En Sıcak Konular

BATI'DA ''TEFRİT'' ANTALYA'DA ''İFRAT''

6 Ocak 2013 12:41 tsi
BATI'DA ''TEFRİT'' ANTALYA'DA ''İFRAT'' Batıda İslam dinine ve Peygamberimiz (S.A.V.)e hakaretler cezasız kalırken, hoşgörü ve diyalog projesi olan Antalya Dinler Bahçesindeki kilise ve sinagogta namaz kılmak sıradan hale geldi.

Orada öyle,burada böyle!

Batıda İslam dinine ve Peygamberimiz (S.A.V.)e hakaretler cezasız kalırken, hoşgörü ve diyalog projesi olan Antalya Dinler Bahçesindeki kilise ve sinagogta namaz kılmak sıradan hale geldi
 
ORADA ÖYLE
 
Batı ülkelerinde Müslümanlara hakaret etmek serbest. Din ve vicdan özgürlüğünü dillerinden düşürmeyen bu ülkeler İslam karşıtı her türlü faaliyete destek verip çanak tutuyor. Otobüs ve toplu taşıma duraklarına asılan İslam karşıtı afişlere, bildirilere kampanyalara ses çıkarmayan bu ülkelerde yasak olmayan tek şey var; o da İslam düşmanlığı. İslam'a savaş açanlar açıkça ödüllendiriliyor. Bu da İslam karşıtlığının yayılmasına neden oluyor. Burada dikkat çeken bir ayrıntı var; İslâm düşmanları daha çok cami simgesi üzerinden nefret kusuyor.
Sözde din ve vicdan özgürlüğünün olduğu Avrupa'da İslam'a yönelik her türlü hakaret serbest. "Müslümanların Masumiyeti" adlı provokasyon filmini çeken Mark Basseley Youssef'a herhangi bir ceza verilmezken, Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'nun çizerine de herhangi cezai müeyyide uygulanmış değil. Daha önce Peygamber Efendimizle ilgili çirkin karikatürler çizen dergi ve karikatüristler içinde girişim de bulunulmadı. Müslümanlara karşı yürütülen ırkçı kampanya afiş dergi ve broşürler içinde yetkiler sessiz.

Yaptıkları yanlarına kar kalıyor

"Müslümanların Masumiyeti" adlı provokasyon filmi ile birkaç ay önce ortalığı karıştıran Mark Basseley Youssef'in yaptığı da yanına kaldı. Müslüman ülkelerde günlerce devam eden olaylara rağmen İslam'a ve Peygamberimiz'e hakaret içeren filmle ilgili herhangi bir ceza verilememesi dikkat çekti. Hakkındaki 8 farklı iddianın 4'ünü kabul eden Youssef'a büyük infiale yol açan hakaret filmiyle ilgili hiçbir ceza verilmedi. Üstelik, hakaret filminin Amerikalı oyuncusu Cindy Lee Garcia'nın, filmin fragmanının Youtube'dan kaldırılması talebi bile reddedildi. "Müslümanların Masumiyeti" adlı provokasyon filmi ile birkaç ay önce ortalığı karıştıran Mark Basseley Youssef'in yaptığı da yanına kaldı. Müslüman ülkelerde günlerce devam eden olaylara rağmen İslam'a ve Peygamberimiz'e hakaret içeren filmle ilgili herhangi bir ceza verilememesi dikkat çekti. Filmin yapımcısı Youssef, sadece sahtecilik yapmaktan bir yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Hakkındaki 8 farklı iddianın 4'ünü kabul eden Youssef'a büyük infiale yol açan hakaret filmiyle ilgili hiçbir ceza verilmedi. Üstelik, hakaret filminin Amerikalı oyuncusu Cindy Lee Garcia'nın, filmin fragmanının Youtube'dan kaldırılması talebi bile reddedildi. Garcia, söz konusu film yapımcısının kendisini aldattığını, film çekimlerinden önce okunan senaryoda Hz. Muhammed (sas) veya Müslümanlarla ilgili herhangi bir konunun geçmediğini ileri sürerek şikayetçi olmuştu. İki defa mahkemeye başvuran Garcia, filmdeki repliğinin dublajla değiştirildiğini iddia etmişti.  Hakaret filmin ortaya çıkmasından sonra Orta Doğu'da birçok ülkede film karşıtı gösterilerde çok sayıda insan ölmüştü. Libya'nın başkenti Bingazi' de ABD Büyükelçiliği'ne yapılan saldırılarda aralarında büyükelçinin de bulunduğu 4 Amerikalı hayatını kaybetmişti.

Metro duraklarına İslam karşıtı ilanlar

Hakaret filminin yayınlanmasından hemen sonra New York ve Washington metro istasyonlarına "Medeniler ile barbar adam arasındaki savaşta, medeni olanı destekle! İsrail'in arkasında ol, cihadı yen!" ilanları asılmıştı. Ancak ABD'de din ve inançlara hakaret eden bu tarz provokatif ilanlara da, "ifade özgürlüğü" kapsamında herhangi bir ceza verilmiyor. Öte yandan, İslam karşıtı söz konusu ilana, "Ben cihat yanlısı bir Yahudiyim" başlıklı karşı ilanla cevap veren The Dialogue Project adlı Yahudi diyalog derneğinin Başkanı Marcia Kannry, metroda boy gösteren provokatif ilanların ırkçı olduğunu dile getirerek büyük tepki göstermişti. MyJihad Inc. Başkanı Ahmed Rehab da, söz konusu ilanlarda aşağılanan cihad kelimesinin aslında 'barış ve kardeşlik' anlamına geldiğini duyurabilmeyi amaçladıklarını söylemişti. Amerikan İslami İlişkileri Konseyi Direktörü Nihad Awad ise İslam karşıtı ilanların aslında bağnazlığı yansıttığını ifade etmişti.

