En Sıcak Konular

''BAHÇELİ'NİN TÜRKMENLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ AKP'DEN FAZLADIR''

18 Ağustos 2012 18:55 tsi
''BAHÇELİ'NİN TÜRKMENLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ AKP'DEN FAZLADIR'' MHP Iğdır Milletvekili, TÜRKSAM eski Başkanı, stratejist Sinan Oğan, iç ve dış güncel gelişmelere ilişkin VATAN’ın sorularını cevapladı.

Bahçeli'nin Türkmenler üzerindeki etkisi AKP'den fazladır
 
MHP'nin stratejist milletvekili Oğan'a göre Irak merkezi hükümetinin Bahçeli'ye vize vermemesinin nedenlerinden biri, Davutoğlu'nun Irak hükümetine haber vermeden Kerkük'e yaptığı gezi. Oğan, Aygün'ün kaçırılmasını ise şöyle yorumluyor: "PKK 'eylem üstünlüğü artık bende' diyor" 

- MHP Iğdır Milletvekili, TÜRKSAM eski Başkanı, stratejist Sinan Oğan, CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile ilgili yaşananları değerlendirirken, eylemi "PKK'nın yerel birimlerinin" yaptığını düşündüğünü ve Aygün'ün "özellikle seçildiğini" savundu. Oğan, bu eylemle PKK'nın, "'eylem üstünlüğü artık bende' diyor" mesajının verdiğini söyledi. Oğan, MHP lideri Devlet Bahçeli'ye Irak merkezi hükümetinin vize vermemesini ise, "Dışişleri Bakanı'nın Kerkük gezisi, merkezi hükümetin otoritesini sarstı... Bu provokatif tutum vize sıkıntısına neden oldu" sözleriyle değerlendirdi. 

MHP'li Oğan, iç ve dış güncel gelişmelere ilişkin VATAN'ın sorularını yanıtladı: 

- PKK, Foça'daki bombalama olayının ardından milletvekili kaçırarak bir ilke imza attı. Ne mesaj veriyor?

PKK ve onunla paralel çalışan örgütler daha önce de batıda eylemler yaptı. Ancak PKK, milletvekili kaçırarak bir ilki gerçekleştirdi. Bu AKP hükümetinin PKK'yı Türkiye'de getirdiği durum açısından önemli. Bu eylemle PKK, 'Artık eylem üstünlüğü benim elimdedir, istediğim yerde istediğim eylemi yaparım' mesajını veriyor. Halbuki terörle yaptığımız bu mücadeleyi kazanmamız için öncelikle psikolojik ve hareket üstünlüğünü ele geçirmemiz gerekir. 

- Seçilen ismin Aygün olması size göre ilginç mi? 

Hüseyin Aygün isminin özellikle seçildiğini düşünüyorum. PKK'nın Tunceli'de üstünlük kuramaması, mezhepsel sorunlar çıkarma isteği, önümüzdeki yerel seçimlerde BDP'ye alan açma gayreti ve Türkiye'de gündeme oturma gibi amaçları olduğunu düşünüyorum. PKK terör örgütünün elebaşılarından habersiz, yerel birimlerin tek başına bu eylem kararını aldıklarını da düşünmüyorum.

- Örgütten bu tür yeni hamleler beklenebilir mi?

Terör örgütü eylemlerini aynılaştırmanın ötesine taşıma gayretinde. Bu sebeple sürekli "üçüncü aşamaya, dördüncü aşamaya geçtik" gibi açıklamalar yapıyor. İfade edilen her bir aşamanın da eylemlerinin daha çok ses getirmesi gerekir ki, örgüt konuşulsun, tartışılsın ve gündem yaratsın. Bu sebeple yeni eylemlerin bizlere sürpriz olmaması gerekir. PKK'nın bundan sonra hem kitlesel eylemlere ve hem de devlet otoritesini zayıflatacak, sarsacak ses getirici eylemlere girişmesi beklenebilir. PKK yerelde gücünün önemli bir kısmını BDP'li belediyelerden almaktadır. Bu sebeple yerel seçimlerin öne alınmasına paralel olarak PKK belediyelerde mevcut başkanlara ve kendisine rakip olabilecek kesimlere yönelik kaçırma veya sindirme eylemlerine girişebilir.

