DİRİLİŞ NESLİNİN GİZEMİ: SEZAİ KARAKOÇ
4 Şubat 2013 23:19 tsi
Üstad Sezai Karakoç... Milli Gazete yazarı Adnan Öksüz, yıllar önce Cağaloğlu'ndaki bürosunda Karakoç'la tanıştığı anı kaleme aldı.. İşte o satırlar...
Bir türlü bitmeyen o 15 dakika... Ya da Sezai Karakoç'la tanışma anı...
Kitap kolilerinin hemen yanı başında, cam kenarında, olgun ve düşünceli bir adam, eski bir masa ve sandalyede tek başına oturuyordu İşte sonrasında yaşananlar...
Üstad Sezai Karakoç... Milli Gazete yazarı Adnan Öksüz, yıllar önce Cağaloğlu'ndaki bürosunda Karakoç'la tanıştığı anı kaleme aldı.. İşte o satırlar...
DİRİLİŞ NESLİNİN GİZEMİ: SEZAİ KARAKOÇ
1984-1985 yıllarıydı
Üniversite sınavlarına hazırlanıyorum
Günde neredeyse bir kitap devirdiğim yıllar
Fatih'te o dönem Seha Neşriyat'ın da bulunduğu Hicret Yurdu'nda kalıyorum
Mustafa (Karataş) ağabey liderliğindeki o meşhur yurtta
Bir gün Marmara İlahiyat Fakültesi son sınıf öğrencilerinden, edebine, derin sessizliğine ve edebiyata düşkünlüğüne hayran olduğum Mehmet İnce ağabey, "Hadi seni bir yere götüreyim" dedi.
Meraklandım ve müthiş heyecanlandım
Cağaloğlu'nda bir han kapısından süzüldük
Kapı hafif aralıktı
Kimselere çaktırmadan o kapıdan girdik
Yanlış hatırlamıyorsam birkaç küçük odası olan bir yerdi
Küçük bir odaya daldık
Odaya girerken sağlı sollu dizilmiş, yeni basılmış olduklarıher halinden belli olan ve gönderilmeye hazır, paketlenmiş kitap kolileri dikkatimi çekti
Kitap kolilerinin hemen yanı başında, cam kenarında, olgun ve düşünceli bir adam, eski bir masa ve sandalyede tek başına oturuyordu
Biz de masanın hemen karşısında bulunan ikili ya da üçlü eski ve koyu renkli bir koltuğa iliştik
Pencereden baktım; Cağaloğlu'nun asırlık çınarlarının dal ve yaprakları odaya giren güneş ışığını yer yer kesiyordu
Heyecanım kat be kat artmıştı
Kimdi bu adam?
Mehmet ağabey, kulağıma eğilerek fısıldadı;
Sezai Karakoç
Kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu
Okuya okuya bitiremediğimiz, gençlik iksirimiz Mona Roza'nın yazarı Sezai Karakoç tam da karşımda, bir adım ötedeydi
Uzansam yetişecektim
Öyle kalakalmıştım
Abartısız 10 dakika, bilemediniz 15 dakika kimse tek laf etmeden oturduk, o koltukta
Sezai Karakoç, sessizce önündeki kâğıtlarla meşgul oluyordu
Sonunda, Mehmet ağabeye dönerek tek cümle sarf etti:
'Bu da mı sizin fakülteden?
'Hayır efendim, bu arkadaş üniversiteye hazırlanıyor, edebiyata, şiire meraklı okurlarınızdan
Hiç unutmam
Sezai Karakoç, o dakikadan itibaren yaklaşık yarım saat bize'Diriliş Nesli'ni anlattı
Müslümanların sanatta, ticarette, ekonomide, siyasette, kültürde, dış politikada izlemesi gereken yolu
Sezai Karakoç demişken
İlginç bir kitaptan söz etmek istiyorum;
Kitabın adı, "Yoktur Gölgesi Türkiye'de: Sezai Karakoç".
Kitabın yazarı Sıddık Akbayır.
Akbayır'a göre Necip Fazıl'la Sezai Karakoç arasında altıbüyük fark var:
BİR: Sezai Karakoç, Diriliş dergisini kendi kısıtlı olanaklarıyla çıkarır. Necip Fazıl, Büyük Doğu dergisini Adnan Menderes'in örtülü ödeneğiyle çıkarır.
İKİ: Diriliş yayınlarında sadece Sezai Karakoç'un kendi kitapları basılır. Hiçbir şiirini reddetmez. Necip Fazıl da Büyük Doğu Yayınları'nda sadece kendi kitaplarını basar ama 30 yaş öncesi şiirlerinden çoğunu reddeder.
ÜÇ: Sezai Karakoç ödül kabul etmez. Necip Fazıl ödülleri reddeder ama kendine verilen 'şairler sultanı' unvanını kabul eder.
DÖRT: Sezai Karakoç görünmez, konuşmaz. Güncele meraksızdır. Necip Fazıl görünmek, bilinmek, saygı duyulmak, önemsenmek ister.
BEŞ: Sezai Karakoç kuvvetli bir belagate sahip değildir, kitleleri peşinden koşturacak konuşma yapamaz. Necip Fazıl ise belagatşehvetinin şerbetini içmiş, etkili bir hatiptir.
ALTI: Sezai Karakoç, Diriliş Partisi'ni sessizce kurar; Necip Fazıl ise Büyük Doğu Cemiyeti'ni müthiş bir tantanayla kurar.
***
Sezai Karakoç'un özellikleri kitapta şöyle anlatılıyor:
FOTOĞRAF: Kimseyle fotoğrafı yoktur.
SÖYLEŞİ: Kimseyle söyleşi yapmaz.
İMZA: Kitaplarını kimseye imzalamaz.
HEDİYE: Hiçbir yerden hiçbir şey kabul etmez.
TELEVİZYON: Asla çıkmaz.
ISSIZLIK VE YALNIZLIK: Asla hiçbir zaman yakınmaz.
MÜLAKAT: Şair kimliğiyle tek mülakatı Kilis'te yayımlanan Kent adlı taşra gazetesine vermiştir. Siyasi kimliğiyleyse bir Fehmi Koru'ya; bir de Nurettin Çakın'a verdi.
PARA: Mülkiyeli olup da mülkiyetle hiç ilişkisi olmayan insandır. Türkiye'nin en yoksul şairlerindendir. Dikili ağacı yoktur. Tek varlığı 60 metrekare bir evdir.
ONUR: Parasızlıktan eve kapanır, yiyecek bir şey bulamaz. Halsizleşir bayılır, kimseden beş kuruş istemez.
SİYASİ DURUŞU: Sağ görüşlü olup, sol görüşlü aydınlar dünyasında kendine yer etmiş ilk isimdir.(Sıddık Akbayır; Yoktur Gölgesi Türkiye'de: Sezai Karakoç; Turkuaz Kitap) (ADNAN ÖKSÜZ-MİLLİ GAZETE)
Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/haber/Bir_turlu_bitmeyen_o_15_dakika_Ya_da_Sezai_Karakocla_tanisma_ani/273341#.URAjRGAqEfE
Bu haber 1,150 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle