En Sıcak Konular

UNUTULAN İSLAMİ KAVRAMLAR VE DEĞERLER

30 Nisan 2013 22:45 tsi
UNUTULAN İSLAMİ KAVRAMLAR VE DEĞERLER Eskiden insanların bir kısmı edep taçlarıyla taçlı olarak gezerlermiş. Şimdi böyle taçlı kimseler çok azaldı.

UNUTULAN İSLAMÎ KAVRAMLAR ve DEĞERLER

ZAMANIMIZDA kullanılmayan, zikr edilmeyen bazı kelimelerden, kavramlardan, değerlerden bahsetmek istiyorum.

*Birincisi: Mürüvvettir. Anlatması, tarif edilmesi zor bir değer ve kavram… Sadece lafla öğretilemez. Mürüvvetli insanları gören çocuklar ve gençler mürüvvetli olur.

2. Fütüvvet: Fütüvvet Arapça feta kelimesinden gelir, delikanlılık yiğitlik demektir. Bugünkü lisana gönül yiğitliği şeklinde tercüme edebiliriz. Eskiden çalışma, iş, zanaat, ticaret, üretim hayatı dini, ahlaki, tasavvufi kontrol altındaymış. Loncalar ve ahilik dini bir kurummuş. Bu yolla birçok kötülükler, soygunlar, sömürüler, zararlar önleniyormuş. Bir çocuk bir işyerine çırak verilirmiş, epey çalışır kalfa peştamalını dini törenle kuşanırmış. Öyle önüne gelen herkes ayakkabıcılık, kebapçılık, börekçilik yapamazmış. Esnafların, çarşıların şeyhleri varmış. Halka çürük bozuk mal satamazlarmış. Satmaya kalkan intihar etmiş olurmuş; damını başına yıkarlarmış. Fütüvvet teşkilatına üye olanlar doğru, dürüst, ahlaklı, faziletli insanlar olarak çalışırmış.

3. Adab-ı muaşeret, bugün görgü diyorlar. Eskiden şehirlerde insanları bağlayan görgü kuralları varmış. Çocukluğumda duymuştum, bundan yüz küsur sene önce küçük bir Anadolu şehrinde her gün dükkânına inen çok yaşlı bir esnaf varmış, yaşça en büyük o olduğu için akşam dükkânı kapatıp evine giderken hiç kimse önüne geçemezmiş. O ağır ağır yürür, halk ve gençler mecburen onu ağır ağır takip ederlermiş. Ana yoldan evinin bulunduğu yokuşa sapınca halk hüryâ gidermiş. Şimdi böyle bir şeyi düşünmek bile mümkün değil. Eskiden kadınların ve kızların iç çamaşırları herkesin göreceği yerlerde kurutulmazmış. Sokaklarda, meydanlarda herkesin göreceği açık yerlerde yemek içmek mürüvvete ve adab-ı muaşerete aykırıymış.

4. Eskiden iki çeşit tesettür varmış. Birincisi Müslüman kadın ve kızların örtünmeleri. İkincisi namahrem erkeklerle ihtilat etmemeleri, görüşmemeleri. 1950'li yıllarda Tarikat-i Nakşibendiyye mensubu merhum Doktor Yüzbaşı Dursun Aksoy Bey'in Ankara Namık Kemal mahallesindeki evine giderdim, bazı geceler güzel sohbetler yapılırdı. Hanımı erkek misafirlere görünmezdi. Çayları hazırlar, bir tepsiye koyar, kapıyı tıklatır, Dursun Bey gider, alır dağıtırdı. Şimdi başı örtülü Müslüman hanımlar namahrem erkeklerle hep birlikte güle oynaya sohbet ve yarenlik ediyor.

5. İlmihalini öğrenme kavramı… Bu da büyük ölçüde yitirildi. Akıllarınca tefsir, hadis okuyan ve okuduğuna sanan öyle Müslümanlar görüyorum ki Allah'ın on dört sıfatını, Peygamberlerin beş sıfatını, namazın iç ve dış farzlarını bile bilmiyorlar. İsimleri yaldızlı ve cafcaflı birtakım din kitapları okuyorlar lakin istibrayı bilmedikleri için abdestleri bozuluyor, farkında olmadan abdestsiz namaz kılıyorlar. Modernist ve reformist bidatçiler Sünni halkın ilmihal öğrenmesini istemiyor. Hâlbuki Efendimizin buyurduğu gibi "İlim (yani zaruri ilmihal ve faydalı hayat bilgilerini) öğrenmek erkek kadın her Müslümana farzdır"

6. Zamanımızda helal ve haram kavramları da çok sulandırıldı. Para, kazanç, zenginlik olsun da nasıl olursa olsun. Eskiden aile, mektep ve toplum Müslüman halka haram ve helal kavramlarını ve ölçülerini iyice öğretirdi. İyi Müslümanlar haram kazanmaktan ve yemekten ateşten kaçar gibi kaçarlardı. Şimdi bazıları şeytandan fetvalar almışlar, "Bozuk düzenlerde bozuk işler yapılır" diyerek haram kazanıyorlar, haram zengini oluyorlar, haram yiyorlar. Bu yüzden de bet bereket kalmadı.

7. Eskiden ekmek ve kâğıt kutsaldı. Bir duvar dibinde, sokakta kuru bir ekmek parçası bulan onu alır kuşların ve başka hayvanların yemesi için müsait bir yere bırakırdı. Yerdeki yazılı kâğıtlar da ihtiramla alınır, temiz bir yere konurdu. Bugün ülkemizde altı milyon ekmek her gün çöpe atılıyor. Her yer kâğıt dolu. Bazen bir otomobile biniyorum, hava yağmurlu olduğu için ayakaltına gazete serilmiş. Gazete deyip geçmeyin, orada futbolcu Abdullah… Hakem Şükrullah… Şoförler derneği başkanı Nurullah ismi yazılı olabilir ve bunlara basmak haramdır, büyük günahtır. Günümüzde böyle bir hassasiyet yok.

8. Hayâ… Bu kelime ne kadar az kullanılıyor. Zamanımızda utangaçlık bir fazilet değil sanki bir ayıptır. Arsızlık, yırtıklık, terbiyesizlik, şirretlik, edepsizlik geçer akçedir. Peygamberimiz hayâ imandandır buyurmuş… Hayâ şişesini taşa çalanların dinlerini ve imanlarını korumaları çok zor olur.

9. İffet… Bu devr-i dilârada iffetin pabucu dama atıldı. İffet erdem olmaktan çıktı. Eskiden insanlar, hasbelbeşeriye bir günah işledikleri vakit gizlerlermiş. Şimdi iftiharla anlatılıyor. Öyle kimseler görüyoruz ki, evli bir kadınla zina etmiş, bunu fahr ederek söylüyor. Yıllar önce anlatmışlardı, herifin biri yüklü bir ihaleye girmemek için o zamanın parasıyla beş yüz bin lira almış. Bunu da otuz iki dişini gösterecek şekilde pişmiş kelle gibi sırıtarak anlatmış.

10. Eskiden insanların bir kısmı edep taçlarıyla taçlı olarak gezerlermiş. Şimdi böyle taçlı kimseler çok azaldı.

On değer ve kavram saydım. Bunlar İhyau Ulumiddin gibi muteber din ve ahlak kitaplarında yazılıdır. Böyle kitaplar lisanımıza çevrildi, yayınlandı, milyonlarca adet satıldı. Lakin dikkatle okunup içindeki bilgiler sağlam şekilde öğrenilip hayata uygulanmadığı için faydası az oluyor.

Bazen pazar günleri yaz aylarında Haliç'ten geçerken sahilde dehşetli dumanlar görüyorum. Yüzlerce mangal yakılmış, üzerlerinde et, tavuk kızartılıyor, bazı kimseler ateşi yelpazeliyor, üflüyor, kimisinin suratı mosmor kesilmiş, dumanlar kokular gelip geçeni rahatsız ediyor… İstanbul terbiyesinde ve görgüsünde pikniğe gitmek vardır ama bu anlattığım gibi mangalcılık hoş görülmez. Bir gün önceden evde soğuk yenen börekler, kuru köfteler, zeytinyağlı dolmalar yapılır… Bugünkü piknikçiler akşam ayrılırken mangallardaki ateşleri de çimenlerin üzerine döküyor. Oradaki karıncaları böcekleri yakarak öldürüyorlar.

Ehl-i Sünnet dairesi içindeki dini cemaatlerin ve tarikatlerin İslam'ın temel kavram ve değerlerini halka öğretmek için etkili faaliyetler ve hizmetler yapması temenni olunur. Lakin bu hizmet ve faaliyetler ayrı ayrı yapılmaz, birleşerek yapılabilir. Müslümanlar ise birleşmemek konusunda ittifak etmişlerdir.

 

Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE  http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/UNUTULAN_ISLAM_

KAVRAMLAR_ve_DEGERLER/14742#.UYAceKLxqCk



Bu haber 856 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,797 µs