En Sıcak Konular

NAKŞİBENDLİK NEDİR?

9 Aralık 2012 20:11 tsi
NAKŞİBENDLİK NEDİR? Nakşibendi terbiye okulu, hicri; 791, miladi; 1389 taihinde vefat eden Hace Muhammed Bahauddin Nakşibend Hz.lerinin temel usullerini belirlediği bir manevi terbiye sistemidir.

Nakşibendlik Nedir...
 
Nakşibendi terbiye okulu, hicri; 791, miladi; 1389 taihinde vefat eden Hace Muhammed Bahauddin Nakşibend Hz.lerinin temel usullerini belirlediği bir manevi terbiye sistemidir. 
Bu terbiye yolu ve usulü, Şahı Nakşibend Hz.leri ile başlamış değildir. Kendisi bu yolun usul, adap ve feyzini önceki büyüklerden almıştır. 
Bu terbiye yolunun usul ve adabı, silsile yolu ile Hz. Ebu Bekir ve ondan Hz. Resulullah (s.a.v) Efendimize ulaşmaktadır. Terbiyenin başında ve merkezinde alemlere rahmet olan Hz.Resulullah (s.a.v.) Efendimiz bulunmaktadır. 
Bu terbiye yolunun temel özelliği gizli zikir ve ilahi muhabbetir. Bu zikir ve terbiye yolu, tarih içinde gelen mürşidlerin ismiyle farklı adlarla anılmıştır. 
Hz. Ebu Bekir Sıddıktan sonra bu yola; Sıddıkiyye ismi verildi. Hz.Beyazidi Bistamiye kadar bu isimle anıldı. 
Ondan sonra; Tayfuriyye ismi verildi. 
Tayfir; Beyazidi Bistami'nin bir diğer adıdır. 
Hace Abdulhalik Gücdevani Hz.lerine kadar bu isimle anıldı. Ondan sonra, Haceganiyye ismi verildi. 
Bu yol bu isimle İslam alemine yayıldı, meşhur oldu. Diğer kollardaki isimler zamanla unutuldu. 
Bu yol, Mevlana Halid Bağdadiden sonra Nakşibendi Halidiyye ismiyle de anılıp yayıldı. 
Bu gün Anadolumuzda yagın olan kol Halidiyye koludur. Bu yol, günümüzde Şah'ı Nakşibend Hz.lerine nispet edilen meşhur ismiyle; ''Nakşibendilik'' şeklinde anılmaktadır. 
Nakş; bir şeyi bir yere nakşetmek, nakış gibi işlemek, hiç çıkmayacak hale getirmek, mühür gibi kazımak anlamına gelmektedir. 
Bend; Farsça bir isim olup, dilimizde hem isim, hem sıfat olarak kullanılmaktadır. 
İsim olarak, bağ, kelepçe, baraj, bent, kemer gibi manalara gelmektedir. 
Sıfat olarak; sıkıca bağlı, iyice bağlayan, kuvvetlice bağlanmış manalarına gelir. 
''Kalbe zikrini hiç çıkmayacak şekilde nakış gibi işledikleri ve ondan hiç kopmadıkları için, gizli zikir sahiplerine Nakşibendi denmiştir.'' 
Tarikat; yol ve usul manasındadır. Tarikat, bir din ve mezhep değil, dini anlama ve yaşama şeklidir. 
İnsanı terbiye için kurulmuştur. 
Tarikatlar terbiye için tercih ettikleri usullere ve zikirlere göre farklı adlarla anılmışlardır. 
Tasavvufun kaynağı, doğunun felsefesi, batının batıl dinleri değil, Kur'an ve sünnettir. 
 
Bütün manevi terbiye yollarına kısaca tasavvuf denir: 
Nakşibendi terbiyesi, gizli zikir usulü üzerine kurulmuştur. Bu usulü benimseyen büyük veliler tarafından geliştirilerek günümüze kadar gelmiştir. 
Bu usul ve adaplar; bizzat Kur'an ayetlerinden, rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizin sünnetinden ve O'nun şerefli ashabının hallerinden alınmıştır. Her şeyi ile Kur'an ve sünnete bağlıdır. 
Bu yolun usul ve adapları, Kur'an ve sünnette ya açıkca belirtilmiş, ya da işaret, delalet ve sükût yoluyla kabul edilmiştir. 
Yani; İslamın ruhuna uymayan hiçbir şey yoktur. 
Fakihler nasıl fıkıh alananda içtihat yapma yetkisine sahiplerse kamil mürşidler de, ahlak ve terbiye alanında içtihat etme, yeni usuller belirleme yetkisine sahiptirler. 
Bu terbiye sistemi yeni bir din değildir; dinin ahlak derslerini talim ve tatbik eden bir okuldur. 
Hedefi; insanı güzel ahlaka ve rızasına ulaştırmaktır. Metodu; muhabbetle kalpleri Yüce Allah'a bağlamaktır. Temel usulü gizli, zikir, toplu zikir, muhabbet, sohbet, rabıta, teveccüh, tasarruf, hizmet ve edeple nefsin çirkin sıfatlarını ıslah etmektir.
 
Dinimizin bize öğrettiği amel ve edepler iki kısımda özetlenebilir: 
1-Zahiri Haller: Vücudumuzun dış azaları ile yaptığı bütün ibadetleri içine alır. Yeme içme, temizlik, alış-veriş, aile hukuku gibi vazifeler de bu kısma girer. Bu vazife ve edepler fıkıh kitaplarında anlatılmaktadır. Hangi vazifeyi yapıyorsakonunla ilgili ilahi emri ve edebi öğrenmemiz gerekir.
2-Batıni Haller: Kalbin gafletten uyanması ve zikirle ihya edilmesi, nefsin manevi hastalıklardan arındırılması, ruhun ilahi huzura yükselmesi, böylece insanın ilahi nur, ilim, aşk, edep ve güzel ahlaka ulaşmasıdır. Zahiren ve batınen terbiye olan insanın elde edeceği en büyük inmet güzel kulluktur. Bu hale kısaca ihsan mertebesi denir. İhsanı yukarıda tarif ettik. Bu yol herkese açıktır. Bütün insanlar bu edeplere ve nimetlere davet edilmiştir. 
Zahiri ve batıni edepleri koruyan kimse; ''İhsan mertebesini elde eder. 
Kalbi ilahi sevgi, huşu, haya ve haşyet ile dolar.'' 

 

İhsan Muslu - Ortadoğu


Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=12133


Bu haber 2,741 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,290 µs