En Sıcak Konular

MÜSVEDDELERE İNAT ''AYDIN'' OLMAK

5 Nisan 2013 12:21 tsi
MÜSVEDDELERE İNAT ''AYDIN'' OLMAK Karakoç, bu toprağın gerçek manada “yerli” ve “mili” Müslüman aydınlarından birisi olarak üstüne düşeni yerine getirdi diye bazı kendini bilmez tepkilere de muhatap oldu

Müsveddelere inat "aydın" olmak

İslam davasına ömrünü vermiş, görüntüde şiirlerini ve eserlerini dillerinden düşürmeyen birileri gibi meseleyi "konjonktürel ve pragmatik" bir düzlemde değil de, bir "dava idealizmi" ile ele almış, sanatını bu mübarek davanın emrine adamış bir büyük düşünür ve aydın, Sezai Karakoç, konuşuyor ve haklı eleştirilerde bulundu. Gidişatın hayra doğru olmadığını, İslam coğrafyası üzerinde yeni tezgahların olduğunu ve Müslümanların birbirlerine kırdırılmaya çalışıldığını söyledi ve siyasi iktidarın yanlış politikalarla bu sürece alet olduğu minvalinde konuştu.

Karakoç, bu toprağın gerçek manada "yerli" ve "mili" Müslüman aydınlarından birisi olarak üstüne düşeni yerine getirdi diye bazı kendini bilmez tepkilere de muhatap oldu. Dünyayı algı düzeyleri partizanlığını yaptıkları şahıs veya kurumlarla sınırlı olan ve hiçbir meseleyi sağlıklı bir kafayla sorgulama yetisine sahip olmayan birtakım kimseler, ömrünü İslam davasına adamış olan bu insanla ilgili terbiyesizlikte sınır tanımayan yorumlar yapabildiler.

"Üstad denilen zat" diyenden, "siyasetle uğraşacağına sadece şiir yazsın" diyene ve "aydın" vasfını sorgulayana kadar çok sayıda "çöp" hükmündeki yorum, Karakoç'un açıklamalarını yayınlayan internet sitelerinde yer aldı maalesef. Siyasi iktidarı, yani gücü körü körüne savunmayı ve hakkında en ufak bir eleştiriye tahammül göstermemeyi marifet bilen güruh, meseleleri biraz sorgulayanlara yaptıkları terbiyesizliğin benzerini Sezai Karakoç'a bile yapabildiler.

Gerçek bir Müslüman aydın olan ve doğru bildiği uğruna ne güç, ne de imkansızlık tanıyan bu insanın "aydın" vasfını sorgulayan tipler için makbul aydın (!) tipi liberal bozuntusu ve gayri milliliği bayrak haline getirmiş paçavra ideolojililerdir olsa olsa. Bu halkın, bu toprakları zalime ve "gavura" teslim etmemek uğruna verdiği İslam mücadelesinin sembolü haline gelen İstiklal Marşı ve bu topraklardaki İslam sancağı olan Türk bayrağı bile bazı tiplerin kanına dokunuyor ve bu tipler el üstünde tutulup "akil insan" (!) diye topluma kakalanıyorlarken, elbette Sezai Karakoç doğruları söylediği için hakarete uğrayacaktır. Eşyanın tabiatı her zaman bunu gerektirmiştir ve bugün de "doğru söyleyenin kovulması" hadisesi yine doğrulanmıştır.

"Karakoç siyasetle ilgili konuşmasın, sadece şiir yazsın" diyen zevat, Sezai Karakoç'u "aşk şiirleri" yazan biri sanıyorlar herhalde. Bilgi ve görgü düzeyleri daha fazlasını kaldırmayacağından bu durum da normal aslında. Sanatıyla davasını savunan ve bir bakıma cihat yapan bir aydına "sadece şiir yazsın" diyerek aklınca hakaret eden kimselerle aynı havayı soluyoruz maalesef.

Karakoç, siyasetçileri ve izlenen politikaları eleştiriyor ama asıl değindiği nokta "aydınların aldanmaması". "Aydınlar aldanmazsa insanları işin gerçeğine getirirler" diyor üstad ve ekliyor, "fakat aydın aldanırsa işin içinden çıkılmaz". Türkiye'deki en temel sorunlarından birisini tespit ediyor; zihin, fikri ve vicdanı mühürlenmiş aydınların (!) güç ve otorite aşkları, gücün karşısında gerçeğin, hakkın yanında yer almamalarının ne menem bir şey olduğunu belirtiyor.

Bu eleştiriler, ki kamuoyuna "çözüm" diye takdim edilen sürecin Türkiye'nin parçalanmasına sebep olacağı tespitinde bulunuyor mesela, karşısında eleştirilerin muhataplarından ses gelmemesi ilginç. Kendilerine yönelen en ufak söze bile anında cevap verenlerin sessizliği vereek cevapları olmayışından mı, yoksa bu eleştirileri doğru kabul ettiklerinden midir acaba? İkisi de değil muhtemelen.

Sezai Karakoç, gerçek bir Müslüman aydın olarak "ateşten gömleği" giyiyor ve doğru bildiğini haykırıyor. Tarih boyunca olduğu gibi bugün de densizler, kendini bilmezler ve terbiyesizler çıkıyor ve hakarete varan sözlerle O'nu eleştiriyorlar. Şu anda topluma pazarlanmaya çalışılan "müsveddelere" inat, aydının "aslının" nasıl olması gerektiğini gösteriyor.

Burak Kıllıoğlu - Milli Gazete

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Musveddelere_inat_aydin_olmak/14401#.UV6XSqJSg6g


Bu haber 640 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,986 µs