RAHMET DİYE GÖSTERİLEN LANET!
18 Şubat 2013 13:39 tsi
Ne kadar alim ve iman hassasiyeti sahibi olursanız olun; siz siz olun, şu dinler arası diyalogcuların yerlerine-yurtlarına uğramayın, birlikte iş görmeye kalkışmayın
Rahmet diye gösterilen lanet!
Ne kadar alim ve iman hassasiyeti sahibi olursanız olun; siz siz olun, şu dinler arası diyalogcuların yerlerine-yurtlarına uğramayın, birlikte iş görmeye kalkışmayın
Öyle bir tuzağa düşer, öyle bir oyuna gelirsiniz ki, feleğiniz şaşırır, farkında olmadan imanınızı kaybedersiniz!
İçine kattıkları üç damla manevi zehri, üç damla vaftiz suyunu yutturmak için bir ton zemzem suyu içirirler
Bilerek veya bilmeyerek bir damla zehri yutan, hapı yutar, ölümü boylar.
Bu ikazım kulağınıza küpe olsun!
* * *
Dün değineceğim dediğim konuya geleyim dilerseniz
Nevşehir'de dinler arası diyalogcu bir dernek, "Nevşehir O'nu(sav) okuyor" sloganıyla bir kampanya başlattı. Kampanya çerçevesinde "Gönül tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz" adlı bir kitap, 7'den 70 herkese dağıtılmaya başlandı.
İl Müftülüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü ve birçok siyasi partiyi gafil avlandı. AKP, CHP ve MHP il başkanlıkları tam destek verdi. Toplumun rağbetini çekmek için özellikle Müftülük işin içine katıldı.
Kitap ortaya çıktı, kel göründü
Meğer kitaba göre, "Hz. Peygamberin hedefi ve rahmeti öyle genişmiş ki, kendisine iman etmeyeni, Muhammed Rasulullah demeyeni bile rahmete taşıyor ve cennete sokuyormuş!"
Hz. Peygamber'in dilinden böyle bir yalanı, ancak bir diyalogcu uydurabilir.
Bu, diyalogcuların temel anlayışıdır; İslam'a göre batıldır.
Nitekim bu yaklaşım, Fetullah Gülen'den "Herkes, hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allah'ın Rasulüdür' kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır
" şeklinde nakledilmektedir (Küresel Barışa Doğru, s. 131, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Yay. İst, 2003)
Nevşehir Müftülüğü, bu batıl anlayışa meşruiyet kazandırılmak için, işin içine çekilince; hem Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki Başkan Yardımcısı arkadaşlarımızı, hem de Müftü Yakup beyi aradım. Başkanlık makamı, işin üzerinde hassasiyetle durduklarını söylerken; Müftü bey kampanyadan çekilmek için gerekli açıklama ve bürokratik çalışmaları yapacağını belirtti.
Atı alan Nevşehir'i geçmeden, bekliyoruz.
* * *
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan ise aşağıdaki açıklayıcı bilgi notu ulaştı. Aynen yayınlıyorum:
"Nevşehir Müftülüğünün de katıldığı "Nevşehir O'nu (s.a.v) Okuyor" isimli kampanya kapsamında öğrenci ve vatandaşlara okutulması hedeflenen Reşit HAYLAMAZ isimli yazarın "Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz" adlı kitabının 252. sayfasında şu ifadeler yer almaktadır:
"Ancak O'nun hedefi, öncelikle bütün insanları rahmet ve şefkatle kucaklayıp, ümmeti arasında da kelime-i tevhidin ikinci yarısını söylemekten kaçınarak kendisini kabul etmese bile La ilahe illallah diyen herkesi buraya getirmekti. Çünkü O, 'Kim La ilahe illallah derse cennete girer' buyuracaktı."
Hz. Peygamber'e imanın, Müslüman olmanın zorunlu bir unsuru olmadığı intibaını uyandıran bu ifadeler, bir bütün olarak peygamberlik kurumunu, özel olarak Hz. Peygamber (s.a.v)'in risaletini inanç sistemi dışına itmiş algısı oluşturmaktadır. Zira;
1. Kur'an'ı Kerim pek çok ayet-i Kerime'de Hz. Peygamber''e imanı açıkça emretmiştir:
"Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur" (Nisa-136).
2. Yazarın zikrettiği ve kaynaklarda yer alan "Kim La ilahe illallah derse cennete girer" (Tirmizi, İman, 17; İbn Hanbel, Müsned, XXXII, 465) hadisindeki Tevhid ifadesi sınırlayıcı bir şekilde anlaşılmamalıdır. Zira bu rivayetin farklı ve pek çok tarihinde Hz. Peygamber'e iman açıkça bir şart olarak zikredilmiştir. Buhari'de yer alan "Kalben tasdik ederek Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed (s.a.v)'in O'nun elçisi olduğuna şehadet eden kimseye Allah cehennemi haram kılmıştır" (Buhari, Camî', I, 37; Tirmizi, Sünen, IV, 320) rivayeti bu hadislerden sadece biridir.
Nitekim böylesi temel bir meselede ayetleri görmezden gelerek ve hadisleri parçacı bir anlayışla değerlendirmek yanlış bir yaklaşımdır.
3. Yazarın zikrettiği tarikte, kelime-i tevhidin sadece ilk kısmının yer alması, âlimler tarafından "Esasında kelime-i tevhidin ilk kısmı (La ilahe illallah) sonraki kısmını da (Muhammedün Resulullah) kapsayan nitelikte bir şiar olduğundan, bazı rivayetlerde birinci kısımla yetinilmiştir (İbn Hacer, Fethu'lbari, I, 194)" şeklinde yorumlanmaktadır.
4. Öte yandan Hz. Peygamber (s.a.v)'in mezkûr hadisini delil olarak kabul etmek, zorunlu olarak O'nun Peygamberliğini de kabul etmeyi gerektirir.
Sonuç olarak, yukarıda geçenlere benzer şekilde, hadisleri bağlamından koparıp ilgili ayet ve hadisleri dikkate almaksızın yanlış algılar oluşturacak şekilde yorumlamak dini hassasiyetle bağdaşmamaktadır."
* * *
Yüce Allah'ın iki ayet-i kerimesi ile noktalayalım:
"
Rahmetim herşeyi kuşatmıştır. Bu (rahmeti) Allah'a karşı gelmekten sakınanlara, zekat verenlere, ayetlerimize inanıp yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları ümmi peygamber (Hz. Muhammed)e tabi olanlara yazacağız
Bu peygambere inanan, hürmet eden, yardım eden, O'nunla gönderilen nura uyanlar; işte kurtuluşa erenler onlardır" (Araf, 7/ 156-157).
"İman etmelerinden, Resûl'ün hak olduğuna şehadet getirmelerinden ve kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra inkârcılığa sapan bir topluluğu, Allah hiç hidayete erdirir mi? Allah, zalimler güruhunu hidayete eriştirmez. İşte böylelerinin cezası, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetinin, üzerlerine olmasıdır." (Âl-i İmran, 3 / 86-87).
Mehmet Emin Koç - Yeni Mesaj
Kaynak: YENİ MESAJ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12004717/rahmet-diye-gosterilen-lanet/mehmet-emin-koc
Bu haber 691 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle