BESMELE İLE BAŞLAMAK
1 Ekim 2012 12:47 tsi
Her işte ve her hususta Allaha sığınmak, müminin güzel vazifelerindendir. Şeytan, fitne ve fesadını icra ederken müminin kalbini istilaya çalışır. Bu onun tabii ve asli halidir.
Besmele ile başlamak
Havaalanında karşılaştığımız bir sevenimiz, Hocam, biz sizin her yazınızı severek okuyoruz, her sohbetinizi takip ediyoruz amma dini konulara eğildiniz günleri özledik. Her kanalda farklı açıklamalara rastlanabiliyor. Biz, sizi ölçü alır, Hoca bu konuda ne düşünür derdik ve doğruları sizden dinlerdik, şimdi bundan mahrum kaldık. Lütfen bazı konuları yine hatırlatın diye tatlı bir sitayişte bulundu.
Dönem dönem aynı mahiyette e-postalar da gelmekte. Halkımız hassasiyetle üzerinde durulması gereken vesile, şefaat, kulluk, tasavvuf ve rabıta gibi günümüzde de detaylandırılmayan dini meselelerde bilgimizden istifade etmek istiyor. Bu gerekçe ile bundan sonra köşemizde vatandaşımızın talepleri istikametinde yer vermemizi istedikleri bu başlıkları da ele alacağız.
Her işin başı Besmele olduğuna göre, biz de Besmele ile başlamaktan söz ederek, bu mahiyetteki ilk yazımızı siz sevenlerimizle paylaşalım.
Her işte ve her hususta Allaha sığınmak, müminin güzel vazifelerindendir. Şeytan, fitne ve fesadını icra ederken müminin kalbini istilaya çalışır. Bu onun tabii ve asli halidir.
Şeytanın giremeyeceği tek kalp, arif-i billah olan Hak dostu müminin kalbidir.
Kul, Euzuyu okuyunca yani Rabbına sığınınca, Cenab-ı Hak da, Rahman ve Rahim olan Allahın adı ile başlarım dememizi istiyor. Yani Besmele ile başlamamızı
Öyleyse her an şeytanın fitne ve fesadı ile karşılaşan mümin için besmelesiz iş, başsız demektir. Yine Besmele eşyanın hakikatini anlamaya da vesiledir.
İnsanın, kendinin büyük bir kâinat olduğunu düşünüp, Ben kimim, nereden geldim, nereye gideceğim? Bu âleme gelmem benim irademle olmamış diyerek, yaradılış gayesini düşünmesi, kulluk vazifelerindendir. Bu hal ise Besmele ile mümkündür. Zira Besmeledeki nükte, tabiatta ne varsa bütün bunların Cenab -ı Vacibül Vücud u işaret ettiğini idrak etmektir.
Malumunuz, Kuran ayetleri de Besmelesiz başlamaz. Ayetler de bu muazzam kâinatı anlatan deliller olduğuna göre, her varlık bir ayet ve delil makamındadır. Yani ayetler, Allahı hatırlatan ve ispatlayan birer delildir.
Cenab-ı Hak, Kuran-ı Keriminde şöyle delil buyurmuştur:
Hem ölü arz (kudretimize ve ölüleri dirilttiğimize delalet eden) bir alamettir. Onlara biz, (yağmur sebebiyle) hayat verdik. Ondan daneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar. (Yasin, 33)
Ve yine: Gece de onlara kudretimize delalet eden bir alamettir. Ondan gündüzü soyar çıkarırız. Bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlardır. (Yasin, 37) buyurulmuştur.
Bu ayetlerde, ölü arzın ve gecenin delil olduğu beyan buyrulmaktadır. Her ayet Besmele ile okunduğuna göre, her şeyi Besmele ile tefekkür etmek, eşyanın hakikatini kavramak olur ki, gerçek bilgi de budur.
Marifetullah, Hakkı tanımak, Onsuz hiçbir varlığın olmayacağını kavramak Besmele sırrındadır.
Bu çerçeveden değerlendirildiğinde, Besmele, Kuranın bir nüshası olan kâinatın ve onda mevcut olan her şeyin anahtarıdır. İyi bilinmelidir ki, Besmeleyi ihlasla ve samimiyetle okuyan bir nefis; sonunda kâinatı, eşyayı, eşyadaki incelikleri ve onda tecelli eden Hakkı tanıyacaktır. Şeytanın hile ve oyunlarından emin olacaktır.
Hakkı tanımak ve Ehl-i Marifet olmak istiyorsan,Euzu Besmele senin de dilinin ve kalbinin anahtarı olsun!
Prof. Dr. Haydar Baş - Yeni Mesaj
kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİhttp://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12003148/besmele-ile-baslamak/prof-dr-haydar-bas
Bu haber 642 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle