2. PARÇA KURDİSTAN SURİYE'NİN KUZEYİNDE

Başbakan Erdoğan'ın PKK ile pazarlığından PYD kazançlı çıktı. Suriye'nin kuzeyinde özerk bölge kurma kararı alan terör örgütü, "Büyük Kürdistan"a doğru ilk adımı atmış oldu.

 

Irak'taki "kukla yönetim"in ardından İran, Suriye ve Türkiye'den de toprak almayı hedefleyen "Büyük Kürdistan"ın ikinci parçası için ilk resmi adım Suriye'nin Kürt bölgesi Rojava'da atıldı. Rojava'daki Kürt Yüksek Konseyi'nin bileşenleri bölgede geçici bir yönetim oluşması için hazırlanan projeyi imzaladı. Tarafların üzerinde anlaşarak imzaladığı maddeler şöyle:

 

Yeni anayasa

* Bölgede yaşayan toplumların katılımı ile her tarafın kendi adayını sunarak geçici yönetim konseyinin oluşturulması.

* Yönetim Konseyi'nin seçimleri organize etmesi.

* Geçici bir anayasa hazırlanması için komite oluşturulması ve 40 gün içinde tüm bileşenlerin onayı ile geçici anayasanın oluşturulması.

* Geçici anayasa hazırlanmasının ardından, yönetim konseyinin ortak ve demokratik bir geçici yönetim kurması.

* Geçici Yönetim Konseyi'nin demokratik seçim yasalarını hazırlaması.

Bu duruma, "Proje özerklik ilanının ön adımı ise kabul edilemez" mesajı veren Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, "Bu tür ön dayatmalar geçiş sürecine uygun olmadığı gibi, ilave istikrarsızlık getirir. Ama Suriye'de parlamento kurulana kadar sadece eğitim ve sağlık gibi günlük ihtiyaçları karşılamak için oluşturulan geçici yönetimler ise bu bizim için anlaşılır" görüşünü savundu. 

 

Mayayı AKP çaldı

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, Kürtlerin her fırsatı kullanarak özerkliğin önünü açmak için çalıştıklarını belirterek, "PYD, PKK'nın uzantısı. Suriye'nin kuzeyindeki faaliyetlerle Türkiye'deki sözde çözüm süreci paralel götürülüyor. Suriye'nin kuzeyindeki Kürtler de Abdullah Öcalan'ı lider olarak görüyor. Türkiye'deki sözde süreç bu yapıya maya çaldı." Kürtlerin hayali 4 ülkeden toprak kopararak devlet kurmak. Sözde Büyük Kürdistan'ın denize açılan kapısı Suriye'nin kuzeyinden geçecek. Kürtler Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e açılmak istiyor. Kartlar yeniden dağıldıktan,yeni yönetim belirlenecek.

 

Sırada Türkiye ve İran var

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Kuzey Suriye'deki oluşumu "yeni Sevr'in inşası" olarak değerlendirdi. Kuzey Suriye'deki oluşumu AKP'nin eliyle "Kürdistan'ın inşası" olarak nitelendiren Vural, "Bundan bir yıl önce oradaki PYD oluşumunu 'kabul edemeyiz' diyerek TBMM'den müdahale yetkisi isteyenler, daha sonra Müslim'i muhatap almak suretiyle oluşum meşrulaştırdılar. 'İsrail ve ABD güdümünde bir dış politika izleniyor. Türkiye'nin güneydoğusunda da kurulmak istenen yapıyla yeni Sevr'i realize etmektir. Federatif bir yapılanmayla yeniden dizayn edilmektedir" diye konuştu.

Bölgede kaygı verici gelişmeler yaşandığını ifade eden Emekli Büyükelçi Onur Öymen de, Türkiye'nin hem Irak hem de Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunduğu tezini dillendirdiğini anımsattı. Öymen, "İki ülkede de toprak bütünlüğü kayboluyor. Irak'ın kuzeyinde fiilen devlet içinde devlet taşıyan bir bölgesel yönetim var. Suriye'nin kuzeyinde de bunu yapmak istiyorlar. Merkezi hükümetle bağları olmayan veya zayıf olan bir yönetim olacak, devlet içinde devlet haline dönüşüp, birleşecekler. Daha sonra Türkiye ve İran'dan toprak koparıp büyük Kürdistan'ı kuracaklar" dedi.

 

'Kandil, AKP, İmralı şeytan üçgeni iflas etti'

MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, PKK'nın "Çekilmeyi durdurduk" açıklamasının, AKP hükümetinin "yıllardır üzerine inşa ettiği açılım politikalarının" çöktüğünün ispatı olduğunu iddia etti. Çetin, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Kandil, parti, İmralı şeytan üçgeniyle ittifak siyasetinin", yapılan bütün hesapların aksine seçimlere kadar dayanamadığını ve iflas ettiğini öne sürdü.

 

Bölge örgüte teslim

Terör örgütünün, dünyada örneği görülmeyecek şekilde muhatap alınmasıyla, PKK'nın psikolojik üstünlüğe kavuştuğunu, bunun da vatandaş, devlet ve milletimizin varlığını ilgilendiren güvensizliğe dayalı olumsuzluklar doğurduğunu savunan Çetin, bizzat hükümet eliyle, Türkiye'nin bir bölgesinin terör örgütüne teslim edildiğini, bölgedeki vatandaşların devletle olan bağının asgariye indirildiğini ileri sürdü. Başbakan Erdoğan'ın, şahsi hesapları ve parti menfaatlerini bir tarafa bırakarak, Türkiye'nin çıkarlarına uygun davranmaya başlaması gerektiğini vurgulayan Çetin, şu ifadeleri kullandı: "Terör örgütüyle bu örgütün lideri arasındaki görüşmeler kesilmeli, bölücü başının örgütünü devletin imkanlarıyla yönetmesi engellenmelidir. AKP hükümetinin terörist başını kullanarak terör örgütünü kontrol etme ve teslim alma siyasetinin gerçekleşme şansı kalmamıştır. Tam aksine bölücü örgüt ve elebaşı, hükümetin zafiyetlerini kullanarak tarihinde hiç erişmediği güce, özgüvene ve popülerliğe kavuşmuştur. AKP iktidarının aynı basiretsizliği ve beceriksizliği gösterdiği dış politikadaki tükenişin ülkemizi getirdiği mevzi ise bağımsızlığın timsali büyük Türk milleti için utanç verici boyuta ulaşmıştır. Başbakan Erdoğan ve ekibinin, ABD ittifakının yürüttüğü son Haçlı seferinde Suriye'ye müdahale için adeta can atması ülkemiz adına üzücü olmanın ötesinde, utanç vericidir.

Gönüllü Haçlı

İslam'ın mührünü taşıyan bu toprakları savunmak için Haçlı seferlerine karşı can veren ecdadımızın tarihi mirası, yapılacak son Haçlı seferine çığırtkanlık yaparak gönüllü yazılan AKP hükümeti ve Başbakan tarafından çiğnenmektedir. BM'nin dahi devre dışı bırakılarak ABD öncülüğündeki emperyal bir koalisyonla saldırmaya hazırlanılan Suriye, Türk milletiyle ortak tarihi geçmişe sahiptir."

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=88694