TÜRKİYE'DE TÜRK DÜŞMANLIĞI

CHP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner de "Türk devletinin kurucusunun devlet nişanından çıkarılması kuruculara büyük bir sadakatsizliktir" dedi. Öner, şunları kaydetti: "Atatürk'ün bir sözü vardır: Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır. Diyarbakır şehir merkezinde ofis meydanında bu yazı yazılıdır. 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözünden Ne Mutlu Türk olana anlamı çıkarmak başlı başına ayrıştırıcı bir yaklaşım olur. Büyük Atatürk Türk, Kürt, Laz, Çerkez diye cumhuriyeti kuran unsurlar arasında bir ayrım yapmıyor. Hangi din, etnik kökenden olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran vatandaşlara Türk halkı, Türk milleti deriz diyor. O bakımdan bunları birlikte değerlendirmek en doğru tahlile yol açar. Devlet nişanlarından Atatürk'ün çıkarılması kabul edilemez bir olaydır, Türk devletinin kurucusunun devlet nişanında bulunması kadar doğal bir şey yoktur. Bu kuruculara sadakatsizliktir."[1]

İşaret fişeğini Gül ateşlemişti

Atatürk ve Türk düşmanlığı genişletilerek her alanda sürdürülüyor. Diyarbakır’da üzerinde “Ne mutlu Türk’üm diyene” yazan tabelanın kaldırılması olayı ilk değil. Daha önce de bu tabelalar bir çok yerden kaldırılıp, camilere asılan mahyalarda, dağ ve tepe yamaçlarında yazılması yasaklandı. Atatürk, Türk ve T.C. gibi semboller bir çok yerden kaldırıldı. Geçtiğimiz ay İlköğretim okullarında “Andımız” yasaklandı, arkasından da devlet madalyalarındaki T.C. ibaresi kaldırıldı. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bir çok bakanlık, kurum ve kuruluş, banka ambleminden T.C. ibaresini çıkarttı. 

Gül, ilkellik demişti

Uygulamanın böyle olacağının işareti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından, 30 yıl önce verildi. Gül,  9 Aralık 1992 tarihinde Refah Partisi Milletvekili iken “Ne mutlu Türk’üm Diyene lafını tutup her yere yaza yaza ve bunu özellikle hiç olmayacak yerlere yaza yaza Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür” demişti. Uygulamanın ilk adımlarından bir diğeri ise dönemin Genelkurmay Başkanı  Hilmi Özkök tarafından atıldı. Özkök, 2005 yılının Kasım ayında Kara Kuvvetleri Komutanlığı ambleminden Atatürk’ü kaldırttırıp, yerine miğfer koydurttu. “Türk Milleti” lafını ağzına almayan Başbakan Tayyip Erdoğan ise kapalı kapılar ardında “Türklüğü” sileceğinin işaretlerini verdi. Başbakan Erdoğan’ın Strasbourg’da AKPM toplantısında yaptığı konuşmanın öğle arasında başbaşa yemek yediği Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Sosyalist Grup Başkanı Andreas Gross, Erdoğan’ın, kendisine “Artık Anayasa’nın ilk üç maddesi gibi Türklüğe vurgu yapan maddelere ihtiyaç olmadığını” ve bu maddelerin “ileride olmayacağını” söylediğini açıkladı. Ayşenur Bahçekapılı, Yaşar Yakış, İhsan Dağı gibi bir çok AKP’li milletvekili ve bakanlar, “Türklüğü sileceklerini”, “Türk” lafının gereksiz olduğunu defalarca vurguladı.  AKP’li Ahmet Aydoğmuş, “Bugüne kadar Türklüğümün hiç bir faydasını görmedim” demişti. 

 Her yerden kaldırılıyor

Son olarak kamu kurumlarından kaldırılan Atatürk ve T. C. ibaresi “Devlet Nişanı” ndan da çıkarıldı. 2013 Ekim ayında, Karabük’ün Safranbolu ilçesinde yeniden düzenlenen Misak-ı Milli Meydanı Atatürk Anıtından “Ne mutlu 

Türk’üm diyene” yazısı kaldırıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin “ilişkilerin geliştirilmesine katkıları” nedeniyle yabancılara verdiği en büyük üç nişan, Devlet Nişanı, Cumhuriyet Nişanı ve Liyakat Nişanı’nın şekilleri değişti. Eski nişanlarda yer alan Atatürk silueti ve T.C. yazısı yeni nişanlardan kaldırıldı.[2]

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ

[1] http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=90858

[2]  http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=90857