MİLLETE UYGULANAN ''NARKOZ EKONOMİSİ''NİN MALİYETİ

Sanayi Bakanı Nihat Ergün'ün itiraf ettiği 'narkoz' ekonomisi; en yoksul kesime sosyal yardım, yoksulluk sınırında boğuşanlara ise dünyanın en yüksek faizini ödeyerek getirilen sıcak paranın kredi olarak dağıtılmasıyla uygulanıyor. Bu  narkozlama bittiğinde millet masadan kalkabilse bile iş işten geçmiş olacak.

AKP'nin ekonomi politikalarıyla muhtaç duruma düşürdüğü milyonlarca kişiye dağıttığı 'yardım' yılda 9 milyar liraya yaklaşırken, hesapsızca açılan kredilerle olmayan parayı harcamaya alıştırılıp uyuşturulan vatandaşın borcu da 264 milyar lirayı aştı. Türkiye'yi tehdit eden bu çarpık tablo, Bakan'ın "Uyuşturucuya döndü" itirafıyla resmiyet kazanmış oldu.

Yardımın insanları nasıl uyuşturduğunu Van Sanayi Odası eski Başkanı Zahir Kandaşoğlu, "Çocuk başına 50 lira yardım var. 7-8 çocuğu olan 350-400 lira, kömür, gıda yardımı, yeşil kart derken rahatça geçiniyor. Çalıştıracak adam bulamıyoruz" diye anlatmıştı. Sandığa da bu psikolojiyle giden vatandaş, seçim dönemlerinde ise ekstra narkoza maruz kalıyor!

 

BANKA borcumuz

264 katrİlyon

* Kredi kartı harcamaları

    68 milyar 771 milyon lira 

 (68.7 katrilyon lira)

* Konut kredileri  

    79 milyar 335 milyon lira. 

  (79 katrilyon lira)

* Taşıt kredileri 

    7 milyar 513 milyon lira. 

 (7.5 katrilyon lira)

* Diğer krediler 

    108 milyar 361 milyon lira. 

 (108 katrilyon lira)

* TOPLAM: 264 milyar lira 

(264 katrilyon lira veya 146 milyar dolar)

 

Seçim yatırımları ile birlikte kredi borçları da bir araya geldiğinde toplumu uyuşturan toplam rakam yaklaşık 273 milyar lira olarak hesaplanıyor. İcra dairelerinde açılan icra takip davaları 14 milyona yaklaştı. Kartzedeler borçlarını ödeyemeyince ya hapse giriyor ya da intihar ediyor...

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün, "Sosyal yardımlar uyuşturucu etkisi yapmaya başladığı zaman, onu gözden geçirmek gerekir. Biz de şimdi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birlikte bunu gözden geçiriyoruz" itirafının ardından Türkiye'nin ekonomik tablosundaki çarpıklık iyice günyüzüne çıktı. Ergün,  2 Ocak'ta düzenlenen basın toplantısında şunları söylemişti: "Asgari ücretle çalışan bir insan çalıştığı için sosyal yardımlardan yararlanamazken, çalışmayan bir insanın evine asgari ücretin iki katı kadar kaynak girebiliyor. Sosyal yardım, sosyal yardım olmanın dışına çıkıyor ve insanların üzerinde bir uyuşturucu etkisi yapmaya başlıyor. Halbuki sosyal yardımların tedavi edici olması gerekir. Sosyal yardımlar uyuşturucu etkisi yapmaya başladığı zaman, onu gözden geçirmek gerekir."

Van Ticaret ve Sanayi Odası Eski Başkanı  Zahir Kandaşoğlu da, sosyal yardımlar yüzünden Van'da çalıştıracak eleman bulamadıklarını söylemişti. Kandaşoğlu, "Vatandaş çocuk başına 50 lira yardım alıyor. 7-8 çocuğu olan için ayda 350-400 lira, kömür, gıda yardımı ve ardından yeşil kart derken, çalışmadan devletin yardımıyla eline geçen para, burada ailelere yetiyor. Biz de asgari ücretle çalıştıracak işçi bulamıyoruz. Çünkü asgari ücretle çalışmış olsa devletten, özellikle kömür, gıda ve yeşil kart yardımını alamayacak. Bu da onun çalışmasına engel oluyor" demişti.

 

Toplam rakam 273 milyar 

Dar gelirli vatandaşların büyük bir bölümü, dağıtılan yardımlarla esir edilirken, kalan bölümü ise kredi kartı, kredi ve borç batağında bankalara esir düşüyor. AKP'nin yıllık seçim yatırımları 8.5 milyar lira düzeyine çıkarken, tüketici kredilerinin ise 264 milyar liraya, yani 140 milyar dolar seviyesine ulaştığı belirtiliyor. Böylece toplumu narkoza sokan rakamın boyutları ise yaklaşık 273 milyar lira veya 152 milyar dolar olarak hesaplanıyor.

