İNDİRİLEN UÇAKLAR VE MESAJLAR

21 Ekim 2012 16:13 tsi
İNDİRİLEN UÇAKLAR VE MESAJLAR

Uçak indirmek, gemi durdurmak, TIR, kamyon aramak bir egemen devletin kendi sınırları içinde yetkisi olan egemenliğinin gereği kullandığı haklara dayanan olaylardır. Ama bunların gerçekleşmesi için o ülkenin güçlü ve kararlı olması da gerekmektedir.

İndirilen uçaklar ve mesajlar

Uçak indirmek, gemi durdurmak, TIR, kamyon aramak bir egemen devletin kendi sınırları içinde yetkisi olan egemenliğinin gereği kullandığı haklara dayanan olaylardır. Ama bunların gerçekleşmesi için o ülkenin güçlü ve kararlı olması da gerekmektedir. Türkiye, Suriye'ye gitmekte olan bir Rus uçağını indirip, aradı ve bulduğu askeri malzemelere el koydu. Bu olay içeride ve dışarıda çok yankı yaptı. Türkiye bu olayda kararlı ve tutarlı bir tavır sergiledi ve sonunda pek çok dış ülke, bu konuda Türkiye gibi düşündüklerini ifade etti. Bu olayda incelenmesi gereken açılar mevcut bulunmaktadır.

İşin ilginç yönü, Türkiye içinden, Türkiye'nin tutumunu sorgulayan kişiler çıktı. "savaşa davetiye mi çıkartıyoruz?", "neden Rusya'nın işine karışıyoruz?", "ABD istedi diye mi, böyle hareket ediliyor?" gibisinden sorular soruldu ve tenkitler yapıldı. Soru sormak normal ve herkesin hakkı olan bir şeydir lakin, cevabı ararken hisler yerine aklı kullanmak ve doğru bilgiye dayanmak şarttır.

Suriye savaşından en çok etkilenen ülkelerden biri de Türkiye'dir. Daha birkaç gün önce sığınmacı sayısı 100,000'i aşmış bulunmaktadır. Bu gelenleri ağırlamanın ve emniyetlerini sağlamanın yükünü Türkiye çekmektedir. Diğer ülkeler konuşmakta ama fiilen fazla bir katkıda veya yeterince yardımda bulunmamaktadır. The New York Times gazetesinin iki gün önce yayınladığı bir makalede bu olaylar anlatılmış ve "Suriyeli sığınmacılar sel gibi Türkiye ve Ürdün'e akıyor, Avrupa ülkeleri ise sığınmak istiyenleri red ediyor" şeklinde sonucu bağlamıştı.

Avrupa ülkeleri bununla da kalmayıp, Türkiye üzerinden herhangi bir sığınmacı onlara ulaşmasın diye çok garip bir yola başvurmuş ve Türkiye'ye vize konusunda sağlamayı düşündükleri kolaylıklardan vazgeçerek, 27'si birden sert vize kuralları kullanmaya karar vermişler ve bunu ilan etmişlerdir. Yorum, sizlerin.

Olayların gelişimi

Türkiye, Rus uçağına kargosunu sormuş ve cevap alamamıştır. Kontrol etmek istediğine karşılık red yani "hayır" cevabını almıştır. O zaman, uçağa başka bir rota kullanması tavsiye edilmiştir. Bu da red edilince, uluslararası anlaşmalar ve özellikle de Şikago anlaşması gereği, kendi hava sahasında uçan ucağı indirip, aramaya tabi tutmuştur. Türkiye, genelde "fazlasıyla legalistik bir ülke" olarak tanınır. Yani, kanun, hukuk, yönetmelik, tüm kuralları sıkı bir şekilde uygulamayı terçih eden ülkeler kategorisine girer.

İşin en ilginç yönü de kısa bir süre içinde Rusya dahil, ABD, AB ülkeleri "Türkiye kendi hakları ve uluslararası hukuk çerçevesi içinde hareket etmiştir" diyerek, olaydaki tavırlarını belirtmişlerdir. Sonradan yapılan siyasi konuşma ve beyanatlar daha çok herkesin kendi iç kamuoyuna yönelik söylemlerden ibarettir. Garip olan, Türkiye içinden, hiç vakit kaybetmeden tenkit barajını açanlardan henüz bir ses çıkmamış olmasıdır.

Bu arada bir fırsatını bulan İran da Türkiye'nin tutumunun doğru olduğunu ifade etmiştir (unutmayalım, İran Suriye tarafında ve ona yardım eden bir devlettir.)

Şimdi herkesin bilmek istediği Türk istihbaratının bu olaya nasıl vakıf olduğu meselesidir. Rusya bunu araştırıyor, ABD, her türlü istihbarat paylaşmaya hazır olduğunu ifade etmektedir. Zaten bu konuda anlaşmamız olduğuna göre, demek arzu edilen, biraz daha fazlası... Ne kadar enteresan!

Derken Ermenistan uçağı da Erzuruma indirilerek, arandı. Onlar, orada "çağ kebabı" yerken, yetkililer aramaları yaptı ve uçak kalkıp, rahatça Suriye'ye gitti. Ufak bir noktayı bilmekte yarar var, bu uçağın götürdüğü yardımlar, herşeyini kaybeden Suriyelilere değil, Türkiye sınırına çok yakın mesafelerde yaşamakta olan Ermeni asıllı, Suriye vatandaşlarına verilmiş olmasıdır.

Türkiye, dosta, düşmana, komşuya veya uzak devletlere şu mesajları vermiştir:

Türkiye'yi hiç sayarak, her hangi bir olay gerçekleştirilemez. Türk hava sahası, "yol geçen hanı" değildir.

Türkiye'nin tutumu, Rusya, ABD ve Avrupa devletleri kadar, komşu ülkeler ve üçüncü ülkeler için de geçerlidir.

Türkiye'nin tutumu kimseye karşı değil, imzalamış oldukları anlaşmaların doğru olarak uygulanması isteğinin sonucudur.

Türkiye'nin hesabı veya maksadı kimseye sıkıntı vermek değil, taraf olmak istemediği bir savaşta, "savaşı körükleyecek ve ölümleri arttıracak silahlara geçit vermemek"tir.

Nitekim, doğru liste veren ve kurallara uyanlar, yollarına rahat devam etmişlerdir.

Herşeye rağmen, bütün kışkırtmalara rağmen Türkiye bu savaşın dışında kalmaya devam edecektir. Etmelidir de.

Türkiye'nin güvenliği için bu şarttır.

Prof. Dr. Oya Akgönenç

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/makale/indirilen-ucaklar-ve-mesajlar-253208.htm

Bu haber 895 defa okundu.

Yorumlar

+ Yorum Ekle

kapat

Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.