BAŞKAN DEĞİŞİYOR AMA STRATEJİ HİÇ DEĞİŞMİYOR

ABD'nin dış politikası ve gelecek hedeflerinin, asırlık planlar üzerinden yürütüldüğü, hiçbir kırılmaya uğramadan da sürdürüldüğü tarihi kanıtlarla net olarak bilinmesine rağmen, yeni bir durum ortaya çıkacakmış gibi başkanlık seçimlerinin 24 saat boyunca canlı olarak takip edilmesi, çok mühim onlarca uzmanın adaylar üzerinden hükümler çıkarmaya çalışması artık izahı güç bir durum haline geldi. ABD için halkla ilişkiler çalışmasından öteye gitmeyen siyah-beyaz demokrasi filminde Barack Obama ve Mitt Romney, kendilerine verilen rolleri oynadı. Her zaman olduğu gibi final sahnesinde, kazanan aday önceden hazırlanmış, içinde neler yapması gerektiği belirtilen evrak çantasını alarak Beyaz Ev'in yolunu tuttu, perde kapandı. 

 

Şimdi gerçekle yüzleşme zamanı:

28. Başkan haritayı hazırladı

ABD'nin 28. Başkanı Thomas W. Wilson, 1920 yılının Ekim ayında Paris Barış Konferansı'na sunulmak üzere Türkiye'nin parçalanmasını öngören bir harita hazırladı. Sınırlarını belirleyerek Türkiye'nin Kuzeydoğusu'nda Ermenistan, Güneydoğu'sunda Kürdistan devleti kurdu. Atatürk'ün önderliğinde verilen Kurtuluş Savaşı ve sonunda kurulan bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu planı bozdu.

 

43. Başkan çantadan çıkardı

Ancak aynı harita ve plan, ABD'nin 43. Başkanı George W. Bush tarafından yeniden masaya sürüldü. 26 Temmuz 2006'da İsrail Başbakanı Ehud Olmert'le Kudüs'te görüşen dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, çantasından BOP projesini çıkararak "Yeni Orta Doğu için zaman geldi" dedi. Türkiye ile birlikte İran, Irak ve Suriye'yi de kapsayan Kürdistan projesi uygulamaya kondu.

 

44. Başkan görevi devam ettirdi

Barack Obama, 44. Başkan oldu. Koltuğa oturur oturmaz, takip dosyasına baktı ve Wilson'dan Bush'a kadar gelen o haritayı gördü. Bush, ilk parçayı Irak'tan koparıp kuzeyde Kürdistan'ı kurmuştu. Sıra kendisindeydi. O da Suriye'nin kuzeyinden Kürdistan'ın ikinci parçasını koparacaktı. Beşşar Esad'ı hedef aldı, senaryoda figüran rolü verilen Türkiye bataklığa itildi. Önemli olan ABD planının işlemesiydi...

 

Başkan değişiyor, Kandil kalıyor

Dost ve müttefik ABD'nin Türkiye'ye kurduğu kumpas bunlarla sınırlı değildi elbette. Bölücü terör örgütü PKK, 43. Başkan Bush döneminde, Barzani'nin himayesiyle Kandil'e yerleştirildi. Silah ve lojistik destek sağladıkları kanıtlandı. Karadan operasyon yapan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin önü kesildi. 44. Başkan Obama göreve geldi, Kandil yine korundu ve kollandı. 

 

Ricciardone'den saflara mesaj

Bu net ve yalın gerçeklere rağmen Türkiye'den ABD'ye bakan naif uzmanlar, 45. Başkan olarak yeniden seçilen Obama'nın değiştireceği kaderi beklerken, Haydarpaşa Tren İstasyonu'nda 2012 ABD Başkanlık Seçimleri Etkinliği düzenleyen ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone acı gerçeği hatırlattı: 

 

Başkan değişiyor ama strateji hiç değişmiyor

Haftalardır Amerikan seçimlerine odaklanan televizyon ve gazeteler, Obama'nın mı, yoksa Romney'in mi Türkiye için daha iyi olacağını tartışırken, ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone durumu özetledi: Amerikan 

politikaları kişiye göre değişmez.

