AMERİKALILAR KENDİLERİNE BAŞKAN MI SEÇECEKLER YOKSA KUDÜS'E VALİ Mİ?

6 Kasım Başkanlık seçimleri yaklaştı, partiler ve  adaylar İsrail'e bağlılık ve güvenliğine adanmışlık, Kudüs'ü başkent yapma vaat yarışına girdi. Parti programlarına "Kudüs İsrail'in başkentidir ve Tanrı'nın vaadidir" ifadeleri kondu. 30 Temmuz'da Siyonist Devleti Ziyareti sırasında Cumhuriyetçi Parti Başkan Adayı Mitt Romney'in, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğunu söylemesinden sonra geçtiğimiz günlerde yapılan Demokrat Parti Ulusal Kurultayı'nda da bizzat Başkan ve yeni dönem adayı Barack Obama'nın müdahalesiyle, delegelerin yuhlamaları arasında "Kudüs, İsrail'in başkentidir ve de öyle kalacaktır" ifadesi kondu. İşin ilginç tarafı, söz konusu seçim, bu partiler ve adaylar, İsrail'e ait değil. Seçim kampanyaları ve gündeminin en fazla meşgul eden konu İsrail'in Ortadoğu'daki güvenliği, Arap dünyasına olan korunaklı tavrı, Kudüs'ün başkent ilan edilmesi, Türkiye ile olan çatışmasında desteklenmesi gibi konular. Ancak bu seçim süreçleri İsrail'de yaşanıyor diye düşünürseniz fena halde yanılırsınız.  Çünkü bu süreç bir başka ülkenin başkanlık seçimi, partileri ve adayları.İsrail'den daha fazla İsrail'in güvenliğine adanmış bir ülke. 4 yılda bir seçilen her başkanının "İsrail'in güvenliği bizim için en öncelikli sorundur" diyen bir ülke. İsrail ve onun bütün dünyada örgütlü yapılanması olan Siyonizm'in, bütün dünyanın üzerine saldırttığı, rejimleri, ülkeleri işgal ettirdiği bir ülke. Bu ülke tahmin ettiğiniz gibi Birleşik Devletler ülkesi Amerika.

50 MİLYON EVSİZ ABD BAŞKANLARINI İLGİLENDİRMİYOR!

Amerikan Başkanlığı'na soyunan her aday, Amerika'nın güvenliğinden önce İsrail'in güvenliği için çalışacağına dair yemin edip, Kudüs'ün başkent yapılması için çalışacağı sözünü veriyor. 50 milyonu evsiz ve köprü altlarında yaşayan Amerikan halkının, huzur, refah ve geleceği ise önemli değil. Amerika yine bütün dünyanın dikkatlerini üzerine çeken yeni bir başkanlık seçimini bu yıl 6 Kasım'da yapacak. Cumhuriyetçi ve Demokrat diye iki partili, ancak tek bir gücün demokrasiyi kontrol ettiği sistem üzerine kurulu Amerika'da Cumhuriyetçi Parti Başkan Adayı Mitt Romney bu seçimin en ateşli İsrail taraftarı aday olarak gözüküyor. Romney, İsrail ziyareti çerçevesinde 30 Temmuz 2012 günü Kudüs'te yaptığı bir konuşmada Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğunu vurgulamıştı. Siyonizm inancındaki sözde 'Yahudilere vaad edilmiş toprakların başkenti olan Kudüs' ise bu Amerikan siyasetinin nirengi noktasını oluşturuyor. 1995 yılında ABD'nin yasama erki olan Temsilciler Meclisi ve Senato'dan oluşturulan ABD Kongresi'nin bu konuya ilişkin yasama yaptığı biliniyor. Bu kanun '1995 Kudüs Büyükelçilik Yasası' (Jerusalem Embassy Act of 1995) olarak anılıyor. Amerika, dünya kamuoyunda bu kadar İsrail yanlısı olarak bilinmesine rağmen Yahudi çevrelerde ise samimi bulunmuyor. Örneğin Türkiye'de yayınlanmakta olan Şalom Gazetesi'nde şöyle soruluyor: "Sene 2012, ne oldu da ABD yasama erki tarafından kanunlaştırılıp 1995 yılında yürürlüğe giren bu kanun bugüne kadar uygulanmadı? Gazete, seçimin ateşli İsrail yanlısı ve Kudüs'ü Siyonist devlete başkent yapma sözü veren Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı Mitt Romney'in 1995 tarihli kanunu yaşama geçirmeye kararlı olduğunu vurgu yapıyor ama çekincelerini şöyle ortaya koyuyor: "Mitt Romney başkan seçilir mi? Seçilirse sözünü tutar mı? Bu soruların cevabını ABD başkanlık seçiminin yapılacağı 6 Kasım 2012 tarihinden sonra alabileceğiz"

"BİZ SİZİZ, SİZ BİZSİNİZ"

Büyük umutlarla ABD'ye 2008'de Başkan seçtirilen Barak Obama ise güvenilmez bir tavır sergiliyor. 5 Mart 2012'de, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Washington'u ziyaretinde " ABD ile İsrail arasındaki bağların ''sarsılmaz'', ülkesinin, İsrail'in güvenliğine olan bağlarının ise ''çok sağlam'' olduğunu vurgulayarak ''İsrail'in güvenliği söz konusu olduğunda, ABD İsrail'in her zaman arkasında olacaktır'' demişti. Netanyahu ise '' Biz siziz, siz bizsiniz. Biz birlikteyiz. Amerikalılar bugün Ortadoğu'ya baktığında tek bir güvenilir, istikrarlı ve sadık bir müttefik görüyorlar ve o da İsrail demokrasisi'' diyerek ABD'yi kamuoyunu yönlendirmeye çalışmıştı. Ancak Obama'nın bu konuşmasına rağmen, Demokratlar, bu yıl parti programından çıkardıkları "İsrail'in başkenti Kudüs'tür" ifadesini ise tepkiler üzerine Başkan'ın emriyle yeniden programa almıştı. Ancak geçtiğimiz gün yapılan parti kurultayında, kurultaya başkanlık eden Los Angeles Belediye Başkanı Antonie Villaraigosa'nın Kudüs vurgusunu, 3 kez onaylatması ve evet ile hayır oylarının eşit düzeyde çıkması ve son turda 'yuh' sesleri arasında kabul ettirmesi, Siyonist çevrelerde güvenilmez bir tavır olarak dikkat çekiyor.

BUSH'TAN "DELİKLİ İSVİÇRE PEYNİRİ" BENZETMESİ

Amerikan siyasetinde son on yıllarda belirgin olarak gözlenen bu durum, eski başkanlar için de geçerli. Önceki başkan George Bush, seçim kampanya dönemlerinde İsrail vurgusu yapmasına karşın, 29 Temmuz 2007'de İsrail Başbakanı Ehud Olmert'i ülkesinde yaptığı ziyaretteki konuşmasında bir Filistin devletinin bütüncül olması gerektiğine işaret ederek, Filistinliler'in "delikli İsviçre peyniri" gibi bir devletten daha iyisini hak ettiklerini vurgulaması dikkat çekmişti.

Ancak bu sözlere rağmen, Irak ve Afganistan işgalleriyle Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren de yine aynı Bush oldu.

Uluslar arası bağımsız gözlemcileri ise bir noktanın altını çizmekten geri durmuyorlar. ABD'de açık sır olarak bilinen WASP(Beyaz AngloSakson Protestan) Amerikan devleti ve halkının çıkarlarını öncelik sayan yaygın ve geniş kesim ile Amerika'yı İsrail'in çıkarları için kuran, yöneten ve kullanan Neocon İsrailci Yahudi Lobisi arasındaki geçmişi, Kennedy'nin öldürülmesine kadar uzanan mücadelenin artık iyice ayyuka çıktığı. Wikileaks belgeleri ile ABD diplomatlarının bütün yazışmaların, bu ikinci ekip tarafından deşifre edilip Amerika'nın gözden çıkarıldığı dile getiriliyor.

Dünya Siyonizminin artık güvenilmez buldukları ABD yerine, dünya sermayesini de kaydırdıkları Çin'i Siyonizmin Yeni Süper Gücü yaparak dünyaya yön vermek istedikleri açık açık yazılıyor. Bütün bu çetrefilli güç dengeleri ve kafa karışıklığı arasında Amerika'nın gidişatı ve 2012 seçimleri bütün dünyayı çok yakından ilgilendiriyor...(Ahmet Yavuz - Milli Gazete)

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/haber/abd-baskani-mi-israil-baskani-mi-249420.htm