En Sıcak Konular

ERMENİ MESELESİNİN ARKASINDA İNGİLİZLER VAR

3 Aralık 2013 14:49 tsi
ERMENİ MESELESİNİN ARKASINDA İNGİLİZLER VAR Osmanlı Devleti içerisinde merkezi otoritenin şüphe etmeyeceği tek unsur Ermenilerdi.

Ermeni meselesinin arkasında İngilizler var

Osmanlı Devleti içerisinde merkezi otoritenin şüphe etmeyeceği tek unsur Ermenilerdi.

Milli Gazete Haber Müdürü Gökçen Göksal'la Türk Tarih Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Dr. Halil Ersin Avcı, Ermeni Meselesi'nin bilinmeyen yönlerini konuştu...

Osmanlı'ya bağlılıkları nedeniyle millet-i sadıka olarak anılan bu halk nasıl bir anda Osmanlı ile kanlı bıçaklı hale gelmişti. Emperyal güçlerin maşa olarak kullandıkları bu sadık millet, bir mendil gibi kullanılıp bir köşeye atıldığını ne yazık ki hiç anlamadı. Soykırım yalanının üzerinden devam ettirilen kampanyalar ve bu kampanyalara destek verenler geçmişte Ermenileri büyük bir felakete sürüklediler. Bu felaketin mimarları hâlâ iş başında...

1915 olaylarının 100. Yılı yaklaşırken İngiliz istihbarat raporlarından derlediği bilgilerle önemli çalışmalara imza atan tarihçi Dr. Halil Ersin Avcı ile Ermeni Meselesini konuştuk.

Neden İngiliz-Ermeni ittifakı? Bu fikre nereden vardınız?

Şimdi öncelikle İngilizlerle Ermenilerin başta bir ittifakı olduğunu fark etmemiştik. Böyle bir ittifakın olup olmadığı yapılan çalışma neticesinde ortaya çıktı. İstanbul Üniversitesi Tarih bölümünden hocam Prof. Dr. Ali Arslan'ın yönlendirmesi oldu. Bana şu soruyu sordu? Acaba İngilizlerle Ermeniler acaba ilk ne zaman temas etmişlerdi? Bu konu ile alakalı İngiliz arşivinde araştırma yaparken, aslında bu temasın 18. veya 19. yy.da değil, daha önceki tarihlerde olduğunu fark ettim ve çalışma böyle başladı. Daha sonra bir çağrışım bunun genişlemesine sebep oldu. Herkesin ilgi ile seyrettiği 'Karayip Korsanları' isimli macera filminin ikinci bölümünde ilginç bir sahne yaptığım çalışmanın yönünü de değiştirdi. Bu sahnede İngiliz Doğu Hindistan şirketine ait olan bir gemide iki tane Ermeni asıllı tüccar bozuk Türkçe-Ermenice ile aralarında konuşuyorlardı. Bu sahne, filmde bir enstantane olarak geçiyordu. Bu sahne sadece filmdeki canavarın bir gemiyi nasıl yok ettiğini göstermek için konulmuştu. Zaten birazdan da gemiyi yutuyordu, parçalıyordu. Bu sahne o kadar çok dikkatimi çekti ki, acaba Doğu Hindistan ile Ermenilerin ne alakası var dedim? Ve kendi kendime sordum bunların tam Türkçe konuşmadıklarını ve Ermenice ye yakın bir dil konuştuklarını fark ettim ve asıl mesele ondan sonra ortaya çıktı.

Doğu Hindistan burada önemli bir durak o zaman...

Evet. Doğu Hindistan İngiliz şirketini incelemeye başlayınca asıl İngiliz İmparatorluğu'nun temelinde Ermeni tüccarlarının olduğunu gördük. İngilizler 16. yy.dan itibaren bilhassa Ortadoğu'da, İran'da daha sonra 17. yy. başlarında Hindistan'da Ermeni tüccarıyla karşılaşmışlardı. Ermeni tüccarının önemini kavrayan İngilizler Ortadoğu'da var olabilmeleri için yerli Hıristiyan bir unsura ihtiyaç duymuşlar bu unsur da Ermeni tüccarları olmuştu. İngilizler Hıristiyan bir unsurdu ve Ortadoğu'nun çoğunluğu Müslüman veyahut doğu dinlerine mensup bir topluluklardı. Bunların arasında kendilerine güvenebilecekleri iş ortağı olabilmeleri için Hıristiyan bir unsura ihtiyaçları vardı. Zaten 9. ve 10. asırdan beri Ortadoğu'da çok geniş bir ticaret ağı kurmuş olan Ermeni tüccarı onlar için bulunmaz bir Hint kumaşı oldu. Ermeni ticaret ağına İngilizlerin dâhil olması ve bunlarla yakınlaşmaya başlaması İngilizleri Ortadoğu'da süratle hâkim bir devlet haline getirmiştir ve kısa süre içerisinde, 1688 gibi erken tarihte İngiltere Devleti ile Ermeni milleti arsında İran ve Hindistan Ermenileri arsında bir İngiliz-Ermeni ittifakı anlaşması imzalandığını görüyoruz.

Ortadoğu'nun Hıristiyan olarak tek tüccar Ermenilerdi

İngilizlerin bu ittifaktaki amacı sadece ticari miydi?

Bu ittifakın genel esası Osmanlı Devleti'ni ekonomik olarak zayıflatma ve sonunda da yok etme esasına dayanıyordu. Buradaki esas ticaret yollarını Osmanlı Devletinden İngiltere lehine Basra körfezine ve Hindistan sahiline çevrilmesi ve buradan sonrasında İngiliz ticaret gemilerinin söz konusu bölgelerden sevk edilen malları Avrupa'ya taşıması idi. Ermeni meselesiyle araştırma yapanların birçoğu hep Türkiye ile ilgili klasörlere bakmaları neticesinde bu belgelere ve bilgilere ulaşamadıkları dikkatimi çekti. Baktığınız zaman asıl olan Hindistan klasörlerinin içindeydi ve takdir edersiniz ki Türk araştırmacılar bu klasörlere hiç bakmamışlardı. Ortadoğu'nun Hıristiyan olarak tek tüccar unsuru Ermenilerdir. Balkanlardan Ermeniler miladi 5. ve 6. yy.'da hep göçe maruz bırakılmıştır. Fakat gittikleri yerlerde Ermeni Kilisesi'nin bağlayıcı etkisi ile milli kimliklerini korumalarından dolayı her gittikleri yerde bir Ermeni kolonisi oluşmuştur. Ermeniler ticaretle uğraştıkları için bu koloniler arasında kurdukları ticaret bağlantılarında birbirlerini koruyup kollamışlar ve tarih için kısa bir zamanda birkaç asır içinde Balkanlar'dan Anadolu'ya ve oradan Hindistan'a kadar uzanan bir Ermeni ticaret ağı oluşmuştur. Dolayıyla İngilizler Ortadoğu'ya geldiklerinde Ermeni ticari ağını fark ettiler ve kullanmak istediler.

Ermenilerin bu özgün durumunu sadece İngilizler mi farketti?

Bu olayı ilk fark edenler İngilizler değildi tabi İtalyanlar da fark etmişler, fakat İtalyanlar da bir tüccar millet oldukları için ticareti doğrudan kendileri yapmak istediklerinden Ermeniler onlara iyi gözle bakmıyorlardı. Fransızlar da kullanmak istiyorlardı fakat Fransızlar Osmanlıyla bir kapitülasyon anlaşması yaptıklarından malı İstanbul ve İzmir gibi limanlardan aldıklarından Ortadoğu'ya fazla yayılamadılar. Tek farklı İngilizler idi. Moskova kumpanyası vesilesiyle ilk kez Osmanlı Devleti'ni baypas edip kuzeyden ve İran'la yaptıkları anlaşmayla güneyden Ermenilerle doğrudan anlaşma yapmışlardı. Ermenilerin uzmanı olduğu kara ticareti ile hiç işleri yoktu. Ermenilerin hiç söz sahibi olmadıkları denizlerde söz sahibiydiler. Ermenilere rakip olmadılar. Tek istedikleri Ermenilerin tüm malı İngilizlerin imtiyaz sahibi olduğu İran limanlarına yığmaları ve uygun fiyatla İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'ne teslim etmeleri idi. Ermeniler açısından İngilizler son derece uygun bir ortak oldular. Bunun haricinde 19. yy'dan itibaren İngilizlerin kurmuş oldukları okullar ve aracı olarak Türkiye'de Amerikalıları misyoner olarak kullanmaları neticesinde Türkiye'de İngiliz Ermenileri adını verebileceğimiz bir Ermeni grubu ortaya çıktı ve Ermenilerin giderek kamplaştıkları görüldü. Bu kamplar İngiliz Ermenileri, Rus Ermeniler, Fransız Ermeniler ve Osmanlı Ermenileri olmak üzere dört tanedir. Aralarında keskin ayrılıklar yoktur. Bazen İngilizlerin Rus Ermenilerini veya Fransız Ermenilerini de kullandıkları görülebilir.

Ermenileri İstihbarat Amaçlı da Kullandılar

Diğer ülkelerden farklı olarak İngilizler'in, Ermenileri istihbarat amaçlı olarak da kullandığını söyleyebilir miyiz?

Evet. İngiliz Ermeniler ise yaklaşan dönem içerisinde 1890'lardan itibaren İngiliz istihbaratı tarafından Türkiye'deki yerel ayaklanma ve isyanlarda bir unsur olarak kullanıldı. İngiliz istihbaratıyla İngiliz Ermeni cemiyetlerinin doğrudan bağlantısı olduğu, İngiliz istihbaratının Ermeni cemiyetlere sponsor olduğu yine hakeza Adana Ermeni olaylarında İngiliz Ermenilerinin doğrudan 5. kol unsuru olarak kullanıldığını, 1915 Ermeni olayları sırasında yine hakeza Çanakkale savaşı yenilgisi neticesinde ermeni kartını oynadığını biliyoruz.

İngilizler, Ermenileri kullandıktan sonra ne yaptı?

Ermenilerin kullanım süreleri dolunca 1918-1919'dan itibaren İngilizler tarafından göz ardı edilmeye başlandığını, Sovyet Rusya'nın o dönemde İngilizler için daha fazla önem taşıması neticesinde Ermenilerin kaderlerine terk edildiklerini yani İngilizlerin Ermenileri baştan beri kendi çıkarları için kullandıklarını ve kullanım sürelerini tamamlayınca kendi kaderlerine terk edildiklerini gördük.

Bu zamana kadar Ermeni meselesi ile ilgili birçok çalışma yapıldığı halde neden bu bilgi ve belgelere ulaşılmadı?

Genelde araştırma yapanlar bilhassa İngiliz arşivinden Türkiye le alakalı Ermenileri araştırmışlardır. Oysa İngiliz istihbaratının doğuş yeri Hindistan'dır. Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren meselelerin çoğu Hindistan'da planlanmış olduğunu gördük ve dolayısıyla Türkiye'deki Ermenilerinde yönlendiricilerinin Hindistan Ermenileri olduklarını tespit etmiş olduk. Bugüne kadarki araştırmacıların birçoğunun Hindistan klasörlerinin içinde ve İngiliz arşivlerinin dışında olan ve İngiliz kütüphanesinde bulunan belgelerin araştırılması Türkiye'yi ilgilendiren belge olmadığı zannıyla böyle bir göz ardı etmeye neden olmuş olmalıdır. Bizim avantajımız öncelikle Ali Arslan hocamın sorusu sonra da seyrettiğim filmin etkisi oldu. Dolayısıyla Hindistan klasörlerini araştırmaya başlayınca çok önemli bilgilerin ilk kısmına ulaşmış olduk. Bundan sonra da Türk araştırmacıların bu klasörleri derinlemesine incelemesinin aslında birçok gizli kalmış olayın da ortaya çıkmasına vesile olacağını düşünüyoruz.

Siz eserlerinizde ve mülakatlarınızda Ermeni Meselesi'nin bir İngiliz komplosu olduğu anlaşılıyor. Buna biraz açıklık getirir misiniz?

İngilizlerin dünya hâkimiyeti mücadeleleri sırasında, Ermeniler İngiliz dünya hâkimiyeti planlarının bir parçasıdır. Çünkü Osmanlı Devleti içerisinde Türklerin dahi şüphe etmeyecekleri unsurdur Ermeniler. Ayrıca İngilizlerin var olmayı hep istedikleri Osmanlı coğrafyası, İran ve Hindistan gibi üç önemli bölgede birden varlık gösteren İngiltere'ye yardım edecek tek unsur Ermenilerdi.  Bu unsurun İngilizler lehine dönmesi çok önemli bir hadisedir. Bu dönüşümü sağlamak için bir veya iki asır çalıştıklarını görüyoruz. Dolayısıyla bu planlı bir meseledir. 1688 yılında bir şeye başlayacaksınız ve Osmanlı Devleti'ni yıkıp yok etmek için çabalayacaksınız bunun adı bence planlı program bir komplodur. Ancak siz başka bir isim de verebilirsiniz.

