''SOSYAL AYRIŞMA'' KORKUSU BÜYÜYOR

Ahmet Atakan'ın ölümüyle yeniden alevlenen gösteriler, birçok kentte devam ediyor.

Türkiye'de yeniden yoğunlaşan eylemler, dış basında geniş yer buldu. İngiliz gazetesi Financial Times, "Dalga dalga yayılan protestolar, artan kutuplaşmanın bir göstergesi" derken, İran'da yayınlanan Tehran Times gazetesi, "Türk Baharı mı yoksa AKP'nin sohbaharı mı!" yorumu yaptı.  

Türkiye'deki protesto gösterileri, yabancı medyada da geniş yer alıyor. İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden Financial Times (FT) gazetesi, Türkiye'de protestoların yeniden başladığına işaret ederken "sosyal ayrışmalara ilişkin korkuların büyüdüğünü" de yazdı. Gazete, "Protestolar, Türkiye'de dalga dalga yayılarak gelecek yıldaki yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ve ekonominin baskı altına girdiği bir dönemde uzun sürebilecek bir kargaşa korkularını artırıyor" sözleriyle başladığı haberinde son günlerde protestoların, "laiklik kalesi" olarak nitelediği Kadıköy'den Suriye sınırına kadar ülkenin çeşitli yerlerinde meydana geldiğine dikkat çekti. 

Kaygı duyuluyor

Bazı gözlemcilerin yaşanan karışıklıkların "kırılgan" ekonomi üzerindeki etkilerinden kaygı duyduğunu belirten Financial Times, son verilere göre, cari işlemler açığının Temmuz ayında beklentileri aşarak 5.8 milyar doları bulduğunun altını çizdi. İngiliz gazetesi, halen yaşanan protesto dalgasının, öncekine göre güçlü veya yaygın olmasa da Türkiye'deki artan kutuplaşmanın, giderek derinleşen fayların bir göstergesi olduğu görüşlerine de yer verdi. 

Başbakan'a yönelik

Gazete büyük kentlerdeki çatışmaların özelikle Ahmet Atakan'ın ölümünden sonra göz ardı edilmesinin mümkün olmadığını da kaydetti. Haberinde göz yaşaratıcı gaz nedeniyle U21 Türkiye-İsveç futbol maçının geçiçi olarak durdurulması ve ODTÜ'de yaşananlara değinen gazete, protestoların birçoğunun, genel olarak göstericileri sert bir dille eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olduğunu savundu. 

Azınlıkların talepleri 

Financial Times, Başbakan Tayyi; Erdoğan'ın sözlerini aktardıktan sonra hükümeti destekleyenlerin ise iktidarın oy oranının yeniden yüzde 50'nin üzerine çıktığını söylediklerini anlattığı haberinde Başbakan Erdoğan için şunları kaydetti: "Demokratikleşme paketi ile inisiyatifi almayı planlıyor. Pakette Kürt ve Alevi azınlıklarının taleplerinin bir kısmının karşılanması bekleniyor."

Başkentte TOMA'lı müdahale

Hatay'da Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ndeki (ODTÜ) protestolara destek vermek için düzenlenen gösterilerde Ahmet Atakan'ın hayatını kaybetmesi üzerine başlayan eylemler dün de sürdü. Ankara'da Mamak Tuzluçayır Meydanı'nda bir araya gelen göstericiler, çöp konteynerlerinden barikatlar kurarak ateş yaktı. Polis, göstericilere dağılmaları için uyarıda bulundu. Ancak grup dağılmayınca polis, göstericilere TOMA'lar, tazyikli su ve gaz bombasıyla müdahale etti. 

İstanbul'da gözaltı

İstanbul'da ise, Kadıköy ve Gazi Mahallesi'nde gösteriler vardı. Kadıköy Söğütlüçeşme Caddesi'nde toplanan bir grup, ateş yakarak yolu trafiğe kapattı. Polisin dağılmaları yönündeki uyarılarına taş ve havai fişeklerle karşılık veren gruba, tazyikli su ve biber gazıyla müdahale edildi. Gruptakilerden bazıları gözaltına alındı. Gazi Mahallesi'nde de bir grup, protesto gösterisinde bulunarak barikat kurup yolu trafiğe kapattı. Polis ekipleri grubu dağıtmak için tazyikli su ve biber gazı kullandı. Hatay'da Armutlu Mahallesi'nde toplanan bir grup, buradan Gündüz Caddesi'ne doğru yürümek istedi. Polis, Gündüz Caddesi'nde barikat kurmaya çalışan gruba tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti. Ara sokaklara kaçan grup, çöp konteynerlerini yakarak barikat kurdu. Polis taş, sopa, molotofkokteyli ve havai fişek atan gruba, biber gazı ve tazyikli suyla müdahalede bulundu.

Gezi'de  "flash"  tutuklama

Gezi Parkı olayları sırasında tutuklanan iki şüphelinin aylık tutukluluk incelemesi sırasında hâkim, cebinden çıkardığı flash diskteki kararı mahkeme tutanağına geçirdi. Ankara'da yapılan gösteriler nedeniyle 35 kişi tutuklanmıştı. Ancak daha sonra iki kişi dışında şüpheliler serbest bırakıldı. Cezaevinde sadece, duruşmada hakime "Arama kararında çok sayıda örgüt var, örgütü biz mi seçeceğiz yoksa siz mi atayacaksınız?" diyen Erdal Kozan ile Mazlum Demir kaldı. İki şüpheli için tutukluluk incelemesi önceki gün yapıldı. Avukatlar Saliha Şahin ve Murat Yılmaz'ın savunmalarının ardından hâkim cebindeki flash diski çıkartarak kâtibine verdi. Katip de flaşdisk'in içindeki daha önce yazıldığı anlaşılan kararı duruşma zaptına geçirdi. Hâkim, iki şüphelinin tutukluluk halinin devamına karar verirken avukatlar uygulamaya itiraz etti.

Erdoğan'a Atakan  sorusu

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Tayyip Erdoğan'a, "Ahmet Atakan, binadan neden hareketsiz olarak düştü? Düşme anında bilinci kapalı mıydı?" diye sordu. Tanrıkulu, Başbakan'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde şunları kaydetti: "Kafasındaki 5-6 santimlik kırık nasıl oluştu? Antakya'da yapılan ön otopside düşmeye bağlı herhangi bir bulguya rastlanmamasına karşın Adana Adli Tıp Kurumu'ndan nasıl 'genel beden travması' raporu verildi? Çatıda 50 santimlik bir duvar olmasına karşın Ahmet Atakan çatıdan nasıl düştü?  Polis, Atakan'ın çatıdaki güneş panellerini atmak isterken düştüğünü iddia ediyor ancak çatıdaki güneş panelleri yere sabitli. Polis yanıltıcı bilgi mi verdi?" 

"Türkiye'ye  biber gazı satmayın"

Uluslararası Af Örgütü, Türk hükümeti "protestocuların barışçıl bir şekilde toplanma ve ifade özgürlüğü hakkını güvence altına alana kadar" Türkiye'ye biber gazı, zırhlı araç ve diğer çevik kuvvet cephane teçhizatı sevkiyatını durdurmaları için tüm ülkelere çağrıda bulundu. Çağrının, polisin son üç günde İstanbul ve diğer şehirlerde, bazıları şiddet içeren protestoları dağıtmak için bir kez daha fazla miktarda biber gazı ve tazyikli su kullanmasının üzerine yapıldığı belirtildi. Örgütün Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, "Türk polisinin gösterileri bastırmak için ihlale yönelik güç kullanımına dönmesi, bu tarz ölümlerin ve yaralanmaların tekrar yaşanmasını önleyici adımlar atılana kadar bütün ülkelerin Türkiye'ye biber gazı, zırhlı araç ve diğer çevik kuvvet cephane teçhizatı sevkiyatını durdurulması çağrısını yapıyoruz" dedi.

Türk Baharı mı yoksa AKP'nin sonbaharı mı!

İran'da yayınlanan Tehran Times gazetesi, Türkiye'deki gösteriler ve Gezi Parkı olaylarına geniş yer ayırdı. Gazetede Ali Kalirad imzalı yayınlanan haberde, "Yönetiminin gittikçe otoriterleştiğini düşündükleri Başbakan Tayyip Erdoğan'ı protesto etmek için sokaklara döküldü" denildi. İşte Tehran Times'ta yayınlanan o haber:

İktidara büyük tepki

"Türkiye'de 2010 Eylül'ünde yapılan ve oyların yüzde 58'i ile onaylanan anayasa referandumu, Türk vatandaşlarının iktidardaki AKP politikalarına nasıl tepki verdiğinin bir ölçütüydü. Bu süreçte, Türkiye'nin batısındaki zengin şehirlerde yaşayanların çoğu, anayasada yapılacak değişikliklere karşı oy kullanmıştı. Daha Avrupalaşmış bölgelerde yaşayan halkın büyük kısmı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın politikalarını son yıllarda çok sert eleştirmeye başlamıştı. Şimdiyse, aynı coğrafi bölgedeki vatandaşlar, yönetiminin gittikçe otoriterleştiğini düşündükleri Erdoğan'ı protesto etmek için sokaklara döküldü." Haberde şöyle devam edildi: "İstanbul'un Taksim Meydanı'ndaki gösteriler dünyanın dikkatini üzerine çekti; Türk siyasi çevrelerindeki çoğu kişi bu duruma 'Türkiye'nin baharı ama AKP'nin sonbaharı'diyor. Ama Türkiye'deki sosyal gerginliğin tek sebebi bu değil. Türk toplumu Erdoğan'ın ve AKP'deki partililerin uyguladığı politikalar sebebiyle fazlasıyla kutuplaştı. Hükümetin yurt içindeki ve yurt dışındaki meseleleri, özellikle de Suriye krizini otoriter bir biçimde ele alması, iktidar partisine yüksek ölçüde hınç bilenmesine sebep oldu. Erdoğan kendini Müslüman bir lider olarak tanımlasa da, dini azınlıklar tarafından haklarına saygı göstermediği yönünde eleştiriliyor. Türkiye siyaset tarihinde bir fenomen haline gelen AKP, bugün büyük bir görevle karşı karşıya ve tabanın desteğini sürdürmesi için liderlerinden otoriter tavırlarını yumuşatmaları bekleniyor. Yoksa AKP'nin sonbaharı devam edecek ve bu durum, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratikleşme sürecine zarar verecek."