- Aygün'ün bırakılmasının ardından söylediği sözler CHP içinde de tepkiye neden oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hüseyin Aygün'ün kaçırılması karşısında sergilenmesi gereken duruş ile Aygün'ün bırakılma sonrası açıklamalarına tepkiyi ayırmak gerekir. PKK bir eylem yaptığında, hele ki TBMM'ye karşı, millete karşı eylem yaptığında, hep beraber bunun karşısında olmalıyız. "Kaçırılmadı, kendi gitti" gibi söylemlere rağmen biz bu duruşu sergilemeliyiz. Sayın Genel Başkanımızın açıklamasında da belirttiği gibi "Bu eylem açıkça Türk milletinin iradesine ve saygınlığına darbe ve hakarettir". Aygün'ün bırakılma sonrası açıklamalarına gelince; Açıklamalarıyla açıkça PKK propagandası yapmıştır. Aygün'ün bunu bilinçli bir şekilde yaptığını düşünmek bile istemiyorum. Ümit ediyorum ki öyle değildir. Her ne kadar bu kaçırılma sonrası travma olarak açıklansa da, daha dikkatli bir dil kullanması gerekirdi. PKK terörizmine karşı kullanılması gereken dil bu olmamalıdır. Aygün'ün bu tavrı Türkiye'nin PKK terörizmiyle mücadelesine zarar verir. CHP'liler unutmasın ki bu dil CHP ile BDP'yi ve hatta AKP'yi özdeşleştir ve PKK ile aynı safa çeker. 

- Bir yandan da AKP milletvekili Şamil Tayyar'ın suçlamaları var... 

PKK terörü ve özellikle de bu konu twitter geyiği yapılacak bir konu değil, üzerinde bütün detayları ve sonuçları ile düşünülmesi gereken bir meseledir. Şamil Tayyar muhalefet partisi milletvekili veya gazeteci değil, iktidar partisinin milletvekilidir. Bunun sorumluluğunu ve ciddiyetini taşıması gerekir. Bugün PKK'nın bu kadar azdırılmasının müsebbibi olan bir partinin milletvekilinin geyik yapmak yerine PKK terörünü önleyecek tedbirler üzerinde çalışması gerekir.

Davutoğlu'nun provokatif tavrı

- Devlet Bahçeli Kerkük'e gidecekti ama vize verilmedi. Merkezi hükümet neden böyle bir tavır takındı?

Bu sorunun cevabı aslında Sayın Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu'ndadır. AKP hükümetinin bakanları, başbakanı birçok defa Erbil'e, Barzani'ye gittikleri halde bir kez olsun Kerkük'e, Türkmen kardeşlerimize gitmediler. Ne zaman ki, Sayın Genel Başkanımız "Bayram Namazını Kerkük Nur El Kebir Camii'nde eda etmek ve Türkmen kardeşlerimizle kucaklaşmak için Kerkük'e gideceğiz" açıklaması yaptı, o zamana kadar aklının ucundan bile Kerkük'ü geçirmeyen Sayın Davutoğlu soluğu Kerkük'te aldı. Sayın Davutoğlu Kerkük'e Erbil üzerinden ve merkezi hükümet ile hiçbir diyalog kurmadan gitti. Bu hem merkezi hükümetin Kerkük üzerindeki otoritesini sarstı, hem de Kerkük sanki Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin uhdesinde bir yermiş gibi bir görüntünün oluşmasına sebep oldu. Sayın Davutoğlu'nun bu provokatif ve MHP'ye ön alma amaçlı Kerkük ziyareti, Irak merkezi hükümetinin vize konusunda heyetimize sıkıntı çıkarmasına sebep oldu.

- Bu yolla da bir mesaj mı gönderiliyor?

Sayın Genel Başkanımız muhalefet partisi lideri olsa da Türk dünyası ve özellikle de Irak Türkmenleri üzerindeki etkisi AKP hükümetinden çok daha fazladır. Irak merkezi hükümeti Türk milliyetçilerinin yıllardır AKP tarafından unutulmuş Türkmen kardeşlerimizle görüşmesini, orada zor şartlar altında ve yalnızlaştırılarak yaşayan kardeşlerimize moral desteği vermemizi istememişlerdir. Diğer taraftan baktığınızda AKP hükümetinin yanlış politikası yüzünden artık Irak'ın toprak bütünlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Irak merkezi hükümetinin AKP hükümetinin Barzani'yi muhatap alan politikaları ile Maliki hükümetinin iktidar çatışması yaşadığı Tarık Haşimi'ye Ankara'nın kucak açması ve son olarak da Irak merkezi hükümetinin hilafına bölgesel yönetim ile petrol-gaz anlaşmalarının yapılması, Türkiye-Irak ilişkilerini bozmuştur. 