Ruslar ve Fransızlar...

Diğer ülkeler bu meselenin neredesinde?

Hayır, şöyle ki Ermeni Meselesi ile Ruslar da çok ilgilenmişler, Fransızlar da çok ilgilenmişler ama Ermenileri Asya hâkimiyetinde bir unsur olarak kullanan ve bunları en etkin şekilde kendi siyasetine alet eden İngilizler olduğunu fark ediyoruz. Ruslar da Ruslaştırdıkları Ermenileri kullandıklarını görüyoruz. Fransızlar da da aynısı var. Ancak Rusların da Fransızların da amaçları Osmanlı coğrafyasında bölgesel amaçlara yönelik.  Rusların bilhassa 1890'lardan itibaren Fransa ile ittifak etmeleri Fransa ile aralarındaki sorunları yavaş çözmeye çalışmaları, 1904 İngiliz-Fransız antlaşmaları, 1907 İngiliz-Rus antlaşmalarından sonra Fransız ve Rus Ermenilerinin de İngilizler tarafından etkin olarak kullanıldıklarını net bir şekilde görmekteyiz. Diğerleri belli isyanlarda aracı(maşa) olarak kullanırken İngilizlerin etkin bir unsur olarak İran'da, Rusya'da, Osmanlı Devleti'nde ve aynı anda 3-4 yerde kullandıklarını görüyoruz. Buna hiçbir devlet muvaffak olamamıştır. 1905 yılında Abdülhamit'e suikast yaptırırken bir taraftan İran şahına ve diğer taraftan da Rus çarına bu denli suikastlarının yapılması İngiliz istihbaratını Ermenileri etkin olarak kullandıklarını gösterir.

Ermeni Meselesi'nin Çanakkale Savaşları ile ilgisinden bahsediyorsunuz, bunu biraz açar mısınız?

İngilizlerin I.Dünya Savaşı içersinde Ermenilere toprak verme gibi bir niyetleri yoktu. Ermenilerin İngiltere safında çarpışma niyetleri vardı. İngilizlerin Ermenileri bu amaçla kullanmaya da pek bir niyetleri yoktu. İngilizlerin gayesi Çanakkale Savaşlarıyla Çanakkale boğazını geçip Osmanlı Devleti'ni tek vuruşta saf dışı bırakıp, İstanbul'u ele geçirecek ve hiçbir ülkeye borçlu kalmayacaklardı. Osmanlı topraklarını kolayca bölebileceklerdi. Lakin Çanakkale Savaşları'nın kazanılamaması Osmanlı askerlerinin burada sağlam duruşu kamuoyunda İngilizleri zor duruma sokmuşlardı. Buna İngilizlerin Irak fiyaskosu da zaman içinde eklenince İngilizler hemen 5.kol faaliyeti olarak Ermeni Kartını devreye aldılar.

Bir tane bile fotoğraf yok...

Peki geçmişte gerçekten bir Ermeni katliamı oldu mu? Olduysa kaç Ermeni öldürüldü? Nerede öldürüldü?

Bu soruya, şu soruyla cevap vermek gerekir şöyle ki, İngilizlerin ve batının iddiası Ermenileri Suriye çöllerine götürüp öldürdüğümüzdür.  Bizde şu soruyu onlara yöneltiyoruz, bu sözde katliamdan kısa bir süre sonra Suriye'yi kim ele geçirdi? Ermeniler, Fransızlar ve İngilizler ele geçirdi. Burada 800 bin Ermeni öldü ise bunların mezarları olması icap eder, bunların belli kamplarda tutulmuş olmaları gerekmekte ve bu kampların fotoğrafları olması gerekmektedir. Çanakkale Savaşlarının bile çok net videoları olmasına rağmen, Suriye cephesinin, Filistin cephesinin çok net videoları olduğu halde, neden Ermeni kamplarına dair bir video ve fotoğraf yoktur. Nerdeyse bir asırdır asılsız iddialarla bu milletler Ermeni katliamının olduğunu iddia ediyorlar. Oysa biz ölen, katledilen Türklerin olduğunu fotoğraflarıyla, kalıntılarıyla, cesetleriyle ve videolarıyla ispat edebilirken, acaba neden Ermenilerin bir tane bile fotoğrafı yok. Oysa İngiliz ordusunun her türlü teknik ve teçhizatı var. Bu devirlerde yapılan Malta da yapılan uluslararası mahkemelerde ne Ermeniler, ne Fransızlar, ne İngilizler ve de Amerikalılar hiçbir şey kanıtlayamamışlardır. Savaşın getirdiği mukatele yani karşılıklı öldürmeler gerçekleşmiştir. Zaten İngilizlerin 5.kol faaliyetlerinin amacıdır. Türkleri, Ermeniler, Ermenileri Türklere, Kürtleri Ermenilere, Ermenileri Kürtlere karşı kışkırttıklarını görüyoruz. Daha 1909–1910 yıllarından itibaren İngilizlerin Kürtleri gizlice silahlandırdıklarını İngiliz gizli raporlarından görüyoruz. Eğer gerçekten Ermenileri bu kadar seviyorlarsa neden Kürtleri silahlandırıyorlardı.

