En Sıcak Konular

İSTİKLALCİ VE TESLİMİYETÇİNİN SAHİPLİK DAVASI

30 Ekim 2013 22:52 tsi
İSTİKLALCİ VE TESLİMİYETÇİNİN SAHİPLİK DAVASI Bugün vatan toprakları üzerinde değişik şekillerde; siyasi, ekonomik, kültürel, toplumsal, askerî manada devam eden kavga, Türk vatanına sahiplik kavgasıdır.

İstiklalci ve teslimiyetçinin sahiplik davası

Bugün vatan toprakları üzerinde değişik şekillerde; siyasi, ekonomik, kültürel, toplumsal, askerî manada devam eden kavga, Türk vatanına sahiplik kavgasıdır. Bir tarafta bu vatanın öz evlatları, yerli çocukları, demokrasiyle değil, atalarının kanlarıyla kendilerine miras kalan asıl ev sahipleri yer alıyor. Diğer tarafta varlıklarını Allah'a, kendilerine ve milletlerine güvenerek değil, ancak Haçlı-Siyonist odakların velayetinde, vesayetinde ve himayesinde devam ettirebileceklerine inanmış, bir türlü Türk ve Müslüman olamamış ya da Türklüğünü inkâr etmiş taşeron teslimiyetçiler yer alıyor.
İstiklâlci, yerli ve millî Müslüman Türkler, dedelerinin canları ve kanları pahasına emanet ettikleri kutsal vatan topraklarını, Türk-İslam kültür ve medeniyet varlığını, bağımsız Türk devletini kendi torunlarına yüz akıyla, şerefle, utanç duymadan gönül huzuruyla nasıl devredebilecekleri kaygısındadırlar. 
Taşeron teslimiyetçiler ise, bu vatanı kendileri adına değil; efendileri olan gâvurlar koalisyonu adına sahiplik mücadelesi veriyorlar. Tek hedefleri, Türk vatanını, maddi ve manevî tüm değerlerini Türklerden alıp gâvura teslim etmek. Bekledikleri tek ödül, efendilerinin kendilerine aferin demesi ve gâvurun vatanımızın nimetlerinden kurduğu mükellef ziyafet sofralarından arta kalan yemek kırıntılarını bu zavallı taşeronlara lutfetmesi.
Siyaset meydanlarında, televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında, akademi kürsülerinde, eğitim kurumlarında, sivil toplum kuruluşlarında devam eden mücadele, bu iki kesim arasındaki sahiplik mücadelesidir. Müslüman Türkler, analarının ak südü kadar helâl kendi öz mallarını koruma derdindedir. Öbür tarafta ise Türk'ün merhamet ve şefkat kucağında, hoşgörü kanatları altında semirip, şımaran ve hatta azgınlaşan taşeron teslimiyetçiler de kendilerini öz evlâdı bilmiş Türk'ün malını çalıp gaspederek efendi edindiği gâvura teslim etmek derdinde. 
Bu durumda kim haklı? Kimin haklı olduğunu belirginleştirmek için iki örnek verelim. Zaman Millî Mücadele dönemidir. Türk vatanı Batılı Haçlı orduları tarafından işgal edilmiştir. Bir tarafta vatanı Haçlı Batıya teslim edelim diyenler var, öbür tarafta da "ya istiklal ya ölüm" diyenler var. 
Taraflar şöyle:
"Amerikalılar bizim öğretmen ve yol göstericimiz olmalıdır. Bu kararımızı Milletler Cemiyetine de bildirelim. Dünya karşısında eksiğimizi itiraf etmek ayıp değildir." (Ahmet Emin Yalman, 7 Haziran 1919, Vakit gazetesi) 
"İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak bizi kurtaracak. İngiliz mandası için İstanbul'da 24 saat içinde 40 bin imza toplandı." (Refii Cevat (Ulunay), 21 Nisan 1919, Alemdar gazetesi)
"Biz bu müthiş yangından bir şey koparabilmek, hiç olmazsa millî birliğimizi temin eylemek için İngiltere'ye dayanmamız, İngiliz mandaterliğini talep eylememiz elzemdir." (Ali Kemal, 7 Ağustos 1919, Sabah gazetesi) 
İstiklalci Türk Beyi Mustafa Kemal Atatürk'ün tavrı da şuydu:
Genç bir Tıp Fakültesi öğrencisi olan Hikmet Boran, tıp okulu delegesi olarak katıldığı Sivas Kongresi'nde, Mustafa Kemal Paşa'ya hitaben yaptığı konuşmada manda fikrine şiddetle karşı çıkarak:
"Paşam! Delegesi bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsun, şiddetle red ve takbih ederiz (ayıplarız). Farz-ı muhal manda fikrini siz dahi kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel'in ederiz (lanetleriz)..." demiş ve Mustafa Kemal Paşa da Tıbbıyeli Hikmet'e şu cevabı vermiştir: "Arkadaşlar, gençliğe bakın, Türk Milleti bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin. Evlât, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz ekalliyette (azınlıkta) kalsak dahi, mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!" 
Teslimiyetçi taşeronların Amerikalıları ve İngilizleri veli, dost, himayeci, efendi edinmelerine karşı Atatürk, "Ya istiklâl ya ölüm" ilkesiyle şu ayetin içeriğine uygun olarak sadece Allah'ı dost, veli ve efendi ediniyordu:
"Ey iman edenler, Yahudi ve Hristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez." (Maide, 51)
Bizim safımız ve tavrımız belli.

Prof. Dr. Nurullah Çetin - Yeni Mesaj 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12007609/istiklalci-ve-teslimiyetcinin-sahiplik-davasi/prof-dr-nurullah-cetin



Bu haber 638 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,866 µs