AKP'nin bol kepçeyle dağıttığı sosyal yardımlar, banka kredileri ve kredi kartları ile girdiği toplumsal narkozun etkisinden zaman içinde kurtulup, gerçeklerle karşı karşıya kalan vatandaşlar çaresizlik içinde. Türkiye genelinde, İcra dairelerinde açılmış olan icra takip davaları 13 milyon 855 bin 735'e ulaştı. İcra davalarının yüzde doksanını, banka kredi borçları ve cep telefonu borçları oluşturuyor. İcra takibine konu davalar sırasıyla, bankalardan alınan otomobil, tüketici kredileri, cep telefonu, kredi kartı borçları ve esnaf ve kefalete ödenmeyen borç davaları oluşuyor. Birçok vatandaş kredi borçlarını yeniden yapılandırmak ve taksitle ödeyebilmek için bankalarla yeni borç sözleşmeleri imzalıyor. Başka bir ifadeyle vatandaşlar borçtan kurtulmak için başka bir borcun altına giriyor. Bunu yapamayanlar ise ya hapise düşüyor ya da intihar ediyor. Bankaların 2011 yılında 6 milyar 523 milyon lira olan batık tüketici kredileri ve kredi kartı alacakları, 2012'de 7 milyar 730 milyon lira ulaştı. Tüketici kredilerindeki batık tutarı 3 milyar 140 milyon liradan 3 milyar 989 milyon liraya çıktı.

 

Cinnet ekonomisi

Türkiye'de borç yüzünden intihar olayına rastlamadığımız neredeyse tek bir gün bile yok. İnternette "borç yüzünden intihar",  "borç yüzünden hapis", "borç yüzünden boşanma" veya "borç yüzünden cinnet" diyerek arama yaptığımızda yüzlerce, binlerce sonuçla karşılaşılıyor. Birçok vatandaş borç yüzünden cinnet geçirip önce ailesini katlediyor, sonra da kendi canına kıyıyor. Bazı vatandaşlar ise borçlarını ödeyebilmek için çareyi televizyonlardaki para ödüllü bilgi yarışmalarına katılmakta buluyor. TÜİK'e göre; 2012 yılı Ekim döneminde Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 87 bin kişi artarak 2 milyon 541 bin kişiye yükseldi. 9,1 seviyesinde olan işsizlik oranında ise değişim olmadı. Türkiye, 70 milyona ulaşan kredi kartı sayısı ile Avrupa'da pek çok ülkeyi geride bıraktı. Takipte olan 1 milyon 686 bin 978 kredi kartı sahibinin toplam borcu 3.6 milyar lira. Vatandaşların kredi ve kredi borçları ise 264 milyar lirayı buldu.

 

Seçim hazırlığı

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanan AKP, 2012 yılında vatandaşlara dağıtacağı yardımları için 8 milyar 635 milyon 324 bin 300 lira (eski para ile 8.5 katrilyon) pay ayırmıştı. AKP, muhtaç duruma düşürdüğü milyonlarca kişiye her yıl "sosyal yardım" adı altında devlet kesesinden milyarlarca liralık para ve eşya dağıtıyor. 2010'da 21 milyon aileye 2 milyar lira dağıtıldı. 2011'de ise yardımlarıı ikiye katladı. 16 milyon 401 bin aileye 4 milyar lira dağıtan AKP, 12 Haziran'da yapılan seçimde yüzde 50 oyla yeniden iktidar oldu. Başbakan Tayyip Erdoğan, şimdi halk oyu ile yapılacak seçimleri kazanarak Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmaya hazırlanıyor. Yeni anayasa ile "Başkanlık" ya da "Yarı Başkanlık" sistemi hedeflendiği için kesenin ağzı iyice açıldı. 2012'de Genel bütçede "sosyal güvenlik ve sosyal hizmetlere" 76.5 milyar ayrıldı. Bu paranın  8 milyar 635 milyon 324 bin 300 lirası Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bütçesinde vatandaşlara doğrudan mal ve nakit para yardımlarında kullanıldı. İktidarda olduğu 10 yıllık süre içinde AKP'nin yaklaşık 85 katrilyonu bir nevi seçim yatırımı olarak dağıttığı düşünülünce olayın boyutları daha net bir şekilde anlaşılıyor.

