ÖNCE İNSAN OLALIM
4 Eylül 2012 11:42 tsi
Manevi değer kavramı ortadan kalktı, her şeyimizle maddileştik. Maddileştikçe de adileştik. Ahlak gibi kutsal kavramlar vahşi kapitalizmin kucağına düşen toplum için basit şeyler halini aldı.
Önce insan olalım
Yalçın Çakır, 36 yıllık gazeteci. 20 yıldan beri de Flash TV'de reality şov programları yapıyor. Medya dünyasında Yalçın Abi diye bilinen Çakır, şehirden kırsala her kesimden insanı çıkardığı programlarında, daha fazla reyting almak için her şeyi yaptı bugüne kadar. İnsanların en mahrem konularını ekrana taşıdı, hayâ kavramını alaşağı etti, iki kişi arasında kalması gereken konuları Türkiye'ye taşıdı, "Türk insanının nasıl bir ahlaki erozyona maruz kaldığını" bütün herkese gösterdi.
Amacı bu erozyonu tedavi etmek değildi elbet, o bütün bunları reyting için yaptı.
Ama sonunda isyan etti. "Bu tür programları artık bırakıyorum" dedi. "Bittim artık. Akıl hastanelik duruma geldim. Bir rehabilitasyondan geçmeden tekrar başlamam, bünyem kaldıracak durumda değil. Bir tane mikrodalga fırın düşünün. İçinde piliçler kızarıyor. Bizim yaptığımız da bu. Tavuklar da oturmuş kızarmış piliçleri seyrediyorlar. Bana bir faydası olmadı! Bardağım taştı artık. Ben duygusal bir insanım, ekrandan çıkıp odaya gittiğimde ağlıyordum. Gördüğüm cehalet, aymazlık bende bardağı taşırdı. Bu ülkeyi son 30-40 senedir yönetenleri karşıma alsam da hesap sorsam dediğim çok oldu. Sinirlerim kaldırmaz hale geldi."
Bu yazıyı yazarken son dakika haberi olarak iki bin askerden oluşan komando ekibinin Şemdinli'nin Goman Dağı'na Türk bayrağı diktiği haberi geldi önüme. Son günlerde PKK bayrağını Şemdinli dağlarına dikildiği haberi üzerine hükümet hareket geçmiş "kendi topraklarımızı yeniden fethetme yoluna girişmişti."
Ama Yalçın Çakır'ın itirafları bize asıl fethin kalplerde olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Televizyon ekranlarına mahkum edilmiş, orada anlatılan her şeyi gerçek zanneden bir toplumun çürümüşlüğü, o toplumu çürütenlerden biri olan bir gazetecinin ağzından sarsıcı bir şekilde düştü önümüze.
Tavukların, kızarmış piliçleri seyretmesi gibi insanlar ekranları başına oturup çayını yudumlayarak "kendi içinden çıkan kızarmış tavukları zevkle seyrediyor."
Yalçın Çakır'ın "30-40 yıldır bu ülkeyi yönetenlere hesap sormak lazım" sözü ise olayı özetliyor zaten.
Kapitalizm öylesine hücrelerimize nüfus etmiş durumda ki bilhassa Özal'dan sonra gelen hükümetler insanı hiçe sayan para merkezli politikaları devreye koydular. Manevi değer kavramı ortadan kalktı, her şeyimizle maddileştik. Maddileştikçe de adileştik. Ahlak gibi kutsal kavramlar vahşi kapitalizmin kucağına düşen toplum için "basit şeyler" halini aldı.
İstediğiniz kadar enflasyonu düşürün, cari açığı azaltın, bunların düzelmesiyle insan düzelmiyor.
İslamcı siyasetçiler de iktidar koltuğuna oturunca bir zamanlar "küfrettikleri kapitalist ağabeylerinin" yolundan gittiler. Kemal Derviş'in "Müslüman versiyonu oldular".
"Üstünlük takva iledir" derken "üstünlük para iledir" demeye başladılar. Müslümanlar, bile birbirine bakarken takvasına göre değil parasına göre bakmaya başladılar. Para, takvanın yerini aldı. Toplumu da bu yönde kanalize ettiler. Ekranlarda paraya ulaşmak için her yolu deneyen yüzlerce program devreye girdi. Para için arkadaşını harcayan yarışmacılar, en samimi arkadaşını arkadan hançerleyenler, saçma sapan evlilik programları, "ormanda birbirini parçalayan vahşi hayvanlar misali" evimize taşındı.
Evet, bu toplum son 30 yılda bilhassa son 10 yılda "olağanüstü" bozuldu.
İşin garibi "bozanlar ve bozulanlar" hallerinden memnun!
Hesap sorması gerekenler, kendilerini bu hale getiren politikacıların icraatlarında hikmet arama peşinde.
Muharrem Bayraktar - Yeni Mesaj
Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12002842/once-insan-olalim/muharrem-bayraktar
Bu haber 636 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle