En Sıcak Konular

PKK KONUŞTUKÇA AKP PANİKLİYOR

28 Nisan 2013 20:12 tsi
PKK KONUŞTUKÇA AKP PANİKLİYOR Kandil canisi Murat Karayılan’ın teslimiyet sürecindeki pazarlığın sırlarını ayrıntılarıyla bir bir ortaya dökmesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sır küpü ve Siyasi Başdanışmanı AKP Milletvekili Yalçın Akdoğan’ı öfkelendirdi

PKK konuşuyor AKP panikliyor!

Kandil canisi Murat Karayılan'ın teslimiyet sürecindeki pazarlığın sırlarını ayrıntılarıyla bir bir ortaya dökmesi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sır küpü ve Siyasi Başdanışmanı AKP Milletvekili Yalçın Akdoğan'ı öfkelendirdi
 
AKP iktidarının "açılım" diye ortaya attığı, aslında "teslimiyet" olan sürecin sırları bir bir ortaya dökülüyor. Terör örgütü PKK'nın Kandil'deki elebaşı Murat Karayılan'ın önceki gün çekilme sürecini açıklarken "süreç pazarlığı" nı ortaya dökmesi, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan'ı öfkelendirdi. Karayılan, iktidarla yaptıkları pazarlıkları deşifre ederken, "Kürt kimliğimiz anayasada tanımlanacak. Öcalan dahil bütün PKK'lılar serbest bırakılacak, Barzani Kuzey Irak'taki varlığımızı resmen tanıyacak" demişti.
Çözülme sürecinin aktörlerinden Akdoğan, Kandil'den gelen şok itirafla paniklerken, anayasal taleplerle ilgili çalışmaları, PKK istiyor diye değil kendilerinin yürüttüğünü söyledi. "Bu, örgütle devlet arasındaki ilişkinin sonucu olarak takdim edilmemeli" diyen Akdoğan, Karayılan'ın yaptığı açıklamalarını, "PKK'ya bağlı olan kitleyi dengeleyici söylemler" olarak izaha çalıştı.

"Yanlış anlamış!" 

Bu açıklamayı, "Karayılan yanlış anlamış" diye yorumlayan Akdoğan, "Normalleşmeyi biz yapalım, ondan sonra olursa silah bırakılacak gibi bir yaklaşım mantık olarak doğru değil. Karayılan, sürecin o kısmını bence çok doğru anlamamış" dedi. Akdoğan, "Eve dönüş konusunda devlet bir görev üstlenecek mi" sorusuna karşılık, şunları söyledi:
"Silahlar bırakıldıktan sonra normalleşme aşamasına geçilir. Elinde silah olan adamla normalleşme olabilir mi. Silahı bırakan adamın sisteme katılmasıyla ilgili bir normalleşme süreci olabilir. Suça karışmadıysa, kriminal kaydı yoksa zaten şu anda da her ay, her hafta birileri gelip teslim oluyor, suça karışmadıysa gereken yapılıyor. Siyaset yapma şartları tutuyorsa siyaset de yapabilir ama bu normalleşme süreci silahları bırakan adam için geçerlidir." 
"Hükümet neye söz verdi, ne verecek de bunlar olacak, bir pazarlık mı var" gibi düşüncelerin anlamlı olmadığını belirten Akdoğan, "Siyasi aktörler, bütün toplum kesimleri bunu tartışacak, ortak akılla bir noktaya varılacaktır. Yoksa bu herhangi bir iktidarın söz vermesiyle olabilecek bir konu değil" diye konuştu
 
'Rol çalıyor' demişti
 
Yalçın Akdoğan, daha önce yaptığı bir açıklamada da, "Karayılan çok konuşuyor, rol çalmaya çalışıyor. Böylece Öcalan'ın iradesine gölge düşürüyor. Öcalan terk etme mesajını çok net verdi. Anlamıyorlarsa Öcalan onlara bir şey daha söyleyecektir. Çekilmede yasal düzenleme yok. Kandil'den birileri açıklama yapıyor. Karayılan bu sıralar çok konuşuyor. Kendi pozisyonunu gündeme getirme, rol çalma gibi yaklaşımlar. Aslında Öcalan'ın iradesine de gölge düşerecek açıklamalar" demişti.
 
Karayılan mutabakat sırlarını ortaya döktü
 
Terör örgütünün Kandil'deki temsilcisi Murat Karayılan, teröristlerin 8 Mayıs'ta çekilmeye başlayacağını açıklamasının ardından bir grup gazeteci ile bir araya gelip, şok açıklamalarda bulundu. Sürecin perde arkasına ilişkin birçok konuyu ilk kez dile getiren Karayılan, Oslo görüşmelerinin "aracı kurum"la gerçekleştiğini vurguladı. Karayılan, "Bize aracı olan -ki ismini vermeyeceğim çünkü ısrarla isim verilmesini istemediler- ama uluslararası bir kurum. BM çerçevesinde 2005'te görüşmemiz oldu. 2006'dan itibaren de görüşmeler düzenli hale geldi" dedi. Karayılan, aracı kurumun şartlarını şöyle sıraladı:
 
Oslo sürecinin perde arkası
 
"Gizli olacak, basına kapalı olacak, bilinirliği yönetimle sınırlı olacak. Bana 'yöneticileriniz kaç kişi'diye sordular, '11 kişi'dedim. Yani bu görüşmeleri sadece 11 kişi bilecek. Başbakan ile de görüşmüşler, temsilcisinin MİT Müsteşarı olduğunu söylemiş. Emre Taner o dönem MİT'in başında. Başlangıçta bunlar arada mekik dokuyorlar. Karşılıklı görüşmeler 2008'den itibaren başladı. Bizim bir heyetimizi götürdüler. Özel uçak kaldırdılar, Oslo'da görüşmeler oldu. Ben heyetin içinde yoktum. Ne olur ne olmaz diye prensip olarak şehirlere inmiyorum. İmralı işin içinde olmazsa görüşmelerin sürmeyeceğini söyledik. Bu durumda görüşmeleri paralel yaptık. Karşı heyette MİT vardı, asker yoktu. Hakan Fidan geldiğinde MİT Müsteşarı değil, Başbakan'ın müsteşarıydı. Hatta Oslo olmadan bir görüşme de başka yerde oldu, onu söyleyemem. Türkiye'deki süreç gelişmeseydi, olanaklarımız vardı ve fark ettiler. Savaşı daha ileri düzeye taşıyabilir, dış destek de alabilirdik. Bölge güçlerinin tümü Türkiye'ye karşı. Bir cephe var, isimleri söylememe gerek yok. Türkiye konjoktürel durumu fark etti." 
 
Cemaat montajlayıp sızdırdı
 
Sızdırılan Oslo'daki görüşmelerin bir başka yerde yapılan görüşmeyle birlikte montajlandığını, farklı görüşmeleri bir araya getirdiklerini vurgulayan Karayılan, "Montajlanan bölümler daha çok da Hakan Fidan'ı zor durumda bırakacak cinsten. Kanaatim bu sızdırmayı cemaat yaptı" dedi. Ellerinde Fethullah Gülen ile iligli belgeler olduğunu söyleyen Karayılan, şöyle devam etti: "Bu belgelerde her ilde devleti yöneten komiteleri var. Perspektif veren, devletin yöneten. sistemi detaylı bilmiyorum fakat toplantı tutanakları var. Her ilde her şeyi tartışıyorlar. 'Filan derneği hukuka havale edelim'diyorlar. 'Filan derneği  hukuka bulaştırmayalım, adam sızdıralım'diyorlar."  2006'dan beri telefon kullanmadığını ifade eden Murat Karayılan, "Gerillalar ile telsiz sistemi üzerinden haberleşiyoruz. Bunlar büyük telsizler. Türkiye bazen hattımıza giriyor. Hatta biz konuşurken giriyorlar. Ben 'tamam dinleyin de aradan çekilin'diyorum" dedi. Korucuların tümüyle kanlı bıçaklı olmadıklarını, bu durumda olanların toplam korucuların yüzde 5'i olduğunu söyleyen Karayılan, "Korucularla bir sorunumuz kalmamıştır. Bizim onlara karşı yok, onların da bize karşı yok. Artık operasyonlara da katılmıyorlar. 70 bin kişilik bir silahlı güç var ve bazılarına güvenemezsiniz. Eli silahlı adam kaçakçılık yapıyor, insan vuruyor, bir askere bağlanıyor, başka bir yola sapıyor. Biz devletin bu taktiğini boşa çıkardık" diye konuştu. BDP'li Pervin Buldan'ın İmralı'dan getirdiği Öcalan mektubunun gerçek olduğuna inandıklarını, çünkü Öcalan'ın el yazısını tanıdıklarını ifade eden Karayılan, "Kendisiyle en son görüşmem 1992'dir. Telefon veya telsizle görüştük. En son Rusya'dayken telefonla görüşmüştük. Ne Öcalan tek başına karar verir, ne de biz.Kararlarımız ortaktır. O nedenle sürecin hızlı ilerleyebilmesi için mutlaka irtibatlanmamız gerekir" dedi. İmralı'ya bir heyet gidecek olsa kendisini önermeyeceğini söyleyen Karayılan, "Aranır durumu daha az arkadaşlar olabilir. HPG'den bir heyet gitse çok daha yararlı olur. BDP'liler iyi niyetli. Fakat amatörlük fazla. Son kararı onun vermesini istedik, o da bize havale etti. Karşımızdaki güç bizi parçalamak istiyor. Kandil, İmralı, Avrupa ayrı yerlerdeymiş gibi göstermek istiyor" diye konuştu.
 
Suriye'deki çatışmalar
 
Suriye'nin Serakiye bölgesinde YPG güçleriyle Özgür Suriye Ordusu arasında çatıyma çıktığını belirten Karayılan, "Kürtler Suriye'de üçüncü büyük güçtür iki tarafa da mesafeleri var. Suriye devleti Kürtlerin ÖSO'nun yanında yer almasının ne sonuç vereceğini biliyor. Mesela Halep gider, Haseki gider, daha bir çok yer gider. Çatışmalar oluyor ama ÖSO'ya yaptığı gibi hava saldırısı yapmıyor. PYD her ikisiyle de çatışıyor ama denge politikasını da sürdürüyor. Bizce de bu dengeyi sürdürmeli" dedi.
 
"Aracı Kurum" "Akil Adamlar" mı?
 

Murat Karayılan'ın, Oslo görüşmelerinin "aracı kurum" la gerçekleştiğini açıklaması ve "ismini açıklamayacağım bize aracı olan uluslararası bir kurumdu" sözleri, "Akil Adamlar" ekibini akıllara getirdi. Ankara'da gelişmeleri yakından takip eden uzmanlar, Karayılan'ın "barış için çalışan saygın bir sivil toplum kuruluşudur" dediği kurumun başkanlığını Finlandiya'nın eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari'nin yaptığı "akil adamlar" komisyonu olduğunu açıklamıştı. Ahtisaari, Yugoslavya'nın parçalanması çalışmalarını yürüten "Barışçıl Danışmanlar"ın da üyesi. "Bağımsız Türkiye Komisyonu", 5 yıl önce de "Akil Adamlar" adı altında kurumsallaşmıştı. Komisyon, BM tarafından destekleniyor. Finans kaynağı George Soros. Kurucusu Nelson Mandela. Ahtisaari, "arabulucu" olarak devreye girdiği ülkeleri bölmesiyle ünlü. 1990'da Namibya ve Yugoslavya'nın parçalanması sürecinde rol aldı. Açe bölgesini Endonezya'dan ayırdı, Kosova'ya ABD bayraklı bağımsızlık kazandırdı.

 


Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=83572


Bu haber 651 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,089 µs