AKP’NİN ''SİYASİ KÜRTÇÜLÜK'' ROTASINA TEPKİ YAĞDI

Türk Milliyetçiliğini ayaklarının altına alan, cemaatle ipleri koparan AKP'nin umudunu müzakere ortağı PKK ve HÜDA-PAR'a bağladığı ileri sürülüyor!

 

Terör örgütü PKK ile Oslo'da başlayıp İmralı'da devam eden müzakere süreciyle birlikte kuruluş ekseninden sapan AKP'nin son hamleleri, siyasi çevrelerde tartışılmaya başlandı. Diyarbakır'daki Kürt buluşmasında "planlı, projeli" olarak Kuzey Irak için "Irak Kürdistanı" ifadesinin kullanılması, PKK'lı şarkıcı Şivan Perver'in "Kürtçe resmi dil olsun" talebine "Vakti var" denilmesi, Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen HÜDA-PAR'la ilişkilerin geliştirilmesi, el-Kaide suçlamasıyla yargılanan Osman Nuri Gülaçar'ın Van belediye başkanlığı için AKP'den aday gösterilmesi, İmralı canisine siyaset yolunu açacak yasa önerisinin Meclis'e taşınması, Ankara'da en çok tartışılan konuların başında geliyor. 

 

Plan, Yeni Zemin'de kotarıldı

Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alan, Türkiye Cumuhuriyeti Devleti'ni dönüştürmede (!) kader birliği yaptığı cemaatle de ipleri koparan AKP'nin, Kürt-İslam eksenine oturtulması, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "kendisini koruma kollama" ile "cumhurbaşkanlığı makamına oturma" refleksiyle açıklanıyor. Erdoğan'a yeni eksende rota çizen ekibin ise, "Yeni Zemin" grubunun olması dikkat çekiyor. AKP'deki dönüşümü 2 yıl öncesinden haber veren Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, YENİÇAĞ'a yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'ni dönüştürmeye çalışanların, 18 yıl önce Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin'de örgütlendiğini ifade ederek şunları söylemişti: 

İlginç isimleri buluşturan kadro

Bugünkü siyasi iktidarın fikri temelleri, 1993'te çıkan Yeni Zemin dergisinde atılmıştır. Bu derginin kadrosunda Osman Tunç (Kürt-İslam sentezcisi Zehra Vakfı yöneticisi), Mehmet Metiner (AKP Adıyaman Milletvekili), Ali Bulaç (Zaman yazarı), Kenan Çamurcu, Abdurrahman Dilipak, Davut Dursun (RTÜK Başkanı), Altan Tan (BDP Diyarbakır Milletvekili), Yalçın Akdoğan (Başbakan'ın Başdanışmanı, AKP Ankara Milletvekili) İhsan Arslan (23. Dönem AKP Diyarbakır Milletvekili) gibi isimler bir arada yer almışlardır. Görüldüğü gibi bu isimlerin bir kısmı AKP saflarında özellikle Kürt sorunu adı altında terör örgütü ile yürütülen pazarlıklar noktasında etkili yerlerde bulunmakta. Aynı kadroda yer alan Altan Tan ise biçilen görevini BDP saflarında sürdürmekte. Bir kısmı da basın kuruluşlarındaki görevlerini devam ettirmektedir. 

 

70 maddelik dosya işliyor

Vamık Volkan yönetiminde düşünce kuruluşu adı altında faaliyet gösteren Ekopolitik Derneği ve benzer kuruluşların da AKP eksenindeki kaymanın önemli aktörleri olduğunu anlatan Tantan, şunları söyledi: "CIA hesabına çalıştığı iddia edilen Kıbrıs doğumlu Prof. Dr. Vamık Volkan, Kürt sorununun çözümü konusunda 70 maddenin yer aldığı dosyayı 2010'da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunmuştu. Dosyada, Doğu ve Güneydoğu'da dağlara yazılan 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yazılarının silinmesi, Kürtçe'nin seçmeli ders olması, okullardan Andımız'ın kaldırılması ve özerkliğin tartışmaya açılması talepleri yer alıyordu. Düşünce kuruluşu Ekopolitik'in hazırladığı dosyada, 'Kürtlerin hassasiyetleri kadar Türklerin de endişelerini ortadan kaldıran dengeli bir politika ortaya konmalı'görüşü yer almıştı. Daha önceki açıklamalarında 'Öcalan sürece dâhil edilmesin, af için erken'diyen Volkan'ın, Gül'e sunduğu dosyada PKK'nın dönüşümü için siyasal ve sosyal koşulların hazırlanması vurgusu yapılıyordu. Görüldüğü gibi bugün yaşananlar bu önerilerin bir bir uygulamaya geçirilmesidir."

 

"Kürdistan" açılımı

Peşmerge reisi Mesud Barzani ile birlikte Diyarabakır'da şov yapan Başbakan Tayyip Erdoğan, ilk kez "Kürdistan" kelimesini kullandı. Erdoğan, "Irak Kürdistan Bölgesel Yönetim Başkanı değerli kardeşim Barzani'ye Erbil'den geldikleri, heyecanımızı paylaştıkları için milletim adına teşekkür ediyorum. Sizi, şahsınızda Kuzey Irak Kürdistan bölgesindeki değerli kardeşlerimizi muhabbetle selamlıyorum" dedi.

 

AKP'NİN "SİYASİ KÜRTÇÜLÜK" ROTASINA TEPKİ YAĞDI

 

Halaçoğlu: Siyasi Kürtçülüğe yelken açtı

AKP'nin, Türkiye'nin bütününü kapsayan politikalar yerine  PKK açılımıyla birlikte yönünü Güneydoğu ve Kuzey Irak'a çevirmesini değerlendiren MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Oslo'da pazarlık masasında alınan kararların hayata geçirildiğini belirterek, "Erdoğan, siyasi Kürtçülüğe dayanarak, cumhurbaşkanı olmak istiyor. Böylece bir müddet daha kendisini korumaya çalışıyor" dedi. Halaçoğlu, örgütün her gün yeni şartlar ileri sürerek istediğini aldığını anlatan Halaçoğlu, şöyle konuştu: "Erdoğan, Güneydoğu'da olaylar çıktığı takdirde kamuoyunda tepkiyle karşılanacağını ve seçimlerde büyük bir kayba uğrayacağını biliyor. Ayrıca, iktidardan düştüğü takdirde hakkında birçok dava açılacağını, anayasal suç işlemesi sebebiyle Yüce Divan'a gideceğini biliyor. Bu nedenle her türlü tavizi vererek iş başında kalmayı hedefliyor. Siyasi Kürtçülüğe dayanıyor, cumhurbaşkanı olmak istiyor." 

 

Erkal: Türkiye partisi olmaktan uzak

Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Mustafa Erkal da AKP'nin BDP'ye rakip olan marjinal bir parti konumuna geldiğini söyledi. AKP'nin Türkiye partisi olmaktan hızla uzaklaştığını vurgulayan Erkal "Kitle partisi olmaktan çıkıp marjinal çevrelerin partisi haline geldi. BDP'ye tam bir rakip oluyor. Çıkarılacak yasalar, ortaya konacak tavırlar bu süreçle bağlantılı. Başbakan'ın gönlünde Çankaya var, BDP'nin gönlünde de Öcalan'ın serbest bırakılması ve bölgesel özerklik var" dedi.

 

Öksüz: Amaç Milliyetçiliği yok etmek

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. İskender Öksüz ise, sorunu AKP'nin ideolojik kökenlerinde aramak gerektiğini kaydetti. İslami ideolojiyi referans alan partilerin siyasi tavırlarının aynı olduklarını ifade eden Öksüz şunları söyledi: "Bunların amacı İslam ülkeleri arasında birlik sağlamaktan ziyade kendi yaşadıkları ülkede milliyetçiliği etkisiz hale getirmektir. Bu azınlıklar ayrılıkçı politika takip edecek kadar güçlü olduklarını hissettikleri an, kendi istikametlerinde milliyetçilik kriteri açıklamaktan geri kalmazlar. Böyle bir güce erişemedikleri müddetçe İslam davasının şampiyonu olarak görünürler. Ana eksen bu."

