SAKIK: ''MÜZAKELER 2006'DA BAŞLADI GÜL VE ERDOĞAN BİLİYORDU''

Kürtçe savunmanın TBMM'de kabul edilmesi, zafer sarhoşluğu içindeki BDP'lilerin dilini çözdü. Sakık: Müzakereler 2006'da başladı. Bundan Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın da haberi vardı!

 

Özal'ın bıraktığı yerden...

Çok tartışılacak açıklamalara imza atan BDP'li Sakık, 1993'teki 'ateşkes' sürecinde de yer aldığını hatırlatarak, dönemin Cumhurbaşkanı Özal'la görüştüklerini söyledi ve şöyle devam etti: 2006'da benim ve Ahmet Türk'ün bulunduğu bir görüşme süreci başladı. Bunlardan Gül ve Erdoğan'ın da haberi vardı. Yani 2011'lere kadar gelen o sürecin ilk adımlarını biz birlikte attık.

 

Bize verilen taahhütler vardı

Sayın Gül, o 367'ye rağmen cumhurbaşkanı oldu. Bunda bizim de desteğimiz oldu. Çünkü bu görüşmeler devam ediyordu ve bize taahhütler vardı, sorunun çözümüyle ilgili... Geldiğimiz noktada Kürtlerin ana dilde eğitim hakkı var, eğitim talebi var ama yasalar, anayasa düzeyinde güvence yok. Ben kendimi Türk hissetmiyorum. Kimsenin de bunu bana dayatma hakkı yok.

 

Yasa, jet hızıyla yürürlükte!

Öte yandan ana dilde savunma tasarısı Meclis'te kabulünün ardından, daha Resmi Gazete'de bile yayımlanmadan yürürlüğe giriverdi. Diyarbakır'da görülen KCK davasında Batman eski Belediye Başkanı Nejdet Atalay savunmasını Kürtçe yaptı. Hakimin 'özet' istemesine, sanığın avukatı "İlk defa ana dilde savunma yapacak. Süre kısıtlaması olmasın" diyerek itiraz etti. 

Terörle müzakere 2006'da başlamıştı

Müzakerelerin başlangıcında kendisinin de yer aldığını belirten Sakık, Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesine destek vermelerinin ardında da kendilerine verilen taahhütlerin olduğunu söyledi.

PKK'nın talebi olan "ana dilde savunma hakkı"nın TBMM'den geçmesinin ardından terör örgütüyle müzekerelere ilişkin BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'tan da ilginç bir detay geldi. Sakık, 2006 yılında kendisinin ve Ahmet Türk'ün de bulunduğu bir görüşme sürecinin başladığını söyledi. Sakık, ayrıca Gül'e Cumhurbaşkanı seçilmesi için destek verdiklerini de belirterek, "Çünkü bize taahhütleri vardı" dedi. Sırrı Sakık, Kürt sorunuyla ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. 1993 yılındaki ateşkes süreci içinde yer aldığını ve 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile görüşmeleri olduğunu anlatan Sırrı Sakık, ateşkes olduğunu belirterek "Özal Talabani ile görüştükten sonra bizimle de görüştü. (Siz bölgeye gidebilirsiniz, bu ateşkes sürecini uzatabilirsiniz. Yanınıza  DYP ve ANAP'tan da milletvekili alabilirseniz, Kürt kökenli veyahut Türk kökenli olup vicdan sahibi olanlar, bu süreci birlikte götürebiliriz.) dedi. Yani bir projesi vardı. Ateşkes sürecinde, gittik Şam'a. O dönemde süre konulmadan süresiz bir ateşkes ilanı vardı. Biz oradaydık, bir gün sonra rahmetli Özal'ın ölüm haberini aldık. Öcalan da vardı. Aynen Öcalan şunu söyledi: (Bunu öldürdüler. Bu devletin genlerinde bu var. Barışı kim istiyorsa, ona karşı bir direnç vardır ve yok ederler.) Zaten döndüğümüzde bu haberler yayılmıştı.

 

Erdoğan ve Gül

2006 yılında kendisinin ve Ahmet Türk'ün de bulunduğu bir görüşme sürecinin başladığını ifade eden Sakık, şöyle devam etti: " Bunlardan sayın Başbakanın da haberi vardı, sayın Cumhurbaşkanının da haberi vardı. Yani taa 2011'lere kadar gelen o sürecin ilk adımlarını biz birlikte attık. Yeniden bir çatışmasızlık ortamı yaratıldı, görüşmeler devam etti. 2007 seçimlerine gidildi. Türkiye yeniden siyaseten dizayn edildi, AKP iktidar oldu. Sayın Başbakan yine Başbakan oldu, sayın Gül o 367'ye rağmen Cumhurbaşkanı oldu. Onun cumhurbaşkanlığında bizim de desteğimiz oldu. Çünkü bu görüşmeler devam ediyordu ve bizlere de taahhütler vardı, sorunun çözümüyle ilgili. Taa 2011'e kadar geldi. 2011'de biranda her şey alt üst oldu. Yani efendim, Silvan baskını, bilmem ne. Bunlar aslında mazeret bulma. Bu görüşmeler devam ettiğinde, dünyanın dört bir tarafında da aynen masada oturulduğu anlar da yine kayıplar olmuştur, insanlar ölmüştür ama hiç kimse masayı terk etmemiştir. 

 

Milat değil

Bu sürecin artık mücadele değil müzakere süreci olarak görülmesi gerektiğini belirten Sakık, "Ayın üçünde arkadaşlarımızın İmralı'ya gidişi bir 'milat' olarak algılanmamalı, çünkü öncesi var." diye konuştu. Sakık, şöyle devam etti: "Geldiğimiz noktada Kürtlerin hala ana dilde eğitim hakkı var, eğitim talebi var ama bu hak yasalar düzeyinde, anayasada düzeyinde bir güvencesi yok. Yani sayın Başbakan kendisini Türk hissedebilir. Ama ben Kürdüm, ana dilimde kendimi ifade etmek istiyorum" 

 

"Sizin yüzünüzden Meclis'i esir aldılar

TBMM Genel Kurulu'nda, PKK'nın talepleri arasında yer alan ana dilde savunmaya ve hükümlülerin cezaevinde eşleriyle görüşmesine imkan tanıyan kanun tasarısının görüşmeleri sırasında tartışmalar yaşandı. Salı günü başlayan tartışmalar önceki gün tasarının tamamının kabul edilmesine kadar sürdü. Meclis tutanaklarına da yansıyan olaylar güçlükle önlendi. Son oturumda CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan ile BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel arasında tartışma çıktı. BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile CHP'li Sapan karşılıklı "terörist" diye laf atarak birbirlerinin üzerine yürüdü. Milletvekilleri araya girerek kavgayı önledi. Tartışmanın bitmemesi üzerine Yakut, birleşime ara verdi. Tartışma arada da devam etti. MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın, BDP'li Tuncel'in yanına gittiği sırada, Tuncel tepkisini Uzunırmak'a yöneltti. 

"Haddinizi bilin" 

BDP'li Tuncel ve Sakık ile CHP'li Sapan arasında tartışma ve laf atmalar devam etti. MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal ile BDP'liler arasında da tartışma çıktı. MHP'li milletvekilleri, "Meclis'i esir aldılar sizin yüzünüzden" diyerek AKP'lilere de tepki gösterdi.  Bu sırada AKP ile MHP Grubu arasında tartışma çıktı. CHP'li Sapan'ın AKP'lilere, "25 kişiye esir aldırdınız burayı, lanet olsun" dediği duyuldu. Diğer yandan da MHP'lilerle BDP'liler tartışmaya girdi. Bu arada, Genel Kurul'da söz alan CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, değişikliğin Anayasa'ya aykırı olduğunu öne sürdü. AKP Grubu'na yönelik "Siz kimin vagonu oldunuz? BDP'nin mi terör örgütünün mü?" diye soran Özcan'ın, BDP'ye yönelik "küçük grup" tanımlaması yapmasına, BDP'liler tepki gösterdi. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Özcan'ın "küçük bir grup" diyerek aşağılamada bulunduğunu savunarak "Haddinizi bilin" dedi. Özcan, yeniden söz alarak, "Terör örgütünün gölgesinde siyaset yapanlardan ya da üç dönekten ders alacak değilim" ifadesini kullandı. Özcan'ın sözlerine tepki gösteren BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, kürsüye yürümek istedi. Sataşmadan söz alan Önder, "Sokma akıl 7 adım gider daha fazla gitmez. Sosyalist Enternasyonale üyesiniz, git bakalım onların toplantısında şu söylediklerinin yarısını söyle. 1.5 metrelik boyuna bakmadan bu partiye küçük diyorsun öyle mi?" dedi. Önder'in CHP'li bir milletvekiline yönelik "sesini kes" demesi üzerine, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut "Kimin konuşup konuşmayacağına karışamazsınız" diyerek Önder'i uyardı. Önder de, Yakut'a "Bana karışamazsın, ilkokul çocuğu yok karşında" karşılığını verdi.

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=79977