AB'NİN ANAHTARI HRİSTİYANLIK

Son olarak İngiltere'nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw yazdığı kitapta bu gerçeğe dikkat çekti. Straw 'Türkiye'nin AB üyeliğinin engellenmesinin arkasındaki asıl tatsız neden, Müslüman bir ülke olmasıdır. Sarkozy, 'Avrupa'nın kendisine sınır çizmesi gerektiğini' söylediğinde, coğrafi sınırları kastetmemişti. Öyle olsaydı, Malta veya Güney Kıbrıs'ın alınmaması gerekirdi. Kastettiği dini sınırlardı" dedi.

Müslüman kimliği ile olmaz

"AB'nin mevcut Müslüman kimliği ile Bosna-Hersek'le müzakerelere başlamasının imkânsız" olduğunu belirten Avrupa Parlamentosu'nun Sırbistan Raportörü Jelko Kacin de Hırvatistan ve Sırbistan'ı Bosna'ya örnek gösteriyor ve ancak tüm manevi değerleri yozlaşmış bir Bosna-Hersek'i AB'ye kabul edebileceklerini ifade ediyor. Kacin, "Bosna-Herse 'üzerine düşenleri' yapması gerekiyor. Aksi takdirde AB'ye üyeliği hiçbir zaman gerçekleşmez" dedi.

Tek Değişmeyen Avrupa aşkı

Komünizm yerle bir oldu... Soğuk savaş bitti.. Berlin duvarı yıkıldı... İki kutuplu dünyadan küresel dünyaya geçildi...  Avrupa'da onlarca iktidar değişti... Churchil'ler, De Gol'ller, Teacher'lar, Kohl'ler, Mitterand'lar, Jirac'lar, Shroder'ler ve daha nicesi geldi geçti. Avrupa'da neredeyse herşey değişti; ama onların Haçlı zihniyeti, Türkiye'deki yöneticilerin ise Avrupa aşkı bir türlü değişmedi. İsmi AT idi, AET oldu.. Şimdi de AB. 40 yılı aşkın zamandır bir yandan onlar "BİZ HIRİSTİYAN KULÜBÜYÜZ"diyor, bir yandan sürekli biz "ORASI HAÇLI KULÜBÜ" diyoruz.  İşte şimdi de İngiliz Straw konuştu! Söyleyin bakalım şimdi bizim ORADA NE İŞİMİZ VAR...

Türkiye AB'ye girmek uğruna millî ve manevî değerlerinden ödün verirken AB, 'Müslüman bir Türkiye'yi Avrupa'da görmek istemediğini kanıtlıyor. AB'nin bir Hıristiyan kulübü olduğu gerçeğini anlamak istemeyenlere ne söylesek kâr etmiyor. Türkçe anlatıyoruz anlamıyorlar, belki Straw'ın dilinden 'İngiliz'ce anlarlar.

İngiltere'nin  eski Dışişleri Bakanı Jack Straw'un, İngiltere'de "Last Man Standing: Memoirs of a Political Survivor" isimli yeni anı kitabı yayımlandı. Jack Straw, yaklaşık 600 sayfalık kitabının 18. bölümünü Avrupa Birliği ve Türkiye'ye ayırdı. "Hasta Adam Karşılık Veriyor: Avrupa ve Türkiye" başlıklı bölümde Straw, Avrupa Birliği'ne ve Türkiye'nin üyeliğine ilişkin görüşlerini anlattı.

AKP hükümetinin sanıldığı gibi İslâmcı bir niteliği olmadığını, özellikle de cihat yanlısı olmaktan çok uzak bulunduğunu belirten Straw, kitabında, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne alınmaması sürecinde Türkiye'ye takınılan tavrın başka hiçbir aday ülkeye karşı gösterilmediğini ifade ediyor. Straw bunu Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Avrupa'nın kendisine sınır çizmesi gerektiğini ifade ederken coğrafi değil, dini sınırı kastettiğini belirterek açıklıyor ve asıl sorunu "Türkiye'nin Müslüman olması" diye itiraf ediyor.

"AKP, mücahit olmaktan çok uzak"

Türkiye'nin AB ile müzakere sürecine değinmeden önce AKP ile ilgili düşüncelerini anlatan Straw, kitabında şu ifadelere yer verdi: "AK Parti'nin ruhunu anlamak için çok zaman harcadım. Bazıları, AK Parti'yi 'İslamcı' olarak niteliyordu. Ama Erdoğan, Gül, Yaşar Yakış ve bu partiden tanıdığım daha yüzlerce kişi, nasıl Batılı siyasetçiler Ortaçağ haçlıları olmaktan uzaksa, onlar da İslamcı cihat yanlısı olmaktan uzaktı.

Asıl neden, Türkiye'nin Müslüman olması

Müzakere sürecinin başlamasından bu yana, Angela Merkel, Nicolas Sarkozy gibi Avrupalı siyasetçilerin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıktığını anımsatan Jack Straw, kitabında şunları kaydetti: "33 müzakere başlığının, 17'si engellenmiş durumda. Hiçbir aday ülkeye böyle davranılmamıştır. Acil sorun Kıbrıs'tır. Bu sorun, Fransa, Almanya ve İngiltere tek ses olursa çözülebilir. Türkiye'nin AB üyeliğinin engellenmesinin arkasındaki asıl tatsız neden, Müslüman bir ülke olmasıdır. Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 'Avrupa'nın kendisine sınır çizmesi gerektiğini' söylediğinde, coğrafi sınırları kastetmemişti. Öyle olsaydı, Malta veya Güney Kıbrıs'ın alınmaması gerekirdi. Kastettiği dini sınırlardı. "

Çözüm, İslâmî değerlerden feragat edilmesi!

Sırbistan'ın AB ile müzakerelerin başlaması için uğraştığına işaret eden Avrupa Parlamentosu'nun Sırbistan Raportörü Jelko Kacin, Bosna-Hersek'in de bu süreçte 'üzerine düşeni' yapması gerektiğini belirtti. Bosna'nın üzerine düşen görevse malum. Kacin, Bosna-Hersek siyasi liderlerinin ülkeyi "Balkanlar'ın en kötü durumunda olan ülkesi" olmaktan kurtarmak için iyice düşünmeleri ve ona göre hareket etmeleri gerektiğini söyledi. Kacin, "Bosna-Hersek gerekenleri yapmadıkça AB'ye üyeliği hiçbir zaman gerçekleşemez. Nasıl Sırbistan Kosova ile ilişkilerini düzeltmek için siyasi ve sürdürülebilir bir çözüm arıyorsa, Bosna-Hersek de anayasasını değiştirmek için sürdürülebilir bir çözüm bulabilir. Çünkü bu şekilde Bosna-Hersek'in AB ile müzakerelere başlaması imkânsız" diye konuştu.

Eşcinsel 'özgürlük' model olarak gösteriliyor!

Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da yapılması planlanan ancak bazı radikal grupların karşı çıktığı eşcinsel yürüyüşüne de değinen Kacin, Sırp yetkilileri 6 Ekim'deki yürüyüşe engel olmamaya ve etkinliğe müsaade etmeye çağırdı. Tüm azınlıkların kendilerini özgürce ifade etme hakları olduğunu, bu çerçevede Belgrad'daki eşcinsel yürüyüşünün "büyük ihtimalle" gerçekleştirileceğini ifade eden Kacin, "Eğer öyle olursa Cuma günü ben de Belgrad'a gideceğim. Bu yürüyüş Sırbistan'ın gerçekten AB yolunda ilerlediğinin bir göstergesi olacak. Sırbistan'ın, sorunun değil çözümün bir parçası olmak istediğinin göstergesi olacak" diye konuştu.

Onlar görevini yapıyor...

Türkiye'de eşcinsel dernekleri kurdurtan Avrupa Birliği, üyelik için Bosna-Hersek'e de eşcinsel hareketlere izin vermesini şart koşuyor. Türkiye'de başta eşcinsellere bakışı değiştirmek gibi pek çok İslâmî algıları yerinden oynatan AB, aynı politikayı Bosna'ya da dayatıyor. Onlar görevini yapıyor, peki ya biz nereye girmeye çalışıyoruz?

