En Sıcak Konular

BAHÇELİ: ''O HALDE BU SALONDA İNSAN YOK''

9 Ekim 2012 16:42 tsi
BAHÇELİ: ''O HALDE BU SALONDA İNSAN YOK'' Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Recep Güven'in 'Dağda ölen teröristlere ağlamıyorsanız insan değilsiniz' sözlerini değinen Bahçeli, "Mademki teröristlere ağlamayan insan değildir, o halde bu salonda insan da bulunmamaktadır" dedi.

Bahçeli: O halde bu salonda insan yok
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Recep Güven'in 'Dağda ölen teröristlere ağlamıyorsanız insan değilsiniz' sözlerini değinen Bahçeli, "Mademki teröristlere ağlamayan insan değildir, o halde bu salonda insan da bulunmamaktadır" dedi.
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan Erdoğan zorunlu askerlik görevini kaldırmayı planlamıyorsa 18 yaşındaki bir genç kardeşimin hukuken seçilme şansı olmayacaktır. MHP, seçilme yaşının 18'e indirilmesine ilkesel bazda mesafeli ve soğuk durmaktadır" dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme taşınan seçilme yaşının 18'e indirilme düşüncesinin, kamuoyunda tartışıldığını anımsatarak, bu düşüncede "iyi niyet ve samimi bir arayışın söz konusu olmadığının net" olduğunu bildirdi.
İç ve dış politika alanında yoğun bir trafiğin yaşandığı günlerde, seçilme yaşının 18'e indirilmesi tartışmalarının hedef ve gündem saptırmasından başka bir anlama gelmediğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Başbakan Erdoğan, Türk gençliğini istismar etmek ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy deposu kullanmak için kendince taktik adımlar atmaktadır. 18 yaşını doldurmuş gençlerimiz seçme hakkını kullanmaktadır. Buna bir diyeceğimiz yoktur.
Bunun yanında AKP hükümeti döneminde seçilme yaşı da 25'e çekilmiştir ki bu da yerindedir. Ancak 18 yaşını doldurmuş genç kardeşimin, henüz hayatın en kritik zamanında; eğitim ve askerlik meselelerini halletmeden seçilme derdine düşmesi hem madden hem de manen çok zordur. İlave olarak halen seçilme şartları arasında askerlik görevini ifa yükümlülüğü bulunmaktadır.
Başbakan Erdoğan zorunlu askerlik görevini kaldırmayı planlamıyorsa 18 yaşındaki bir genç kardeşimin hukuken seçilme şansı olmayacaktır. Kimse kimseyi kandırmamalıdır. Türk gençliğinin her şeyden önce işe, aşa ve yuvaya ihtiyacı vardır. AKP hükümeti bütün bunları halletmiş gibi, 18 yaşını doldurmuş Türk gençliğine seçilme vaadi vermesi ve akılları çelmesi garabet bir durumdur.
Başbakan Erdoğan'daki bu zihin bulanıklığı ve kafa karışıklığı hayra alamet değildir.
Olgunluk çağlarının kapısında duran, eğitim ve hayat kurma mücadelesinin en taze zamanlarında bulunan evlatlarımız Meclis'e girmeyi değil, AKP hükümetinden geleceklerini güvenceye alacak çalışma ve reformları istemektedirler. Bu aşamada şu kadarını söylemeliyim ki, Milliyetçi Hareket Partisi seçilme yaşının 18'e indirilmesine ilkesel bazda mesafeli ve soğuk durmaktadır. Diğer taraftan askerlik görevini ifa eden kardeşlerimizin oy kullanmalarının önündeki yasal engellerin kaldırılacağı da Başbakan tarafından duyurulmuştur. Parti olarak, prensipte 18 yaşını doldurmuş her Türk vatandaşının oy kullanmasının gerekli olduğuna inanıyoruz."
 
"Muamma"
Yürürlükteki mevzuata göre silah altında bulunan er ve erbaşlarla, askeri öğrenciler ve ceza infaz kurumlarında hükümlü olarak bulunanların oy kullanamadığını anımsatan Bahçeli, er ve erbaşlara seçme hakkının verilmesinin eşitlik açısından makul olduğunu ancak seçim dönemlerinde oy kullanma ve siyasal faaliyetlerin askeri kışlalarda nasıl bir ortama zemin hazırlayacağının ise muamma olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin bu konuda bir tecrübesinin olmadığını ifade eden Bahçeli, demokratik katılımı sağlarken, kışlaya siyasetin sokulma riski üzerinde dikkat ve titizlikle durulması ve sağlıklı bir değerlendirme yapılması gerektiğini bildirdi.
Bahçeli, "Er ve erbaşlarımızın oy kullanması hakkında en başta Genel Kurmay Başkanlığı'nın görüşü alınmalı; sivil toplum kuruluşları, siyaset kurumu, üniversiteler ve konuyla ilgili kanaat sahipleri enine boyuna tartışmalıdır. Bize göre, oluşacak görüşün belirli bir kıvama ve olgunluk düzeyine getirildikten sonra Meclis'te ele alınması yerinde ve faydalı olacaktır" görüşünü dile getirdi.
-Suriye-
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine Suriye tarafından atılan top mermisinin vatandaşların canını aldığını ve herkesi üzüntüye sevk ettiğini bildirdi.
Suriye'den sınır bölgelerine düşen top mermilerinin milletin can güvenliğini, devletin egemenlik haklarını ve hudut emniyetini olumsuz bir şekilde etkilediği uyarısında bulunan Bahçeli, "Değişen angajman kurallarınca Türk Silahlı Kuvvetleri, sınır ötesinden Suriye bataryalarını radarla tespit ederek yapılan taciz ateşlerine anında karşılık vermiş ve uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkımızın gereğini orantılı şekilde yerine getirmiştir" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve görevlendirilmesi amacıyla hazırlanan tezkere TBMM'nde görüşüldüğünü ve kabul edildiğini anımsatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Biz parti olarak bu tezkereye ilkelerimiz gereğince ve milli güvenliğimizi korumak maksadıyla tereddütsüz evet dedik ve destek verdik. Komşu coğrafyalardan kaynaklanan saldırgan tutumlara, vatanımızın ve vatandaşlarımızın varlığına yönelecek her neviden tertiplere karşı Türkiye'nin menfaatlerini savunduk, caydırıcılık vasfının idrak edilmesini arzuladık.
Ayrıca tezkere kararına verdiğimiz onay; Suriye topraklarında mevzilenme arayışında olan PKK-PYD varlığına, Şam yönetiminin ani ve kontrolsüz saldırgan niyetlerine en kati ve keskin uyarı niteliği taşımaktadır. Bundan dolayı tezkerenin TBMM'den geçmesi ve Türkiye'nin elinin güçlendirilmesi bizim için vazgeçilmez önemde olduğundan bu bilinçle üzerimize düşeni yerine getirdik.
Bizim isteğimiz ve temennimiz kuşkusuz savaş değildir. Savaşın afet olduğunu, yakıcı ve yıkıcı neticelere ardına kadar kapı araladığını biliyor ve aklımızdan bir an olsun çıkarmıyoruz."
-"AKP'nin bastonu, CHP'nin vagonu"-
Partisinin tezkereye onay vermesine ilişkin eleştiriler yapıldığını anımsatan Bahçeli, şunları söyledi:
"TBMM;de kabul edilen tezkere kararındaki tercihimizi sorgulayarak bizi zan ve töhmet altında bırakmaya çalışan çevreler ilk önce kendilerini gözden geçirmeli, kimlerin çıkarına hizmet ettiklerini netleştirmelidirler. Biz Baas rejiminin yanında değil, Türk milletinin tarafındayız. Biz Türkiye;ye kin ve garez besleyen mihrakların değil, devlet ve millet bekasının ardındayız. Biz yoldaşların, yanaşmaların ve yandaşların değil, vatandaşlarımızın derdindeyiz.
Bizi AKP'ye destek vermekle itham edenler, kritik zamanlarda yanında durduğumuz iddiasına soyunanlar önce izan ve ahlak ölçülerine sahip olacaklar, sonra da yüzleri kalırsa konuşmayı kendilerinde hak göreceklerdir. Şu kadarını söylemeliyim ki, Milliyetçi Hareket Partisi;ni sürekli olarak birilerinin yanında tanımlama ve gösterme hastalığı tedavisi olmayan bir aşamaya gelmiştir.
AKP'ye bastonluğumuzla CHP'ye vagonluğumuz farklı zamanlarda siyaset pazarına çıkarılmakta ve bu hayasız iftiraları atanlar hiç rahatsızlık veya utanma emaresi göstermemektedir. Bunlar akıllarınca bizi fikirsiz, hedefsiz, kararsız ve yönsüz bir parti kalıbına sokmak için adeta birbirleriyle rekabete girmişlerdir. Bunu hem içimizden görünen bazı gafiller hem de haricimizdeki edepsizler fazlasıyla gündemde tutmaya gayret etmektedir."
Son tezkere kararında verdikleri "Evet" oyu dolayısıyla söz konusu çevrelerin telaşlandığını ve atağa geçtiğini belirten Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizi sürekli birilerinin peşinden giden bir parti olarak takdim etme yüzsüzlüğüyle avunanlar, önce kendilerinin hangi küresel projelerin ara elemanı ve hangi oyunların kılık değiştirmiş figüranı olduklarını görmeli ve mümkünse de kendi dertlerine yanmalıdırlar.
Manşetlerden MHP'ye saldıranlar, milli şeref dersinden sınıfta kalmak istemiyorlarsa Türk milletine çevrilen namlulara karşı da söz söyleyebilmelidirler. ÖDP, TKP, halkevleri ile beraber olmayı sineye çekenler, bize görevli benzetmesi yaparak bühtanda sınır tanımayan başı yeni, ortası aydınlık ve sonu da karanlık olan simalar önce kendi niyetlerindeki çürüklüğü ve nimet bilmezliği görmelidirler.
Bilinsin ki Milliyetçi Hareket Partisi yalnızca büyük Türk milletiyle bir, beraber ve yana yanadır. Bunun dışında ne CHP ve ne de yıkım müttefiki AKP bizim umurumuzda bile değildir. Gece ile gündüz gibi farklı olduğumuz bu iki siyasi zihniyet aynı dağın yeli, aynı adanın gülü ve aynı filmin uzun metrajlı aktörleridir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "(Savaş tezkeresi) diyerek Türkiye'nin hak ve hukukunu savunmaktan aciz ve bihaber olan, top mermisine karşı elimizin ve kolumuzun bağlı olmasını dileyen CHP ile Suriye sorununu kanatan AKP kader ortaklığında çoktan buluşmuşlardır" görüşünü savundu.
Bahçeli, "Bu gerçeği görmeden, 43 yılın gururuyla bezenmiş bir mazinin ve millet hizmetine vakfedilmiş hayatların toplamı olan MHP'ye; baston, kuyruk, vagon gibi ucube sıfatları layık görenler fitne ve münafıklıkta rekor üstüne rekor kırdıklarını çok yakında inşallah anlamak zorunda kalacaklardır" dedi.
 
-Akçakale'ye düşen top mermisi-
Akçakale'ye top mermisinin düşmesinin ardından partisinin milletvekillerinin bölgede incelemelerde bulunduğunu anımsatan Bahçeli, bu ilçede esnafın halinin tam anlamıyla "perişanlık" olduğunu, 12 binden fazla sığınmacının bulunduğu Akçakale'de 3 haftadan beri eğitim yapılamadığını, sağlık kuruluşlarının düzenli hizmet veremediğini, kadın, yaşlı ve çocukların ağırlıklı olarak Harran ve Şanlıurfa merkezdeki akrabalarının yanına gönderildiğini ifade etti.
"İstanbul'da keyif, Ankara'da hüküm sürenler Akçakale'yi umursamamakta, Nusaybin'in sorunlarına duyarsız kalmakta, Yayladağ'ın biriken meselelerine yüz çevirmektedir. Suriyeli muhaliflere gösterilen yakınlığın ve sıcaklığın yarısı bile kendi vatandaşlarımıza çok görülmektedir" diyen Bahçeli, "Kabul edilmelidir ki, AKP'nin dış politikası Ortadoğu'da ağır bir yara almış ve her anlamda Türk milletinin aleyhine sonuçlar vermeye başlamıştır" görüşünü savundu.
 
-"Sıfır Sorun"-
Bahçeli, "AKP'nin başarı diye pompaladığı dış politika konsepti kısırlık ve sığlıktan sabıka yemiştir. Türk dış politikası maceraperest bir bakanın elinde neredeyse oyuncağa dönmüş, ahenk ve uygunluğunu kaybetmiş, Türk milletinin akıbeti bu zihniyetin dürtülerine teslim edilmiştir" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, şöyle konuştu:
"Komşu ülkelerle kurulan dostluk köprüsü çökerek hasım ve keskin cepheler kurulmuştur. AKP'nin 'Sıfır sorun' diye girdiği yolun sonu; sıfır huzura, sıfır ilkeye, sıfır dosta, sıfır menfaate ve sıfır geleceğe açılmaktadır.
İktidarın ihtiraslarıyla sahip olduğu imkanları arasındaki çelişki, Türkiye'nin altını oymakta, gücünü zayıflatmakta ve yörüngesini kaydırmaktadır. Üzülerek görüyorum ki bölgesel ve küresel ölçekte prestij kaybımız ileri düzeye çıkmıştır. Türkiye'nin milli politikalarını okyanus ötesinin limanına paketleyip bırakan hükümet, iyiyi ve kötüyü ayırt edecek temyiz melekesini de yitirmiştir. Başbakan Erdoğan, Ortadoğu romantizminin tılsımına kapılarak gölgesinden büyük laflar etmiş, Dışişleri Bakanı da batının kartvizitinde yazılı olan sömürge işlerine gönüllü olarak acentelik yapacağını hevesle bildirmiştir."
AK Parti'nin en başta Suriye, İran ve Irak'ta takip ettiği politikaların Türk milletine "büyük yükler ve ek külfetler" getirdiğini anlatan Bahçeli, "Kaldı ki Ortadoğu'nun çatışma alanlarına Türkiye'nin düşüncesizce sokulması telafisi olmayan bir öngörüsüzlük olarak değerlendirilmelidir. Bugün daha net olarak görüyoruz ki, Türkiye'yi edilgen ülke konumundan çıkarma iddiaları ham bir hayalden ibaret kalmış, milli menfaatler dâhilinde cesur kararlar alabilen bir ülke amaçları fos çıkmıştır" şeklinde konuştu.
-"Türk dış politikasının başına geçirilen yeni bir çuval"-
AK Parti'nin dış politikasının iflas ettiğini ve Türkiye'yi uçurumun kıyısına savurduğunu ileri süren Bahçeli, şöyle devam etti: "Arap Baharı vadisinde, emperyalist nefesle şişirilen ve yerel dinamiklerden kaynaklanmayan değişim ve özgürlük çağrılarına doğrudan müdahale tercihleri acı meyvelerini birer birer vermeye başlamıştır.
Hükümetin yakın coğrafyalarda etkili ve nüfus sahibi olma iddiaları, isyancılara kol kanat geren pervasızlıkları sınırsız özgüven, belirsiz yöntem ve nafile vasıtalarla duvara toslamıştır. Bu aslına bakarsanız Türk dış politikasının başına geçirilen yeni bir çuvaldır ki, eğer böyle giderse etnik bölücülük sorunu uluslararası bir mesele haline gelecek ve Türkiye ortadan ikiye ayrılmanın tuzağına düşecektir.
Bugün Türkiye Suriye ile sıcak çatışmanın sınırına gelmiştir. AKP'nin bu ülkeyle ilgili hiçbir öngörüsü tutmamış, yapılan hesap ve planlamalar bütünüyle sarpa sarmıştır. İhtimaller düşünülememiş, atılacak adımların nereye ulaşacağı kestirilememiştir. Suriye'yi iç sorun olarak lanse eden Başbakan Erdoğan'ın Emevi
Camisinde namaz kılma ideali, Bilali Habeşi'nin, İbn-i Arabi'nin türbeleriyle Süleymaniye Külliyesinde dua isteği Suriye politikalarındaki moral ve motivasyon kısmını da ayakta tutamamıştır.
'Men dakka dukka' deyişi şimdiye kadar karşılığını bulmamıştır. 'Sabrın sonlarına geldik' diklenmelerinin bir sonucu çıkmamıştır. 'Suriye'ye daha fazla seyirci kalamayız' mesajlarının bir anlamı olmamıştır. 'Bu düzene dur demenin vakti geldi' resti amacına ulaşmamıştır."
Bahçeli, "Suriye dostları toplantılarının, muhaliflerin barınma ve lojistik ihtiyaçlarını giderme çabalarının Türkiye'yi sonu meçhul bir yöne  sevk ettiği de ortaya çıkmıştır" dedi.
Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ortadoğu'nun tüm gerilimleri, etnik ve mezhep duyarlılıkları Suriye'de toplanmış durumdadır. Suriye-İran ekseni Hizbullah üzerinden Lübnan'a uzanmakta; bu durum beraberinde bilhassa mezhep ikiliğiyle beslenmektedir.
Diğer taraftan Suriye'nin kuzeyinde PKK-PYD-peşmerge ortaklığı zehir saçmakta, büyük Kürdistan için adeta gün saymaktadır. Geçtiğimiz günlerde, PKK'nın Suriye kolu PYD'nin içinde bulunduğu 16 Kürt oluşumunu barındıran Kürt Ulusal Konseyince oluşturulan Halk Savunma Birlikleri, Afrin'den sonra Kamışlı'da da sözde ikinci milis tugayını oluşturmuşlardır. Bu adım ise devletleşme yolundaki ilk hamle olarak ifadelendirilmiştir. 19 aydır Esad'ı indirme kampanyasına ve Şam'daki muhtemel rejim değişikliğine önayak olan AKP zihniyeti, bu olumsuzlukları okuyamamış ve önceden tahmin edememiştir. Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz Temmuz ayında sarfettiği 'Terör örgütünün Suriye'de konuşlandığı illerden Türkiye'ye taciz olursa sıcak takibi bile konuşmaya gerek kalmaz' sözlerinin sağlaması da önümüzdeki süreçte kuvvetle muhtemeldir ki yapılmış olacaktır."
Suriye'nin sınır hattını ihlal etmesinin bundan sonra da karşılıksız bırakılmaması gerektiğini belirten Bahçeli, Esad yönetiminin muhaliflerle uzlaşması için bölgesel ve küresel aktörlerin derhal harekete geçmesini istedi.
Suriye'nin toprak bütünlüğü savunulurken uluslararası müdahaleye de karşı çıkılmasını talep eden Bahçeli, Suriye'deki iç savaşa taraf olmaktansa uzlaştırıcı ve yatıştırıcı bir inisiyatif alınmasının önemine işaret etti.
MHP Lideri, PKK'ya sağlanan yardım ve imkanların azaltılması amacıyla, muhalifleri destekleme kararından kademeli olarak vazgeçilmesi ve Suriye'nin terör ihraç eden potansiyelinin önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.
