TERÖRİSTLE KAÇAKÇIYA YARDIM VE YATAKLIK

Hükümet bir yandan eli kanlı teröristleri yurt dışına çıkarmak için çalışma sürdürürken, bir yandan da PKK'nın en büyük gelir kaynağı olan kaçakçılığa yardım ve yataklık ediyor

 

AKP iktidarı, bir yandan PKK ile yapılan pazarlığın ardından, teröristlerin yurt dışına çıkması için yürütülen çalışmaları sürdürürken, bir yandan da Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bugüne kadar görülmemiş uygulama ile eli kanlı  örgütün en büyük gelir kaynağı olan kaçakçılığa yardım ve yataklık ediyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi'nde yaptığı konuşmada, terör sona erdiğinde, bundan Avrupa ve diğer batılı ülkelerin de kazançlı çıkacağını belirterek, "Terörün bittiği bir ortamda kaçakçılıkla, sahtecilikle, korsanla en önemlisi de insan ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele daha etkin bir şekilde yapılabilecektir" dedi. Sahtecilik ve korsanla mücadelede sınırların ve gümrüklerin önemine işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

Coğrafya bahanesi

 

"Bir ülkenin sadece kendi sınırlarını kontrol etmesi, sadece kendi gümrüklerini sıkı tutması meselenin çözümü açısından yeterli değil. Ülkemizin doğu ve güneydoğu sınırları son derece dağlık, çetin bir coğrafya olması hasebiyle sınır ve gümrük kontrolünü maalesef çok güç hale getiriyor. Coğrafyamızın zor olması hasebiyle sınırlarımız üzerinden uzun yıllar boyunca kaçakçılık yapılmıştır. Kaçakçılık öyle büyük bir organizasyona dönüşmüştür ki bölgemizde istikrarsızlığa, siyasal çalkantılara, hatta arkasında on binlerce can kaybı bırakan terör olaylarına adeta kaynak sağlar noktaya ulaşmıştır. Terör büyük oranda kaçakçılıktan beslenmiş, bunun karşılığında kaçakçılığın destekçisine dönüşmüştür." Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da, terör örgütlerinin korsan ve sahte eşya üretiminin içinde bulunduğunu belirterek, bu alanda alınacak önlemlerin terörün finanse edilmesinin önünü kapatacağını belirtti. Korsan ve sahtecilik ile mücadelede terör bağlantısının ihmal edilmemesini vurgulayan Yazıcı, "Yapılan araştırmalar bu türdeki suçların yüzde 70 dolayında olduğunu ortaya koyuyor. Terör örgütleri tarafından sahte korsan eşya üretimi daha fazla yapılıyor. Bu nedenle fikri mülkiyet haklarının korunması terör örgütlerinin parasal kaynaklarını da ortadan kaldıracaktır" ifadesini kullandı.

Önleyici hizmetmiş

 

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, daha önce yaptığı açıklama da terör örgütü mensuplarının sınır dışına çıkışının önleyici hizmet olduğunu, bunun hukuki tartışmasının bile yapılamayacağını söylemişti. Bakan Yazıcı, "Hukukçu kimliğim ile ifade etmek istiyorum. Kolluk kuvvetlerinin önemli bir görevi önleyici güvenlik hizmetini sağlamaktır. Suçun işlenmesini önleyecek önlemleri almaktır. Bir görevi de suçluyu yakalamak adalete teslim etmektir. Bunun hukuk tartışması bile olmaz. Yok tartışalım, yasa çıksın. Böyle bir şey olamaz" demişti.

 

Daha önce de görmezden gelinmişti

 

Şırnak'ın Uludere İlçesi'ne bağlı Andaç Köyü'nde oturan bazı kişiler, bir süre önce kaçak mazot getirmek için gizlice Irak tarafına geçti. Güvenlik güçleri dönüş yolunda fark ettikleri kaçakçıları durdurdu. Irak'a geçen yakınlarından haber alamayan köyüler sınıra gitmek isteyince gerginlik çıktı. Bunun üzerine sınırın sıfır hattına asker yerleştirildi. Gerginlik, Şırnak Vali Yardımcısı Deniz Zeyrek, 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Ali Doğan İnce ve BDP'lilerin araya girmesiyle sona erdi. Sınırdaki askerler helikopterlerle geri çekilirken, Kuzey Irak topraklarında bulunan kaçakçılar, yaklaşık 120 katır yükleriyle birlikte Türkiye topraklarına girdi. Söz konusu durum, 5067 sayılı Kaçakçılık Kanunu kapsamına girmesine rağmen herhangi bir işlem yapılmadı.

