OCAKBAŞI'NDA ''MODERNLEŞME VE MİLLİYETÇİLİK'' KONUŞULDU
6 Mayıs 2013 22:14 tsi
Türk Ocakları Genel Merkezinde her cumartesi günü düzenlenen geleneksel Ocakbaşı Sohbetlerine bu hafta Türkiyede Modernleşme ve Milliyetçilik Düşüncesinin Tarihi Gelişimi başlıklı konuşmasıyla Dr. Fahri Atasoy konuk oldu.
Ocakbaşında Modernleşme ve Milliyetçilik Konuşuldu
Türk Ocakları Genel Merkezi'nde her cumartesi günü düzenlenen geleneksel Ocakbaşı Sohbetlerine bu hafta "Türkiye'de Modernleşme ve Milliyetçilik Düşüncesinin Tarihi Gelişimi" başlıklı konuşmasıyla Dr. Fahri Atasoy konuk oldu. Dr. Fahri Atasoy bu konuyu seçerken, bir gün önce 3 Mayıs'ta kutlanan Türkçülük Gününün anlam ve önemini daha geniş bir açıyla izah etmeyi amaçladığını belirtti. 1944 yılında yaşanan olayların nedenlerini anlayabilmemiz için asırlarca önce yaşanan Türk ve dünya tarihi açısından önemli sonuçlar doğuran olayların irdelenmesi gerektiğini vurguladı. II. Viyana bozgunundan itibaren sosyal ve siyasi alanda yaşanan olaylar üzerinde durdu.
Sohbet havasında geçen toplantı boyunca Sayın Atasoy, Osmanlı Devleti'nin batıya yaklaşmasının ve buna mukabil yaşanan modernleşme hareketlerinin kaynağında zorunluluk ve çaresizlik olduğunu belirtti. Modernleşmenin bir zaruret olduğunun altını önemle çizen Sayın Atasoy, Türk tarihinde modernleşmenin, sadece batılılaşma şeklinde ortaya çıkmasının yanlışlığına vurgu yaparak; Tanzimat ve Islahat fermanlarının, aslında Osmanlı'nın batı karşısındaki boyun eğişinin ilk işareti olduğunu söyledi. Bu fermanların ülkedeki Türk egemenliğinin zayıflamasına yol açtığı gerçeği üzerinde önemle durdu.
Osmanlı Devleti'nde devleti bölünmekten ve yok olmaktan kurtarmak için ortaya atılan fikir akımlarının bir nevi reçete niteliği taşıdığını belirten Sayın Atasoy; Osmanlıcılık ve İslamcılığın çözüm olamayacağı yaşanan talihsiz olaylar sonucunda anlaşıldığını, son çare olarak Türkçülük fikir akımının öne sürüldüğünü söyledi. Özellikle Osmanlıcılık fikir akımı için literatürde "yapay bir vatan, yapay bir millet" tanımlaması yapıldığını ve sosyal gerçeklerle hiçbir şekilde uyuşmadığının anlaşılmasıyla gerçekten "Millet nedir?" gibi sorular üzerinde düşünülmeye başlandığı üzerinde durdu.
Tanzimat dönemindeki ilk Türkçülük hareketlerinin siyasî amaçlı olmadığını, edebiyat ve dil alanında gelişmeyi amaçladığını belirten Sayın Atasoy; Türkçülüğün, Türklerin üstün bir ırk olduğunu ispatlamayı hedefleyen bir akım olmadığını sadece varlığı tehlikeye giren bir milletin, kaderine sahip çıkma gayreti olduğunu ve bu nedenle de son derece erdemli bir hareket olduğunu dile getirdi. Hüseyinzade Ali, Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp'in konuyla ilgili görüşlerini sık sık dile getiren Sayın Atasoy, Gökalp'in "Artık herkesin kabul etmesi gerekir ki asıl gerçeklik ve güç milliyet ülküsüdür." sözleriyle konuşmasını bitirdi. (Haber: Emel ŞAKACI)
Kaynak: turkocagi.org.tr http://www.turkocagi.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=5479:ocakbanda-modernleme-ve-milliyetcilik-konuuldu&catid=46:ocakbasi&Itemid=237
Bu haber 618 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle