En Sıcak Konular

SON KALAN SARI ÖKÜZ OLMAMAK İÇİN

3 Ekim 2012 16:55 tsi
SON KALAN SARI ÖKÜZ OLMAMAK İÇİN Emperyalistler, acıktıkça bizden bir parça istiyorlar, biz de yemelerine izin veriyoruz. Bu süreç bizi istemelerine kadar geldi dayandı, hatta ucundan kıyısından kemirmeye başladılar.

Son kalan sarı öküz olmamak İçin

Emperyalist Haçlı-Siyon Batının Türk-İslam dünyasına hâkim olarak bu dünyanın hem maddi zenginliklerini yağmalama, hem millî ve dinî kültür değerlerini yok ederek, İslam'dan uzaklaştırıp Hristiyanlaştırma çalışmaları, özellikle Tanzimat'tan bu yana hızla devam etmektedir. Bu çalışmalar kapsamında uygulanan taktik çok basit: "Böl, parçala, yut." Bu, siyasi oryantalizm projesinin ana umdelerinden biridir. 
Bu ifade, uzun yıllardır bazı siyasetçiler ve yazarlar tarafından dillendiriliyor, ama milletimiz galiba bu işi kanıksadı ve aldırmaz oldu. Bu aldırmazlığı ve aymazlığı, sıra kendisine gelinceye kadar devam edecek. Sıranın bize geldiğini de hâlâ görmeyen ya da görmek istemeyenler için bu durumu bir hikâyeyle perçinleyelim. Sonra bu hikâyeyle siyasi oryantalizmin son büyük saldırısı olan Büyük Orta Doğu Projesinin bölüp parçalayıp yutma taktiği arasında irtibat kuralım. 
Vaktiyle otu bol bir ülkede 3 öküz kardeşçe, mutlu, ferah yaşayıp gidiyorlarmış. Karşılarında bir tehlike belirince hemen birleşip savuşturuyorlarmış. Bu güç birliğinden yılan ve onların ülkesine hâkim olamayan arslan, düşünüp taşınmış ve bir yol bulmuş. Öküzlere doğru ilerlemiş. Arslanı gören öküzler, yine birleşip karşı koymaya hazırlanırlarken arslan, onlara "durun sizlere kötülük için değil, işbirliği teklif etmek için buradayım" demiş. 
Teklifini sunmaya devam etmiş: "Ormanda kaplan bir birlik kurdu, bütün hayvanlara savaş açtı. Siz ve ben, işbirliği yaparsak kaplan bize bir şey yapamaz." 
Öküzler buna inanmışlar ve arslanla dost olmuşlar. Bir sonraki gün ak öküz dereye su içmeye gidince arslan şöyle demiş: "Ak öküz bembeyaz. Her taraftan görünüyor. Yerimizi belli ediyor. Dolayısıyla düşmanları üzerimize çekiyor. Bunu aramızdan ayıralım gitsin. Ama düşmanlar yiyeceğine ben yiyeyim." 
Diğer öküzler buna inanırlar ve arslanın ak öküzü yemesine izin verirler. 
Aradan bir süre geçince arslan acıkır. Bu sefer kara öküz su içmeye gider. Geride kalan tek öküz olan sarı öküze: "Bak dostum. Bu öküz, kapkara. Siyah, uğursuz bir renktir. Bu, bizim bahtımızı karartıyor. Hem de senin payın olan otları da yiyor. Onu yiyeyim, ikimiz de rahatlayalım." 
Sarı öküz buna razı oluyor. 
Aradan zaman geçiyor. Arslan tekrar acıkınca sarı öküze dik dik iştahla bakıyor. Sarı öküz: "Sıra bana mı geldi?" diye soruyor. Arslan: "Evet sıra sana geldi. Ama renginden dolayı değil." 
Sarı öküz: "Peki beni niçin yemek istiyorsun?" 
Arslan: "Birliğinizi, beraberliğinizi, kardeşliğinizi bozduğunuz, düşmanınıza inanıp kanarak kardeşlerinizi feda ettiğiniz için. Bu iş, ak öküzü kurban vermekle başladı." 
Bu hikâye, belki değişik şekillerde anlatılmaktadır. Fark etmez, önemli olan verdiği evrensel, çarpıcı mesajdır. Bunu halimize uyarlayalım. 
Biz bir zamanlar bütün Türk boyları ve Müslüman topluluklar kardeştik. Haçlı saldırıları karşısında birlik bütünlük içinde idik. Haçlılar saldırdıkça onları Türk-İslam birliği sayesinde geri püskürtüyorduk. Bunu gören Haçlı Batı, bu işin cephe savaşıyla olmayacağını anlayınca dostluk teklifiyle bize yanaşıp, "böl, parçala, yut" taktiğini uygulamaya başladı. 
Özellikle Tanzimat'tan bu yana bizi teker teker yemeye başladı. Türk-İslam dünyasını ak öküz, kara öküz, sarı öküz, yeşil öküz, mavi öküz vs. diye ayırdı. Bu bağlamda kimimize sen ak öküzsün, mesela Şiisin dedi. Kimimize sen kara öküzsün; Sünnisin dedi. Kimimize sen gri öküzsün; Kürtsün dedi. Kimimize sen mavi öküzsün; laiksin dedi. Kimimize sen yeşil öküzsün; irticacısın, gericisin dedi. Kimimize sen bilmem nesin dedi. Her birimize bir eksiğimizi, bir ayıbımızı, bir kusurumuzu, bir farklılığımızı söyledi, bizi birbirimize kötü ve düşman gösterdi. Biz de bu şeytan emperyalistlere inandık, iğvalarına, aldatmacalarına kandık, aldandık ve kardeşlerimizi birer birer ona kurban vermeye başladık ve vermeye de devam ediyoruz. 
