yargı gereğini yapar'' dedi.

 

BARANSU : MİT İHALEYE GİRECEK MUHALİFLERİ DİNLEYİP BAŞBAKANA FİŞLEDİ

Başbakanın sözlerine twitter hesabından cevap veren Baransu şöyle dedi

"Sayın Başbakan: İhaleye girecek muhalifleri MİT'in dinleyip sizlere fişlemesi vatana ihanet değil de bunların belgelerini yayımlamak mı ihanet

Sayın Başbakan eski genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt da beni vatan haini ilan etmişti. Kendisine aynen şunları söylemiştim;

"Doğu cephesinde, Hamidiye alaylarında şehit olan 77 dedemden birinin tırnağı edemezsiniz." Kim hain kim vatanperver zaman gösterecek

Sayın Başbakan, Size bağlı kurum cemaate kurban hissesi verdi diye bir devlet memurunu neden fişler? Vatan hainliğini boş verin buna cevap verin

Ortalık ucuz kahramanlardan, söylemlerden geçilmiyor. Bu millet bu laflara alışık. Siz önce neden cemaatleri fişlediniz bunun hesabını verin

Cemaatleri dindarları fişlemek, cemaate kurban hissesi verdi diye rapor tutmak düpedüz vatana ihanettir. Siz hainlerden hesap sorun

Eğer hainlerden hesap soramıyorsanız bu şu anlama gelir. Fişleme emrini siz verdiniz. Kaldı ki Başbakanlığa gelen belge de bunu gösteriyor.

Hırsız olmaktansa, milleti fişlemektense bu hükümet tarafından vatan haini damgası yemek şereftir.

Başbakan: "Devletin öyle mahremleri vardır ki bu bilgileri kimsenin teşhir etmeye hakkı yoktur." Doğru kurban keseni fişlemeniz çok mahrem

Hırsızlık yapmak vatana ihanet midir? Bu millet çok kısa zamanda vatan hainlerini de öğrenir.

Sayın Başbakan MGK'nın, mitin raporları doğru mu? Doğru. Hüseyin Çelik de doğruladı. Milleti neden fişlediniz bunun hesabını verin"

 

VATANINI SEVEN BU SORULARA CEVAP ARAR

Şimdi birbirini Vatan hainliği ile suçlayan taraflar aşağıdaki sorulara cevap bularak, milletin gerçekleri öğrenmesine katkı sağlamak zorundadırlar.

 

 

1- MİT ihaleler konusunda muhalifleri dinleyerek Başbakana fişleme yaptı mı ? Eğer bu olay doğruysa MİT'in Siyasi muhaliflerle ilgilide başbakana bilgi sağladığının düşünülmesi gündeme gelmez mi?

2- AKP hükümeti, Süleymancılar, Gülen Cemaati ve Milli görüşçüler gibi bir çok cemaat ve grubu fişledi mi?. Eğer bu doğruysa. Başbakanın bu gün ki öfke ve tedirginliği yıllardır oylarını aldığı bu kitlelerin desteğini kaybetme korkusundan kaynaklanıyordur diyebilir miyiz?

3- Sayın Başbakan Baransu nun Yayınladığı Balyoz Belgeleri de Devlet sırrı mahiyetinde olan gizli belgeler değil miydi ki ? O gün de suç duyurusunda bulunmadınız?

4- Sayın Başbakan kampanyayı yürütenleri açıklarsam yer yerinden oynar diye kastettiğiniz Cemaate kaç milletvekili ve bakan verdiniz? Böyle bir şey yok diyorsanız, Size çok yakın olan Abdül kadir Selvi'yi neden yalanlamadınız?

5- Sayın Başbakan yeri yerinden oynatacak gerçekleri milletinizle de paylaşmayı düşünüyor musunuz? Düşünmüyorsanız!.. bunun gerekçelerini milletinizle paylaşmayı düşünüyor musunuz ?

6- Sayın Baransu belli ki siz bu gün gündeme taşıdığınız belgelere uzun zamandır sahiptiniz. Bunları neden daha önceleri açıklamadınız da… AKP ile Cemaat arasında bir menfaat çatışmasının ortaya çıkmasını beklediniz. Meslek ilkelerine bağlı bir gazeteci öncelikle bir cemaatin mi yoksa da milletin mi çıkarlarını gözetir?

Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=15220