En Sıcak Konular

BAHÇELİ: ''OKYANUS ÖTESİNE TUTUNMADAN İKTİDAR OLACAĞIZ''

4 Kasım 2012 23:26 tsi
BAHÇELİ: ''OKYANUS ÖTESİNE TUTUNMADAN İKTİDAR OLACAĞIZ'' MHP Lideri Bahçeli, 'Kendimiz olarak, kendimiz kalarak düşüncelerimizden ayrılmadan iktidar olabileceğimizi göstereceğiz. Okyanus ötesine tutunmadan, iktidara ulaşılacağını dosta, düşmana göstereceğiz'dedi.

BAHÇELİ GÜVEN TAZELEDİ
 
MHP'nin 10'uncu Olağan Kurultayı Ankara'da yapıldı. Kongrede 9 maddelik mutabakat metni açıklayan Devlet Bahçeli, delegelerin 725'inin oyunu alarak yeniden Genel Başkanlığa seçildi. En yakın rakibi Koray Aydın'ın 441 oy aldığı kongrede, Musavat Dervişoğlu ise 48 oy aldı.
 
'Okyanus ötesine tutunmadan iktidar olacağız' 
MHP Lideri Bahçeli, 'Kendimiz olarak, kendimiz kalarak düşüncelerimizden ayrılmadan iktidar olabileceğimizi göstereceğiz. Okyanus ötesine tutunmadan, iktidara ulaşılacağını dosta, düşmana göstereceğiz'dedi.  
MHP'nin 10. Büyük Kurultayı adına ve şanına yakışır şekilde birlik ve bütünlüğün muhteşem örnekleriyle tamamlandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Ankara Arena Spor Salonu'ndaki 10. Olağan Büyük Kurultayı'nda çok önemli açıklamalar yaptı. Bahçeli, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2071 hedefinde Türk yoktur, Türk vatanı da yoktur" dedi. Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'ndaki 10. Olağan Büyük Kurultayı'nda, AKP kongresini anımsatarak, "Az kalsın PKK ve İmralı canisiyle gurur duyduklarını ilan edecekti. Onların gururu Mehmetçiğin kanını akıtan peşmergedir, bizim gururumuz sizlersiniz" dedi.
 
"AKP, teröristlerle onur kazansın, bize şehit analarının varlığı yeter. AKP, Oslo'da düşmanla masaya otursun, biz sizlerle olalım yeter" ifadelerini kullanan Bahçeli, AKP'nin, MHP'nin "2023 projesini taklit ettiğini ve tüm uyarılarına rağmen bundan vazgeçmediğini" vurguladı.
 
Başbakanın 2071 hedefinin tamamen aldatmaca olduğunu ve asıl manasından uzak kaldığını belirten Bahçeli, "Bu gidişle Malazgirt Zaferi'nin bininci yıl dönümünde Anadolu'da Türk milleti kalmayacaktır. Başbakanın 2071 hedefinde Türk milleti yoktur. Başbakanın 2071 hedefinde Türk yoktur, Türk vatanı da yoktur" diye konuştu. 
Düşüncelerinden ayrılmadan, "okyanus ötesine tutunmadan" Türk milletinin iktidarını kuracaklarını mutlaka ispatlayacaklarını belirten Bahçeli, "Ülkücü Cumhurbaşkanı, ülkücü Başbakan, ülkücü Meclis Başkanının aynı anda bulunması ve eşgüdüm halinde çalışması hayal değildir" dedi.
 
Kurultayda "Fedakar dava arkadaşlarım, yiğit bozkurtlarım, sevgili asenalar, bugün Ankara bir başka güzel. Yenilmedim, yenilmeyeceğim diyen millet sevgisi Ankara'da buluştu. Bugün Ankara'da 3 hilal, ayağa kalkmakta. Türklüğün kalp atışları gök kubbeyi çınlatmaktadır" diye seslenen Bahçeli, çok önemli açıklamalar yaptı.
 