-"Şuursuz polis müdürü"-
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Recep Güven'in "akılları durduran ve vicdanları kanatan", "Dağda ölen teröristlere ağlamıyorsanız insan değilsiniz" sözlerini eleştirdi.
Bahçeli, şöyle konuştu:
"Mademki teröristlere ağlamayan insan değildir, o halde bu salonda insan da bulunmamaktadır. Şehit anaları, şehit babaları ve Türk milleti bu bakışa göre insan değildir. Böylesi bir insanlık bize uzak dursun, bu insanlık tanımı bize yabancı olsun.
Sormak isterim ki, bu şuursuz polis müdürü kendisini ne zannetmektedir?
Elinde PKK patentli insanlığı ölçüm cihazı mı vardır? Kimin insan olup olmadığını hangi vasıf ve yetkiyle dile getirmektedir? Emniyet mensuplarımızın kanına giren canilere ağlamayanları insan olmamakla itham eden bir insanlık fukarası kime yaranmaya ve kimlere mesaj vermeye çalışmaktadır? Böylesi rezil düşüncelerle şeref ve şehit yuvası olan Türk Polis Teşkilatı'nda, bundan böyle nasıl görev yapmayı düşünmektedir?
Herhalde Diyarbakır Polis Müdürü'nün kararnamesini Kandil ve İmralı müştereken imzalamış ve kahraman polislerimizin arasına sızdırmıştır. İnsanlığın bu kadar ucuzlatıldığı ve satılık bir meta haline getirildiği her halde rastlanır bir şey değildir."
"Bu şahsiyet Türk Polisini mi temsil etmektedir, yoksa Kandil'in bir piyonu mudur? İçişleri Bakanı nerede, Başbakan neden sessizdir?" diye soran Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dün konuyla ilgili şahsi düşüncelerini beyan ederken söz konusu polis müdürünü takdirle karşıladığını pervasızca dile getiren ağlamadan sorumlu Başbakan Yardımcısı, yine kendisinden beklendiği gibi hareket etmiştir.
Meğerse grup toplantılarında, değişik platform ve ortamlarda gözyaşlarını dökerken aklına PKK'lı caniler geliyormuş da kimsenin bundan haberi olmamıştır.
Kendisini tutamayarak iki göz iki çeşme ağlayan sulu göz başbakan yardımcısı PKK'nın ağıt kadrosuna gönüllü olarak girdiğini böylelikle itiraf etmiş durumdadır. Merak etmekteyiz ki, teröristlere ağlamayanlara insan demeyen blokta yer alan bu siyaset üslubuna AKP hükümeti katılmak mıdır? Bu kepazeliğe onay vermekte midir?
İnsanlık bu kadar basit ve kof bir değer ise her onurlu Türk vatandaşı böylesi bir insanlığı bedduayla anacaktır. Üstelik bu polis müdürü, 'İnsan katleden canavarlaşmış bir teröristi de entegre edemiyorsanız devlet değilsiniz' diyerek küstahlıkta tez yazmıştır.
O zaman bizatihi kendisi böylesi bir devlette görev almayacak ve hemen istifa edecektir. Aksi halde devletten aldığı para kendisine haram lokma olacak ve boğazına duracaktır. Teröriste içi ezilen, ama şehitlerimizi hatırlamaktan bihaber olan bu içimizdeki PKK uzantısı görevinden süratle alınmalıdır. Eminim ki Türk Polis Teşkilatı'nın düşünceleri ve beklentisi de bu yönde olacaktır."
Bahçeli, "Biz insan suretinde gezen PKK uşaklarına, komşuda pişer bize de düşer diyen akbabalara direneceğiz ve milletimizin desteğiyle de bunlara Allah'ın izniyle soluk aldırmayacağız" görüşünü de dile getirdi.


Kaynak: ORTADOĞU GAZETESi http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=25687


Bu haber 603 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,605 µs