Sevr Antlaşması'nın Türkiye'nin tezlerini doğruladığını iddia ediyorsunuz. Sevr Antlaşması bugüne kadar hep lanetlendi. Bunu biraz açar mısınız?

Sevr antlaşması total olarak Türkiye'nin aleyhine bir antlaşmadır. Ancak Sevr Antlaşması'nın Ermeni Sorunu'nun çözümüne de büyük katkıları olabilecek bir antlaşma olduğu da görülüyor. Çünkü antlaşmada bazı hükümler var ben bunları orijinal metinleri kullanarak ifade ettim. Sevr antlaşmasında görülüyor ki Ermeni Meselesinde Türk milleti suçlanmamaktadır.  Eğer bir suç varsa bunların dönemin idarecilerine ait olabileceği bunun da araştırılacağı ifade edilmektedir.  Ermenilerin de ve İngilizlerin de bir mutabakat yapıp bu anlaşmanın altına imza attıklarını görüyoruz. Tabi anlaşmanın tamamen kabul edilmesi için parlamentolardan geçmesi gerekiyordu. Bu hiçbir devletin parlamentosundan geçmemiş ama devletlerin temsilcilerinin bu anlaşmanın altına imza koyması bir mutabakat olduğunun gösterir. Bu konunun araştırılması soruşturulması için, Osmanlı komisyonu kurulması, divanı harp kurulması ve bunlar yetersiz kalırsa Uluslararası bir mahkeme kurulması istenmiş ve bunlar gerçekleşmiştir. İlginç olan nokta hiçbiri suçlu bulamamıştır. Eğer bir suç unsuru var ise bu insanlar neden o devirde cezalandırılmadılar? O devirdeki altına imza attığımız Uluslararası hukuk bu devirdeki uluslararası hukuktur. Maddeler hala değiştirilmemiş hala 1907 Cenevre konvansiyonu yürürlüktedir. Mesele aslında Sevr'de bitmiştir. Lozan'da bu meselenin fazla dile getirilmemesi Sevr'de çözülmüş olmasındandır. Sevr anlaşması yürürlükte olmasa bile, Sevr anlaşmasının imzalanan hükümler yürürlüğe konmuştur. Bugün Ermenistan'da bulunan ve yöneten Taşnak partisi Sevr anlaşmasına imzasını atan Taşnak partisinin varisi olarak kendini görüyor. Eğer Sevr'de ki partinin varisleri olduklarını söylüyorlarsa o anlaşmanın altındaki imzanın arkasında durmaları gerekir. Dolayısı ile mesele kapanmıştır. Çünkü varis olmadan miras dava edilmez. Eğer mirasçısı değilim diyorsa, o zaman onlarla konuşacağımız bir mevzu da yoktur. O dönemin Taşnak partisi ile bu mesele çözülmüştür.

İngiltere, Ermenileri neden yüzüstü bıraktı?