ABD'nin, dış politikasının ve gelecek hedeflerinin, asırlık planlar üzerinden yürütüldüğü, hiçbir kırılmaya uğramadan da sürdürüldüğü tarihi kanıtlarla net olarak bilinmesine rağmen, başkanlık seçimlerinin 24 saat boyunca canlı olarak takip edilmesi, çok mühim onlarca uzmanların adaylar üzerinden hükümler çıkarmaya çalışması artık izahı güç bir durum haline geliyor. ABD için halkla ilişkiler çalışmasından öteye gitmeyen siyah / beyaz demokrasi filminde Barack Obama ve Mitt Romney, kendilerine verilen rolleri oynadı. Her zaman olduğu gibi final sahnesinde, kazanan aday önceden hazırlanmış ve içinde neler yapması gerektiği belirtilen evrak çantasını alarak Beyaz Ev'in yolunu tutuyor, perde kapanıyor. Şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanı:

 

100 yıllık plan

ABD'nin 28. Başkanı Thomas W. Wilson , 1920 Ekim ayında Paris Barış Konferansı'na sunulmak üzere  Türkiye'nin parçalanmasını öngören bir harita hazırladı. Sınırlarını belirleyerek Türkiye'nin Kuzeydoğusu'nda Ermenistan, Güneydoğu'sunda Kürdistan devleti kurdu. Wilson Prensipleri adı verilen 14 maddeden oluşanyeni dünya düzeni planında Türkiye'den de söz ediliyordu: "Bugünkü Osmanlı Devleti'ndeki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, Osmanlı yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır." Wilson, konuya ilişkin,  "Zayıf ülkelerdeki hammadde kaynaklarını savaş yoluyla değil, gerekirse diplomasiyi (zor kullanarak) ele geçirilmesi gerekmektedir" sözlerini de sarfetmişti. Bu çerçevede ortaya konan haritada doğuda bir Ermeni devletinin kurulması, Kürtlere ise özerk bölge verilmesi öngörülüyordu. Atatürk'ün önderliğinde verilen Kurtuluş Savaşı ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu planı bozdu. 

Ancak aynı harita ve plan, ABD'nin 43. Başkanı George W. Bush tarafından yeniden masaya kondu. 26 Temmuz 2006'da İsrail Başbakanı Ehud Olmert'le Kudüs'te görüşen dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, çantasından BOP dosyasını çıkararak "Yeni Ortadoğu için zaman geldi" dedi. Türkiye ile birlikte İran, Irak ve Suriye'yi de kapsayan Kürdistan projesini uygulamaya soktu. Buna ilişkin haritalar da dünya basınına servis edildi. 

Türkiye bataklığa itildi

Barack Obama, ABD'nin 44. Başkanı oldu. Koltuğa oturur oturmaz, çantasını açıp evraklarına baktı ve o haritayı gördü. Bush, ilk parçayı Irak'dan koparıp Kuzey'de Kürdistan kurmuştu. Sıra kendisinde. Suriye'nin Kuzeyi'nde ikinci bir Kürdistan parçası koparmak için düğmeye bastı. Beşşar Esad'ı hedef aldı, senaryoda figüran rolü verilen Türkiye bataklığa itildi. Önemli olan ABD planının işlemesiydi... Obama'nın internet sitesinde yayımlanan ve bütün önemli iç, dış ve ekonomi politikalarını kapsayan bildirgesinin Avrupa ile ilişkiler bölümünde Türkiye'den, "Türkiye ile stratejik ortaklığın restore edilmesi" başlığı altında bahsedildi.  

Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulması için üstü örtülü olarak Türkiye'nin de destek vermesini isteyen Obama, bildirgede şunları söyledi: "Türk ve Iraklı Kürt liderlerin bir araya getirilmesi ve PKK tehdidiyle uğraşılmasını ve Irak'ın kuzeyinde çok ihtiyaç duyulan Türk yatırımlarının ve buradaki Kürtlerle ticaretin kolaylaştırılmasını öngören kapsamlı bir anlaşma için görüşülmesi yönünde bir diplomatik çabaya önderlik edeceğim." Dost ve müttefik ABD'nin Türkiye'ye kurduğu kumpas bunlarla sınırlı değildi elbette. Bölücü terör örgütü PKK, 43. Başkan Bush döneminde, Barzani'nin himayesiyle Kandil'e yerleştirildi. 44. Baskan Obama göreve geldi, Kandil yine korundu ve kollandı. 

Aynı politikaya devam

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone,  Haydarpaşa Tren İstasyonu'nda düzenlediği 2012 ABD Başkanlık Seçimleri etkinliğinde yaptığı açıklamada, "ABD'de sandıktan kim çıkarsa çıksın, Türkiye politikasının değişmez" dedi. Bu net ve yalın gerçeklere rağmen Türkiye'den ABD'ye bakan ünlü uzmanlar, 45. kez seçilen Obama'nın değiştireceği kaderi bekliyor!

Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=75241