Meclis'teki yetmiş MHP milletvekiline tarihi görev çağrısı

25 Ocak 2008 20:49 tsi
Din istismarını’ meslek haline getirenlerin, bir daha başörtüsü üzerinden ‘saltanat’ sürdürmelerine izin vermeyin.Meselenin ‘kökten’ çözümünü sağlayın. Oyuncaklarını ellerinden alın.

Din ve vicdan hürriyeti’ evrensel bir hukuk kaidesidir.
İsteyen inanır, isteyen inanmaz, ama inanmayanlar, ‘inananların’ neye nasıl inanacaklarına dair yorum yapamaz.
Ne yazık ki, bugüne kadar ‘din’ denilince ‘afyonu’ akıllarına getirenler, ‘ömürlerinde bir kez olsun’ alınları secdeye gelmeyenler, bir anda ‘İslam alimi’ kesilip, ‘1400 yıllık bir süreci’ yok sayıyor, ‘Allah’ın ayetlerini’ kendi kafalarına göre yeniden yorumluyor, “Kur’an-ı Kerim’de kadınların başlarını örtmelerine dair herhangi bir açık hüküm bulunmadığı” yolunda fetvalar veriyorlar.
Oysa, Türkiye’de din işleriyle ilgili fetva verebilecek konumda tek bir müessese var:
Diyanet İşleri Başkanlığı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından ‘her önüne gelenin’ İslam dini hakkında ‘ahkâm kesmemesi’ için kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu, ‘Kur’an-ı Kerim’, ‘hadis’, ‘sünnet’ ve ‘icmayı’ yorumlayarak aldığı kararlar ile çağımızın meselelerine ışık tutuyor.
İşte bu Din İşleri Yüksek Kurulu, ilgili makamların başvurusu üzerine 30.12.1980 ve 3.12 1993 tarihlerinde aldığı iki karar ile kadınların başlarını örtmesinin ‘İslam dininin açık bir hükmü ‘olduğunu açıkladı.
Bu kararları dikkate alan Diyanet İşleri Başkanlığı, örtünmenin ‘dini bir vecibe’ olduğunu bir kez daha hatırlatma gereği duydu.
Din İşleri Yüksek Kurulu, ‘aksine bir karar’ almadığı müddetçe, halihazırdaki iki karar ‘Müslüman’ olduğunu söyleyen herkes için bağlayıcıdır.

* * *

Başı her sıkıştığında, gündemin üzerini örtmek için başörtüsünü bir ‘istismar aracı’ olarak kullanan BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP’nin Anasaya değişikliği teklifi üzerine hiç beklemediği bir anda ofsayta düştü.
MHP’nin 10’uncu madde ile teklifini yetersiz bulduğunu öne süren Erdoğan, yine ‘ağırdan’ alarak, meselenin ‘ekonomik kriz çalkantısı’ içerisindeki yoğun gündem arasında buharlaşıp gitmesini beklemeye başladı.
Ancak, MHP’nin hazırladığı Anayasa değişikliği ile ilgili teklifini Meclis’te imzaya açması üzerine, ne yapacağını şaşıran Erdoğan; telaş içerisinde ‘alelacele’ 3 maddeden oluşan bir değişiklik paketi hazırlayarak MHP’nin kapısını çaldı.
Meclis’te bir uzlaşma komisyonu kuruldu.
AKP, 13’üncü maddeden şimdilik vazgeçti.
İşte bu aşamadan, sonra MHP ‘oldukça dikkatli’ hareket etmek zorunda.
Zira, amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olan Tayyip Erdoğan, arkasındaki güç odaklarının ‘aba altından sopa’ göstermesi üzerine, bir kez daha topu taca atmaya, MHP’yi kamuoyu önünde açığa düşürüp, suçu onun üzerine yıkmaya çalışacak.
Bugüne kadar, ‘inanç hortumculuğu’ ile milli iradeyi gasp eden Erdoğan, MHP’nin ‘pes etmesi’ halinde, yerel seçim öncesinde meydanlarda uyuyanları aynen şöyle kandıracak:
- “Biz çözecektik, ama MHP yine ürkek çıktı, samimi davranmadı.”

* * *


Türk milliyetçiliği, Türk milletini ‘karşılıksız’ sevmektir.
Türk milliyetçiliği, Türk milletini millet yapan ‘milli’ ve ‘manevi’ değerlere iman edip ‘can pahasına’ sahip çıkmaktır.
Türk milliyetçiliği, Türk milletini ‘Türklük gurur ve şuuru’, ‘İslam ahlak ve fazileti’ ile yeniden kucaklaştırmaktır.
Türk milliyetçiliği, Türk milletinin ‘titreyip kendisine dönmesini’ sağlamaktır.
“MHP’nin de kapısına kilit vururuz” diye tehditler yağdırıyorlarmış.
Varsın yağdırsınlar.
Tarihi bir fırsat daha yakalayan MHP, ülkenin kaderini yeniden ‘AKP’nin eline’ teslim etmemek için, ‘tuzağa’ düşmeden meselenin peşini asla bırakmamalı, ‘samimiyet’ ve ‘kararlılık’ ile üzerine üzerine gitmeye devam etmelidir.
Zaman, MHP’nin ‘geçmişteki hatalardan’ kaynaklanan yaraları sarmak için Türk milletinin huzurunda ‘samimiyetini’ ispatlama zamanıdır.
‘MHP’nin temsil ettiği’ milliyetçiliğin, ‘CHP’nin temsil ettiği’ anlayıştan farklı olduğunu ortaya koyun.
‘Nefisleriniz’ ile değil, ‘akıllarınız’ ve ‘vicdanlarınız’ doğrultusunda hareket edin.
‘Din istismarını’ meslek haline getirenlerin, bir daha başörtüsü üzerinden ‘saltanat’ sürdürmelerine izin vermeyin.
Meselenin ‘kökten’ çözümünü sağlayın.
Oyuncaklarını ellerinden alın.

İSRAFİL KUMBASAR - YENİÇAĞ 

Bu haber 443 defa okundu.