En Sıcak Konular

''GAFLETİ UZUN OLANIN DEVLETİ YOK OLUR''

28 Temmuz 2013 23:14 tsi
''GAFLETİ UZUN OLANIN DEVLETİ YOK OLUR'' Bu söz, Erzurum Lalapaşa Camii mihrabının yan duvarında asılı tabloda Arapça olarak bulunmaktadır.

"Gafleti uzun olanın devleti yok olur"

Bu söz, Erzurum Lalapaşa Camii mihrabının yan duvarında asılı tabloda Arapça olarak bulunmaktadır. Yazının sağ alt tarafında 1330 Rumî (Miladî 1914) tarihi belirtilmiş. Arapça metin: “Men tâle gafletehu zâle devletehu” dur. Türkçesi: “Gafleti uzun olanın devleti yok olur.” Altta küçük yazılar: “Gafleti çok olanın devleti yok olur.” Solda yazanı: Erzurum Merkez Mektebi Muallim–i Evveli Yeşil İmamzâde Mehmed Salih şeklinde belirtilmiş.
Ben bu yazımda yukarıya aldığım metnin manasını ve mesajını günümüze uyarlamaya çalışacağım.
Önce şunu vurgulayalım, ”devlet”in toplumsal ve ferdî olmak üzere iki manası vardır: 1. Toplumsal anlamda, sınırları belli olan bir ülkenin sahibi olan milletin kurduğu siyasi, hukukî, idarî mahiyetteki merkezî teşkilat. Bir milletin kendi arasında bir siyasi sisteme bağlı olarak örgütlenip kurduğu tüzel varlık. 2. Ferdî manada mutluluk, talih, şans, zenginlik, iyi konum.
“Gaflet” ise aymazlık, dikkatsizlik, dalgınlık, boş bulunma, tedbirsizlik, umursamazlık, sorumsuzluk, vurdumduymazlık gibi manalara geliyor. 
Bu çerçevede “Gafleti uzun olanın Devleti yok olur.” Sözü bugün itibariyle Türk milleti için son derece uyarıcı bir söz. Zira toplumsal anlamda Türk milleti, tarihin en eski devlet sahibi milletlerinden biridir. Tarih boyunca onlarca devlet kurduk, devletsiz kalmadık; ama kurduğumuz devletlerin neredeyse tamamını gafletimiz yüzünden biz kendimiz yıktık ya da yıkılmasına zemin hazırladık. 
Türk milleti, devletsiz yaşayamaz. Devletsiz kalan Türk toplulukları hızla erirler, kimliklerini, kişiliklerini, kültürlerini, dillerini, dinlerini, soylarını kaybederler. Bunun bir çok örneğini tarihte gördüğümüz gibi, bugün de pek çok yerde bizzat görebiliyoruz.
Türk milletinin bugün yedi devleti var. Türkiye Türklüğü olarak büyük Türk Atatürk’ün önderliğinde destanî bir mücadele sonucu kuruverdiği tam bağımsız ve bağlantısız millî Türk devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi gafletimiz yüzünden kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. 
Devletimizin bekasıyla ilgili olarak yaptığımız konuşmalarda etrafımızdaki birçok kişiden duyduğum “Bize bir şey olmaz, kimse bir şey yapamaz, sen paranoya görüyorsun, bunlar hayal ürünü, bunlar senaryo” gibi sözler, tam bir gaflet ürünü olan sözlerdir. 
Atatürk’ten sonra gerek Amerikan vesayetçisi sivil siyasi partiler kanalıyla, gerekse yine Atatürk’ün generali olmaktan çıkmış Amerikan vesayetçisi darbeci NATO generalleri vasıtayla devleti yönetme mevkiine gelen ve getirilenler tam bir millî gaflet içinde olmuşlardır. 
Bu gafil yöneticiler, devletimizin siyasi, kültürel, ekonomik ve askerî istiklalini yani bağımsızlığını yok edip Amerika, Avrupa ve İsrail’e teslim etmişlerdir. Atatürk’ten sonra iş başına gelen, özgüvenleri olmayan, millî ve dinî şuurları son derece zayıf olan, bir türlü Türk olamayan bu Türkiyeli idareciler, Haçlı–Siyon emperyalizmini devletimizin idaresine ortak etmişlerdir.
Bunlar, Avrupa Birliği Anayasasına ve talimatlarına bağlı olarak kanun çıkarma ve Amerikan gâvurunun keyfine göre anayasa hazırlama gafletini Türk milletine dünyayla birlikte hareket etmek sahtekârlığı ile pazarlıyorlar. 
Bu gafil idareciler, Türk milletinin rızkı olan yer altı ve yer üstü bütün ekonomik zenginliklerimizi özelleştirme, yabancı sermayeyi çekme, gelişme, ilerleme adı altında emperyalist yabancılara peşkeş çekmişler, onlara satmışlardır, satmaktadırlar. Böylece bu gafil idareciler, yabancıları kendi elleriyle getirip onları vatanımızda efendi, patron yapmışlar, Türk milletini de onların paryası, kölesi, işçisi, güvenlik memuru haline getirmişler. 
Yine bu bağlamda bu gafil idareciler, Türk milletinin kendine ait özgün ve evrensel nitelikli Türk–İslam kültür değerlerini ihmal ederek, küçümseyerek, aşağılayarak; hatta ortadan kaldırarak çağdaşlaşma, modernleşme, batılılaşma, asrîleşme, alafrangalılaşma adına gavurun kokuşmuş, materyalist, insanlık medeniyetinden uzak, batıl kültürel değerlerini, yaşama, eğlenme, duyma, düşünme, yeme içme, giyinme tarzlarını Türk çocuklarına dayatarak Türk’ü Türk olmaktan çıkarıp ne idüğü belirsiz züppeler topluluğu, ruhsuz, şuursuz, kültürsüz, zarafetsiz, amaçsız, kuru bir kalabalık haline getirmişlerdir.
Yine Atatürk sonrası bu gafil idareciler, maalesef Türk milletinin koruyucusu, muhafızı olan, istiklalinin, bağımsız devletinin teminatı olan, sadece ve sadece Türk vatanını ve milletini koruma gücü olan bağımsız millî Türk ordusunu İslam coğrafyasında ve başka coğrafyalarda Amerika’nın, Avrupa’nın, İsrail’in sömürgeciliğinin, yağmacılığının, talanının, yıkıcılığının, misyonerlik faaliyetlerinin bekçisi, jandarması olan NATO birliğine dönüştürdüler.
Yine bu gafil idareciler, Necip Fazıl’ın Büyük Doğu projesini uygulamak yerine, Amerika’nın Büyük Orta Doğu Projesinin uygulama memurluğunu üstlenip demokratikleşme, barış, bilmem ne adına müzakere, mütareke yaparak Güneydoğumuzda PKK devletinin kurulması için her türlü siyasi, ekonomik, psikolojik, hukuki, kültürel ve yasal zemini döşemişlerdir. Bu zemin üzerinde bugün Güneydoğu’dan devlet çekilmiş, yerine PKK’nın yerleşmesi için göz yumulmuştur. Alan hâkimiyeti, psikolojik hâkimiyet âdeta PKK’ya teslim edilmiştir. 
Aslında bütün bunlar gafletten öte bir şeydir. Bedenini Amerika’ya, vicdanını Avrupa’ya, ruhunu İsrail’e, duygularını Rusya’ya, Çine, ona buna kiralamış; hatta satmış bu gafil idarecilerin gafleti uzun, devletin zevali yani yok oluşu da yakın olmaya başladı.
Millet ekseriyetinin gafleti, maalesef uzun sürmekte ve süreceğe de benzemektedir. Bu milleti bu derin gaflet uykusundan uyandırmak için sahih münevver Türk aydınlarının gündüz oturmadan, gece uyumadan çalışması, anlatması, ikaz etmesi millî bir sorumluluktur.
Devletine, vatanına, diline, dinine, kültürüne, tarihine, millî ve manevî bütün Türk–İslam değerlerine, Türk’ü Türk yapan bütün zenginliklerine sahip çıkmayan, bütün bunları kolayca ve ucuz bir şekilde, hovardaca harcayan, bir şey olmaz nemelazımcılığı içinde debelenip duran bir milletin akıbeti feci olur. 

Prof. Dr. Nurullah Çetin - Yeni Mesaj 


Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12006640/gafleti-uzun-olanin-devleti-yok-olur/prof-dr-nurullah-cetin


Bu haber 732 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,140 µs