ÇÖZÜM YIKIM OLMASIN!
5 Nisan 2013 12:15 tsi
Damat Ferit tarafından oluşturulan Heyet-i Nasiha, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından teşekkül ettirilen Akil İnsanlar Heyeti'yle ne kadar örtüşüyor?
Çözüm yıkım olmasın!
AKP Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından, 'İmralı Süreci'ni halka daha iyi anlatmak için oluşturulan "Akil İnsanlar Heyeti" ilk toplantısını dün yaptı.
AKP Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından, 'İmralı Süreci'ni halka daha iyi anlatmak için oluşturulan "Akil İnsanlar Heyeti" ilk toplantısını dün yaptı. Akil İnsanlar Heyeti, Mondros Mütarekesi sonrası işgal güçlerine karşı Anadolu'da başlayan direnişi yatıştırmak amacıyla İstanbul Hükûmeti tarafından halka öğüt vermekle görevlendirilen heyeti hatırlattı.
Her şey Mondros Mütarekesi'nden sonra başladı. 1919 Şubat'ında Söke ve çevresinde isyan çıkaran Rumlar, hareketlerini Türklerin oturduğu kahvehanelere yöneltti. Rum çeteler, ateş açarak, Osmanlı ordusunda görevli subayları şehit etti. Bu ve benzer olayların ardından Damat Ferit'in girişimiyle Heyet'i Nasiha oluşturuldu.
Heyetin kurulup Anadolu'ya hareket ettiği günlerde kamuoyu oldukça iyimserdi. Özellikle Anadolu Türk halkının kutsal bağlarla bağlı olduğu Osmanlı hanedanına mensup bir şehzadenin başkanlığını yaptığı heyeti heyecan ve umutla karşılaması iyimserliği artırdı. Ancak, azınlıklardan da üye alınmasına rağmen heyet başarılı olamadı.Mondros Mütarekesini imzalayarak 1. Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkan Osmanlı Devleti'ni zor günler bekliyordu. Osmanlı Devleti topraklarını paylaşmak için daha savaş devam ederken anlaşmış olan itilâf Devletleri bu plânlarını uygulamaya başlarken, azınlıklar da Mütarekeden sonra faaliyetlerini artırdılar.
Bir yandan İtilâf Devletlerinin diğer yandan azınlıkların yarattığı tehlikeleri göğüslemek zorunda kalan Osmanlı Hükümeti, geçmişi özellikle İttihat ve Terakki'nin iktidarda olduğu dönemi unutturmayı amaçlayan bir politika izlemeye başladı. Bu politikanın iki yönü oldu: Birinci yönü, İtilâf Devletlerine ve özellikle İngiltere'ye ters düşmemeye özen gösteren pasif dış politika, ikinci yönü ise, Anadolu'da azınlıklarla Türkler arasındaki huzursuzluğu gidererek istikran ve hemahenk bir devlet görüntüsünü yaratmayı amaçlayan iç politika. Osmanlı Hükümeti bu politikasının ikinci yönünün yürümeyeceğini kısa bir süre sonra gördü. Çünkü, uzun yıllar süren savaşların bütün sıkıntısını çeken Anadolu'nun harap olması yetmiyormuş gibi, azınlıkların silâhlı çeteler kurarak Türkleri sindirmeye çalışmaları ve Türklerin de can güvenliklerini korumak için harekete geçmeleri sonucu, Anadolu'da asayiş bozuldu. Özellikle Rumlar, Hükümet'e meydan okumaya başladı. 1919 Şubat'ında Söke ve çevresinde isyan çıkaran Rumlar, hareketlerini Türklerin oturduğu kahvehanelere ateş açacak, Osmanlı ordusunda görevli subayları şehit edecek kadar ileri götürdü. İşte tam bu aşamada Damat Ferit Hükümeti Heyet-i Nasiha'yı kurma kararı aldı. Amaç, Anadolu'da bozulan birlik ve dirliği yeniden dizayn etmekti.
Heyet-i Nasiha nedir?
Heyet-i Nasiha, Mondros Mütarekesi sonrası işgal güçlerine karşı Anadolu'da başlayan direnişi yatıştırmak amacıyla İstanbul Hükûmeti tarafından halka öğüt vermekle görevlendirilen heyet.
İşgal güçlerinin, 1918 Mondros Mütarekesi sonrası Anadolu'da ilerlemeye başlamaları üzerine, işgal sırasında bir varlık gösteremeyen İstanbul Hükûmeti, işgalci devletleri kızdırmadan bir barış antlaşması imzalamak niyetindeydi. Özellikle İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali Anadolu'da direnişi daha da artırmıştı. Bu nedenle işgallere karşı Anadolu'da halkın tepkisini yatıştırmak için Heyet-i Nasıha (Nasihat Heyeti) kuruldu. Bazı şehzadelerin de başkanlığını yaptığı heyet, barışın, ancak koşulsuz teslim ve düşmanı kızdırmamakla sağlanacağına dair propaganda yapmaya başladı. Ali Galip Olayı'nda Malatya'ya da bu kurullar gönderildi. Heyet Balıkesir, Bursa, Manisa, Uşak, Konya gibi yerlerde kısmen etkili olduysa da Erzurum ve Sivas Kongreleri'nden sonra etkisini tamamen yitirdi. Mondros Mütarekesi'nden sonra Osmanlı padişahı ve hükümetinin izlemeyi plânladığı yeni politika sonucu kurulan Heyet-i Nasiha, Anadolu'da parlak törenlerle karşılanmasına rağmen istenilen başarıya ulaşamamıştır. En azından, beklenen asayişi sağlayamadığı gibi Anadolu'da girişilen işgalleri de önleyememiştir.
Oysa, heyetin kurulup Anadolu'ya hareket ettiği günlerde kamuoyu oldukça iyimserdi. Özellikle Anadolu Türk halkının kutsal bağlarla bağlı olduğu Osmanlı hanedanına mensup bir şehzadenin başkanlığını yaptığı heyeti heyecan ve umutla karşılaması iyimserliği artırdı. Ancak, heyete azınlıklardan da üye alınmasına rağmen, bu azınlıkların Osmanlı egemenliğinden ayrılma arzularına engel olamadı. Osmanlı Hükümetinin bu iyi niyetli girişimi, azınlıklar bahane edilerek haksızca İzmir'in işgalini önleyemedi. Elbette bundan İtilâf Devletleri'nin de Osmanlı Devleti hakkında daha önce verdikleri ön yargılı kararın rolü olmuştur. Osmanlı padişahı ve hükümeti taşrada denetimi sağlamak amacıyla kurdukları Heyet-i Nasiha ile taşradaki unsurlardan beklediği desteği tam olarak sağlayamamışlardır
Heyette kimler vardı?
Bahriye eski nazırı ve ayandan Ali Rıza Paşa, Divan-ı Harb-i Örfî eski reisi Mahmud Hayret, Süleyman Şefik Paşa, Erkân-ı Harbiye mirlivalığından emekli Ali Fevzi, Bursa Müftüsü Ömer Fevzi, Pazarcık eski müftüsü Halil Fehim, Karahisar eski mebusu Yanko Güvenidis, Dahiliye Nezareti Memurin-i Kalem Müdürü Ohanes Ferid.Heyetin hareketinden önce, PONTUS gazetesi, halka dağıtılmak üzere hükümet tarafından heyete 3 milyon lira verildiğini yazmışsa da, bu haber, heyet başkanı Şehzade Abdürrahim31 ve heyetten Ali Rıza Paşa tarafından kesin olarak yalanlandı.
O zamanki Türk basını ne dedi?
Araştırmacı Mevlüt Çelebi'nin derlediği bilgilere göre, Heyet-i Nasiha hakkında Türk basını ne dedi? İşte o tepkiler
İKDAM: "Anasır-ı muhtelife arasında ortaya çıkan nifakın izalesi."
ALEMDAR: "Teftişat icrasıyla beynelanasır muhâdenet (dostluk) ve meveddetin (sevgi) iade ve temini."
SABAH: "Ahaliyi irşad ve tenvir, hükümet-i haziranın bilâ-tefrik cins ve mezhep bütün unsurlara karşı beslediği hissiyat-ı hayrhahaneyi ve zât-ı hazret-i padişahının selâm-ı hümayunlarını ahaliye tebliğ
"
VAKİT: "Memalik-i Osmaniye'de yaşayan muhtelif anasır arasında vifak (uyum) ve meveddetin iade ve temin-i idamesi
ve selâm-ı mahsusu tebaya tebliğ etmek"
TAKVİM-İ VAKAYI: "Savaşın felâketlerinden müteessir olan tebaaya padişahın selâmını iletmek."
Osmanlı Hükümeti'nin çalışmalarını yoğunlaştırdığı Nisan 1919'da, Anadolu'ya gönderilecek heyetler ve yapılması plânlanan ıslahat konusundaki gelişmelerin İstanbul basınında yer almaya başladığı görülmektedir.
Şimdi sorulan soru şu: Damat Ferit tarafından oluşturulan Heyet-i Nasiha, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından teşekkül ettirilen Akil İnsanlar Heyeti'yle ne kadar örtüşüyor?
Sorunun cevabını bilen var mı? (Adnan Öksüz / Analiz-MİLLİ GAZETE)
Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/haber/Cozum_yikim_olmasin/277774#.UV6R4qJSg6g
Bu haber 691 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle