En Sıcak Konular

HESAPSIZCA GÜNÜ KURTARMAK GELECEĞİ TÜKETMEKTİR

31 Ağustos 2013 10:41 tsi
HESAPSIZCA GÜNÜ KURTARMAK GELECEĞİ TÜKETMEKTİR Hem küresel hem de bulunduğumuz coğrafya itibarı ile belirsizlik ve kırılganlığın anormal düzeylere ulaştığı, istikrarsızlık potansiyelinin çok yükseldiği bir döneme girdik.

Hesapsızca günü kurtarmak geleceği tüketmektir

Hem küresel hem de bulunduğumuz coğrafya itibarı ile belirsizlik ve kırılganlığın anormal düzeylere ulaştığı, istikrarsızlık potansiyelinin çok yükseldiği bir döneme girdik. İnsanlık adına olması gereken hassasiyetler yetersiz veya yok, olmaması zorunlu olanlar ise çok. Açgözlülerin kurduğu şeytan sofrasında filler tepişecek, otlar veya fil olmaya çalışanlar yine ezilecek, bozuk para gibi harcanacak. Ekonomi cephesinde riskten kaçınma eğilimi güçlendikçe, günü kurtarmak ve hayal tacirliği yapmak adına siyasi ve sosyal riskler kontrolsüz bir şekilde artabilecek. Türkiye'de bu gelişmelerin dışında kalamayacak, bir koyup üç alma hesabı yaparken elindekini de muhtemelen kaybedecek.

Geriye dönüp son üç ay içinde gerek ülkemizde gerekse bölgesel ve küresel düzeyde yaşananlara bakarak, rahat uyumaya devam etmek pek mümkün görünmüyor. Akla hayale getiremeyeceğimiz bir kabusla uyanma, kendi kendini besleyen olumsuz tepkiler vererek çaresizlik bataklığında çırpınma ihtimali artıyor. Suriye, 1980'lerin Lübnan'ına benzemeye başlar ise kimse şaşırmasın ve bu durumdan en çok zarar görecek ekonominin Türkiye olabileceğini unutmasın. Sormak gerekiyor: Arap baharı yaşanmasa, açgözlü birileri bu krizi kendisi için fırsata dönüştürmeye çalışmasa, bugünkü durumumuz daha iyi olabilir miydi? Bu sorunun yanıtı hem evet hem de hayırdır.

Eğer Arap baharı bir şekilde yaşanmamış olsa, muhtemelen ABD Merkez Bankası parasal genişlemeyi çok daha erken sonlandırabilir, Obama yeniden Başkan seçilemeyebilir ve finansal sermaye gelişmekte olan ekonomileri çok daha önceden terk etme eğilimine girebilirdi. Tarihin akışı çok daha farklı olabilirdi. Başbakanımız bu yılın Mayıs'ında ABD ziyaretini yapmaz, yapsa da gündem Suriye olmazdı; Türk lirası çok daha önceden hatırı sayılır ölçüde değer kaybetmiş olurdu, komşularla didişmek ve olduğundan farklı görünmek yerine kendi sorunlarımıza odaklanmak zorunda kalmış olabilirdik. Ama olmadı: Arap Baharı ile birlikte açgözlülerin paravanı durumundaki ılımlı İslam projesi önce büyük destek buldu, bu yıl içinde ise paraşütsüz düşüş dönemine girdi. Böyle olmayacağını varsayanlar ne yapacağını şaşırdı ve hem dengesiz hem de insaftan uzak tepkiler vermeye başladı.

Mayıs ayında Suriye gündemli ABD ziyaretinden eli boş dönüldü, istenilen yanıtı alabilmek adına belki de hiç olmayacak işlere girildi… 22 Mayıs'ta Federal Reserve kademeli olarak parasal genişlemeyi sonlandırma takvimini açıkladığında etekler tutuştu: Türk Lirası değer kaybetmeye, faizler yükselmeye, varlık değerlerinin erimeye başlaması ile birlikte bilançolar yıpranmaya başladı. Gezi olayları siyasi iradenin imdadına yetişti, tüm olumsuzlukları fatura edecek yeni bir suçlu yaratma çabası ile gerginlik tırmandırıldı. Mısır ve Suriye'de kendi akıbetlerini görenler gözü kararttı. Suriye'ye demokrasi götürmeye heveslenenler, aynaya bakmayı unutup temel hakları kendi insanına çok görmeye başladı ve kontrolünü kaybetti… Son on yılda neler yaptıklarını unuttular ve herkesin de unutacağını varsayma gafletine düştüler; sonunun nereye varacağını düşünmeden "faiz lobisi", "kredi kartı kullanmayın" gibi laflar edip kendi gibi düşünmeyenleri düşman gibi görmeye başladılar…

Geride bıraktığımız hafta genelinde Türkiye riskinden kaçınma eğilimi tavan yaptı: Merkez Bankası Başkanı'nın piyasaları ikna etmeyi beceremeyen söylemleri ve Suriye'nin vurulması ihtimalinin artması gerekçe olarak ön plana çıktı. Küresel düzeyde riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesi ve bulunduğumuz coğrafyanın karışması bize hiç yaramıyor, hem sorunlar hızla ağırlaşıyor, hem de kontrolsüz bir şekilde artan kırılganlık her şeyi ve herkesi tehdit ediyor. Gerçeği kavramak için hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, ortalık iyice karışıncaya kadar da olamayacağını iyi kavramak, bunların sebepleri üzerine kafa yormak gerekiyor.

Sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarmak ve bu durumdan sorumlu olmak çaresizliği arttırır, yozlaşmayı hızlandırır. Bu açmaza düşenler inançlarını, insanlıklarını koruyamaz ve süratle değişirler; aklını iyiye kullanmaya çalışanlara düşman olur, sürekli ava çıkmak zorunda kalır ve sonunda av alırlar. Bu süreç az veya çok herkese, her kesime bir bedel ödetir!.. Nasrettin Hoca'nın hikayesinde olduğu gibi çıkarı gereği kazanın doğuracağına inanıp kula kulluk edenlerin, kazanın ölümüne isyanı çok ilginç olacak!..

 


Uğur Civelek - Milli Gazete

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Hesapsizca_gunu_kurtarmak

_gelecegi_tuketmektir/16366#.UiGd4NJSh1I



Bu haber 568 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,833 µs