 

İktidarın püf noktaları

Yardımlar aile, sağlık, eğitim, özürlü ve özel amaçlı olmak üzere 5 ana kaleme ayrılıyor. 1 milyona yakın aileye gıda yardımı yapılıyor. 5 yıldır yaklaşık 2.5 milyon aileye 2 milyon liralık kömür dağıtıldı. Yeni ev veya ev onarımına 2011'de 3 bin 469 aileye 30 milyon lira kaynak aktarılmış. Muhtaçların, ödeyemedikleri ilaç ve tedavi giderleri karşılanıyor. 0-6 yaş arası çocukları düzenli sağlık kontrolüne götürmeleri karşılığında ailelere ayda 30 lira ödeniyor. Gebe kadınlar için doğumu hastanede yapması halinde 70 lira, düzenli muayenelerin yapılması halinde doğumdan önce aylık 30 lira, doğumdan sonra 2 kereye mahsus 30  lira ödeniyor. 2011 yılında 399 bin 532 çocuk için 142 milyon 290 bin, gebelik bileşeni kapsamında ise 6 bin 600 kadın için 1 milyon 11 bin 50 lira aktarılmış. 9 milyon kişi de Yeşil Kart'tan yararlanıyor.

 

Çanta, ayakkabı, önlük

İlköğretim ve lisede okuyan fakir öğrencilere önlük, ayakkabı, çanta, kırtasiye yardımları için. 2011'de 103.5 milyon lira aktarıldı. İlköğretime devam eden 1.5 milyon öğrenci için 397 milyon 480 bin lira, ücretsiz kitap için 265 milyon lira ayrıldı.. Taşımalı eğitim öğrencilerinin öğle yemeği için 200 milyon lira harcandı. Yüksek öğrenim bursu ayda 200, özürlü öğrenci için ise 220 lira. Özürlülerin akülü, motorlu araçları, protez, duyma cihazı gibi ihtiyaçları da karşılanıyor. 2003-2010 yılları arasında damızlık koyun, süt sığırcılığı ve seracılık  için 84 bin 35 aileye toplam 669 milyon 622 bin 508 lira dağıtılmış. 39 bin 974 aileye TOKİ'den konut verilmesi projesi sürüyor. Tahmini maliyeti 500 milyon lira olarak hesaplanmış.

 

Sivillere de şehitlik

AKP'den yeni yardım alanlarından biri de PKK terörü nedeniyle hayatını kaybedenlerin de "sivil şehit" sayılması. Onların yakınları da şehit ailelerinin statütüsünden yararlandırılarak, maaş bağlanacak. Düzenleme, PKK terörünün ortaya çıktığı 1984 yılından sonra ölenleri de kapsıyor. 7 milyon 63 bin 768 ilköğretim öğrencisine haftada 5 gün süt dağıtılıyor. Herhangi bir sosyal güvencesi olmayan ve eşi vefat eden 150 bin kadına ayda 250 lira maaş bağlandı. Öğrencilere ücretsiz tablet bilgisayar verilecek.

264 katrilyon borcumuz var

Kredi kartı harcamaları

68 milyar 771 milyon lira (68.7 katrilyon lira)

Konut kredileri  

79 milyar 335 milyon lira. (79 katrilyon lira)

Taşıt kredileri 

7 milyar 513 milyon lira. (7.5 katrilyon lira)

Diğer krediler 

108 milyar 361 milyon lira. (108 katrilyon lira)

TOPLAM: 264 milyar lira 

(264 katrilyon lira veya 146 milyar dolar)

 

Kredi kartı batağı

Toplam kredi kartı sayısı: 70 milyon

Takipteki kredi kartı sayısı: 1.686.978

İcra takibindeki borç: 3.6 milyar lira 

(3.6 katrilyon lira)

İcra takip davaları: 13.855.735

Batık krediler: 7.7 milyar lira (7.7 katrilyon lira)

 

Korkmaz: Yardım yerine iş verilsin

Prof. Dr. Esfender Korkmaz, AKP'nin iş vermek yerine yardım dağıtarak oylarını almak için vatandaşları kendi eline bakar hale geldiğini belirterek, "İş verirse yardıma muhtaç o kişi ile bağı kalmayacak" dedi. CHP eski Milletvekili, iktisatçı Prof. Dr. Esfender Korkmaz, yardım yerine istihdam oluşturacak yatırımların yapılması gerektiğini savunarak, "AKP hükümeti her sene millete iane dağıtmak yerine bu paralarla yatırım yapsaydı kimse aç kalmazdı. Bu yılda dağıtılan 8.5 milyar lira ile fabrika açsaydı, bu fabrikalara da oradaki işçileri ortak etseydi ekonomi de büyürdü. Diyelim ki işçi bin lira maaş alıyor, 250 lirasını her ay kessin yerine hisse senedi versin. Yani geçtiğimiz 10 sene içinde bunu yapsaydı bugün Türkiye'de işsizlik kalmazdı. İnsanlar da iane kültüründen böyle devletin eline bakmaktan kurtulurdu. İş sahibi olurdu. Dolayısıyla hem istihdam artardı hem refar artardı, hem Türkiye üreten bir ülke olurdu. Böyle iane ülkesi olmazdı. Bunun doğrusu budur" dedi.