Müslümanlara yer yok

AB, Türkiye'ye uyguladığı asimilasyon politikasını Bosna-Hersek'e karşı da uyguluyor. Türkiye'de zinanın suç olmaktan çıkarılmasını, eşcinsel derneklerin kurulmasını sağlayan AB, aynı tavrı Bosna-Hersek'e karşı da takınıyor. "Müslümanlara yer yok" diyen AB'ye ısrarla girmeye çalışmak ne anlama geliyor?

Straw'un değindiği noktaların doğruluğu bir başka Müslüman ülke olan Bosna-Hersek'e alınan benzeri tavırla da kanıtlanıyor. "AB'nin mevcut Müslüman kimliği ile Bosna-Hersek'le müzakerelere başlamasının imkânsız" olduğunu belirten Avrupa Parlamentosu'nun Sırbistan Raportörü Jelko Kacin, Hırvatistan ve Sırbistan'ı Bosna'ya örnek gösteriyor ve ancak tüm manevi değerleri yozlaşmış bir Bosna-Hersek'i AB'ye kabul edebileceklerini belirtiyor.

Jelko Kacin, "Bosna-Hersek'in AB üyeliği için 'üzerine düşenleri' yapması gerekiyor. Aksi takdirde AB'ye üyeliği hiçbir zaman gerçekleşmez" dedi ve AB'nin mevcut Müslüman kimliği ile Bosna-Hersek'le müzakerelere başlamasının imkânsız" olduğunu ifade etti.

Sırbistan'da Hz. İsa'ya büyük saygısızlık!

Sırbistan'da eşcinsellerin düzenlediği sergide Hazreti İsa'nın uygunsuz bir şekilde tasvir edilmesi büyük tepkilere neden oldu.

Sırbistan'da bazı sivil toplum kuruluşlarının tepki gösterdiği eşcinseller haftası etkinlikleri gergin başlarken, tehditler nedeniyle açılışın yapıldığı Belgrad Basın Merkezi civarında polis sayısı artırıldı. Sırbistan Başbakanı İvitsa Daçiç, başkent Belgrad'da 6 Ekim'de düzenlemesi planlanan eşcinsel yürüyüşünün de güvenlik önlemlerinin yeterli olmaması halinde iptal edilebileceğini söyledi. Başkentte cumartesi günü düzenlenecek yürüyüş için Belgrad Basın Merkezi'nde basın toplantısı düzenlendi. Yürüyüşe karşı çıkan milliyetçi grupların tehditleri nedeniyle basın merkezinin etrafındaki güvenlik önlemlerinin artırıldığı dikkati çekti. Eşcinsellerin düzenlediği bir sergide Hazreti İsa'nın uygunsuz şekilde gösterildiğini hatırlatan Daçiç, bu olayı Hazreti Muhammed (s.a.v)'e hakarete yeltenen filme ve karikatürlere benzetti. İvitsa Daçiç, "Fransa'da yayınlanan karikatürler ve hakaret içeren film nedeniyle ortaya çıkan problemler son zamanlarda tüm dünyada ses getirdi. Burada, Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da İsa Peygamber, serginin başyapıtı olarak eşcinsellik bağlamında sergileniyor. Eğer böyle provokatif faaliyetler devam ederse bu yürüyüşün Sırbistan halkı tarafından kabul görmesi imkânsızdır" diye konuştu.

Hz. İsa'ya eşcinsel göndermesi!

Organizasyon komitesi üyelerinden Boban Stoyanoviç, etkinlik kapsamında düzenlenen ve tartışmalara neden olan resim sergisinin İsveçli sanatçı Elizabeth Olson Valin'e ait olduğunu belirtti. Stoyanoviç, "Oldukça dindar olan ressam aynı zamanda bir lezbiyen. Resimlerin hepsi kendi kişisel motifleri. Kendisi hem lezbiyen hem de dindar olunabileceğine inanıyor. Bu iki seçenek arasından birini seçmeden ikisi olabileceğini düşünüyor" diye konuştu.

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/haber/ab-nin-anahtari-hiristiyanlik-251616.htm