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'ndaki 10. Olağan Büyük Kurultayı'nda, "Kim ki partimize baston, vagon diyorsa, küstahlığın, ahlaksızlığın dibine batmıştır" ifadesini kullandı.
 
"Bizim Türk milletine yan bakan herkesle hesabımız var" diyen Bahçeli, Türkiye'nin, AB'ye mecbur ve mahkum olmadığını söyledi.
 
"Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Tarihsel süreç içinde Türk milleti üzerinde oynanan oyunlar ve bölücülük kalkışması vardır" değerlendirmesinde bulunan Devlet Bahçeli, "böyle giderse, İmralı canisinin önce ev hapsine alınmasının, sonra serbest kalmasının gündeme geleceğini" belirtti. Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti sokakta bulunmamıştır. Sokağa, teröre ve AKP'ye de teslim edilmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tektir, ülkesi ve milletiyle bütündür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sahibi topyekun büyük Türk milletidir" dedi.
 
"Hatırlarsanız, AKP zihniyeti kongre salonunda Barzani'yle gurur duymuştu. Az kalsın PKK'yla ve İmralı canisiyle de gurur duyduklarını ilan edeceklerdi" diyen Bahçeli, şunları söyledi: "Bu nedenle AKP tercihini yapmıştır. Melun kararını açıkça vermiştir.
 
Karanlık seçimini milletimizin gözü önünde gerçekleştirmiştir. Onların gururu Mehmetçiğin kanını akıtan, milletimizin birliğine göz koyan peşmergedir. Bizim gurur kaynağımız ise Türk dünyasının her biri birbirinden değerli siz muhterem misafirlerimizsiniz. Türkiye sizinle gurur duyuyor, Türk milleti sizinle övünüyor. Türklüğü etnik kimlik mesabesine indiren Başbakan bu duygumuzu ve hissiyatımızı anlayamayacaktır. Varsın AKP Barzani'yle övünsün.
Varsın Kandil çetesinden medet umsun. Başbakan, varsın şeref kartını İmralı'ya gömsün, varsın dipsiz bölücülük kuyusunda çırpınarak kendine yol bulmaya çalışsın. Siz bunların hiçbirine bakmayın. Hiçbirine aldırmayın. Türk milletinin gerçek övünç ve iftihar isimleri buradadır. Türklüğün gurur tablosunda yerini alan mümtaz fertler bu salonda ve aramızdadır.
 
Başbakan Erdoğan ve partisinden en bariz farkımız da işte budur. AKP teröristlerle onur kazansın, bize şehit analarımızın varlığı yeter. AKP canileri alkışlasın, bize sizlerin duaları yeter. AKP Oslo'da düşmanla masaya otursun, biz sizlerle olalım yeter. AKP Habur'da teröristleri karşılasın, biz Mehmetçiği karşılayalım yeter. AKP, Müslüman coğrafyasını işgal eden küresel güçler için dua etsin, biz şehitlerimiz için Fatiha okuyalım yeter. AKP'nin gururu Müslüman kanı döken işgalci ve emperyalistlerdir. Bizim bahtiyarlık kaynağımız ceddimizin mirası, Türklüğün insanlığa nam bırakmış soylu, mübarek iz ve eserleridir."  
"SÜPER GÜÇ TÜRKİYE"
MHP'nin Türkiye merkezli yeni bir medeniyet ve yeni bir dünya tesis etme anlayışını kendisine siyasi misyon olarak kabul ettiğini belirten Bahçeli, "Bu anlayışla çıkılacak yol bizi birinci olarak; Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılında lider ülke Türkiye'ye ulaştıracaktır. 2023 projesini 1997 yılından beridir aziz milletimizin gündemine taşıyan ve arkasında duran şahsım, MHP'dir.
 
Bu konuda defalarca uyarıda bulunmamıza rağmen Başbakan Erdoğan, 2023 vizyonunu kendisine ve partisine mal etme kurnazlığından ve açıkgözlülüğünden hiç vazgeçmemiştir" dedi.
 
İkinci olarak; İstanbul'un fethinin 600. yılı olan 2053 yılında "Süper Güç Türkiye" ülkü ve gayelerinin bulunduğunu aktaran Bahçeli, 2013'den itibaren 40 yılda bu hedefe varmanın mümkün ve ihtimal dahilinde olduğunu kaydetti.
 
AK Parti'nin neden olduğu ikinci fetret devri kapandıktan sonra "Süper Güç Türkiye'ye" ulaşma konusunda en önemli engelin bertaraf edilmiş olacağını belirten Bahçeli, "Üçüncü olarak da ülkü ve gayemiz; son yurdumuzda devlet kurmamızın bininci yıl dönümü olan 2077'de, Türkiye'nin dünyaya yön ve nizam veren, siyasi, ekonomik ve kültür alanında rakipsiz bir kutup başı haline gelmesidir" diye konuştu. 
ÜÇ KITAYA YAYILAN KUDRET
Söğüt-Domaniç yöresinden 400 çadırlık Türkmen varlığının 154 yılda İstanbul'u fetheden ve üç kıtaya yayılan bir kudret haline dönüşebildiyse, Cumhuriyetin kuruluşundan 2077 yılına kadarki 154 yılda da benzer bir başarının bir kez daha gösterilebileceğini belirten Bahçeli, "Bu sürenin 89 yılı geride kalmıştır. Kalan 65 yıllık zaman dilimi Türk milletinin tercihiyle şekillenecek ve geçmişten alınan güçle geleceği tayin edecektir. MHP buna taliptir" dedi.
 
MHP'nin eşitliği, demokrasiyi, katılımı, özgürlüğü, saygıyı ve hoşgörüyü esas alan dışa dönük ve pozitif rekabeti baz alan milliyetçilikle bunu gerçekleştirme isteğinde olduğunu aktaran Bahçeli, şunları kaydetti: "Ekonomide, siyasette, sosyal bünyede ahlak, hakkaniyet ve demokrasiyi kurumsallaştırmış, bölüşüm ve dağıtım kanallarını isabetli bir şekilde tanzim etmiş bir yönetim modeliyle geleceğin Türkiye'sini inşa etmeye yeminlidir. Kimseyi ayırmadan, kimseyi ayıklamadan, kimseyi dışlamadan ve hiç kimseyi dışarıda bırakmadan Türk milletinin tüm evlatlarının katkısıyla belirlediğimiz kızıl elmaya varabilir ve nurlu ufuklara kavuşabiliriz."
BAŞBAKANIN 2071 HEDEFİNDE TÜRK MİLLETİ, TÜRK KİMLİĞİ, TÜRK, TÜRK VATANI YOKTUR
Başbakan Erdoğan'ın 2071 hedefinin "tamamen aldatma ve asıl manasından uzak kaldığını" vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti: "Her şeyden önce, bu gidişle Malazgirt Zaferi'nin bininci yıl dönümünde Anadolu'da, Allah muhafaza, millet kalmayacaktır. AKP zihniyeti dağılmış, örselenmiş, parçalanmış bir millet rüyasını gerçekleştirmenin arayışındadır.
 
1071'in hatıra ve emanetine ihanet olan bu durumun bizim nezdimizde kabul ve tasdiki elbette mümkün değildir. Başbakanın 2071 hedefinde Türk milleti, Türk kimliği, Türk, Türk vatanı yoktur. Etnik kimliklere geriletilmiş, iç sarsıntılarla felç edilmiş, Türk'üm demenin suç sayıldığı, Cumhuriyetin mevta haline dönüştüğü bir Anadolu coğrafyası Başbakan Erdoğan'ın isteği ve gizli gündemidir. Ancak buna ne Başbakanın, ne yandaşlarının, ne sömürgeci dostlarının ömrü vefa edecek, ne de sonraki kuşakları şahit olabilecektir."
 
 
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'ndaki 10. Olağan Büyük Kurultayı'nda, kapsamlı ve derinlikli bir düşünce kalkınmasına, herkesi kucaklayan, herkesin elinden tutan, durmayan, beklemeyen ve gecikmeyen bir milliyetçi ataklığın yurdun her yanına götürülmesine ihtiyaç olduğunu belirtti.
 
