KILIÇDAROĞLU: ''SINIRSIZ İSTİSMAR''

Recep Erdoğan'ın göz boyama paketi muhalefet tarafından topa tutuldu. Yapılan sözde açılımlar toplumun geniş kesimi tarafından seçim yatırımı olarak değerlendirilirken, türban ve Aleviler üzerinden inanç sömürüsü yapılması en çok eleştirilen konuların başında geldi. AKP iktidarının, silaha sarılmaması karşılığında PKK'ya "ana dilde eğitim" tavizi vermesinin Türkiye'yi parçalayacağı savunuldu...

 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Evren gibi, sadece apoleti yok!

Başbakan'ın, paketi açıkladığı toplantıda basına sansür uygulamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu "Kenan Evren nasıl açıklıyorsa Erdoğan da öyle açıkladı. Birisinin apoletleri var, diğerinin yok" dedi.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında Başbakan Tayyip  Erdoğan'ın kamuoyuna duyurduğu "demokratikleşme paketi" ni değerlendirdi. Türkiye'de 11 yılda demokrasinin büyük bir erozyon yaşadığını belirten Kılıçdaroğlu, demokrasi kültürünün darbe dönemleri kadar ağır tahribata uğradığını, toplumsal uzlaşı, sağduyu, ortak akıl gibi demokrasinin temel değerlerinin yok sayıldığını ifade etti. Son 11 yılda Türkiye'de çok büyük bir demokrasi açığının oluşturulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bütün bunları ileri demokrasi diye yutturmaya çalışıyorlar. Şimdi Türkiye'ye, bütün yurttaşlarıma soruyorum, açıklanan bu sözde demokrasi paketi ile bu yaraya bu paket derman olur mu? Bu paket bu açığı kapatır mı? Bu paket bu açığı kapatmaz, bu paket bu yaraya derman olmaz" dedi. 

 

İktidar samimi değil

İktidarın demokrasi konusunda samimi olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de çok ciddi bir iktidar açığı vardır. Türkiye ne yazık ki kendisine yakışan demokratik olgunlukta bir iktidara sahip değildir. Türkiye'nin temel sorunu budur" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın paketi açıkladığı toplantıya bazı basın kuruluşlarının davet edilmemesini de değerlendiren CHP lideri, şöyle dedi: "Sözde demokratikleşme paketi açıklıyorsunuz, bazı medya organlarına sansür uyguluyorsunuz. Tıpkı OHAL dönemindeki sıkıyönetim gibi. Sayın Başbakan'ın paketi açıklayış tavrına bakın, salona girişine bakın. Kenan Evren nasıl açıklıyorsa, aynı model üzerinden kendisi açıklıyor. Hiçbir fark yok. Karşılaştırın iki görüntüyü de, birisinin apoletleri var, diğerinin yok." 

 

İlkeler ayak altında

Paketin hazırlanış biçimini de eleştiren Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: "Bu paketin hazırlanış biçimi bile demokrasiyle örtüşmüyor. Demokrasi demek açıklık demek, şeffaflık demek, hesap verebilirlik demek. Bu paket daha hazırlanırken demokrasinin bu en temel ilkeleri ayaklar altına alındı. Kapalı kapılar ardında, toplumun bütün unsurları hatta kabine üyeleri dışarıda bırakılarak böyle bir paket hazırlandı. Sayın Başbakan sözde demokratikleşme paketi dolayısıyla yeni OHAL Kurumu olan Kamu Güvenliği Müsteşarlığına teşekkür etmiş. Bu teşekkür paketin hangi düşünceyle açıklandığını gayet net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu paket katılımcılıktan, toplumsal uzlaşmadan ve şeffaflıktan uzak bir şekilde hazırlandı. Ayıp olan bu paketin adıyla demokrasiyi yan yana getirmektir." CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, pakette 12 Eylül darbesinden tek bir cümle bile edilmediğini ifade ederken, "Acaba darbe hukukuna sahiplenmenin bir başka adı mı bu?" diye sordu. 

 

Balbay'ı ziyaret etti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ümraniye Davası'nda 34 yıl 8 ay hapis cezası aldığı için TBMM'ye gidemeyen CHP'nin tutuklu milletvekili Mustafa Balbay'ı Sincan Cezaevi'nde ziyaret etti. Balbay ile görüşen Kılıçdaroğlu, MHP Milletvekili Engin Alan'ı da ziyaret etmeyi planlıyordu. Ancak Balyoz Davası'nda 18 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Korgeneral Alan, 28 Şubat Davası'nda yargılandığı ve duruşmaya gittiği için görüşme imkanı olmadı. Kılıçdaroğlu ile birlikte görüşmede CHP Grup Başkanvekilleri Akif Hamzaçebi, Muharrem İnce, Engin Altay, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve CHP TBMM İdare Amiri Malik Ecder Özdemir hazır bulundu. Balbay'la yaklaşık 1 saat 15 dakika görüşen CHP lideri, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada "Yeni yasama yılını hapishanede açtık. Halkın oyuyla seçilen bir milletvekili uzun süredir tutuklu. Parlamentoya halkın iradesi tam yansımış değil" dedi. Bu arada bir grup CHP'li de cezaevi önünde andımızı okuyarak bekledi. Açılan pankartlarda ise "İzmirliler tutsak seçmen değildir", "İzmir'in iradesi Sincan'da tutsaktır" ifadeleri yer aldı.

 

Gezi'de ölen gençleri andı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  2002 yılında Türkiye'de tutuklu milletvekili olmadığını, bugün ise 7 milletvekilinin, yüzlerce yerel yöneticinin hapiste bulunduğunu ifade ederek, "Kendine dokunan bir olay oldu mu hemen 'milli irade'diyorsun. Seni seçeni milli irade sayıyorsun da bu milletvekillerini, belediye başkanlarını seçenleri neden milli irade saymıyorsun. Bu çifte standardın nedeni nedir" diye sordu. Cezaevlerinde, 2002'de 59 bin vatandaş varken, bugün bu sayının 135 bine çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre 2 bin 776 öğrencimiz hapiste. Tam 152 çocuğumuz bu dönemde kolluk güçlerinin orantısız şiddeti nedeniyle hayatını kaybetti. Buradan Ali İsmail Korkmaz'ı, Ethem Sarısülük'ü, Ahmet Atakan'ı, Mehmet Ayvalıtaş'ı, Medeni Yıldırım'ı, Abdullah Cömert'i bir kez daha rahmetle anıyorum. Yine buradan başına isabet eden biber gazı fişeği ile hayatını kaybeden 18 aylık Mehmet Uytun'u da rahmetle anıyorum"