Böylelikle Emperyalistler, Arab'ı, Fars'ı, Kürd'ü, Arnavud'u Türk'e düşman ettiler. Aleviyi, Şiiyi Sünniye; Sünniyi diğerlerine hasım ettiler. Ona uğursuz, buna tehlikeli, ona aşırı, buna ırkçı, ona gerici, buna din düşmanı, ona diktatör, buna demokrasi düşmanı, ona gerici, buna bilmem neci dediler. Bunun sonucu olarak bugün Türkiye, bazı Müslüman kardeşleriyle, komşularıyla düşman; Amerika, Avrupa, İsrail ve Barzani ile dost. İyi mi? 
Hikâyedeki arslan, Emperyalist Haçlı-Siyon birliğidir. Kaplan da döneme, zamana göre değişiyor. Bazen Komünizm oluyor. Mesela Batı, bize dedi ki, "Komünistler sizi yiyecek, ona karşı birleşelim, işbirliği yapalım, müttefik olalım." Sonra bir baktık ki bizi Komünistlerden önce stratejik müttefikimiz Amerika ve Avrupa yemeye başlamış. Son yıllarda da kaplan Saddam oldu, Kaddafi oldu, Esad oldu, Şiiler oldu, milliyetçiler oldu. Yine Amerika, Avrupa ve İsrail bize diyor ki: "Bunlara karşı işbirliği yapalım." İş birliği yapıyoruz, Saddam'ı deviriyoruz. Sonra bir bakıyoruz ki ak öküzümüz olan Türkmenleri yemişler, kara öküzümüz olan Türk milletini yemesi için PKK eşkiyasını besliyorlar. Bu böyle devam edip gidiyor. 
Böylece Emperyalist Batı, içimize girip bölüp parçaladığı gruplarla zaman zaman ayrı ayrı dost olarak öbür grupları yemeye başladı. Bir zaman vesayetçi, Amerika, İsrail muhibbi NATO generalleriyle dost olup dindarları yiyor, bir zaman Amerika ve Avrupa Birliği vesayetçisi politikacılarla birleşip vatanseverleri, Atatürkçüleri yiyor. Bu böyle kısır döngü halinde devam edip gidiyor. Mesela bu emperyalist Batı, Barzani ve Talabani ile dost olup Iraklı Arapları ve Türkmenleri yedi. Şimdi Suriyeli güya Sünni bilmem ne denilen grupları dost edinip, Şiileri yeme gayretinde. Sonra Türkiye'de PKK'yı dost edinip Türk milletini yemeye çalışıyor. 
Bu, tamamen Amerika ve Avrupa Birliğini de güdümüne alan Siyonistlerin "böl, parçala, yut" taktiğidir ve siyasi oryantalizmin esaslı bir projesidir. Bu proje, bugün bu coğrafyada, Türk-İslam birliğini parçalayarak devam ediyor. 
Türkiye'nin NATO'nun içinde olması demek, Haçlı-Siyon cephesinin bizimle dostluk kurup ak öküzlerimiz, kara öküzlerimiz mesabesinde olan İslam ülkelerini yemesine göz yummamız demektir. Türkiye, acilen Amerika, Avrupa Birliği, NATO dostluğunu ve işbirliğini terk etmelidir ve kendi Türk-İslam birliğini kurmalıdır. Yoksa bütün ak öküzlerimiz, kara öküzlerimiz emperyalizm canavarı tarafından yenip yutulduktan sonra sıra bize gelecektir, hatta gelmiştir. 
Emperyalistler, acıktıkça bizden bir parça istiyorlar, biz de yemelerine izin veriyoruz. Bu süreç bizi istemelerine kadar geldi dayandı, hatta ucundan kıyısından kemirmeye başladılar. Ama milletimizin önemli bir kısmı, celladının bıçağını yalar gibi emperyalist odaklara ve onların yerli işbirlikçilerine destek vermeye devam ediyor. Son kalan sarı öküz olmak istemiyorsak, önce Türkiye ve Ortalık Asya genelinde Türk millet birliğini, sonra Orta Doğu merkezli olmak üzere İslam birliğini kurmak ve Haçlı-Siyon ittifakının İslam dünyası üzerinde oynamakta olduğu "böl, parçala, yut" projesini paramparça etmek zorundayız. Biz, bir siyasi oryantalist proje olan bu Büyük Orta Doğu Projesini parçalamazsak, zaten Haçlı-Siyon birliği bizi parçalıyor. 

Prof. Dr. Nurullah Çetin - Yeni mesaj

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12003162/son-kalan-sari-okuz-olmamak-icin/prof-dr-nurullah-cetin



Bu haber 711 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,336 µs