BURADA BÖYLE
 
Antalya Belek'te 'Hoşgörü Merkezi' adı altında açılan 'Dinler Bahçesi'nde her sene olduğu gibi bu yıl da benzer bir manzara yaşandı. İbadet amaçlı olmasının ötesinde bir ifsad faaliyeti olarak açılan bahçenin camiinde namaz kılmak isteyen Müslümanlar, caminin talebi karşılamaması üzerine namazlarını Kilise ve Sinagogta eda etmek zorunda kaldılar. Bu tabloyu görenler şaşkınlığını gizleyemedi. Namazlarını haç ve siyon yıldızı altında kılmak zorunda kalan Müslümanlar adeta bu duruma alıştırılmak isteniyor. Bu manzaranın giderek yaygınlaşarak yılın çeşitli dönemlerinde yaşanması Dinler Bahçesi altında yürütülen ifsad faaliyetinin amacını da ortaya koyuyor.

2004 yılında Antalya Belek'de içinde üç dinin ibadethanesinin bulunduğu 'Hoşgörü Merkezi' adı altında açılan 'Dinler Bahçesi', Hıristiyan ve Musevi nüfus olmadığı için daha çok Müslümanlar tarafından kullanılıyor. İbadet amaçlı olmasının ötesinde bir ifsad faaliyeti olarak açılan bahçede namaz kılmak isteyen Müslümanlar büyük bir eziyetle karşı karşıya kalıyor. Dinler Bahçesi'ndeki cami Müslümanların ihtiyaçlarını karşılamak için değil, maksatlı bir amaca hizmet etmek için yapıldığı için, Cuma günleri ve bayramlarda ihtiyacı karşılamıyor. Caminin Müslümanlara küçük gelmesi nedeniyle cemaat namazını kilise ve havrada kılmak zorunda kalıyor. Caminin uluhiyetinden ve bereketinden yaralanamayana cemaat namazını siyon yıldızı ve Hıristiyan haçı altında kılmak zorunda kalıyor. Son olarak kamp için Belek'e gelen çok sayıda futbolcu namazını kilise ve sinagog da kılmak zorunda kaldı.

Sonunda bunu da başardılar

Mehmet Şevket Eygi Milli Gazete'de çıkan yazısında 'Kilisede Kılınan Cuma Namazı 'başlıklı yazısında bu durumu şu sözlerle eleştiriyordu:"Dinlererası Diyalog'un ve Hoşgörünün bir simgesi olan bu bahçedeki kilisede geçen hafta cuma namazı kılınmış!...İster misiniz, bir müddet sonra Hıristiyanlar da piyanolarını veya orglarını getirip camide ayin yapsınlar. Bir başka hafta Musevîler nefirlerini öttüre öttüre oradaki camide kendi dinlerinde ibadet etsinler. Benim bildiğim kadarıyla, onların bir yerde ibadet edip ayin yapabilmeleri için o mekanın takdis edilmiş (kutsanmış) olması gerekir ama Diyalog hatırına neler yapılmaz ki. Müslümanlar kilisede namaz kılıyorlar da onlar niçin camide çan çalıp boru öttürmesinler.  Merak ediyorum: Diyanet İşleri Başkanlığı bu kilisede namaz kılma işine ne diyecek? Bu "iş" önceden tasarlanmış planlı ve programlı bir iş midir acaba? Bundan kırk elli yıl önce "Bir grup Müslüman kilisede namaz kılacak" denilmiş olsaydı, diyene deli derler, kesinlikle inanmazlardı. Köprülerin altından çok sular aktı ve neler oldu neler. Antalya'da, Serik'te icazetli Ehl-i Sünnet uleması ve fukahası varsa, onlar bu işe ne diyor acaba? Nihayet kilisede Cuma namazı kılma işini de başardılar. 
Cemaat geçen senede kilise'de namaz kılmıştı

Geçtiğimiz sene de benzer bir durum yaşanmıştı. Cami, kilise ve sinagogun bir arada buluştuğu Dinler Bahçesi'ne cuma namazı için gelen cemaat camiye sığmayınca namazını bahçedeki kilisede kılmıştı. Bu durumun ardından çok sayıda vatandaş namazlarının kabul olup olmadığı endişesine kapılarak Müftülüklere başvurmuştu.

Futbolcular 'dinler bahçesi'nde

Antalya'da kamp yapan başta Fenerbahçe, Eskişehirspor olmak üzere diğer Anadolu kulüplerinden bazı futbolcular, Cuma namazını kılmak için Belek'teki cami, kilise ve sinagogun bir arada bulunduğu ''Dinler Bahçesi'ne geldi. Cuma namazındaki yoğunluk sebebiyle bazı futbolcular ve vatandaşların yer bulamadı. Namazı kılmak için futbolcular ve vatandaşlar, kilise ve sinagog zeminine serilen halıların üzerinde Cuma namazını kıldılar.  (Milli Gazete-ÖZEL HABER-)

[Mir Haber'in Notuİfrat, söz ve fiillerde ileri gitmek, tefrit de gevşek ve ihmalkâr davranmak, çabuklukta çok geri kalmak demektir. Her iki aşırı ucun ortası ise itidâldir. Kur'ân ve Sünnet'te ifrat ve tefrit yasaklanmış, dengeli davranılması istenmiştir.]


Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/haber/Orada_oyleburada_boyle/270980#.UOlUZuQ2b1t


Bu haber 832 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,901 µs