SANSÜR SEVDALILARI

Gaziantep'teki saldırının kurbanlarının cenaze törenlerinde vatandaştan yükselen tepkileri de görmemişti birçoğu. Nasıl bir medya ise, sorumluluk mevkiinde bulunanların, mağdurların yakınlarından fazla gözyaşı dökmelerini de söz konusu etmediler. Beytüşşebap'ta verilen 10 şehidin ardından da, artık klasikleşmekten de öte iğrenç bir hal alan "kanları yerde kalmayacak", "bıçak kemiğe dayandı" tarzındaki açıklamaları ön plana çıkardılar pişkince. Bazıları daha da sakilleşerek 10 şehit vermemize rağmen, teröristlerin bunu misliyle ödediklerini belirten haberler bile yaptılar. "Terörün bir yere varamayacağı anlaşılmıştır" saçmalığına zaten diyecek bir şey yok. Suçsuz, günahsız insanların canına kastediyor, aileleri parçalıyor; ama bizim yetkililerimiz ve emrindeki basın kuruluşları neredeyse güle oynaya "amaçlarına ulaşamayacaklarından" bahsediyorlar. Kendi insanının can ve mal güvenliğini, topraklarının bütünlüğünü koruyamıyorsun ama klasik yetkili demeçleri vermeye de devam ediyorsun. Bu ne menem bir ahmaklıktır!

Bir zamanların demokrasi aşıkları ve devlete ait ne varsa karşı olanlar, bugün kendileri devlet kademelerine ve imkanlarına yakınlaşınca, en hızlı devlet müdafii kesiliyorlar. Bir dönemlerin meşhur programı "Anadolu'dan Görünüm"de silahlı kuvvetlerin teröre karşı yürüttüğü operasyonlar, icraatlar vs anlatılırdı. Ne kadar sağlıklı bilgi alınıyordu, aktarılanların ne kadarı objektifti, ne kadarı devlet propagandası tadındaydı, bilinmez. Bugün, gelinen noktada, "Anadolu'dan Görünüm" tadında bir medya var karşımızda. Kulağına fısıldananları veya açıktan kendisine emredilenleri, zerre utanmadan ve sıkılmadan toplumun önüne koyabiliyor. Gazetecilik adına ne bir soru, ne bir kuşku, ne bir sorgulama; hiçbiri yok. Toplumu bilgilendirmekten öte son "talimat" olayıyla gerçekleri örtbas etmeye kadar vardı bu iş. Talimatı alır almaz uygulamaya geçiyorlar. Sorumlular kim demiyorlar da, "milli birlik mesajı" diye kelimenin tam anlamıyla saçmalayabiliyorlar mesela.

2009'daki Obama'nın ziyaretinden birkaç ay sonra hayata geçen "açılım"ın da bir numaralı destekleyicisi bu kafadaki medyaydı, yakın zamana kadar Türkiye'nin "bölgesel süpergüç" olduğunu dillendiren de. "Sıfır sorun"un tam bir fiyasko olarak yerle yeksan olmasıyla beraber, her geçen gün yeni bir hadisede "madara" olan Türkiye'yi hala "model ülke" olarak sunmaya çalışanlar da aynıydı tabii ki. "Ekonominin göz kamaştırdığını" pompalıyorlar şimdilik, eli kulağında bekleyen bir krizin ardından bu sefer başka bir dal bulurlar kendilerine tutunacak. Böylesi gayrı milli bir medya zihniyeti için doğruları söylemenin hiçbir önemi yok. Gerçekleri saklamakla ve tepkileri azaltmakla terörle mücadele arasıda nasıl bir bağ olduğunu bile sorgulamadan apaçık sansürlüyorlar. Söz birliği etmişçesine son Beytüşşebap saldırısını ve 10 şehit haberini "göstermemek" için kendilerini yıpratanlar, böylesi bir düşüklüğü vicdanlarına nasıl izah edecekler acaba? Memleketin en ciddi ve yaşamsal önemdeki meselesini kulaklarının üzerine yatıp görmemeye devam mı edecekler "talimatlar" gereği?

Şu anda medyanın çoğunluğunun durumu Resmi Gazete'den farksızdır. Talimatlarla, ikazlarla, kendilerine çizilen istikamet gereğince güya habercilik yapıyorlar. "Anadolu'dan Görünüm" dahi bunlardan daha gerçekçiydi.

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/makale/sansur-sevdalilari-249158.htm