- Merkezi hükümet ziyaretle ilgili bir güvenlik endişesi yaşamış olabilir mi?

Asıl sebebin güvenlik riski olduğunu düşünmüyorum. Ancak Irak merkezi hükümeti ile Türkiye'nin bozulan ilişkileri ile bazı güvenlik risklerinin de vize verilmemesinde etkisi olabileceği düşünülmektedir. Zira son zamanlarda Irak'ta bir taraftan Barzani ile merkezi hükümet arasında yaşanan restleşmeler, diğer yandan ülkenin hızla bir mezhep savaşına doğru sürüklenmesi ve PKK'nın hala Kandil'de rahat bir şekilde yerleşik olmasının da getirdiği güvenlik riskleri elbette mevcuttur. Ancak bu aşılamayacak bir risk değildir. Hem Türkiye'nin, hem de Irak merkezi hükümetinin koordineli çalışması bu riski rahatlıkla minimuma indirebilirdi. Dolayısıyla da vize verilmemesi hadisesini tek başına güvenlik riski bahanesine bağlamak doğru değildir.

- Bölgede Türk vatandaşlarının kaçırılmaya başlamasını nasıl yorumluyorsunuz?

Suriye savaşı giderek Lübnan'ı ve Ürdün'ü de içerisine çekiyor. Bu son derece tehlikeli ve yayılma ihtimali olan bir gelişme. Ayrıca bölgede Türk vatandaşlarının kaçırılması gibi tehlikeli bir süreç başlatılmış durumda. Bundan sonra da Suriye ve yakın çevrede başı sıkışan, Özgür Suriye Ordusu ile sorunu olan Türk vatandaşlarını kaçırma eylemlerine girişebilir. Türkiye'nin adeta bir "şamar oğlanı" gibi gelenin kaçırdığı, gidenin vurduğu bir ülke görüntüsünden kurtulması lazım. Caydırıcılık bu bölgede çok çok önemli bir unsurdur. Ama maalesef Türkiye AKP'nin yanlış politikası sebebiyle bölgedeki caydırıcılık algısını kaybetmiştir.

İstihbarat zaafı

- Foça'daki patlamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sizinle geçtiğimiz yıl konuştuğumuzda, "MİT teröre karşı operasyon yapmalı" demiştim. Türkiye'nin istihbarat eksikliğine ve operasyon yapma kabiliyetinin giderek azaldığına dikkat çekmiştim. Bakın aradan bir yıl geçti, bugün yine aynı şeyleri konuşuyoruz. PKK, Foça gibi Türkiye'nin en batısında turistik bir arazide eylem yapıyor ve istihbarat olarak bundan haberdar olamıyorsunuz. Sonrasında eylem yapanları yakalayamıyorsunuz. Bu olamaz. Türkiye'nin yanlış uygulamalarıyla içerisine düşürüldüğü istihbarat zafiyeti mutlaka giderilmelidir. 

'Sırada İran var' 

- En sert açıklama İran Genelkurmay Başkanı'ndan geldi, "Sırada Türkiye var" dedi. Bunu nasıl yorumlamak gerekiyor?

2010 yılı sonunda Tunus'ta ilk hareketlenmeler ortaya çıktığında İran'dan garip bir açıklama gelmişti; "Humeyni devriminden ilham alıyorlar" yorumu yapmışlardı. O tarihlerde, "Tunus'un başlangıç olduğu, estirilen rüzgarın aslında Şam ve Tahran'da fırtınaya dönüştürülmek istendiği" teşhisini koymuştuk. Ben o dönem TÜRKSAM Başkanı'ydım, toplantıda karşılaştığımız İran Büyükelçisine, "Siz Humeyni devriminden ilham alıyorlar diyorsunuz ama bu devrimlerin ilham kaynağı Soros'tur, AKP'dir, ABD'dir" dediğimde, çok şaşırmıştı. İran'ın her dediğini bu çerçevede gerçek olarak algılamamak lazım. "Sırada Türkiye var" demek, sadece taktik bir adımdır. Dikkat çekmek ve Türkiye'ye uyarıda bulunmak için sarfedilmiş sözlerdir. Gerçekte ise sıranın İran'da olduğu açıktır. Bu şimdi ortaya çıkmış bir durum değildir, geçtiğimiz yıl görülen ve bizim de defaatle ifade ettiğimiz husustur.

- İran'ın hala Esad'ı desteklediği biliniyor, her şeye rağmen gitmeme ihtimali mümkün mü?