Çünkü İngiltere'nin stratejik çıkarları açısından Ermeniler önemini kaybetmiş Sovyet Rusya büyük önem kazanmıştır. Doğrudan konuyu ifade eden İngiliz istihbarat raporları var. Bu istihbarat raporuna binaen İngiltere başta Sovyetlere karşı Çarlık taraftarlarını desteklerken bu desteği kesmiştir. Bu stratejinin bir gereği olarak Kafkaslardaki Gürcü, Ermeni ve Azeri gibi unsurları Sovyetlere karşı desteklemekten vazgeçmiştir. Hatta bunla alakalı Tiflis'teki İngiliz istihbarat şefi Wardrop Ermenilere ve Gürcülere eğer destek olunursa Sovyet ordusunun durdurulabileceğini tavsiye ederken ona İngiliz Genelkurmayından  gelen bir cevapta şöyle deniyordu; ''şu anda onlara askeri olarak bir destek vermemiz mümkün değil. Onlara şu anda cesaretle ülkeleri için savaşıp ölmelerini şanlı bir tavsiyesi edebiliriz." İngilizler için Ermeniler ve kurulacak büyük Ermenistan son derece büyük bir stratejik öneme sahipti. Birçok İngiliz istihbarat raporunda var İngiltere, Büyük Ermenistan'ı Osmanlı halifesinin ve Türklerin Türk-İslam dünyası ile bağlantısını koparmak için istiyordu. Ancak bu strateji bir süreliğine değişti, dönüştü. Bu sebeple de İngilizler Ermenileri yüzüstü Sovyetlerin merhametine bıraktılar. Böylece I.Dünya Savaşı'nda Türkler ile birlikte en çok acı çeken ikinci millet Ermeniler olmuş adeta Dimyattaki pirince giderken eldeki bulgurdan da olmuşlardır.

Batının Ermeni meselesini hâlâ iştahla kullandığını söyleyebilir miyiz?

Kesinlikle. Bugün Ermeni Meselesiyle alakalı batılıların yaklaşımı şudur, Türkiye'yi dünyada dengelemek istiyorlar. Türkiye gerçekten dünyada hızla büyüyen bir ülke. Önümüzdeki 5 yıl içersinde önlenemez büyümeyi yaşayıp ilk 10 gireceğine inanıyoruz. Böyle bir ülkeyi dengelemek ve yavaşlatmak için öncelikle Ermeni Meselesini Damokles'in Kılıcı gibi üstümüzde sallamaya çalışıyorlar. İkincisi Türkler sekiz on asırdır Türk-İslam dünyasına liderlik yapmaktadır. İngiliz tarihçilerinin tabiriyle bembeyaz bir tarih görürsünüz. İslam dünyasının yüzünü karartacak bir lekesi de yoktur. Ancak bugün batı Ermeni meselesini, sözde Ermeni katliamını Osmanlı Halifesi'nin bir Hıristiyan unsuru yok etmesi olarak göstermeye çalışılıyor. Dolayısıyla dünyada Türkiye liderliğinde bir Türk-İslam dünyasına karşı Ermeni meselesini psikolojik tampon olarak kullanmak niyeti görülmektedir. Hakeza yine Türkiye'nin Kafkaslarda başlatabileceği bir ittifakın başlaması ve bu ittifakın Orta Asya'ya kadar sirayet edebileceği düşünüldüğünden, Ermenistan yine burada tampon olarak kullanılmaktadır. Ancak yalnız ve kimsesiz kalacaktır.

Ermenistan ve Türkiye el sıkışırsa ne olur?

Bölgesel olarak Türkiye'nin Ermenistan ile bir dostluk kurması, yani bir Türk-Ermeni ittifakı Kafkaslar'daki dengeyi alt üst eder, Türkiye Ermenistan köprüsü ile Kafkasya ve İç Asya'ya rahatça açılır ve yayılabilir. Ancak Türkiye ve Ermenistan birbirine düşman olduğu müddetçe Türkiye doğuya doğru hep dikkatli açılmak zorundadır. Bu dostluk kurulmadığı Ermeniler aldatıldıklarını kabul etmedikleri sürece de Ermenistan Türkiye'nin düşmanlarının bir üssü durumunda Türkiye'nin Doğu'ya açılan yollarında bir taş olarak kalacak.

Kullanıldıkları ifşa edilmeli

1915 olaylarının 100. yılı yaklaşıyor, Türkiye bu konuda neler yapmalı?

Ermeni Meselesi ile ilgili olarak Türkiye'nin bundan sonra yapması gereken Ermenileri muhatap almak değil, onları bu zamana kadar kullananlarla muhatap alıp, İngilizler, Fransızlar, Amerikalılar ve Ruslar gibi büyük devletlerin arşivlerinde araştırma yapıp Ermenilerin nasıl kullanıldıklarını dünya kamuoyuna ifşa edilmelidir. Ermenilerin bu devletler tarafından kullanıldığını göstermelidir. Ermeni Meselesi çözülecekse açık yüreklilikle bugün de Ermenileri kullanan bu devletlerle masaya oturulmalıdır. (MİLLİ GAZETE / ÖZEL HABER)

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/haber/Ermeni_meselesinin_arkasinda_

Ingilizler_var/299903#.Up3TLdJdUnE




Bu haber 942 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,294 µs