En Sıcak Konular

GÖNÜL DAĞI

2 Ekim 2012 15:44 tsi
GÖNÜL DAĞI Ülkemizin kültür-sanat damarına bir mıh gibi çakılmış, bir ulu çınar niteliğinde olan, türküleriyle-bozlaklarıyla yüreğimize ve kulaklarımıza işlemiş efsane bir sanatçıydı Neşet Ertaş.

Gönül Dağı

Ülkemizin kültür-sanat damarına bir mıh gibi çakılmış, bir ulu çınar niteliğinde olan, türküleriyle-bozlaklarıyla yüreğimize ve kulaklarımıza işlemiş efsane bir sanatçıydı Neşet Ertaş. Babası Muharrem Ertaş'tan miras aldığı bozlak geleneğini, yıllarca sürdürmüş, belgesellere konu olmuş, üniversitelerin ve saygın eğitim kurumlarının defalarca iltifatına mazhar olmuş bir kişilikti. Her türküsünün, hayatın ta içinden gelen, yüreğimizi ve gönül telimizi titreten bir yapısı vardı. O Gönül Dağı dediğinde, gönülden gönüle bir yol olur yüreklerimiz sızlardı. O Zahidem dediğinde, sevginin, aşkın kutsallığı önünde eğilirdik.

Popüler kültürün baskısı altında ezilen türkü geleneğine, o itibar kazandıran bir çınar niteliğindeydi.

Ne diyordu şair, "Ben şairim / karanlıkta gelse şiirin hası / ayak sesinden tanırım / ne zaman bir köy türküsü duysam / şairliğimden utanırım..."

Türk halk müziği gurbettir, hasrettir, sevdadır, topraktır, acıdır, hüzündür, kavuşamamaktır. Türk halk müziği Anadolu'nun sesidir, soluğudur, ta ciğerinden gelen bir nefestir. Maalesef, özel televizyonların hayatımızı kuşattığı dönemde, popüler kültür ve ne idüğü belirsiz bir müzik kültürü, kulaklarımızı esir aldı. Anlaşılmaz sözler, anlaşılmaz tınılar, anlaşılmaz ezgiler bir dayatma kültürüyle üzerimize boca edildi.

Halk müziği öksüz, halk müziği garip bırakıldı. Kendi kendine halk müziği üretebilmek için çabalayan ozanlar, yaptıkları sanatın itibar görmediğine şahit olarak köşelerine çekilmek zorunda bırakıldı.

Gerçi Neşet Ertaş hiçbir dönemde böyle olmadı. Ama o da garip bir yolun yolcusu olduğunu sürekli söylüyordu. Ürettiği müziğin karşılığı olduğunu görüyor ama toplumun medya tarafından dayatılan bir popüler kültürün esiri olmasından da ızdırap duyuyordu.

Türkiye, bir ulu çınarını kaybetti. Türkiye, çok büyük bir değerini kaybetti.

Onun ürettiği eserler, okuduğu türküler, bozlaklar elbette bundan böyle kulaklarımızda başka bir boyutta yer bulacak ama eğer onun açtığı ve devralıp yürüdüğü yolda bir kervan oluşmazsa, bir devrin son noktası konulmuş olacak.

Bundan böyle üniversitelerin, konservatuarların, halk müziği bölümlerinin üzerine düşen görev daha da fazlalaştı. Çünkü Neşet Ertaş ve onun temsil ettiği geleneğin yaşatılması, devam ettirilmesi ve kuşaklar arası geçişinin sağlanması noktasında üzerlerine düşen yük gerçekten ağır.

Halk müziğimizin gereken itibarı görmesi yönünde de atılacak bu adımların, medyamızın dominant müzik kültüründen daha çok bu yöne kaydırılmasıyla da yakından ilgisi bulunuyor. Toplumu biçimleyen, yönlendiren, zihinlerimize bazı şeyleri enjekte eden medya zihniyetinin, bir şekilde halk müziğine sağlanacak itibarı ayağa kaldırma fonksiyonu olması lazım.

Bu ülkenin topraklarından yetişen değerleri, bir şekilde bu ülkenin insanlarıyla buluşturma görevi medyanın sırtındadır.

Bizleri popüler kültüre mahkûm edip, insanları ürettikleri değerlerle baş başa bırakmak, itibarsızlaştırmak bir yayın politikası olmamalı.

Halk müziği, gereken itibarı görürse, işte o zaman ozanlık ve abdallık geleneği yeniden canlanır. Neşet Ertaş gibiler yetişecek mümbit topraklar bulurlar. Anadolu hâlâ canlı, Anadolu hâlâ yaşıyor. Yeter ki, ozanlık geleneğimizin insanımızla buluşmasını sağlayacak zeminleri, doğru biçimde kurgulayalım.

Neşet Ertaş'a sahip çıkmak sadece TRT'nin görevi olmamalı.

Öyle değil mi?

Nedim Odabaş - Milli Gazete

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/makale/gonul-dagi-251536.htm


Bu haber 823 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,222 µs