 

Hizbullah flamaları altında miting

AKP Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı ve Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen Osman Nuri Gülaçar bir mitingle karşılandı. Mitingde en çok dikkat çeken Hizbullah flamalarının açılması oldu. Burada bir konuşma yapan Gülaçar, "Bu ülkede dün ret ve asimilasyon vardı. Onların tümü gitti. Bu hükümet, bu kadrolar, önderleriyle, Recep Tayyip Erdoğan'larıyla bunu tarihin çöplüğüne gömdüler" dedi.  Eski AKP Van İl Başkanı Ebubekir Gülaçar'ın oğlu olan Osman Nuri Gülaçar, 15 Ekim 2009 tarihinde Van polisi tarafından el Kaide'ye yönelik düzenlenen operasyonda 16 şüpheli ile birlikte gözaltına alınmıştı. Bunlar arasında Osman Nuri Gülaçar ile birlikte 3'ü tutuklanmıştı. "el Kaide yapılanmasının Van'daki sorumlusu" olarak tutuklanan Gülaçar, iki ay cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti. Gülaçar, yargılandığı Van 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 7 ay önce karara bağlanan davada beraat etmişti.

 

Öcalan'a siyaset yolunu açma paketi

Hükümet, PKK'nın da taleplerinin arasında yer aldığı belirtilen "demokratikleşme paketi" ni perşembe günü Meclis'e sundu. 17 maddeden oluşan pakette, özellikle "parti üyeliği" ve "eşbaşkanlık" bölümleri dikkat çekiyor. Tasarının parti üyeliği bölümüyle; kamu hizmetinden yasaklılar, yüz kızartıcı suçlar, kaçakçılık, ihalelere fesat karıştırma veya devlet sırlarını açığa vurma suçlarından mahkum olanlar, taksirli suçlar hariç 5 yıl veya daha fazla hapis cezasına mahkûm olanlar, devlete karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar ve terör eyleminden mahkûm olanlarla ilgili siyasi partilere üyelik yasağı kalkıyor. Tasarıda kaldırılan yasaklara ilişkin yeni bir düzenleme de öngörülmüyor. Bu durum düzenlemeyle bebek katili Abdullah Öcalan ve diğer tüm mahkumlara, partilere üye olma yolu açıldığı görüşüne neden oldu. Anayasaya göre milletvekili seçilme şartları ayrıca düzenlendiği için Öcalan'ın milletvekili adayı olmasının ise söz konusu olmadığı belirtildi. Ancak bu sorunun da getirilen "eşbaşkanlık" la çözüleceği belirtiliyor. Tasarıya göre, partiler, "eşbaşkanlık" uygulamasına geçebilecek. Böylece teröristbaşının bir partiye eşbaşkan olabilmesinin önünde bir engel kalmıyor. Bu çalışmaların ardından da "Bir partinin eşbaşkanı nasıl cezaevinde olur?" propagandasıyla kamuoyu oluşturularak, Öcalan'ın bir afla dışarı çıkarılmasının önü açılacak.

 

Kürtçe resmi dil için fırsat kollanıyor

Başbakan Erdoğan'ın peşmerge reisi Mesud Barzani ile Diyarbakır buluşmasında yer alan Kürt şarkıcı Şivan Perver, Kürtçe'nin resmi dil olması için bir çalışma yürütüldüğünü, ancak uygulamaya konması için zamanın beklendiğini Başbakan'ın ağzından deşifre etti. Irak'ın kuzeyinde yayın yapan Rudaw televizyonundaki bir programa eşi Gülistan Perver ile katılan Perver, Diyarbakır ziyareti, yaşananlar ve Başbakan Erdoğan ile aralarında geçen diyalogları anlattı. Başbakan Erdoğan ile görüşmelerinde Kürtçe'nin resmi dil olması talebini ilettiğini de söyleyen Perver,  "Eğer barış istiyorsanız eşitliğin olması gerektiğini söyledim. Kürt varsa, dili varsa haklarını diğer milletler gibi özgürce kullanması gerektiğini söyledim. Özgürlük olmadan barış olmayacağını söyledim. 'Bu olmaz ise yarın başka bir çatışma çıkar' dedim. Başbakan Erdoğan, Kürtçe'nin resmi dil olması konusunda 'vakti var' dedi. Bazı şeyleri çözmenin kendileri için çok zor olduğunu ve kendilerine yönelik baskı ve saldırılar olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı.