En Sıcak Konular

ONU DA EMPERYALİSTTEN BEKLİYORUZ GALİBA

8 Eylül 2013 12:19 tsi
ONU DA EMPERYALİSTTEN  BEKLİYORUZ GALİBA Emperyalizm veya küresel nizam, işini şansa bırakmıyor. Müslümanların bir yenilmişlikle, bir çaresizlik haliyle sarf ettikleri “Bizi bize bırakmıyorlar” ifadesi, sömürü ve zulüm çarkının ne kadar da iyi işlediğini gösteriyor.

Onu da emperyalistten bekliyoruz galiba

Emperyalizm veya küresel nizam, işini şansa bırakmıyor. Müslümanların bir yenilmişlikle, bir çaresizlik haliyle sarf ettikleri "Bizi bize bırakmıyorlar" ifadesi, sömürü ve zulüm çarkının ne kadar da iyi işlediğini gösteriyor. Son yaşanan Suriye odaklı gelişmeler de bu durumu teyit ediyor. 
İslam dünyasının kendi iç meselelerini bir kendi içerisinde çözememesiyle somutlaşan bu durum, ister istemez "kurtarıcı" olarak da sorunun gerçek müsebbiplerini koyuyor önümüze. İdam edilmeyi bekleyen bir mahkumun celladından medet umması gibi bir şey bu. Ortaya çıkan garabete bir bakın! Ortadoğu ve İslam coğrafyasındaki sömürünün, akan kanın ve savaşların arkasındaki aktörler, resmen "gel de işgal et" şeklindeki yakarışlara muhatap oluyor ve binbir türlü nazla çözüme(!) razı edilmeye çalışılıyor. Aklıselim herkesin ifade ettiği gibi, İslam dünyasının bir iç işi olan Suriye meselesinin çözümü için koskoca İslam alemi, ABD Senatosu ve Başkan Obama'nın "he" demesini bekliyor.
Gelecek müjdeli (!) haber için hazırlıklarını çok önceden yapan ve "hazır kıta" olarak bu haberi bekleyen işbirlikçi Türk basını ise, Amerikan Senatosu'nun işgale onay veren kararıyla birlikte Başbakan Erdoğan'ın "her türlü koalisyona hazırız "sözünü bir fotokopi makinesi orijinalliğiyle manşetlerine taşıyor. Çoktan işgale asker yazılan medya, savaş tamtamlarını çalmayı sürdürüyor yani.
Fiili bir durum olarak "bizi bize bırakmadıkları" gibi zihnen bile böylesi bir fikre uzak durmayı da "reel politik" sananlarımız var. Zihinlerimiz ve fikirlerimiz çoktan işgal edilmiş olduğundan, İslam aleminin bir araya gelmesi "gerçekçi" bulunmuyor. İşgalin en korkuncu da bu zaten; fiziki işgaller kadar zihinlerin işgal edilmesi! 
İslam aleminin birlik olamayacağı fikri öylesine yerleşmiş durumda ki, mesela İslam Birliği'nin "ham bir hayal" ve "romantik bir özlem" olduğunu savunanların sesi yüksek çıkabiliyor şu günlerde. Buna dayanak olarak sunulan argümanlardan birisinin, emperyalizmin İslam aleminin kucağına bırakmak istediği bomba olan "mezhep çatışması" olması da, İslam Birliği fikrine karşı çıkanları ele veriyor aslında. 
Yani, demek istiyorlar ki; "Daha mezhep farklılığını bile aşamayan İslam ülkeleri nasıl bir araya gelsin?" Ancak aynı zihniyet, Avrupa Birliği (AB) fikriyatına da çılgına bir tutkuyla sarılıyor her ne hikmetse. Bir yanda mezhep farklılığı var belki (ille çatışacaksınız anlamına gelmiyor ayrı mezhepler), ancak öte yanda ise tamamen inanç farklılığı var. AB, her ne kadar inanç temelli bir birlik olmadığını söylese de, satır aralarında ve bazen açıkça bir "Hıristiyan Birliği" olduğunu ifşa ediyor. Avrupa'nın, dini bakımdan olmasa bile kültürel manada Hıristiyanlık'tan bağımsız tarif edilemeyeceğini düşünenler için gayet normal aslında.
Avrupa'nın birlik olma idealinin özünde İslam Birliği ile bir fark yok aslında. Onlar da bir araya gelerek ekonomik ve siyasi bir güç olmayı hedefliyorlardı. Aslına bakılışa, Avrupa'nın yaşadığı mezhep ve ideoloji farklılıklarının çok daha keskin olduğunu da hesaba katınca, bugün AB'ci kesilip İslam Birliği'ne karşı çıkanları tekzip eden bir durum var ortada. Katolik-Protestan çekişmesinin tek gerekçe olmasa da önemli bir yer tuttuğu 30 Yıl Savaşları, Avrupa'nın sicilinde yer alır mesela. Yakın zamanlara kadar süren İngiltere'deki Katolik-Protestan çatışması da, Avrupa'daki mezhep farklılığı meselesinin ne denli derin olduğunu ortaya koyar. Üstüne üstlük, mezhep çatışması dışında siyasi ve ekonomik gerekçelerle dünyayı birbirine katan paylaşım savaşları (1. Ve 2. Dünya Savaşı) da vardır. Buna rağmen, öyle ya da böyle bir araya gelmeyi bir ütopya olarak görmemiştir.
Avrupa'nın yaşadığı gibi bir çekişme ve çatışma hali yaşamayan İslam aleminin, İslam Birliği gibi son derece "gerçekçi" bir ideal etrafında buluşamamasının izahını yapmak mümkün olmuyor bir türlü. Herhalde, onu da gelip emperyalistlerin kurmasını bekliyoruz.

 

Burak Kıllıoğlu - Milli Gazete

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Onu_da_emperyalistten_

bekliyoruz_galiba/16476#.UiwqXdLxrap



Bu haber 576 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,627 µs