En Sıcak Konular

TÜRKİYE MEDYASININ GÖRMEZDEN GELDİĞİ 'EHL-İ BEYT SEMPOZYUMU'NUN 7. YAPILDI

7 Ekim 2013 20:51 tsi
TÜRKİYE MEDYASININ GÖRMEZDEN GELDİĞİ 'EHL-İ BEYT SEMPOZYUMU'NUN 7. YAPILDI 7. Ehl-i Beyt Sempozyumu Bursa’da gerçekleştirildi.

Bu büyük bir harekettir

Bursa'da düzenlenen 7. Ehl-i Beyt Sempozyumu'na Lübnan'dan katılan Seyyid Muhammed Sadık Musavifer, "Bizler Türkiye'deki halkı gerçek İslam'a, Ehl-i Beyt'in yoluna davet eden ve bu yolda büyük bir kültür hareketi başlatan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza teşekkürlerimizi sunuyoruz''  dedi:

Bursa'da Cumartesi ve Pazar günleri gerçekleştirilen 7. Ehl-i Beyt Sempozyumu tarihi konuşmalara ve tebliğlere sahne oldu. Kapanış konuşmasını Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı sempozyumda dün 4 oturum yapıldı. Oturumlar arasında ise dünyanın dört bir köşesinden gelen İslam âlimleri ve seçkin konuşmacılar dikkat çekici konuşmalar yaptı. 

İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ömer Saraçoğlu üstlendiği ilk oturumda Yavuz Ekim, Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Selim Kotil tebliğlerini sundu.

Yavuz Ekim'in tebliğinin ardından Irak'tan Seyyid İzeettin Muhammed Ali El Hekim ile Lübnan'dan Seyyid Muhammed Sadık Musavifer, konuşma yaptı. 

Seyyid İzeettin Muhammed Ali El Hekim, Ehl-i Beyt'i sevmenin Peygamber Efendimizin vasiyeti olduğuna işaret ederek, sözlerine Ehl-i Beyt'i insanlığa anlatmak için büyük zahmetler çeken BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a teşekkür ederek sözlerine başladı.

Halifelik tarihinde emsalsiz olay

El - Hekim, "Ehl-i Beyt'i sevmek bizzat Peygamber Efendimizin vasiyetidir. Peygamber Efendimiz Ehl-i Beyt'e büyük önem vermiştir. Bu ümmetin sağlam bir şekilde yolda devam etmesi için Ehl-i Beyt'e sürekli vurgu yapmıştır. Ehl-i Beyt sapkınlıklardan kurtulmak için kurtuluş vesilesidir" dedi. 

Ehl-i Beyt'in tarihin bazı bölümlerinde bazen iktidarda, bazen de muhalefette yer aldığını dile getiren El - Hekim, sözlerine şöyle devam etti: "Ehl-i Beyt, ister iktidarda, ister muhalefette olsunlar; İslam ümmetinin parçalanmaması için büyük çaba harcamıştır. Kendileri iktidarda olduklarında Müslümanların bir kısmı onlara karşı çıkmalarına rağmen, asla onlara zulüm ve haksızlık etmemişlerdir. Mesela Hz. Ali halifelik makamına geçtiği zaman, birçok kimse ona biat etmedi. Hz. Ali, onları kendisine biat etmeleri hususunda zorlamadı. Bu halifelik tarihinde emsalsiz bir olaydır. Zira halifeler sürekli olarak insanları kendilerine biat etmeye zorlamıştır. İmam Ali, 'Allah'ın kitabında insanlara zulmetme konusunda kimseye yetki verilmemiştir' demiştir. İmam Ali anarşi çıkarmak isteyenlere de şöyle buyurdu: 'Öncelikli olarak mescidlerde namaz kılabilirsiniz. Size kimse karışmayacak. Hazine paylarınızı size de vereceğiz. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmadığınız sürece size karşı savaşmayacağız.' Bunlar Ehl-i Beyt'in halifelik makamındayken yaptıklarından örneklerdi."

Ehl-i Beyt teröre başvurmadı

Seyyid İzeettin Muhammed Ali El Hekim, Ehl-i Beyt'in halifelik makamında olmadığı dönemde hiç bir zaman teröre ve anarşiye başvurmadığına işaret ederek, "Ehl-i beyt, insanları rastgele öldürmedi" dedi. El- Hekim, bu konuda şunları kaydetti: "Bugün dünyada muhalefette olan bazıları teröre başvururken, Ehl-i Beyt hiçbir zaman terörü tasvip etmedi. İmam Hüseyin büyük sabırdan sonra zulümlere rağmen 'İslam dini yaşasın' diye hiçbir zaman teröre başvurmadı. İmam Hüseyin, Kerbela'daki savaşta savaşı başlatan taraf olmadı, 'Karşı taraf savaşı başlatırsa, biz kendimizi savunacağız' dedi. Peygamber Efendimiz'in kendisi de hiç bir zaman savaş başlatan taraf olmadı, İmam Hüseyin de Kerbela'da önce konuşmaya davet etti. Bu üslup sadece Peygamber Efendimize ve Ehl-i Beyt'e özeldir. Ehl-i Beyt ve 12 İmam, ümmetin parçalanmaması için ellerinden gelen çabayı göstermişlerdir."

Irak'ta Şii-Sünni kardeştir


El - Hekim, 1900'lü yılların başında İngilizlerin Irak'ı işgal ettiğini hatırlatarak, "O zaman Irak'ta var olan Osmanlı Devleti bizim mezhebimizden değildi. Fakat buna rağmen bizim taklid mercilerimiz İngilizlere karşı Osmanlı'nın yanında savaşmamız gerektiğini söyledi. Bizler de Osmanlı'yı savunduk. Necef'teki taklid mercilerimiz o dönemde ayrı mezhepten olmaları sonucunda çok fazla haksızlığa uğramalarına rağmen, İngilizler Irak'ı işgal ederken âlimlerimiz Necef'ten Basra'ya giderek, Osmanlı'nın yanında, sizin yanınızda İngilizlere karşı savaştı. Bizim büyük âlimlerimiz İngiliz işgali zamanında büyük haksızlıklara maruz kaldı. İngilizler Filistin'e girdiği zaman, zekâtı Filistinlilere verdik. Yine Saddam Kuzey Irak'taki Sünni Kürtlere karşı savaşırken, bizim taklid mercilerimiz fetva verdi: Müslümanın kanının dökülmesi haramdır. Bizlerin diğer Müslümanları savunmamız, onlardan bir beklentimiz olduğundan değildir. Bizim inancımız odur ki, Müslümanlar birlik içinde birbirlerini savunmalıdır. Bizler Irak'ta Şii kesim olarak, Müslümanların birliğini sağladığımız için Irak'ta bomba yüklü araçların saldırısına maruz kalıyoruz. Ancak biz hiçbir zaman Müslümanların birliğini bozmayacağız. Bizler bütün bu terör olaylarına rağmen, hiçbir zaman 'teröre terörle karşılık vereceğiz' demedik. Her zaman şunu söylüyoruz: Irak'ta Şii - Sünni savaşı başlamayacak ve bunun başlatılmasına izin vermeyeceğiz. Kur'an'ın, Peygamberimizin, Ehl-i Beyt'in bize emrettiği budur: Biraraya gelip birbirimizi sevmek ve teröre karşı mücadele etmektir. Bu yoldan ayrılmayalım."

Prof. Dr. Baş, büyük bir kültür hareketi başlattı 

Bursa'da BUTTİM Kültür Merkezi'nde Lübnan'dan gelerek konuşma yapan Seyyid Muhammed Sadık Musavifer, Farsça yaptığı konuşmada, İran İslam Devrimi'nin mimarı İmam Humeyni'nin bir yıl Bursa'da kaldığını işaret ederek, "İki gün önce Merhum İmam Humeyni'nin torunu Hasan Humeyni'nin yanındaydım. Kendisine Bursa'ya gideceğimi söylediğimde, dedi ki, kadim dostumuz olan Bursa halkına özellikle selamımızı ilet!" şeklinde konuştu. Daha önce Üsküdar'da düzenlenen Ehl-i Beyt Sempozyumu'na katıldığını ifade eden Sadık Musavifer, "O zaman da kendimi hiç yabancı hissetmemiştim çünkü Ehl-i Beyt'i sevenlerin yanındayım" dedi.  

Kelime-i Şehadet getiren bütün Müslümanların Ehl-i Beyt sevgisinde birleşmesinin Kuran-ı Kerim'in emri olduğunu ifade eden Sadık Musavifer, şöyle devam etti: "Allah Ehl-i Beyt'i temizlediği gibi başka hiçbir şeyi temizlememiştir. Bizleri Ehl-i Beyt'te bir araya getiren ve birleştiren gerçekte Allah'ın ayetidir. Bizler Allah'a iman ediyorsak, İslam dinini Ehl-i Beyt'in öğrettiği gibi öğrenmek zorundayız. Tarihte maalesef çok kereler şuna çaba harcadılar: 'İslam dini Peygamberin yolundan, Ehl-i Beyt'in yolundan çıkaracağız, bunu başka bir raya oturtacağız.' Peygamber Efendimizin yoluna uymayan örnekleri insanlara İslam dini diye sundular. Bizler Türkiye'deki halkı gerçek İslam'a, Ehl-i Beyt'in yoluna davet eden ve bu yolda büyük bir kültür hareketi başlatan Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Biz Türkiye'deki mütefekkirlerden ve bilim adamlarından da şunu istiyoruz:  

Hep birlikte Müslümanları Peygamber Efendimizin yoluna, Ehl-i Beyt yoluna, o doğru yola davet edelim. Bugün bütün dünyanın gözü İslam dünyasında ama hangi İslam? Acaba İmam Hüseyin'in 'eğer İslam dini benim kanımla ayakta kalacaksa, ey kılıçlar alın beni' diyerek temsil ettiği İslam mı yoksa Suriye'de insanları parçalayıp ciğerlerini yiyen bu vahşilerin İslam'ı mı? Hangisini tercih edeceğiz. Tarihte bir tane ciğer yiyen kadın vardı: Ebu Süfyan'ın karısı (Hz. Hamza'nın ciğerini yemiştir). Bugün maalesef Suriye'de insan ciğeri yiyenler var! Bugün bu Emevi zihniyeti çoğaldı."

Yemani hırka altında buluştuk

"Çok değerli üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın çalışmaları sayesinde Ehl-i Beyt'in Yemani hırkasının altında hep birlikte oturarak Ehl-i Beyt'i anlamaya ve birbirimize anlatmaya çalışıyoruz" diyen Musavifer, sözlerine şöyle devam etti: "Hz. Ali'nin sözlerini bulmak için ömrünü adamış biri olarak şunu ifade etmek isterim ki, Allah'ın ruzasını kazanmak Peygamber'in rızasını kazanmaktan geçiyor; Peygamber'in rızasını kazanmak ise Ehl-i Beyt'ten geçiyor. Ehl-i Beyt'in yolundan gidelim ki Peygamber'e ulaşalım, Peygamber'in yolundan gidelim ki Allah'ın rızasına kavuşalım."

Musavifer, 3 özel nüsha olarak hazırladığı İmam Ali'nin Nechü-l Belağa adlı eserinin bir nüshasını dün akşam yemekte BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a takdim etti. Söz konusu eserin bir Nüshası İmam Ali'nin türbesine, diğeri de Necef şehrine getirildi.(RECEP BAHAR / YENİ MESAJ [1]  

Muhteşem buluşma

Bursa'da gerçekleştirilen 7. Ehl-i Beyt Sempozyumu muhteşem tablolara sahne oldu. 

Bursa'da BUTTİM Kültür Merkezi'nde düzenlenen 7. Ehl-i Beyt Sempozyumu 'onur konuğu' Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın kapanış konuşmasında ifade ettiği gibi 'çok muhteşem' geçti. Dün sabah saat 10.30'da başlayan programa ilgi, Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuşmasını tamamladığı saat 20.47'ye kadar hiç azalmadı. Salon ilk andan son ana kadar tıklım tıklım doluydu. Salona giremeyen Ehl-i Beyt sevdalıları dışarıda kurulan sinevizyonla programı takip etti. Ayrıca milyonlarca vatandaşımız programı Meltem Medya bünyesinde faaliyetini sürdüren TV kanallarından izledi. Sempozyumda sunulan tebliğlerde ve yapılan konuşmalarda her fırsatta Sünni olsun, Alevi olsun, Şii olsun Müslümanların birlik ve beraberliği vurgulandı.