 

Bakan Ergin itiraf etti: Suç ama çare üretiyoruz

 

Muğla'nın Fethiye ilçesindeki Kültür Merkezi Salonu'nda yapılan bir toplantıda Önder Avcı isimli bir vatandaşın sorusu Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in itirafına sahne oldu. Önder Avcı isimli vatandaşın, "Teröristlere yardım ve yataklık etmek suçtur. Şu anda alınan karar ile ellerini kollarını sallayarak dışarı çıkacaklar. Bu durumda devlet olarak sizler yardım ve yataklık yapmıyor musunuz" sorusuna Bakan Ergin şu yanıtı vermişti: "Evet suçtur fakat burada biz çare üretiyoruz. Çare üretmek suç değildir. Ölmek ve öldürmek için heves alınmayacaktır. İnsanlar karşılıklı olarak birbirlerine konuşlanmak yerine yan yana olsun istiyoruz. Yani suç işlenmesinin önüne geçme çabası vardır." 

 

Devlet, İmralı canisinin ağzına bakar hale geldi

 

Başbakan Tayyip Erdoğan, PKK ile oturduğu pazarlık masasında inisiyatifi kaybetti. Devlet, İmralı canisinin ağzına bakar hale gelirken, siyasiler, hukukçular ve emekli askerler devlet yerine terör örgütünün koşul dayattığını ileri sürdüler. "Konunun sahibi ne AKP ne PKK, konunun sahibi küresel güçler" diyen MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, "Küresel güçler geçen yüzyıldan yarım kalan projelerini gerçekleştirmek için AKP ile PKK'yı kullanarak Kürt devleti kurulmaya çalışılıyor. Sevr'i, Lozan'da yırtıp atan Türk milletine karşı küresel güçlerin intikam mücadelesidir. Amaç akan kanı durdurmak değil, İsrail mahiyetinde Kürt devleti kurmaktır" dedi. CHP'li Gökhan Günaydın da, "10 yıldır uygulanan politikaların çökmesi hem de dış politikada AKP'nin taşeronluğu nedeniyle böyle bir görüntünün ortaya çıkması manidar. Türkiye maşa durumuna düşürüldü" dedi. Erdoğan'ın birkaç ay öncesine kadar PKK eylemlerini destekleyenler için "idam cezasını geri getirelim" dediğini vurgulayan Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş da, "Cenap Şahabettin'in "Altından kendini koru teneke içinde zehri sunmazlar' sözü var. Barış deyip bunu yapacaklar. Anayasa değişikliğinden sonra yurt içine dönüp daha yoğun eylemler yapacaklar" dedi.

 

Hedef Kürt devleti 

 

Emekli Orgeneral Edip Başer, "Örgüt 'şu tarihte çekilmeye başlayacağım' diyebiliyor. Oysa biz 'şu tarihte başlayacaksın çekilmeye, şu tarihte de hiçbir terörist topraklarımızda kalmayacak' diyebilmeliydik" derken, emekli Büyükelçi Onur Öymen ise "Terörü bitirmek için örgütten medet umuyoruz. Bu Yunan ordusu mu Türkiye'den çekiliyor. Bunlar terörist. Türkiye'de suç işlemiş, nasıl çekilir, buna nasıl göz yumulur" diye konuştu.

 

"Kandil'in Türkiye'ye karşı Avrupa zaferi" 

 

Türkiye'nin de 12 asıl 12 yedek üye ile temsil edildiği Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin PKK'yı "terör örgütü" olarak tanımlamak ve adlandırmaktan vazgeçmesi, "Kandil'in Avrupa zaferi" olarak yorumlandı. 150 parlamenterin "evet" oyu ile PKK'nın "terör örgütü" sıfatı gitti, yerine "eylemci" sıfatı geldi. Karar, Kandil ve Avrupa'daki terör örgütü mensupları tarafından sevinçle karşılandı, Öcalan tarafından başlatılan çözüm sürecinin uluslararası alanda ilk "elle tutulur meyvesi" olarak değerlendirildi.

 

"Bayram" ilan ettiler

Terör örgütüne yakın haber kanalları, bu durumu "zafer" olarak yorumlarken, "AB de AKPM'nin kararını emsal kabul ederek terör örgütleri listesinden PKK'yı çıkarırsa barış ve demokratik çözüm adına son derece isabetli bir tutum almış olacak" denildi. Yorumlarda, şu görüşlere yer verildi: "Bu karar aynı zamanda Kürtlerin taleplerinin ve özgürlük mücadelesinin meşru olduğunun ilanıdır. Sırada Kürtlerin gasp edilen meşru taleplerinin iadesi var. Bu hakkın elde edilmesi için Türkiye nezdinde çaba gösterilecek. AKPM'nin kararı Türk devletinin Kürdistan Özgürlük Hareketi'ni kuşatma ve tasfiye politikasının sonuçsuz kaldığının ilanıdır. PKK'nın 'terör örgütü'olarak kabul edilmiş olması, Türk devletinin çılgınlığına ve şımarıklığına vize çıkarıyordu. PKK üzerindeki 'terör' etiketinin kaldırılması Öcalan ile masaya oturan Erdoğan hükümetinin de elini güçlendirdi. Hükümet eğer isterse AKPM kararıyla 'terör örgüt'ile değil, Kürtlerin haklarını savunan meşru bir temsilciyle diyalog ve müzakere içinde olmanın gönül rahatlığını yaşayacaktır." Bu arada, AKPM üyesi Alman parlamenter Andrej Hunko da, "Sıra şimdi Avrupa Birliği ve Almanya'da" dedi.

 

Karasu: Şimdi sırada diğer aşamalar var

 

İmralı süreci, hükümet ve terör örgütü arasında yürütülen müzakerelerle sürerken, teröristlerden yeni istekler de gelmeye devam ediyor. Terör örgütüne yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, bugüne kadar Türk devletinden Kürt sorununun çözümü konusunda tek bir proje ortaya çıkmadığını savundu. Karasu "Oslo'da da gördük; bir çözüm anlayışları, yaklaşımları yok" diyerek AKP Hükümeti'nin makul bir çözüm yaklaşımının tam olmadığını, olgunlaşmadığını ifade etti.

2008'de başladı

 

Oslo görüşmelerinin resmi olarak 2008 Eylül'ünde başladığını belirten Karasu, "Oslo görüşmelerine aracılık yapan, uluslararası bir kurumdur. Dolayısıyla bazı büyük devletlerle ilişkili olma olasılığı da vardır. Norveç devletinin de bilgisi dahilinde olduğunu söylemek gerekir. Türk devleti ve PKK arasındaki ilk görüşme Eylül 2008'de yapıldı. O zaman MİT Müsteşar Yardımcısı ekibiyle geliyordu. Daha sonra 2009'da Hakan Fidan da görüşmelere katıldı. O zamanlar Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı/Başbakan Temsilcisi olarak görüşmelere katılıyordu. Oslo görüşmelerine heyet olarak Sozdar arkadaş, Adem Uzun, Zübeyir Aydar, Remzi Kartal ve Sabri Ok katıldı. En son iki üç görüşmeye ben katılmadım. Devlet tarafı ise beş-altı kişilik bir heyetle geliyorlardı." diye konuştu.

Çeşitli fasılalardan sonra AKP'nin yeniden sıkıştığını bunun üzerine Öcalan'ın yanına gittğini belirten Karasu, şöyle devam etti: "Yeni sürecin esas inisiyatif sahibi ve yönlendiricisi Önder Apo'dur. Yoksa AKP'nin, devletin çözüm politikası var mı denilirse, hâlâ bir çözüm politikası olup olmadığını bilmiyoruz. Önder Apo 21 Mart mesajında da Meclis'in devreye girmesini istedi. Şimdi bu adımın atılması gerekiyor." Sürecin üç aşamadan geçtiğini kaydeden Karasu, "Birinci aşama çatışmasızlığı ifade ediyor. İkinci aşamada anayasal değişiklikler var. Yüzde 10 barajının kaldırılması, terörle mücadele yasasının kaldırılması gibi. Üçüncü aşama ise normalleşme aşamasıdır." dedi.

 

TEPKİLER

 

Gökhan Günaydın (CHP)

AKP ülkemizi maşa durumuna düşürdü! 

 

Hem 10 yıldır uygulanan politikaların çökmesi hem de dış politikada AKP'nin taşeronluğu nedeniyle böyle bir görüntünün ortaya çıkması manidar. Türkiye maşa durumuna düşürüldü. 

 

Mehmet Şandır (MHP)

 

Küresel güçler, AKP ve PKK'yı kullanıyor 

 

Yüzyıllık projelerini gerçekleştirmeye çalışan küresel güçler, Lozan'da Sevr'i yırtıp atan Türk milletine karşı intikam mücadelesi veriyor. Bunun için de aynı merkezler AKP ve PKK'yı kullanıyor.  

 

Vural Savaş

 

Bunlar, Erdoğan'ın başkanlık hırsından! 

 

Başbakan birkaç ay öncesine kadar "İdam cezasını geri getirelim"  diyordu, dokunulmazlığı kaldırmaktan bahsediyordu. Birdenbire işbirliği yaptı. Bunlar, hep başkanlık hırsı yüzünden...

 

Onur Öymen

 

Bu nasıl bir devlet ve hukuk anlayışı!

 

Terörü bitirmek için örgütten medet umuyorlar. Siz silah bırakacaklar diyorsunuz, onlar anayasa yaptıracağız diyor. Suçlu, nasıl gidebilirmiş! Bu nasıl bir devlet anlayışı, nasıl bir hukuktur! 

 

Edip Başer

 

Gerçek devlet terörle pazarlığa asla girmez

 

Terörle mücadeleye sadece askerin, polisin işi gibi bakıldı. Sorumlu kurumlar, psikolojik harekat konusunda halkı bilgilendirmedi. Gerçek devlet terörün soluğunu keser, pazarlığa girmez.

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=83453