En Sıcak Konular

DEĞİŞTİRDİLER DÖNÜŞTÜRDÜLER VE BAŞARDILAR

3 Eylül 2012 17:20 tsi
DEĞİŞTİRDİLER DÖNÜŞTÜRDÜLER VE BAŞARDILAR "Medeniyetler İttifakı-Dinlerarası Diyalog" çalışmaları acı ve zihirli meyvelerini vermeye başladı.

Değiştirdiler, dönüştürdüler ve başardılar!

Rahmetli Baki Bektaş Hocamız, Almanya'da bir panelde konuşurken dinleyenlere sormuştu: "40 yıldır buradasınız. Burada Almanları etkilediniz mi? Yoksa onlardan etkilediniz mi?" İzleyenlerin onayı ile "Etkilendiniz değil mi?" demişti. Bugün buna "asimile oluyorsunuz" diyebiliriz. 
İnsanımızın özünün ve manevi dokusunun nasıl da değiştiğine, kendi ülkemizden örnekler de çoktur. Ancak Avrupa'da yaşayan Türklerin hızlıca nasıl asimile olduğuna dair birkaç gözlemi paylaşmak istiyorum: 
- Ramazan'da orucunu tutan, teravihleri kılan ve hatimleri okuyan başörtülü bir hanım Müslüman komşu kadınlarla sohbetinde onlara diyor ki: "Yahudilerin de ağlama duvarı var, onlar da bizim ilahımıza inanıyor, onların da ibadetleri makbuldür ve cennetliktirler." (Yer: Manheim). 
- Almanya'nın bir başka bölgesinde, şu fetva da verildi: "Eğer Alman komşunuz sizi yemeğe çağırır, yemekte de domuz eti ikram ederse, yiyebilirsiniz. Çünkü komşuluk (diyalog!) çok daha önemlidir." (Yer: İngostad). 
- Önceleri Türk erkeklerinin, Alman kadınlarla evliliği konuşulur, caizdir denilerek kabullenilirdi, çok da yadırganmazdı. Daha sonra, Müslüman kızlarla, Alman erkeklerin evlilikleri gündeme geldi. Ayetle kesin yasaklandığından, kimse kızını Hıristiyana vermek istemiyordu. Kolay yolu, Hıristiyanın Müslüman olması veya görünmesiydi. Onun için Türk kızıyla evlenmek isteyen Almanların Müslüman olduğuna kimse inanmıyordu. Bu tarz evliklilere hiç hoş bakılmıyordu, varsa gizleniyordu. Ama artık her gittiğimiz bölgede çok yakın tanıştıklarımızın ailelerinde bile Hırsitiyan erkeklerle evlendirilmiş Müslüman kızlara rastlıyorsunuz. Artık kanıksandı (!) veya asimile oluyoruz. Doğan çocuklar Hıristiyan ve Alman olacak… 
- İki sene önce, Mannheim şehrinde, diyalogcuların yemeğine çağrılan bir iş adamı hemşehrimiz anlatmıştı. Diyalogcu hoca diyor ki: "Biz burada yaşıyoruz, bu Almanlar, İtalyanlar, Fransızlar bizim kardeşimizdir, kızlarınızı onlara verebilirsiniz." O Karadenizli işadamı, "Hoca! Bende Almana verilecek kız yok, sen istersen ver" diyerek orayı terk etmiş. 
Bugün gelinen nokta, diyalogcuların başardığını (!) gösteriyor. Hele hele AKP'nin meşhur Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın çok mutludur. Çünkü AB'ye girecek Türkiye'nin uyumu için, müşrik erkeklerle evliliği yasaklayan ilgili ayet-i kerimenin yeniden ele alınması gerektiğini deklare etmişti. Ayaklarını rahat (!) uzatabilir. Türk kızları şakır şakır evleniyor, Hıristiyanlarla… 
- Başka vahim bir değişim de itikadın özüyle, yani Kelime-i Tevhid ile ilgilidir. "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in (a.s.) O'nun elçisi ve kulu olduğuna iman" ile alakalı değişim… 
Camii muhitlerinde, dindar bilinen grupların ekseninde diyalogcu yaklaşımın ve eğitimin sonucu, Hıristiyan ve Yahudilerin de bizimle aynı ilaha inandıkları ve Peygamberimizi kabul etmedikleri halde yaptıkları iyi işlerin makbul olduğu ve cennete gireceklerine dair inanışlar çoğaldı. Bireysel değil, kitlesel biçime dönüştü. 
Bakınız, 18 Ağustos 2012 Hürriyet Gazetesi'nin Avrupa baskısında, Almanya'da yaşayan Türklerle ilgili INFO'nun yaptığı geniş kapsamlı araştırma yayınlandı. En ilginç olanı, sadece bir detay gibi verilen şu cümledir: 
"Türklerin %72'si İslam dinini tek gerçek din olarak görüyor." 
Tersinden okuyalım: %28'i İslam tek hak din değildir, diye inanıyor… Yani diğer dinler de haktır, mensupları salihtir, cennetliktir, diye inanıyor. Halbuki Allah (c.c.), "Allah katında yegane hak din İslam'dır… Kim İslam'dan başka bir dinle gelirse ondan kabul etmem" buyuruyor. 
Sonra kim, Almanla, Fransızla "aynı tanrıya" inandığımızı iddia edebilir? İhlas sûresinde kendini anlatan Allah ile onların tanrısı nasıl bir olabilir ki? Muhammed Mustafa'ya (s.a.v) inanmayanlar nasıl cennetlik olabilir ki? 
Allah katında makbul din olan İslam, Rabbi Allah, kitabı Kur'an, peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.) olan dindir. Bu görüşler ve inanışlar, İslam'a göredir elbet… 
- Türkiye'de başörtüsü üzerine haçı koyarak poz veren diyalogcu gençler gibi Almanya'da da "Bu haçı kolye olarak takmayı seviyorum" diyen gençlerimiz olduğunu üniversiteliler aktardı bize… 
- Dinlerarası diyaloğun merkezi yapılmış bir camide görevli imam diyor ki: "Burada gençlerin iki meşgalesi var: Fuhuş ve uyuşturucu." İnanç değerlerinden koparılarak asimilasyona tâbi tutulmamızın sonucu bu… Almanlaşmak ve Hıristiyanlaşmak… 
1995'ten beri diyalogcuların üstlendiği, 10 yıldır AKP iktidarının hükümet programı halinde yürüttüğü "Medeniyetler İttifakı-Dinlerarası Diyalog" çalışmaları acı ve zihirli meyvelerini vermeye başladı. 
Bu projeyi yürütenlerin ve onlara destek verenlerin vay haline… Müslümanları din ile kandırarak  "İslam rıhtımından alıp, haçlı rıhtımına" taşıyorlar. Sayın Başbakan, Berlin'de "Alman vatandaşı olun" diye 600.000 Müslüman Türk'e seslenirken, kitlesel olarak bu dönüşümü ve değişimi hızlandırıyordu… 
Alman makamları ise, eski İçişleri Bakanları Otto Şili'nin ifadesi ile  "En iyi entegrasyon, asimilasyondur" prensibine sımsıkı bağlıdır. Açıktan ve gizliden diyalogcular destekleniyor, önleri açılıyor, özel eğitim kurumları açmaları -sadece onlara- sağlanıyor… 
Öyle ki, 40-50 yılda Almanların devlet olarak uğraşıp da yapamadıklarını, onlar 10 yılda AKP hükümetinin ortak programıyla yaptılar: 
- Papazlar salih insan (!) oldu. 
- Kiliseler makbul ibadethane, gayrimüslimler cennetlik (!) oldu. 
- Papaz, camiye gelip "ayin yapabilir" dendi ve vaiz kürsüsüne ve minbere çıkıp konuşabilir oldu.
- Müslüman kızlar, Hıristiyanlarla evlenir oldu. 
- Ortak dualara "amin" denilir oldu. 
- Mirac Kandili kilisede kutlanır oldu. 
Yani hem Hıristyan, hem Müslüman… Veya  ha Hıristiyan, ha Müslüman fark etmez, noktasına gelindi. 
Bu kötü gidişe sebep olanları, destek verenleri Yüce Allah'ın adaletine havale ediyoruz… 
Dinden dönenlerle alâkalı şu ayetle hem durum tesbiti yapalım ve hem de ümitlenelim: "Ey inananlar! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, yakında öyle bir topluluk getirecek ki, O onları sever, onlar da O'nu severler. Mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve şiddetlidirler. Allah yolunda cihad ederler, hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah'ın lutfu geniştir, O bilendir."  (Maide, 54). 

Dr. Abdullah Terzi - Yeni Mesaj

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12002827/degistirdiler-donusturduler-ve-basardilar/dr-abdullah-terzi


Bu haber 751 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,410 µs