Bahçeli, Türk milletinin tarihi serüveni içinde millet birliğini sakatlayan ve tahrip eden beş önemli kırılma ve vahim gelişme yaşandığını, ilk dört menfur olayın savaşlarla oluşurken, beşincisinin demokratik vasıtalarla meydana geldiğini, Türkiye'nin 10 yıldan beri AKP iktidarları tarafından yönetildiğini " ifade etti.
 
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: " Bu 10 yıl; kaybın, israfın, teslimiyetin ve onursuzluğun neticeleriyle
şekillenmiştir. Türk milleti AKP yönetiminin altında perişan olmuştur. İnançlarımız istismar edilmiş, milli varlıklarımız kuşatmaya alınmıştır. Türk milletinin bin yıllık kardeşliği saldırı ve tahriklere maruz kalmıştır.
 
 
"ÜLKÜCÜLERİN AHI VE BEDDUASI MAHŞERDEKİ HESAPLAŞMAYA KALMAYACAK"
Her defasında hükümete karşı uyarıları yaptıklarını, yüksek sesle itirazlarını dile getirdiklerini hatırlatan Bahçeli, gelinen süreçte ne kadar haklı olduklarının ortaya çıktığını anlattı.
 
"Türkiye ve Türk milleti yararına neyi doğru gördükse onun yanında olduk, onun yanında durduk. Türk milletinin huzur ve mutluluğu için gerektiği zaman taşın altına elimizi koyduk" diyen Bahçeli, bunun için yeri geldiğinde hükümeti acımasızca eleştirdiklerini, yeri geldiğinde milletin lehine gördükleri adımlara destek olduklarını söyledi.
 
Bahçeli, şunları kaydetti: "Türk milliyetçileri olarak, hali lehimize çevirecek, gerektiği yerde uyumlu, gerektiği yerde çatışmacı; ama her halükarda yapıcı ve makul bir siyasal tavır ve tercihin içinde olduk. Bundan da gocunmadık, bundan da hicap duymadık.
 
Kim ki partimize baston, stepne, kuyruk, vagon diyorsa küstahlığın, ahlaksızlığın dibine batmıştır. Kim ki partimizi bazen AKP'yle, bazen de CHP'yle aynı kalıba sokuyorsa haysiyet fukaralığının çukuruna düşmüştür. Kim ki AKP-CHP-BDP-PKK'dan oluşan bölücülük kartelinin içine bizi sıkıştırmaya ve konumlandırmaya çalışıyorsa aklını kaybetmiş, vicdanını esir bırakmış ve zihnini hacir altına aldırmıştır. Olumsuz propagandayı içimize şırınga edenler Türk milletinin son kalesini dağıtmak ve yıkmak isteyen işbirlikçilerdir.
 
"UNUTMUŞ DEĞİLİZ
Biz, Başbakan Erdoğan'ın dava arkadaşlarıma yönelik; katil, faşist, kafatasçı, kovboy, Fatiha bilmeyenler, morg bekçileri, ırkçı iftira ve kepazelikle içiçe geçmiş laflarını unutmuş değiliz. Biz, partimize yavru muhalefet, tabela partisi, kandan geçinenler, şehit istismarcıları diyen sahteliği, ucuzluğu ve hamaset bezirganlığını unutmuş değiliz. Biz, bürokraside yaşanan milliyetçi memur kıyımını, tayinleri, görevden almaları, asılsız yere verilen disiplin cezalarını, bundan dolayı ağlayan anne ve evlatları unutmuş değiliz.
 
Biz, ahlaksız ve çirkin yöntemlerle partimizi baraj altına çekmeye çalışan aşağılık komploları, bunun vicdanı çukurlaşmış faillerini, azmettiricilerini ve ortaklarını unutmuş değiliz. Biz, Türkiye'nin bölünmesine razı edebilmek için MHP üzerinden sürdürülen operasyonları unutmuş değiliz. Biz telefon dinlemelerini, sınav rezaletlerini, özel hayatı ihlal eden izlemeleri, içeri atılan yazar, gazeteci ve askerleri, ilave olarak kitap toplatılma kumpaslarını unutmuş değiliz.
 
Biz, köşelerinde dedikodu yazarlığı yapanları, okyanus ötesi vesayetinde bulunanları, kötü adamları ve asılsız ithamlarını, itibarımızı ve güvenirliğimizi sıfıra indirmeye çalışan şerefsizlikleri de unutmuş değiliz. Bunları unuttuğumuzu ağzına dolayanlar kimlerin ipine tutunduklarını görmeli ve biraz insafları varsa bunu da itiraf etmelidir. Unutmadığımız ne varsa sürekli olarak diri tuttuğumuz öfkemizle birleştirip üç hilal ve ülkücüler üzerinden kötülük planlayanları, yakalarından tutup birer birer yaptıklarının bedelini ödeteceğiz. Bu uğursuz gecenin sabahı yakındır. Ülkücülerin ahı ve bedduası mahşerdeki hesaplaşmaya kalmayacak ve bu dünyada büyük oranda cevap bulacaktır.
 
"TÜRKİYE AB'YE MECBUR VE MAHKUM DEĞİL"
Türkiye'nin iç ve dış sorunlarının katlanarak büyüdüğünü ifade eden Bahçeli, dış politikadaki açmaz ve sancıların ağırlaşarak geleceği tehlikeye attığını belirtti..
 
Türkiye'nin AB'ye mecbur ve mahkum olmadığını vurgulayan Bahçeli, dış politikaya ilişkin eleştirilerde bulundu.
 
Kürt sorununun, insani bir yaklaşım açısından değil, dün Osmanlı İmparatorluğu'nu bugün de Türkiye Cumhuriyeti'ni parçalamak gayesiyle ele alındığını kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu: "Bugün sözde Kürt sorunu etrafında buluşanlar önce tarih şuurundan, sonra da milli vicdandan yoksundurlar. Aslında olmayan bir sorunu, varmış gibi göstermek, daha başlangıç aşamasında çürük bir zemine yaslanıldığını göstermektedir. Kürt kökenli kardeşlerim, ayrı etnik topluluk olmayıp, Türk milli bünyesinin asıl ve temel unsurlarındandır. Farklılık üzerine kurulan politikaların, ayrımcılığın ve ikinci sınıf vatandaşlık tanımının kundağı olduğu iyi bilinmelidir. 
Şunu kabul ediyoruz ki bin yıldan bu tarafa, birarada yaşayan ve geniş bir coğrafi bölgeye yayılmış olan kardeşlerimiz arasında mahalli şartlardan kaynaklı çeşitlilikler olabilecektir. Bu durum sosyolojik ve kültürel değişimler sonucunda belirginlik kazanmıştır. Bu gerçeği anlamakta direnen emperyalizmin şu anki uşakları; Kürt kimliği, anayasal statü, özerklik, federasyon, ana dilde eğitim ve savunma hakkı konularında ortalığı velveleye vermektedir. Bunlar açıkça Türkiye'yi, Türk milletini ve Türk vatanını bölmeye ve parçalamaya dönük hamlelerdir ki böyle bir şeyi hoş görmemiz elbette eşyanın tabiatına aykırıdır. 
Tüm taraflara söylemek isterim ki Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Tarihsel süreç içinde Türk milleti üzerinde oynanan oyunlar ve bölücülük kalkışması vardır. Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır. Sözde Kürt sorunu bölücü terörün hain ve kanlı eylemlerini sakladığı ihanet kılıfıdır. Türk milleti mozaik değildir. Türk milleti derin farklılıkların uyum ve ittifakıyla kurulmuş geçici ve gevşek bir topluluk değildir. 
 
" İMRALİ CANİSİNİN TEKLİFLERİNDE BULUŞMAYI MAHARET GÖRMÜŞLER
Sözde Kürt sorunu Sevr paçavrasının özü ve esasıdır. İşte AKP ile gizli ortağı CHP böylesi bir asılsız sorunun ardına takılmışlardır. Yanlarına PKK'nın Meclis kadrolarını da alarak Türk milletini ayırmaya ve düşmanların şimdiye kadar yapamadığını, onlar namına hayata geçirmeye çalışmışlardır. Bunun da adına çözüm demişlerdir. İmralı canisinin tekliflerinde buluşmayı maharet görmüşlerdir. Bu olacak şey değildir. Şimdi sözde Kürt sorunu koza gibi örülmekte, bölücülük peteği maalesef bal vermektedir. Şayet böyle giderse İmralı canisinin önce ev hapsine alınması, ardından serbest kalması gündeme gelecektir.
 
Türkiye, yakın vadede Büyükşehir Belediyesi Kanun Tasarısı yoluyla federasyon patikasına sokulacaktır. Anayasa değişikliği yoluyla Türklük tasfiye edilecek, Türk vatandaşlığı tanımı hücuma uğrayacak, ortaklık devleti tesis edilecektir. Başbakan Erdoğan'ın çift başlılıktan şikayet eden tutumu Başkanlık sistemine kapı aralayacak ve eyalet idaresine bahane olacaktır. Ana dilde eğitim hakkı taksit taksit karşılanacak ve Türk milletinin kanı emilecektir.
PKK militanlarını kapsayacak genel bir af çıkarılacak ve Türkiye karanlığa sürüklenecektir ve nihayet sözde Kürt sorunu yakıtıyla dört parçalı Kürdistan'ın kurulması kaçınılmaz olacaktır.
 
AKP ve CHP yanlış ve ihanette buluşsun, umurumuzda değildir. AKP ve CHP emperyalist güdümlü kiralık kalemler, vicdanını devretmiş sözde aydınlar tarafından alkışlansın, bizim gündemimizde bile değildir. Hepsi bir olsunlar, alayı birlik olsunlar; Allah'ın izniyle hepsine yeteriz.
 
'MHP, Kürt kökenli kardeşlerimizi sorun ve problem olarak gösterenlere müsamaha etmez " diyen Bahçeli, " Bugüne kadar iş hayatından siyasete, ticaretten ziraata, spordan sanata hakkı yenen, hakkı gasp edilen Kürt kökenli kardeşim olmuş mudur? " diye sordu.
 
Şayet varsa onların sözcüsü olmaya, onların haklarını savunmaya her zaman hazır olduklarını dile getiren Bahçeli, " Eğer yoksa bölücü taleplere ne zaman dur denilecektir? PKK terörüne ne zaman karşı çıkılacaktır? " sorularını yöneltti. 
 
AKP ZİHNİYETİ, ADETA PKK'NIN TAŞERONU GİBİ DAVRANMIŞTIR
 
Bahçeli, partisinin Ankara Spor Salonu'ndaki 10. Olağan Büyük Kurultayı'nda, AK Parti'nin iktidarda olduğu 10 yıllık döneme bakıldığında vahim bir Türkiye tablosuyla karşılaşıldığını belirtti.
 
" Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş esaslarının, Türk milletinin adı ve milli kimliğinin, tek vatan, tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil ülkülerinin alenen tartışıldığını ve yıkılmak istendiğini " iddia eden Bahçeli, şunları kaydetti: " Kimliksiz, parçalı millet ve milleti bölünmüş devlet arayışları şerefsizce sürdürülmektedir. Milli değerlerimize dil uzatılmakta, şerefli al bayrağımıza lekeli eller kast etmektedir. Terör tırmanmış, bölücü emellerini gerçekleştirme ümidi ve cesareti artmıştır. Bölücü talepler siyaset sahnesine taşınmış ve AKP hükümeti eliyle PKK, İmralı canisi ve Kandil çeteleriyle müzakere ve pazarlık süreci başlatılmıştır.
 
Buna karşılık terörle mücadele zaafa uğratılmış, iç ve dış güvenlik sorunları çok tehlikeli boyutlar kazanmıştır. Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim bağımsız devlet olmada son faza geçmiştir. Ne yazık ki AKP, PKK hamisi Barzani'ye teslim olmuştur. Bütün bunların üstüne hatalı ve işgüzar politikalarla Suriye'nin kuzeyinde de PKK yapılanmasının ortaya çıkmasına hükümet sessiz ve hareketsiz kalmıştır. Terörle mücadeleyi 'güvenlik-özgürlük'denklemi içine hapsederek etkisiz kılan AKP zihniyeti, adeta PKK'nın taşeronu gibi davranmıştır.
Ne büyük bir handikaptır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terörle mücadelesinden intikam almak istercesine, başta İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan olmak üzere, mücadele kahramanlarını demir parmaklıklar arkasına göndermiştir.
Bölücü ve yıkıcı çevrelerin AK Parti himayesinde amaçlarını çok açık şekilde dile getirdiklerini öne süren Bahçeli, bunların arasında ilk olarak, tek millet-tek devlet esasına dayanan üniter yapıda kurulan milli devleti yıkmak, onun yerine çok kimlikli, çok milletli yeni bir ortaklık devleti kurmak olduğunu söyledi. "Yeni Türkiye" ısrarının şifrelerinin de burada mevcut olduğunu kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:
"İkinci olarak, devletin kurucu kimliğini değiştirmek, bunun yerine 'Türkiyelilik'zırvasını yerleştirmek kuru, yavan ve fonksiyonsuz bir vatandaşlık bağının Türkiye'nin üst kimliği olmasını sağlamak yer almaktadır. Üçüncü olarak da Türkiye'nin idari yapısının bölgesel otonomi modelleriyle yeniden düzenlenmesi, eyaletler sisteminin hukuki ve siyasi altyapısının hazırlanması bulunmaktadır.
 
Başbakan Erdoğan'ın PKK açılımı, terör örgütünün taleplerinin büyük ölçüde karşılanacağı siyasi çözümün muhteviyatını oluşturmaktadır. Habur rezaleti, İmralı ve Oslo gizli kapaklı görüşmeleri bu sürecin ara duraklarıdır.
 
AKP hükümeti çıktığı gaflet ve ihanet yolunda, Habur'da teröristlere selam durmuştur. İmralı'ya yüz sürmüş ve alnını çıkmayacak karayla kirletmiştir.
 
Kandil'e Türk bayrağı dikmek yerine Kandil çetecileriyle temas ve diyalog köprüsü kurmuştur ve Başbakan Erdoğan şeref konusunda her defasına açığa ve boşluğa düşmüş ve İmralı mahzenine kalan şerefini emanet bırakmıştır."
Gelinen noktada durumun çok ciddi, tehdidin çok açık olduğunu savunan Bahçeli, bu gidişata dur denilmezse, etnik temelde ayrışmanın kaçınılmaz olarak davet edeceği kanlı bir çatışma ve kardeş kavgasının bunun sonucunda da bölünmüş, parçalanmış ve ufalanmış bir Türkiye ve millet manzarasının ortaya çıkacağını belirtti, Bahçeli, "hayati yol ayrımında ya bin yıllık kardeşlik ve milli birliğin korunacağını ya da bölünme ve parçalanma sürecinin yurdu talan ve mahvedeceğini söyledi.
 
MHP'nin, milli değerlerine, milli kimliğine, vatanına ve devletine, bayrağına ve bin yılın göz nuruna sonuna kadar sahip çıkacak aziz milletine inandığını, bunun için de " Türk Milleti Sensiz Asla " diyerek kararlılık beyanında bulunduğunu bildiren Bahçeli, " Bu kapsamda, 10. Olağan Büyük Kurultayımız vesilesiyle belirlediğimiz şu milli mutabakat ve hususların herkes tarafından bilinmesini istiyor ve bunu temenni ediyorum " dedi.
 
MİLLİ MUTABAKAT METNİ 
Bahçeli, " Hazırlamış olduğumuz dokuz maddelik Milli Mutabakat Metnini açıklamak istiyorum " diyerek bunları sıraladı:
 
1- Türkiye devleti sokakta bulunmamıştır. Sokağa, teröre ve AKP'ye de teslim edilmeyecektir.
 
2- Türkiye Cumhuriyeti Devleti tektir, ülkesi ve milleti bir ve bütündür.
 
3- Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu ve sahibi topyekžn büyük Türk milletidir.
 
4- Türkiye Cumhuriyet Devleti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes; ırk, dil, din ve mezhep farklılığına bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk milletinin eşit ve saygın fertleridir.
 
Milli varlığımızın temeli bu mensubiyet şuuru ve milli birlik ruhudur ve Türklük üst ve vazgeçilmez kimliğimizdir.
 
5- Türk milletine yeni kimlik ve isim arayışları, yeni vatandaşlık icatları boş ve nafile faaliyetler olarak kalmaya her zaman mahkžmdur.
 
6- Türk milleti varsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de ilelebet payidar kalacaktır. Unutulmasın ki, Türkiye asla Türk milletsiz olamayacaktır.
 
7- Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve büyük Türk milletinin varlığına Türk milliyetçileri bir, iri ve diri olduktan sonra kimse son ihanet vuruşunu yapamayacak ve k‰bus rüyaları gerçekleşmeyecektir.
 
8- Bu yüzden, Milliyetçi-Ülkücü Hareket'in, hain emeller karşısında sessiz, duyarsız, tepkisiz ve hareketsiz kalması asla düşünülemeyecektir.
 
9- Türkiye bizimdir, bu aziz vatan hepimizindir ve bunun için haykırarak diyoruz ki; Türk Milleti Sensiz Asla."
 
"BENİMLE YÜRÜMEYE, BENİMLE ÜÇ HİLALİ İKTİDAR YAPMAYA VE İKTİDARA ULAŞMAYA HAZIR MISINIZ?"  
Salonda bulunanlara, "Benimle yürümeye, benimle üç hilali iktidar yapmaya ve iktidara ulaşmaya hazır mısınız? Türk milletini ayağa kaldırmaya ve milli iktidarı kurmaya kararlı mısınız?" diye soran Bahçeli, "Evet" yanıtı üzerine, "Ben de sizlerin bu desteğinizin hakkını vermek için sonuna kadar mücadele etmekten çekinmeyeceğim" dedi.

Herkesi, vatan sevgisi ortak paydasında, bin yıllık kardeşliği sonsuza kadar yaşatmaya davet eden Bahçeli, "Bize bir karış gelene bir adım yaklaşırız, bize yürüyerek gelene muhakkak ki koşarak geliriz. Bu sözlerimizin kaynağı alemlere rahmet olarak inen peygamber efendimize selam olsun" şeklinde konuştu.

Bahçeli, konuşmasını şair Arif Nihat Asya'dan esinlendiği şu duayla bitirdi: "Biz, kısık sesleriz; minareleri ezansız, gökyüzümüzü bayraksız bırakma Allah'ım. Müslümanlık ve Türklükle yoğrulan yurdumuzu çaresiz bırakma Allah'ım.Biliyoruz hasma karşı koymasını, bizi cansız bırakma Allah'ım. Bizi sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah'ım. Bizi yersiz, yurtsuz, yarınsız ve yalnız bırakma Allah'ım. Biz ki, bin yıllık kardeşlik dedik, bizi ayrı düşürme Allah'ım. Biz ki, bağımsızlıkta karar kıldık, bizi esaret altında bırakma Allah'ım. Kötülerle mücadelemizde bizi bir başımıza bırakma Allah'ım. Musibetleri al başımızdan, felaketleri at hanemizden, bizi garip koyma Allah'ım. Milletimi yaşat, devletimi var et, insanımı huzurlu ve saadetli et; sen bizden yardımını esirgeme Allah'ım. Bozkurdun başını dik, ülkücünün alnını açık ve üç hilalin geleceğini kutlu et Allah'ım. Günahlarımızı affet, bize sevdiklerinden ve sevenlerinden olabilmeyi nasip et Allah'ım."

Bahçeli'nin konuşması 2 saat sürdü.



Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=25980


Bu haber 717 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,035 µs