Böyle bir program dünyada icra edilmedi

BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, konuşmasına yurtiçinden ve yurtdışından katılan tebliğcilere ve konuşmacılara teşekkür ederek başladı ve "Böyle bir program ne Türkiye'de, ne de dünyada icra edildi. Çok muhteşem bir program oldu" değerlendirmesini yaptı.  
Bugün Tunus'ta, Libya'da, Mısır'da, Suriye'de, Irak'ta, Afganistan'da, Bosna'da vesaire İslam ülkelerinin tamamında müthiş bir Müslüman kıyımı olduğuna işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Akan kanlar ve gözyaşları kalemle yazılmaya kalkılsa, binlerce eser ortaya çıkar. Böyle bir gaddarlık ve ihanet olmaz. Hepsinin temelinde yatan esas iman - küfür çatışmasıdır. Bundan şüpheniz olmasın. Her ne kadar Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında bu olaylar cereyan ediyorsa da, aslında asırlar boyu Müslümanların sırtını yerine getiremeyenler bu asırda, zayıf olduğumuz bu dönemde gaflet içindeki siyasilerle işbirliği yaparak maalesef İslam dünyasını ciddi bir şekilde ezmekte ve yok etmektedir."
Ehl-i Beyt gemisinde batıla karşı durulmalı

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu gelişmeler karşısında yapılacak olanlar konusunda ise şunları kaydetti: "Yapılacak olan iş Ehl-i Beyt dünyasında ve gemisinde el ele vererek bu batılın karşısında durmaktır. Buna var mısınız? Gaflet içindeki siyasiler dedim. Siyasiler içinde tanıdığım iman ehl-i insanlar var. Ama şu anda onları seyrediyorum, Allah Allah diyorum: Bu kadar gaflet olabilir mi? Bir insan dünyada ancak bu kadar bu cinayeti işleyebilir. Yoksa aklı başında iken bu cinayetleri işlemesi, hele bu haksızlıklara yol vermesi imkânı yok. Maalesef bu haksızlıklar yapılıyor, haksızlıkları yapan İsrail'in yanında elimize tüfeği alıp namlunun ucunu Müslümana çeviriyoruz. Bu nasıl bir yorum, nasıl bir anlayış! Bakıyorsunuz arkasından giden binlerce gaflet içinde kişi var. Yapılacak olan iş merhamet kanatlarımızı açarak bunları da ayıktırmaktır."

Kurtuluş neden Ehl-i Beyt'tedir? 

Kurtuluşun Ehl-i Beyt'te olduğu Cenab-ı Allah'ın koyduğu bir yol olduğuna işaret eden BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Burada olursun kurtulursun, olmazsın helak olup gidersin. Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere Hz. Fatıma, İmam Ali, Hz. Hüseyin, Hz. Hasan... Bu beş insan Cenab-ı Fahri Âlem Efendimizin ifadesiyle Nuh'un Gemisi'dir. Kim bu gemiye binerse kurtulur. Gemiye binmeyenler ise helak olur... Ayeti kerimeye göre onlar tertemizdir. Bir insanın kalkıp 'Hz. Fatıma şunu yapmıştır, İmam Ali bunu yapmıştır, Hz. Hüseyin şu görüşte yanılmıştır' şeklindeki mütalaalar tamamen yanlıştır. Niye çünkü onlar  tertemiz de ondan...  Onların her yaptığı iş dosdoğrudur. Bunlar hatasız insanlar... Az önce burada Emre Polat'ın belgelerinde adamın bir tanesi 'hilafet Peygamber Efendimizin isteği ile İmam Ali'ye verilecekti ama Allah istemedi...!' Vay hain seni! Peygamber Efendimiz nefsinden konuşmaz, onun konuşması vahiydir. Peygamber Efendimiz eğer İmam Ali'yi murad ettiyse, o Allah'ın muradıdır. Bunun adı şehy, irşad ehli! Şeytanın bu asırdaki avukatı bunlardır." Prof. Dr. Haydar Baş, bize düşen vazifenin Allah'ın seçtiği ile beraber olmaktan geçtiğini dile getirdi.(RECEP BAHAR / YENİ MESAJ) [2]



Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ 

[1] http://www.yenimesaj.com.tr/?haber,13002473/bu-buyuk-bir-harekettir

[2] http://www.yenimesaj.com.tr/?haber,13002493/muhtesem-bulusma


Bu haber 769 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,098 µs