Korkmaz, bu işin temelinde oy avcılığı olduğunu belirterek, "Adam oy almak için millete iş vermiyor, iane veriyor. Çünkü iş verirse yardıma muhtaç o kişi ile bağı kalmayacak. İş bulan kişinin de AKP ile ilişkisi bitecak. Çünkü, eline bakmaktan kurtulacak. Bazı patronlar özel sektörde kendileri bazı kişilere para, çek, yiyecek verir. Bunun sebebi o adamı devamlı olarak elinde tutmak amaçlıdır. Burada da hükümet oy potansiyelini devamlı olarak elinde tutabilmek için, insanların mecbur olması için devamlı iane dağıtıyor. Bu formüllerde kimse çalışmıyor, çalıştırılmıyor. Halbuki bütçe de bu paraları yatırıma ayırsak, bu sene ne ayırdılar bilmiyorum. Bugünkü fiyatlarla her sene 8.5 milyar lira 10 sene de 85 milyar lira ederdi. Bu 85 milyar lira ile Türkiye'de işsiz kalmazdı. Hem yatırım olurdu hem cari açık olmazdı hem istihdam olurdu. O zaman iane kültürü yerine toplum çalışma kültürü edinirdi" şeklinde konuştu.

 

Aşevi sırasında büyük artış

Alt gelir düzeyindeki yoksullaşmayı net bir şekilde ortaya koyan bir diğer gösterge de aşevlerinden yararlanan kişi sayısındaki artış oldu. 

2011 yılında aşevleri için 10 milyon TL kaynak aktarıldı. Buralardan 30 bin 131 kişi yararlandı. Ancak geçen yılın ilk 9 ayında 2011'in tüm rakamına ulaşıldı. Aşevlerinden yararlananların sayısı 39 bin 139'a çıktı. 

 

Civelek: Vatandaşa şuuru kaybettiriliyor

İktisatçı Uğur Civelek, "AKP'nin uyguladığı toplumsal narkoz politikası ile vatandaşlar, farkındalıkları azaltılıpıp, şuursuzlaştırılıyor.Yanlışlarını düzeltmesini engelleyip, sorunlarını ağırlaştırıyorlar." Ekonomist Uğur Civelek, bugün ülkeden yaşananların tamamen bir toplumsal narkoz olduğunun altını çizerek, "Büyük ölçüde ve çok yüksek dozda bir narkoz etkisi altında toplum. Ben konuyu iki açıdan değerlendiriyorum. Birincisi toplum gelir gruplarına ayrılıyor. Yüksek gelir grubu, orta gelir grubu, düşük gelir grubu. Yani yoksulluk sınırının altı. Yoksulluk sınırının altında bir yoğunlaşma var ise durum kötüye gidiyor demektir. Ama orada yoğunlaşanların önemli kısmı, değişik nedenlerle görmezden gelebilir durumunu. Mesela bugünkü ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Yarını düşünmek lüks. Ona bugünkü ihtiyaçlarını karşılaması için yardım edenleri velinimet görür. Onları melek gibi görür. Onları olduğundan çok daha iyi görür. Onlara laf söyletmez. Kendini öne atar. Bu kula kulluktur. İnançla, insanlıkla hiç bir şeyle alakası yoktur" dedi.

10 kaybettir 1 ver

Uğur Civelek, AKP iktidarının, düşük gelir gruplarının güvenini yapılan sosyal yardımlar, kredi kartı verilmeyene kredi kartı verilmesi gibi uygulamaları ile kazandığını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Adam 10 birim kaybediyor, birinin bulunmasına yardım edeni melek görüyor. Güven böyle kazanılıyor. Önce kaybetireceksiniz, yüzde 10'unun bulunmasına yardım edeceksiniz. Zor anında el uzattığınız için o da sizi melek gibi görecek. Güvenini kazanıyorlar. Bugünkü hükümete bakarsanız düşük gelir gruplarının güvenini bir şekilde kazanmış. O insanlar neden kötüye gittiğini sorgulamadan 'Allah bunları başımızdan eksik etmesin' deme noktasına kayıyor. Sorunun büyüklüğünün farkında değil çünkü yarını düşünemiyor o insanlar." (Salim Yavaşoğlu - Yeniçağ)

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=79729