İran, Suriye'nin düşmesi durumunda sıranın İran'a geleceğinin farkında. Bu sebeple cepheyi Şam'da kurdu. İran, Şam cephesinin direnmesi, bunun uzun sürmesi için ne gerekiyorsa yapacaktır. Hatta Esad rejimi düştükten sonra da Suriye istikrarsızlaşırılarak buradaki süreç uzatılmaya çalışılacaktır. Esad her şeye rağmen iktidarda kalamayacaktır. Esad'ın iktidarda kalma süresi, İran'ın vereceği desteğe bağlıdır ve İran'da bu desteği imkanları yettiği sürece verecektir. 

- Çin ve Rusya nasıl adımlar atabilir?

Çin ve Rusya'nın Esad'a desteği konjonktüreldir. Çin buradaki en zayıf halka, iknası daha kolay. Rusya'nın ise Suriye'de Esad sonrası alacağı tavizler ile Rusya'nın Esad'a vereceği destek doğru orantılıdır. Örneğin Tartus Deniz İkmal Üssü'nün geleceği, Suriye'de Esad sonrası güçler içerisinde Rusya'ya yakın adamların ne kadarının iktidara getirileceği gibi hususlar önemli. Bu sebeple Ruslar'ın Suriye Kürtleri ile hızlı diyaloğa girmeleri iyi takip edilmelidir. İran'ın durumu farklıdır. İran'ın, Suriye'ye bakışı, Rusya ve Çin gibi konjonktürel ve taktiksel değil, stratejik gerekçelere dayanıyor. Bu sebeple de İran'ın, Suriye'ye desteğini kolayca kesebileceği düşünülmemeli. İran son anda Esad'ın tutunamayacağını görürse, taktik değiştirip o çevreden birisinin iktidara getirilmesi ve sistemin devamını sağlamaya çalışabilir. 

'Biz gördük Dışişleri Bakanlığı görmedi mi? 

- Başbakan İran'ı Türkiye'nin her zaman savunduğunu belirterek, "Kendilerini hesaba çeksinler" dedi. İran bunu yapar mı?

Başbakan aslında "Hesaba çekilmeden önce kendilerini hesaba çeksinler" dedi. Yani burada kısa bir süre içerisinde İran'ın da hesaba çekileceğinin, sıranın İran'a da geleceğinin mesajını verdi Başbakan. İran kendisini hesaba çekmez, Suriye politikasını değiştirmez. İran'a göre Suriye'de direnç ne kadar uzun sürerse, İran o kadar zaman kazanır. Sıra o kadar geç kendisine gelir...

- Türkiye önümüzdeki dönemde nasıl etkilenecek?

Bütün bu gelişmeler ve Suriye'de yaşananlar Türkiye ve İran'ı Suriye'de karşı karşıya getirecektir. Türkiye kısa bir süre içerisinde İran ile ilişkilerini yeniden gözden geçirecek düzeye gelecektir. Türkiye ile Rusya, Suriye sebebi ile karşı karşıya gelmezler. İlişkilerin dinamiği çok farklı. İlişkilerde belki bazı pürüzler yaşanabilir ama bunlar iki ülkeyi karşı karşıya getirmez. İran ile durum farklı. Türkiye'nin İran ile ilişkilerinin bugünkünden çok daha kötü düzeye geleceğini söylemek kahinlik olmaz. Zira bölgedeki gelişmeleri ve coğrafyayı okuduğumuzda, bunu zaten geçtiğimiz yıl görmüştük. Biz bütün bu gelişmeleri geçtiğimiz yıl görmüşken, elinde bu kadar devlet imkanı olan hükümet bu gelişmeleri göremedi mi? Eğer göremediyse bu tam bir felakettir. Bu gelişmeleri göremeyen bir Dışişleri'nin Türkiye'yi hangi mecralara sürükleyeceğini söylemek dahi istemiyorum. 

- Şemdinli'de yaşananları nasıl değerlendirmek gerekiyor? 

PKK'nın son saldırılarının arkasında farklı amaçlar yatıyor. PKK Şemdinli saldırılarıyla aslında kendisinin Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan ve adına "Arap Baharı" denilen sürecin bir parçası olduğunu göstermeye çalışıyor. (Deniz Güçer - VATAN)


Kaynak: GAZETEVATAN http://haber.gazetevatan.com/Haber/475021/1/Gundem#.UC-6oqkaNPc


Bu haber 625 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,198 µs